Sevgili okurlar, Turkiye Diyabet Vakfı ve Turk Diyabet Cemiyeti tarafından duzenli olarak organize edilen Ulusal Diyabet Kongresi gectiğimiz gunlerde Antalya'da duzenlendi. Benim konum doğal olarak GEBELİKTE ŞEKER oldu.
Ulkemizde de tum dunyada olduğu gibi tanı konmuş şeker hastalığı oranı artmakta. Maalesef daha da kotusu tanı almamış şeker hastalarının oranının da giderek artması. Yani coğu kişide aslında şeker hastalığı veya oncesi (prediyabet) mevcut ancak hekime başvurmadığı icin, ya da hangi hekime gideceğini bilemediği icin, ya da doğru yonlendirilemediği icin onleyici donemler elimizden kacıyor.
Ulkemizde gercekten ailenize ait bir hekimlik sistemi yok. Aile hekimliği kavramı yedi sulalenize ait tum tıbbi verilere sahip hekimlik demektir. Bu durumda aileden gelen şeker, tansiyon riski gibi durumlar HEKİM GOZUYLE değerlendirilir. Hastanın beyanına kalmaz. Aile hekiminin elinde annenin de babanın da şeker sonucları vardır. Dolayısıyla hamile kalmak isteyen kadının birinci derece akrabalarında şeker hastalığı varsa gebeliğinde şeker riskinin yuksek olduğu bilgisini kadın doğumcuya veya hamile adayına aktarır ve anne adayını onceden bilinclendirir. Şekerin hamile kalmadan once bilinmesi hem anne hem de bebek hayatı icin cok cok onemlidir.
Peki bir kadın kendisinde varolan şeker hastalığının farkında olmadan hamile kalırsa, şekeri olmayan diğer kadınlara kıyasla başına neler gelebilir?
Hamileliğin bebeğin organlarının oluştuğu doneminde, annenin varolan ancak tespit edilmemiş şeker hastalığı, organ oluşumunu bozabilir; sakatlıkların (anomaliler) artmasına, duşuklere veya test olumsuzluklarına yol acabilir.
Annenin hastalığı bazen bebeğin daha organlarını değerlendiremediğimiz ilk uc ayında plasental kanamalarla gebeliğinin kaybına yol acabilirrve ilk uc ay duşuklerinde artış gorulur. Tekrarlayan gebelik kayıpları artar. Bozulmuş metabolik kontrole bozulmuş anne psikolojisi de eklenmiş olur. Kaybetme korkusuyla cocuğunu buyuturken bile davranış bozuklukları sergileyebilir. Gecenlerde karnında 7 tane kaybetmiş bir hanıma gebe kalmasının doğru olmadığını anlatamadım. Tek derdi acele etmezse menopoza gireceği korkusuyla yumurta takibi yaptırmak idi.
Diyelim ki bebek iyi kotu, bulantılı kusmalı, serumlu, migrenli, anne yataktan başını kaldıramadan, kanamalı kanamasız ilk uc ayı canlı gecirdi. Geldik ikinci uc aya. Artık oluşan organların yeterlilik kazanmaları icin gelişim donemi. Ancak annede de artan insulin, prolaktin, leptin gibi hormonların başlangıcı. Bu hormonlar anneyi emzirmeye hazırlarken, annenin şekerini plasentadan olduğu gibi bebeğe taşımayı amaclayan hormonlar. Annede şeker normalse sorun yok. Ama şeker gerekenin ustunde veya altında ise işte sorun burada başlıyor.
Bu donemde artan amniyon suyu, artan bebek kilosu
Yuksek kan şekerini anlatmak kolay. Bir kadının şekeri 180-200 mg/dl olculduğunde herkes uyarabiliyor. Kor olursun, bobrek yetmezliği gelişir, diyalize gidersin, bebek olur, sen olursun gibi. Ama hamilede duşuk şekerin yapacaklarının kimse farkında değil. Oysa bebeklerde gelişme gerilikleri, annelerde artan su hacmine bağlı erken donem suyun gelmesi veya basınca bağlı ağrıların oluşması sebebiyle artan ERKEN DOĞUM oranı, artan gebelik tansiyonu ( preeklampsi -gebelik zehirlenmesi), anne karnında ani bebek olumleri gibi sorunlarda ikinci uc ayın sorunları. Bu kadınların bazıları maalesef ki gebeliğin ucuncu uc ayını goremezler.
Varsayalım ki yine yatarak kalkarak, gazla, refluyle, kabızlıkla, basurla, gece kramplarıyla, tansiyon ve kilo artışlarıyla, tuzsuz tatsız beslenerek 3. uc aya geldik. Herkesin fikrinde doğum vardır. Oysa gebelikte şekeri kontrolsuz bir annenin doğumunda sorun yaşama oranı artar. Bu kadınlarda sezaryen oranları daha yuksektir. Bebeklerinde irileşmeye bağlı omuz genişlemeleri, omuz takılmalarına bağlı gebelik kayıpları, doğum sonrası yara iyileşme bozuklukları, nomal yaşama donme guclukleri, meme yaralarının iyileşmemesi, bebeklerinde sarılık, yenidoğan yoğun bakım ihtiyacı, enfeksiyon yatkınlıkları en buyuk sorunlardandır.
Peki duşuk şeker ne demektir?
