İcişleri Bakanı Beşir Atalay, Ergenekon soruşturmasıya ilgili yorum yapmaktan cekinerek, konunun ''yargının elinde yuruyen bir iş'' olduğunu soyledi.

Atalay, bir televizyon programına katılarak gundeme ilişkin soruları yanıtladı.

Yargı surecinde bir konu olduğu icin hukumet olarak bu konuda konuşmadıklarını, değerlendirmede bulunmadıklarını soyleyen Atalay, "Ama bunun belli kısımlarını Bakanlığımız birimleri, emniyet teşkilatı yerine getiriyor" dedi.

Emniyet birimlerinin savcıların da başında bulunduğu adli bir gorevi yerine getirdiğini hatırlatan Atalay, titiz davranma konusunda birimlerin surekli uyarıldığını ve bu konuya ozen gosterdiklerini kaydetti.

İddianame surecinin devam ettiğini hatırlatan Atalay, "Birbiriyle irtibatlı bir orgut ortada. Şu anda bu soruşturmayla ilgili genel kanaat bu şekilde diyebilirim" diye konuştu.

"İşkence gibi cağrışımlar soz konusu olamaz"

Atalay, gozaltına alınma saatleri ve şekilleri gibi konularda eleştiriler olduğunun hatırlatılması ve "Emniyettin gozaltılardaki tutum ve davranışlarıyla ilgili eleştirilere ne diyeceksiniz?" sorusu uzerine, guvenlik birimlerine yonelik insan hakları konusunda hem eğitim hem uygulama aşamasında buyuk bir gayret icerisinde olduklarını soyledi.

Hukumet olarak insan haklarına buyuk onem verdiklerini dile getiren Atalay, son gozaltılarda da iyi muamele ve hakların korunması konusunda duyarlı olunduğunu anlattı.

Atalay, guvenlik birimlerinin bu yonde hassasiyet gosterdiklerini ve bunu geliştirdiklerin ifade etti.

Bazı basın yayın organlarında sorgulamalarla ilgili "Ziverbey Koşku" hatırlatmasının yapıldığının ifade edilmesi uzerine Atalay, "Oyle katiyen işkence gibi cağrışımlar burada soz konusu olamaz. O benzetmede pek isabetli değil, cok farklı donemler. O donem olağanustu bir ortamın, bir donemin uygulamalarıdır. Burada olağanustu bir donem yaşamıyoruz. Normal hukuki sureci yaşıyoruz. O normal hukuk sureci icinde gelişmeler devam ediyor" şeklinde konuştu.

Atalay, gozaltının emniyettin yuruttuğu adli bir gorev olduğunu ve başında savcıların bulunduğunu vurguladı.

Orgenerallerin alınışı...

İcişleri Bakanı, bir başka soru uzerine emekli orgenerallerin gozaltına alınış bicimi konusunda da, "Bu konuda bazı spekulatif haberler cıktı ve Genelkurmay Başkanlığı her şeyin usulune, kanunlara uygun olarak yapıldığı konusunda acıklama yaptı. Bu iki emekli generalimiz askeri mekanlardan alınmıştır. Biri orduevidir, diğeri de askeri ortamda yaşadığı, ikamet ettiği yerden alınmıştır. Dolayısıyla zaten haberdarlık icinde işbirliği icinde irtibat icinde yurutulmuştur" dedi.

Atalay, bu gozaltılar sırasında herhangi bir sıkıntının yaşanmadığını, ilgili askeri birimlerle irtibat icinde gercekleştirildiğini soyledi.

AKP'ye kapatma davası

Atalay, AK Parti hakkındaki kapatma davasıyla Ergenekon soruşturmasını ilişkilendirenler olduğunu hatırlatılması uzerine, her iki davanın kendi mecralarında giden iki ayrı, birbirinden bağımsız davalar olduğunu ifade etti.

AK Parti hakkındaki kapatma davasının iktidar partisi hakkında acılmış olması nedeniyle ilk kez yaşanan bir durum ortaya cıkardığını belirten Atalay, dava surecinin uzamasının Turkiye icin olumsuzluk yaratabileceğini belirtti.

Bu bakımdan davada ek sure talebinde bulunmadıklarını hatırlatan Atalay, surecin uzamasının hem ekonomik hem de genel anlamda toplumu olumsuz etkilemesinin onune gecmeye calıştıklarını anlattı.

Atalay, "Ulkemizin geleceğini, demokrasimizin geleceğini, toplumuzu ve milletimizi duşunuyoruz. Hem bir an once bitmesi hem de sonucla ilgili değerlendirmelerimiz hep bu noktada" dedi.

Atalay, "Biz boyle bir surecte, bu gerekcelerle partimizin kapatılacağına inanmıyoruz. Ama bu kadar buyuk bir siyasi hareketin bu kadar buyuk bir partinin ve mekanizmaları iyi calışan bir partinin her durumu iyi değerlendirmesi de normaldir. Her durum gayet iyi değerlendirilmektedir. Hicbir konuda boşluk soz konusu değildir" dedi.

"En kotu sonucun gercekleşmesi halinde siyasi hareket kendi birliğini butunluğunu koruyabilecek mi?" sorusuna yanıt olarak da Atalay, AK Parti'nin birliğini, butunluğunu bozmaya yonelik değerlendirmeler, senaryolar kurulduğunu ama bunların başarıya ulaşamadığını, butunluğu kimsenin zedeleyemediğini ifade etti.

Telekulak iddiaları

Atalay, bir sure once "telekulak" iddialarının gundeme geldiğinin hatırlatılması ve emniyettin dinleme olaylarına ilişkin sınırların ne olduğuna ilişkin soruya karşılık olarak da "Turkiye bir hukuk devleti. Sınırı hukuktur ve yargı kararıdır" dedi.

İnsan haklarına verdikleri onemi ve ozeni vurgulayan Atalay, "Cok ozel durumlarda, ozellikle teror ve orgutle suclarla ilgili buyuk bir şuphe varsa yargı kararıyla kişiler dinlenebilir" diye konuştu.

Atalay, hukumetin 2006 yılında konuyu ele aldığını ve dağınıklığı giderecek, kontrol ve denetim altında yapılmasını sağlayacak yasal duzenlemelerin gercekleştirildiğini anlattı.

İcişleri Bakanı Beşir Atalay, bir başka soru uzerine de dinleme konusunda ozel bir birim kurulduğu yonunde haberlerin doğru olmadığını, bu konuda kimlerin ilgili olduğunun yasalarla belirlendiğini bildirdi.

cnnturk.com