Cocuk Sahibi Olma Kararı

Cocuk sahibi olma isteği, hormonların desteği ile yaş ile beraber doğurganlık cağındaki kadınlarda artmaya başlar. Bu istek sonucu bircok kadın, yaşı ilerleyip cocuk sahibi olma şansını yitirmeden doğurma durtusuyle hareket etmeye başlar. Evlenip, cocuk sahibi olmaya karar verme sureci ise kimisi icin daha kolay kimisi icin daha zor olur. Cocuk sahibi olmaya karar verip de planlı bir gebelik surduren gebe ile istemeden hamile kalmış bir gebenin ruh durumu elbette farklı olacaktır. Eşlerin ortak bir istekle cocuk sahibi olmaya karar vermesi durumunda gebeliğin bu acıdan daha huzurlu gececeğini tahmin edebiliriz. Eğer bir anne adayı olarak cocuk doğurmaya hazır hissetmiyorsanız veya eşiniz cocuğu kabullenememiş durumda ise gebelik donemi psikolojik anlamda zorlu olabilir. Bu durumda psikolojik destek almanız ve cocuğu kabullenme uzerine calışmanız oldukca onemlidir. Yardım almamanız durumunda gebelik depresyonu ve uzun donemde ayrıca postpartum (doğum sonrası) depresyon gibi cocuğunuz ve sizin acınızdan olumsuz sonuclar doğurabilecek durumlarla karşılaşabilirsiniz.

Sosyal Destek

Gebelik doneminde bir başka onemli faktor de sosyal destektir. En onemli sosyal destek elbette cocuğun babası olan eşinizden gelen ya da gelmeyen destektir. Eğer eşiniz size destek oluyor, bu zorlu donemde anlayışlı davranıyor ise gebeliğinizin daha huzurlu gecme olasılığı oldukca artar. Tam tersi eşiniz destek olmuyor, yardım isteklerinize olumsuz yanıt veriyor veya sizi dinlemiyor ise bu durumda cift terapisine başlamanız en uygun olacak cozum yoludur. Eğer eşiniz bu seceneğe sıcak bakmaz ise bu durumda kendi duşunce, duygu ve davranışlarınızı değerlendirip nasıl davranmak istediğinize karar vermek konusunda bireysel (kendiniz icin, tek kişilik) terapi uygun bir secenek olacaktır.

Psikoterapiye başlama imkanınız yok ise bu durumda cevrenizde size destek olan kişilerin (var ise) onemi daha da artar. Eğer etrafınızda guvenebildiğiniz, yanınızda olduğunu hissettiğiniz kişiler var ise bu kişilerden yardım istemekten cekinmeyin.

Eşin destek olduğu durumlarda da sosyal cevrenin duşunceleri, tepki ve tutumları ruh halinizi etkileyecektir. Eğer cevrenizdeki kişiler size karşı ilgili ve destekleyici bir tutum icinde olurlar ise bu durum sizin icin onemli bir rahatlatıcı etken olacaktır.

Her zaman olduğu gibi ancak belki bu donemde biraz daha fazla onemi olan şey, iletişim. Duşuncelerinizi, duygularınızı paylaşacak birilerinin hayatınızda olması ve onlarla konuşmaktan geri durmamanız onemli. Bu şekilde cevrenizdekiler ruh halinizi, isteklerinizi, yardıma ihtiyac duyduğunuz noktaları bilir ve bu doğrultuda yanınızda olurlar. Eğer siz kendinizi ifade etmekten kacınır ve insanların sizi anlamasını, kendiliğinden duşunmesini beklerseniz bu coğu zaman mumkun olmaz ve hayal kırıklığı yaşarsınız. Bu yuzden cevrenizle olan iletişime onem vermenizi tavsiye ederim.

Hormonal Değişimler ve Duygudurum

Gebelikte duygudurumunuz (ruh hali) değişken bir hal alabilir. Vucudunuzdaki hormonal değişimler duygularınızın da değiştirmesinde buyuk rol oynar. Bu durumda daha hassas olabilirsiniz ve duygularınız normalde olduğundan daha cabuk değişebilir. Orneğin, cok neşeliyken bir anda daha depresif (uzgun) bir ruh durumuna gecebilir veya olmadık şeylere daha cabuk sinirlenebilir veya kırılabilirsiniz.

