Gebeliğin hipertansif hastalıkları
gebelik_zehirlenmesi.jpg" width="272" />
Gebelikte yuksek tansiyon tehlikeli bir durumdur. Yuksek tansiyon gebelikten once var olabileceği gibi gebeliğe bağlı olarak da ortaya cıkabilir ve gebelik sonlandıktan sonra kaybolabilir.
Gebeliğin hiperatansif hastalıkları preeklampsi, kronik hipertansiyon, kronik hipertansiyon uzerine binmiş preeklampsi ve gecici hipertansiyon olarak sınıflanır.
Gebelikte yuksek tansiyon tehlikeli bir durumdur. Yuksek tansiyon gebelikten once var olabileceği gibi gebeliğe bağlı olarak da ortaya cıkabilir ve gebelik sonlandıktan sonra kaybolabilir.
Gebeliğin hiperatansif hastalıkları preeklampsi, kronik hipertansiyon, kronik hipertansiyon uzerine binmiş preeklampsi ve gecici hipertansiyon olarak sınıflanır.
Hipertansiyon diyebilmek icin bazı kriterler vardır. Buna gore: sistolik adı verilen buyuk tansiyonda 30 mmHg’lik veya diastolik adi verilen kucuk tansiyonda 15 mmHglık artış veya kan basıncının 140/90 mmHg’nın ustunde olması hipertansiyon olarak adlandırılır.
Preeklampsi gebeliğin 20 haftasından sonra ortaya cıkan ve idrarda protein atımı ve/veya odem ile birlikte gorulen hipertansiyondur. Preeklampside kendi icinde hafif, orta, şiddetli preklampsi ve eklampsi olarak 4 sınıfa ayrılır.
Preeklampsinin gorulme sıklığı %10 civarında iken şiddetli preeklampsi %1 oranında saptanır. En ağır formu olan eklampsi ise 1000 gebelikten birinde gorulur.
Hastaların ucte ikisi ilk gebeliklerini yaşamaktadırlar. Daha onceden preeklampsi oykusu olanlar, şeker hastalığı, bobrek hastalığı gibi sistemik hastalığı olanlar, cok genc ya da 35 yaşın uzerinde olanlar, coğul gebeliği olanlar ile mol gebelik, vb gibi obstetrik problemleri olan hastalar preeklampsi acısından risk altınadır.
Nedeni tam olarak bilinmediği icin ileride preeklampsi gelişip gelişmeyeceğini onceden saptamak pek mumkun değildir ancak bu konuda calışmalar devam etmektedir.
Bobrek suzucu sistemindeki hasra bağlı olarak idrarla protein kaybı başlar, bu da sonuc olarak odemi beraberinde getirir. Odem tek başına bir kriter değildir. Normal gebelerin % 30 kadarında saptanabilirken %40 kadar preeklampsili kadında odem saptanmaz.
Preeklampsili bir kadında sara nobeti şeklinde kasılmalar ve nobetler saptanırsa bu preeklempsinin en ağır formu olan eklampsi adını alır. Coğu zaman hafif preeklampsi bir belirti vermez, rutin kontroler sırasında fark edilir. Ellerde ve ayaklarda şişmeler, yuzuklerin dar gelmesi en sık rastlanılan şikayetir. Ozellikle sabahları uyanıldığında yuzde ve goz kapaklarında şişme ilk belirti olabilir.
Komplikasyonlar
Annede
Yuksek tansiyon annede kasılmalara, beyin kanamasına ve korluğe neden olabilir. Bobreklerdeki hasara bağlı olarak bobrek yetmezliği ortaya cıkabilir. Karaciğer ile onu cevreleyen zar arasında kanama meydana gelebilir, bu tablo karaciğerde yırtılmaya yol acabilir. Kalp yukundeki ani artışlar kalp yetmezliği ile sonuclanabilir. Akciğer odemi tabloya eşlik edebilir. Yine anne kanında pıhtılaşma bozukluğuna bağlı olarak dissemine intvavaskuler koagulasyon adı verilen olumcul tablo gorulebilir.
Bebekte
Bebekte ise en sık karşılaşılan sorun gelişme geriliğidir. Şidetli preeklampsisi olan kadınlardan doğan bebeklerin yaklaşık %55inde gelişme geriliği saptanır. Yine bu tur annelerde erken doğum daha sık gorulur. Bebeğin eşinin zamansız ayrılması neticesinde bebek olumleri nadir değildir.
Tedavi
İlk planda hastanın durumunun ve hastalığın derecesinin değerlendirilmesi onemlidir. Bu amacla tam bir sistemik muayene, idrar tetkiki, kan sayımı, karaciğer fonksiyon testleri, bobrek fonksiyon testleri yapılmalıdır. Hafif ve orta derecede preeklampsi vakaları takip ile uygun gebelik yaşına kadar getirilebilir. Eğer gebelik yaşı musait ise doğum duşunulmelidir. Şiddetli vakalarda amac kasılmaların onlenmesidir. Bu amacla hasta hastaneye yatırılır ve değişik tedavi protokollerinden hastaya en uygun olanı başlanır. Tansiyonun aniden duşurulmesi de olumsuz etkiler yaratabileceğinden antihipertansif tedavi pek tercih edilmez. Bu hastalarda sıvı ya da tuz kısıtlaması gereksizdir.
Hastalığı onlemek acısından risk altındaki gebelerde duşuk doz aspirin tedavisi giderek populerite kazanmaktadır. Eğer gebelik oncesinden beri var olan bir kronik hipertansiyon mevcut ise bu durumda yuksek tansiyon tedavisinde kullanılan ilaclar kullanılabilir.
Gebelikte nedeni ne olursa olsun hipertansiyon son derece ciddi ve yakın takip gerektiren bir durumdur.
Gebelikte hipertansif hastalıkların en ileri formu HELLP sendromudur.

[h=2]İstanbul Kadın Doğum uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]