Amerika Birleşik Devletleri’nde ciddi bir sorun olarak her gecen gun daha fazla onem kazanmaktadır. Yetişkinlerin neredeyse ucte ikisi, ergen ve cocukların ise buyuk bolumu giderek şişman olarak tanımlanmaktadır. Bu gidişat da Amerika Birleşik Devletleri’nce ciddi bir sağlık sorunu olarak gorulmektedir. Cunku, yapılan araştırmalara gore belirgin derecede şişmanlığı olan kişilerin ciddi sağlık sorunları ve bir cok hastalıkla yuzyuze olduğu gorulmektedir.
Amerika’da boyle de ulkemizde farklı mıdır? Rakamlar ve oranlar değişse bile gidişat bizim ulkemizde de Amerika’dakine benzemektedir. Şoyle bir bakın. Once kendi vucudunuza, boyunuzla kilonuza bakın. Gobeğinize, gıdınıza, belinize bakın. Beden kitle endeksinize ve vucut ağırlığınızın yağ oranına bakın. Sonra cevrenizde gorduğunuz diğer insanlara bakın.
Bir Turk vatandaşının ifadesi ilginctir: “Uc yıl Uzakdoğu’da yaşadım ve hic kilo fazlam olmadı, hatta buradan goturduğum kiloları orada kaybettim. Ardından Turkiye’ye geldim ve uc ayda beş kilo aldım!” yani, ulkemizde kilo almamıza yol acan bazı etkenler bulunmaktadır. Bunlar elbette farklı bir araştırma konusudur. Yine Turkiye’de yapılan bir araştırmaya gore en şişman olmayan kişilerin Antalya’da, en şişman kişilerin de Konya’da olduğu tespit edilmiştir. Her iki şehirde de yaşamış birisi olarak en dikkat cekici fark Konya halkının beslenme alışkanlıklarının yağ yapıcı ve şişmanlığa yol acıcı olduğunu gormemi sağlamıştır.
Hangi beslenme danışmanına giderse gitsin diyet yaparak kilo veren pek cok birey verdiği kiloların aynısını bir yıl sonrasında geri almaktadır. Beslenme ve diyet uzmanlarına giderek, Beslenme alışkanlığını değiştirerek veya tıbbi mudahaleler ile kilolar verilebilse de bu coğu zaman kalıcı cozum olmamaktadır. Gerek danışanlar gerekse beslenme ve diyet uzmanları ile diğer doktorların goz ardı ettiği başka bir etken bulunmaktadır. O da bireylerin psikolojileridir. Coğu birey, beslenme alışkanlıklarının duygu, duşunce ve davranışlarımız tarafından yonetildiğinin farkında değildir. Tekrar tekrar yapılan diyetler, diyetisyenlerin kapılarını sıkca aşındırmalar, doktorlardan ve cerrahlardan cozum beklentileri coğu zaman işe yaramamaktadır. Halbuki asıl cozum psikolojik diyettedir. Diyete başlamadan once psikoterapiye giderek psikolojik diyet yapılmalıdır.
Diyet terapisi diğer kilo verme programlarında eksik olan şeyi size sağlar. Duşunsel terapi tekniklerinin uygulandığı bu yontem sayesinde yeme alışkanlığınızı değiştirerek farklı duşunce sistemi oluşturmanızı sağlar. Bu, diğer programlar gibi kısa vadeli ve gecici değil kalıcı bir programdır. Bisiklet kullanmayı bir kez oğrenip hayat boyu unutmamak gibi psikolojik diyet terapisi ile hayat boyu yeme alışkanlığı kazanarak kilonuzu kontrol etmeniz mumkundur.
Eğer beş kilo fazlanız var ise her yıl bu fazla kilonuzun birer ikişer kilo artarak devam ettiğini goreceksiniz. Ancak, psikolojik diyetin nasıl yapılacağını bir kez oğrendikten sonra tartıya her cıkışınızda kilonuzun biraz daha azaldığını gorecek ve sonraki yıllarda da kilonuzu koruyacaksınız. Kilo ver- yeniden al kısır dongusunden sonsuza kadar kurtulacaksınız.
Yapılan araştırmalarda bireylerin alışkanlıklarını değiştirebildiği ve bunu hayat boyu koruyabildiği gorulmektedir. Yapılan diyetlerden sonra geri alınan kiloları onlemek icin duşunce yapınızı değiştirerek yeni yeme alışkanlığınızı koruyabileceksiniz. Bu terapi ile sizi yenilgiye surukleyen duşunce ve inanclarınızı değiştirecek, gercekci duşunmeyi oğrenerek kendinizi daha iyi hissedecek ve gercekci hedeflere ulaşacaksınız.
Kilo vermenin ozguveni arttırdığını bilmekteyiz. Artan bu ozguven sayesinde daha guzel ilişkiler kurmak, daha iyi işlerde calışmak, daha iyi etkinliklerde bulunmak ve yaşam kalitesini artırmak kacınılmazdır. Sağlıklı ve cekici bir vucuda kavuşmak kendi vucuduyla barışık olmayı ve eşine karşı daha rahat ve istekli olmayı da getirerek cinsel yaşam kalitesini de arttırmaktadır.
İsvec’te yapılan bir araştırmada duşunsel diyet terapisi programına katılan bireylerin on haftada ortalama dokuz kilo attıkları ve bir bucuk yıl sonraki kontrollerde hic kilo almadıkları gorulmuştur. Diyet terapi programı diyet esnasında yapılabileceği gibi en uygun olanı diyete başlamadan once yapılmasıdır. Altı-yedi seans suren bu terapi programında baltalayıcı duşunceler, yanlış davranışlar, akılcı hedef belirleme, yeme arzusunun ustesinden gelme, tokluk tanımını değiştirme, yiyecek konusunda ısrar edenlere hayır diyebilme, yeme isteğini erteleyebilme, sağlıklı alternatif duşunceleri oğrenme ve yeni kiloyu koruma gibi konularda beceri sahibi olacaksınız.
Yıllar once okuduğum Yuzde Yuz Duşunce Gucu adlı kitapta “Her şey duşuncede başlar!” diye bir cumle vardı. Bazı bireyler sabah evden cıkarken havaya bakıp “bugun hava bozuk gunum kotu gececek” der ve gercekten gun onlar icin kotu gecer. Ancak bazı bireyler de havaya bakarak “bugun hava kapalı ona gore giyinip cıkayım guzel bir gun beni bekliyor” der ve gun onlar icin guzel gecer. Bu bağlamda ele alırsak yeme-icme, beslenme, kilo alıp verme, şişmanlık, zayıflık, blumia, anoreksiya, beden imgesi, bedensel ozguven vb bircok hususta duşunce yapısının etkisi yadsınamaz. Siz de kalıcı bir beslenme alışkanlığı ve istediğiniz kiloda kalmak isterseniz beslenme diyet programlarından once psikolojik diyet terapisi programımıza katılmalısınız.
[h=2]Bursa Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Duşunsel diyet terapisi
Sağlık0 Mesaj
●17 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Duşunsel diyet terapisi