Bu durumda "sosyal destek" başlığı altında bahsettiğim gibi duygularınızı yakınlarınıza ifade etmeniz en buyuk faydayı sağlar. Fakat ruh halinizdeki bu değişimler eğer baş etmekte zorlandığınız bir hale geldiyse bu durumda bir uzmana danışmak ve değerlendirme sonucuna gore psikoterapiye devam etmek yaşadığınız sıkıntıların surmesi ve artmasını engellemek acısından onemlidir.

Doğum ve Anne Olmaya Dair Kaygılar

Gebelikte en cok savaşılan duygulardan biri kaygıdır. Bu kaygı doğum yapmaya yonelik olabileceği gibi doğum sonrasında anne olmakla ilgili de olabilir. Tabii her ikisi de mevcut da olabilir. Doğum konusunda korku veya kaygı yaşamak bircok sebeple ilişkili olabilir. Kişi cabuk evhamlanan, cabuk panik olan bir kişilik yapısına sahipse gebelikteki hormonal değişimlerle de birleşerek kişi daha kaygılı bir ruh haline girebilir.

Etraftan duyulan doğum hikayeleri de oldukca etkili olabiliyor. Orneğin, etrafınızdaki kadınlardan hep zor doğum hikayeleri dinlediyseniz sizin doğumunuzun da zor olacağı ve felaketle sonuclanacağı gibi duşuncelerle kendini kaygılandırabilme olasılığınız artar. Genelde anlatılan hikayeler diğer doğumlardan farklı olarak one cıkan doğumlar olur (her konuda olduğu gibi). Yani, kimse ne kadar sıradan bir doğum yaptığını anlatmaz da ne kadar sorun cıktıysa o olcude hikaye anlatmaya değer gorulur. Bu sebeple genelde anlatılan bircok hikaye olumsuz nitelikte olur. Eğer, bu hikayeleri geneller ve “cok olası” olarak değerlendirirseniz kaygılanmanız kacınılmaz olacaktır.

Bircok kadın nasıl bir anne olacağı konusunda kaygılanır. Bunun duzeyi onemlidir. Duşuk oranda bir kaygı kişinin kendine daha eleştirel bakması ve bazı hatalarını fark edip duzeltmesini sağlayabilecekken, yuksek oranda bir kaygı her şeyi daha da yokuşa surer. Bu da yine kaygıya ne kadar eğilimli olduğunuz ve cevrenizden ne oğrendiğinizle ilişkilidir. Bir başka onemli faktor de annenizi nasıl algıladığınızdır. Orneğin, annenizi “kotu” bir anne olarak goruyor ve onun gibi olmaktan korkuyorsanız bu anne olmakla ilgili kaygılarınızı oldukca artırır. Kendinizi nasıl değerlendirdiğiniz cok onemlidir. Eğer kendinize “başarısız”, “hicbir işe yaramayan” veya “yetersiz” gibi sıfatlar etiketlediyseniz anne olmak icin de kendinizi yetersiz gormeniz neredeyse kacınılmaz olacaktır. Fakat bu duşunceler uzerinde psikoterapide durulabilir ve kendinizi bu etiketlerden kurtarabilirsiniz.