Amerikan Diyabet Derneği, Amerikan Kadın Doğum Birliği, İngiliz Diyabet Derneklerinin rakamlarına gore ACLIK kan şekerini gebelikte 70-90mg/dl arasında tutmak oneriliyor. Yani ne demek, gebe bir kadının acken, yani yemekten hemen once kan şekeri 90 ın ustunde ise yuksek kabul ediliyor. Peki gunluk hayatta Turkiye'de ne goruyoruz. Bir gebenin kan şekerlerini bu seviyede tutarsanız, yoğun halsizlik, baş ağrısı, uyku hali, tatlı isteği, aclığını dahi hissetmeyecek metabolizma hızı duşuklukleri, yoğun şişkinlik ve gaz gibi sorunlar ve eş zamanlı hızlı kilo alımı oluyor. Demek ki bu değerler bizim toplumumuza uymuyor. Peki TURKİYE ENDOKRİN VE METABOLİZMA DERNEĞİ (TEMD) gebelikte aclık kan şekeri icin ne diyor?
Aclık kan şekeri 90-95 mg/dl olursa, tokluk yani ağzınıza attığınız ilk lokmadan sonraki 1. saat 140 mg/dl yi aşmazsa, ilk lokmadan sonraki 2. saat 120 mg/dl yi aşmazsa sorun yok diyor.
Peki bir gebenin aclık kan şekerini, birinci saat tokluk kan şekerini, 2. saat tokluk şekerini nasıl anlayacağız?
Tabii ki ŞEKER YUKLEME TESTİ yaparak.
Şeker yukleme testi de pek cok kuruluşa gore değişmekte. Kimisi 8 saatlik sabah aclığında 75 gr glukozla 1. ve 2. saat kan şekerini değerlendirirken, kimi test gunun herhangi bir saati ve herhangi bir aclığında yapılan 50 gr glukozla sadece 1. saati değerlendirir.
Sonucta ŞEKER YUKLEME TESTİ HAMİLELİK TESTLERİ ARASINDA olması gereken testlerdendir.
Kimlere yapılmaz?
Gebelik oncesi zaten şeker tanısı almış, doğuştan şeker hastası olanlara (Tip 1 diyabetliler),
Gebelik oncesi şeker tanısı olan sonradan gelişen şeker olarak bilinen Tip 2 Diyabetlilere,
Gebelik oncesi bozulmuş şeker yanıtı olup gebelik boyunca ilac almakta olan gebelere
zaten gebeliklerinin başından beri kan şekeri takibi yapılmakta olduğundan ayrıca yukleme yapmaya gerek yoktur.
Yuklemede verilen GLUKOZ (ŞEKER) anne karnındaki bebeğe zarar verir mi?
Glukoz yani şeker, vucudumuzun en kucuk birimi olan hucrelerin kullanabildiği tek YAKITTIR.
Gebelikte artmış bir şeker ve karbonhidrat gereksinimi vardır. Ekmek, patates, pirinc, bulgur gibi yiyeceklerden elde ettiğimiz karbonhidratlar şekere donuştuğunde enerjinin yarısını hemen BEYİN kullanır. Geriye kalan yarısı ise diğer organlara paylaştırılır. Bu durumda gebe YETERLİ ve KALİTELİ karbonhidrat almazsa, bırakın bebeğin gelişimini kendi organlarının işleyişi icin gereken yakıtı alamayacaktır. O yuzden kabızdır, midesi yanar, gazı vardır, başı ağrır, yorgundur, hareket etmeye kalktı mı kramp girer.
Şeker yukleme testinde kullanılan glukozu zararlı kabul ediyorsak gebelik boyunca yenen bal, recel, tatlı, borek, patates, havuc, dondurma, cikolata gibi aklınıza gelebilecek her tur besinden gebe surekli zehirlenmektedir o zaman. Oyleyse yukleme yaptırmasa da yediği her glukozla bebeğini zehirlediğini varsayacağız.
Yiyecekler uzerindeki kontrolun ne kadar duşuk, etiket okuma bilgimizin ne kadar yetersiz, etiketlendirme ve kalori bildiriminin neredeyse hic olmadığı ulkemizdeki şartları da eklersek, laboratuarda size sunulan 50 ya da 75 gr lık saf glukozun size dışarda glukoz şurubuyla yapılarak sunulan dondurmadan fazla zarar vermeyeceğini hemen anlarsınız.
Sonuc olarak;
1.Gebelikte yapılan şeker yukleme testinde verilen madde,z aten vucudumuzda varolan ve almaya her zaman devam ettiğimiz doğal yakıt olan glukozdur.
2.Şeker yukleme testinin amacı gebelikte farkedilmediğinde anne ve bebek sağlığında ciddi olumsuz etkileri olabilecek duşuk veya yuksek şekerin varlığının ortaya cıkarılarak daha kaliteli gebelik ve nesillerin elde edilmesidir.
3.Mumkunse risk faktoru mevcut olan kadınların gebelikten once taranıp tanılarının konması onların hem gebe kalım hızlarını arttıracak, hem olumsuzluklarla dolu bir gebelik oykusu yaşamalarını engelleyecek, hem de beslenmeyi bilen ebeveynler olarak emzirmeyle başlayan cocuk hayatında obez cocukların ve sağlıksız nesillerin oluşumunun onune gecilecektir.
Kalın sağlıcakla.
YRD.DOC.DR. Secil Gunay Avcı


[h=2]İstanbul Kadın Doğum uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]