Ucak yolculuğu sırasında; ucak icinde ve insan fizyolojisinde ne tur değişiklikler olur?
Deniz seviyesine gore yukseldikce, atmosferik basıncta ve oksijen seviyesinde azalma olur. Belli bir yukseklik sonrası bu durum, duşuk cevre ısısıyla birlikte insan hayatını tehlikeye atar. Bu nedenle ticari ucuşlar sırasında kabin basıncı ve oksijen duzeyi, ucak dışı koşullar ne olursa olsun ayarlanmaktadır.
Ucaklardaki kabin basıncı, genellikle 6000–8000 feet yukseklik seviyesinde tutulur bu da yaklaşık 1800–2400 metreye eşittir. Bu durumda bile, ucak ici nem oranı duşuktur, yuzde10–20 civarındadır. Kuru hava, hissedilmeyen sıvı kaybını arttırır. Sağlıklı insanlar, vucuttaki bazı fizyolojik değişiklikler ile bu ortama uyum sağlarlar.
Ozellikle uzun sureli ucuşlarda beklenen tehlikeler nelerdir? Hamile olmak bu riskleri nasıl değiştirir?
Hareketsizlik, bacaklarda oluşan odem, diz arkasındaki toplardamarlara baskı ve kuru havaya bağlı sıvı kaybı sonucu kan yoğunluğunun artması; bacaktaki derin toplardamarlarda pıhtı oluşması riskini arttırır. Bu pıhtı yerinden koparak akciğerlere giderse “Akciğer Embolisi” dediğimiz hayati tehlike gosteren klinik surec başlar. Bu durum, oturma alanı daha dar olduğu icin ”Ekonomi Sınıf Sendromu” olarak da bilinir. Yaşlılarda ve ek tıbbi sorunları olanlarda bu olasılık daha fazladır. Kan pıhtılaşma faktorlerinin arttığı hamilelik donemi de, riski arttıran bir durumdur.

Ucak ile seyahat bebekte sakatlık ve duşuk riskini arttırır mı?
Bu konuda az sayıda yapılan calışmalar sonucunda, doğumsal sakatlıkların arttığını gosteren bir veri yoktur. Finlandiya Havayollarında gebeliğin ilk uc ayında ucuşa devam eden hostesler arasında yapılan bir calışmada, duşuk oranında yuzde 30 artış izlenmiştir. Bugun uluslararası havayollarının coğu, hamile olan ucuş gorevlisi ve pilotların ucuş gorevlerini devam ettirmez.
Bu yıl Suudi Arabistan’da yapılan bir calışmada, ilk hamileliği olan ve cok sayıda ucuş yapanlarda erken doğum riskinin arttığı ortaya cıkmıştır. Fakat bu sonucların yeni calışmalarla da doğrulanması gereklidir.
Şu andaki bilgiler ışığında genel oneri şoyledir: “Aksine tıbbi bir sorun olmadığı surece gebelerin 36’ıncı haftaya (8’inci ay) kadar ucak ile seyahat etmelerinde bir sakınca yoktur”
Gebelikte hangi durumlarda ucak yolculuğu onerilmez?
Aslında genel bir tanımlama yapacak olursak; acil sorun cıkma ihtimali olan veya riskin arttığı, hemen mudahale etmenin hayati olabileceği durumlarda gebeler ucak ile seyahat etmemelidir.
Bu duruma ornekler:
Duşuk Tehdidi(Genellikle kanamayla birlikte olur) Erken doğum bulgusu ya da şuphesi Tansiyon Yuksekliği Şeker Hastalığı Plasenta(Bebek Eşi) sorunları Ağır Kansızlık Bebekte gelişme geriliği
Hamile olan yolcular nelere dikkat etmelidir ve havayolu şirketinden neler talep etmelidir?
Oncelikle şirketin gebelerle ilgili ucuş politikasını oğrenmek gerekir. Şirketlerin ucuş icin ust limiti 28’inci ile 36’ıncı haftalar arasındadır. Belli bir gebelik haftasından sonra(genellikle 28’inci hafta), ucak seyahatine engel olmadığına dair uzman doktor raporu talep edilebilir. Seyahat edeceğiniz bolgede acil durumlarda başvurulacak bir sağlık kurumu sorgulanmalı ve varsa sağlık sigortanızın gecerli olup olmadığı kontrol edilmelidir. Rahat giysiler tercih edilmeli ve mumkunse dolaşımı arttırmak icin varis corabı giyilmelidir. Yeterince sıvı tuketilmelidir. Koridor tarafından yer talep edilmelidir. Mumkun oldukca ayağa kalkıp yurumelidir. Otururken de alt bacaktaki kas gruplarını calıştıracak egzersizler yapılmalıdır.(Ucak şirketlerinin tanıtım kartı veya dergilerinde egzersiz orneklerini bulabilirsiniz) Turbulansı onceden tahmin etmek her zaman mumkun değildir. Bu nedenle tum yolcular gibi gebelerin de oturdukları surece kemerlerini bağlı tutmaları onerilir.


[h=2]İstanbul Kadın Doğum uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]