Vucudunuzda olan Değişimler ve Fiziksel Etkiler

Gebelikte kadınların duygudurumunu etkileyen bir başka faktor ise vucutlarında olan değişikliklerdir. Gebeliğin ilk aylarında daha cok bulantı ve kusma gibi sıkıntılar anne adayını zorlarken ileriki zamanlarda sıkıntılar değişir. Bebeğin buyumesiyle kadının vucudu daha da cok değişir ve bu yalnızca karnının buyumesi ile sınırlı değildir elbette. Fiziksel gorunumun yanı sıra uyku duzeniniz, yapabileceğiniz işler, yeme duzeniniz, enerjiniz (orn. cabuk yorulma) de değişir. Son haftalara doğru gittikce artan odem sonucu yuzde, el ve ayaklarda şişlik, hem fiziksel gorunumu oldukca değiştirebilir hem de hareket kapasitesini sınırlar. Fiziksel gorunumdeki değişiklikler bazı gebelerin kendini beğenilmeyecek halde ve cirkin gormesi ile sıkıntı yaratabilmektedir. Hareket kapasitesinin sınırlanması ise kendinizi engellenmiş hissetmenize ve bu duruma sinir olmanıza, ofkelenmenize ve tahammulunuzun azalmasına sebep olabilir.

Ruh halinizi olumsuz yonde etkileyen aslında bizzat bu değişimler değildir. Sizi etkileyen bu değişimleri nasıl yorumladığınızdır. Elbette bu değişimler zorlayıcı bir niteliktedir ancak eğer bu zorlukları olumlu bir surec olarak değerlendirdiğiniz gebeliğin, cocuk sahibi olmanın, anne olmanın zorlukları olarak gorurseniz bu durumda ruh durumunuz anlamlı derecede olumsuz olarak etkilenmez. Aksi şekilde, eğer gebeliği olumsuz olarak algılıyor iseniz bu durumda tum bu değişimler size daha da batacak ve kendinizi kotu hissetmenize neden olacaktır.

Calışan bir Gebe olmak ve İş Stresi

Yukarıda bahsettiğim tum bu etkenler ile başa cıkmaya calışan bir anne adayı calışıyor ise iş ile ilgili kaygı ve sıkıntıları da olabilir. Calışıyor olmak gebelikte her ne kadar anneyi dinc tutuyor olsa da ya da olumsuz bir etkisi olmasa da ozellikle son zamanlarda sıkıntı yaşanabiliyor. Hamileliğin ilerlemesi ile gelen fiziksel değişimler sebebiyle gebe işini yapmada gucluk cekmeye başlayabilir veya daha cabuk yorulur hale gelmiş olabilir. Bu etkiler kişiden kişiye değişebileceği gibi yapılan işin niteliği ile de ilişkilidir. Bir başka deyişle, iş şartları, gebenin neler yapması gerektiği ve ne kadar stresli bir iş olduğu anne adayının ruh hali uzerinde etkili olacaktır.

Gunumuzde calışan ve doğumdan sonra da işine geri donmeyi duşunen gebelerin ortak kaygıları olduğunu goruyoruz. Bunlardan bazıları şoyle sıralanabilir:

· İşe donuş nasıl olacak? Doğum sonrası problem yaşayacak mıyım?· İşime son verilir mi?· Sut iznimi ne şekilde ayarlamalıyım?

Elbette gebelik oncesi iş yerinde guvende hisseden ve işe donuş zamanı ile ilgili kaygılanmayan bir gebe iseniz bu durumdan olumsuz yonde cok etkilenmeme olasılığınız yuksek olacaktır.

Gebelik Doneminde Ne yapmalı?

Gebeler: Oncelikle bu donemin psikolojik acıdan zorlu bir donem olabileceğini kabul etmek gerekiyor. Normalde olmadığı kadar cabuk duygularınız değişirken, normalde davranmayacağınız şekilde davranıyor oluşunuzu kendinizi suclamak yerine gebeliğin etkisini duşunerek değerlendirmeniz yerinde olur. Zorlandığınız durumlarda cevrenizde size destek olan kişilerden yardım istemek bu donemi daha rahat ve huzurlu gecirmenizi kolaylaştırır. Tum bu olası zorluk ve değişimlerle yalnız başa cıkmaya calışmak cok daha yorucu olacaktır. Yuksek derecede sıkıntı olduğunda ve sosyal destek yeterli olmadığında psikolojik destek almak icin bir uzmana başvurmak hem gebelik donemi hem de sonrası icin, hem anne hem de cocuk icin doğru bir secim olacaktır. Boyle durumlarda yardım istenmemesi durumunda doğum oncesi ve sonrasında problemler yaşanabilir, gebelik depresyonu ve postpartum depresyon riski artar bu durumlar da cocuk ve anneyi olumsuz yonde etkiler.

