Bu oyun zaten bizde cok olumlu tepkiler almamıştı. Ama zamanında oynadığımda keyif almıştım. Kafamda iyi bir izlenim bırakmıştı. Sonradan biraz sac baş yoldurttuğunu hatırladım ama yakın zamanda tekrar deneyimleyince anladım ki bu oyun rezaletmiş. Belki de eskiden sinir sistemimiz bu kadar zorlanmadığı icin bu tarz oyunlara sabır gosterebiliyorduk.

- Zaten Most Wanted ismini kullanmakla oyun kendinden başta bir soğutuyor.
- EA'in DLC cılgınlığının doruk noktasına ulaştığı zamanlar. Eskiden korsan oynadığımız icin anlamamıştık, ama aracları sokaktan alıyoruz ve cıkan aracların yarısı oyunun ortasında seni mağazaya yonlendiriyor, hele ki peşinde polis varsa tebrikler, fazladan birkac milyon hucre kaybettiniz. Paralı araclar gorunmesin diye offline moda aldım ama yok, aynı.
- Polis demişken, bu kadar kotu polis kovalamacası olamaz. Resmen uzerine polis yağıyor, kacmak coğu zaman imkansız. Şehrin zaten yol ayrımları cok az, ama şehir merkezinde olsan dahi mantıksızca her yerden geliyorlar ve kacmak icin harcadığın zamanı insana sorgulatıyor. Ha bir de onune de ışınlanabiliyorlar tabii
- Sonradan hatırladım ki oyunu yapan firma Burnout serisinin yapımcısı. Boyle iki efsane seriyi birbirine uyarlayarak ortaya ancak bu kadar sacma bir iş cıkabilirdi. Oyun isminin altına da mıhlamışlar "a Criterion Games" diye cok iyi halt yemişsiniz tebrikler. Buradan gerisini video anlatsın: