Gebelik oncesinde farkedilen ve buyuk olan myomlar, veya bircok duşuğe sebep olmuş veya tupleri tıkama yolu ile kısırlık sebebi olan myomlar onceden operasyonla alınarak rahmin sağlıklı bir gebeliğe hazırlanması mumkun olur. Ancak , kucuk olan veya gebelik oluştuktan sonra tespit edilen myomlar, gebelik sırasında rahmin buyumesi ile myomlar da genellikle hacim olarak buyurler. Myomların bu buyumelerinde myom dokusunda meydana gelen odem, konjestiyon (kanlanma artışı) ve myomun dejenere olarak icine kanaması da etkilidir.
Myomlu gebelerde hamilelik sırasında şiddetli kasık ağrıları ve uterusta hassasiyet ortaya cıkarsa gebeye yatak istirahati ve analjezik (ağrı kesiciler) verilerek tedavi edilir. Bu durumda cerrahi tedavi genellikle duşunulmez; cunku gebede myomektomi (myomun alınması) ameliyatı aşırı kanamaya yol acabilir.
Myomu olan hamilelerin pek coğunda hamilelik suresince hic bir problem cıkmayacağı gibi bazı durumlarda; abortus (duşuk yapma), erken doğum (preterm eylem), ıntrauterin fetal olum (rahim icindeki bebeğin kaybı), erken membran rupturu (suyun erken gelmesi), prezentasyon anomalileri (rahim ici bebeğin duruş problemleri ) ve olası sezeryan ameliyatı riskleri daha sık gorulmektedir.
Myomu olan kadınlarda obstetrik bir engel yoksa normal doğum tercih edilebileceği gibi rahim kanalını kapatan buyuk myomlu gebelerde sezeryan operasyonu da yapılabilir. Sezeryen ameliyatı sırasında myomların alınması ise kanama riskinden dolayı pek tercih edilmemektedir. Ayrıca gebelik sonrası myomların kuculme olasılığı da olduğu icin izlenir ve lohusalık sonundaki boyuta gore karar verilir.
Daha once myomektomi yapılmış gebelerde ise rahmin yırtılma (ruptur) tehlikesine karşın sezeryen ameliyatları tercih sebebidir.

[h=2]Bursa Kadın Doğum uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]