Eş ve Sosyal Cevre: Baba olmaya hazırlanan eşler hamile olan ve hayatının hemen her alanında bu donemde bircok değişim yaşayan eşlerini anlamaya calışmalıdırlar. Onları anlamak icin oncelikle dinlemek ve empati kurmaya calışmak gerekir. Yargılamadan, koşullar icerisinde değerlendirerek, empati kurarak dinledikleri takdirde eşlerini anlayabilir ve yardımcı olmaya calışabilirler. Sosyal cevre icin de aynı şey gecerlidir. Aile ve arkadaşlar imkanları dahilinde yardımcı olmaya gayret gosterirken en onemli desteğin yargılamadan dinlemek ve anlamaya calışmak olduğunu unutmamalıdırlar.

[h=2]Gebelikte Depresyon[/h]

%12-36 gibi yuksek bir oranda gorulen gebelik depresyonu doğum sonrası (postpartum) depresyon riskini de artırır. Ozellikle gebeliğin erken donemlerinde başlayıp suren depresyon hem gebeyi hem de fetusu (bebeği) olumsuz yonde etkiler.

Gebelikteki depresyon icin tanı olcutleri “Major Depresyon” yani bilinen depresyon olcutler ile aynıdır ve şu şekildedir (Bu olcutler kendinize tanı koymanız değil fikir sahibi olmanız amacıyla paylaşılmaktadır. Tanı icin bir uzmanın değerlendirmesi ile beraber bakıldığında bu kriterler bir anlam ifade eder.):

En az 2 haftadır suren 5 veya daha fazla semptom: (depresif duygudurum ya da ilgi kaybı ya da artık zevk alamama ile birlikte olmak uzere)


(1) Depresif duygudurum (ruh hali)

(2) Etkinliklerin coğuna karşı ilgide belirgin azalma

(3) Onemli derecede kilo kaybı/alımı ya da iştahının azalması/artması

(4) Uykusuzluk /aşırı uyku

(5) Psikomotor ajitasyon/retardasyonun (başkalarınca da gozlenebilir)

(6) Yorgunluk-bitkinlik/enerji kaybı

(7) Değersizlik, aşırı ve uygun olmayan sucluluk duygusu

(8) Duşunme ve odaklanmada gucluk

(9) Yineleyen olum duşunceleri, intihar girişimi ya da intihar etmek uzere plan yapma



Gebelikte Depresyonun Tedavisi: Psikoterapi, ilacla tedavi (bu donemde tercih edilmemekle beraber yuksek risk durumlarında), EKT (Elektrokonvulsiv Terapi) ve diğer yontemler.

Bu donemde, gebenin durumu psikoterapiye uygun ise ilk tercih edilen ve faydası gorulen uygulama Bilişsel Davranışcı Terapi (BDT)’dir. Bunun sebebi de ozellikle bu terapinin gebelikte depresyonu tedavi etmede etkin bulunmuş olmasıdır.

Gebelik donemindeki duygudurumunuzu (ruh halinizi) onemsemeniz hem sizin, hem bebeğinizin geleceği uzerinde direkt etkili olacağı icin cok onemlidir. Aynı zamanda bu durumun tum aileyi (eş, diğer cocuklar vb.) de etkileyeceği unutulmamalıdır. Bu durumda kendinizi, bebeğinizi ve ailenizin tamamını duşunerek psikolojik değerlendirme amacı ile bir uzmanla goruşmek yararınıza olabilir. Bu şekilde gebelik ve lohusalık doneminde Major Depresyon'a girme olasılığınızı minimuma indirebilirsiniz. Depresyon belirtilerinin birkacının fark edilmesi halinde ise en kısa zamanda bir uzmana başvurmalısınız.


NOT. Soru, oneri ve eleştirileriniz icin lutfen temasa gecin. Duşunceleriniz benim icin cok kıymetli.


Sevgiler,

Mine Hasırcı, Klinik Psikolog




[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]