İlk gebeliği duşukle sonlanan kadınların en buyuk korkularından biri bir daha hic cocuğunun olmayacağı ya da sonraki gebeliklerinin de duşukle sonuclanacağıdır, bu gercek değildir. Tekrarlayan duşuklerde onemli bir sebepte hormonal bozukluklardır. Pek cok hormon bozukluğu duşuğe neden olabilir. Orneğin tiroit hormonlarındaki azalma ya da artışlar duşuk nedeni olabilir. Bu durumun tedavi edilmesi genelde gebeliğin sorunsuz devam etmesini sağlar. Myomlar rahmin "myometrium" tabakasını oluşturan duz kaslardan koken alan iyi huylu tumorlerdir. Sadece kas hucresi icermezler. Aslında myom daha gercekci bir tanımla bağ dokusu tarafından bir arada tutulan duz kas hucreleridir. Bazı kadınlarda hic gorulmez iken bazı kadınlarda surekli yeni myomların cıkma nedeni de belirsizdir. Myomun kansere donuşmesi olasılığı cok cok azdır. Myomu olan bircok kadında eğer belirgin bir şikÂyet yaratmıyorsa tedavi gerekmeyip sadece rutin izlemi yeterli olur. Bu gibi durumlarda her 6 ayda bir jinekolojik muayene ve transvajinal ultrason ile hastanın izlemi yapılır, değişiklikler saptanır. Myomda dejenerasyon sonucu bulantı, kusma, şiddetli ağrı gibi durumların ortaya cıkması hallerinde menopoz sonrası buyuyen myomlarda cerrahi (ameliyat) gereksinimi vardır.
ABSTRACT: Op Dr. Huseyin Sert Private Lider Hospital Gynecologist reports ' One of the biggest fears of the women whose first pregnancy resulted in abortus is that they will never ever have a child or the next pregnancy will also result in miscarriage which is not the truth. A significant cause of repetitive abortus is hormonal disorders. Many hormonal disorders causes miscarriage. For instance the increase or decrease in thyroid hormone may be the cause of miscarriage. the treatment of the disorder generally ensures to manage pregnancy without any problems. Myomas are nonmalignant tumors which are originated by plain muscles and forms myometrium layer in the womb. It does not only consist muscle cells. Actually myomas are in some way muscle cells which gathered by connective tissue. While it does not observed in some women, the cause of observing new mom frequently in some are obscure. The risk of cancer formation of myoma is quite low. For most female patients if the myoma does not generate a notable complaint, the treatment is not required and only the routine examination is enough. At the situations like these, the patient should be examined with gynecologic controls and trans vaginal ultrasound in every 6 months and the changes should be detected. When the indications like nausea, vomiting, severe headache as a result of myoma degeneration are observed in the myomas which grows after the menopause, the surgical operation is required. '
TEKRARLAYAN GEBELİK KAYIPLARI DUŞUKLER İlk gebeliği duşukle sonlanan kadınların en buyuk korkularından biri bir daha hic cocuğunun olmayacağı ya da sonraki gebeliklerinin de duşukle sonuclanacağıdır. Bu gercek değildir. Ancak duşuk yapan kadınların daha sonraki gebeliklerinde duşuk yapma ya da duşuk tehdidi yaşama olasılıkları hic yapmamışlara gore biraz daha yuksektir. Arka arkaya 3 ya da daha fazla sayıda gebeliğin duşuk ile sonuclanmasına tekrarlayan duşuk ya da habituel abortus adı verilir. Burada onemli olan nokta duşuklerin birbirini takip eden gebeliklerde yani arka arkaya olmasıdır. Cok yakın bir gecmişe kadar altta yatan herhangi bir anomalinin bulunamadığı duşuklerde olay acıklanamayan duşuk olarak adlandırılmaktaydı. Oysa bu gun biliyoruz ki bu ve bunun gibi bazı acıklanamayan durumlarda altta yatan etken buyuk olasılıkla kişinin bağışıklık sistemi yani immunolojik sistemdir. Bu sistemin desteklenmesine bağlı tedavi yaklaşımları tekrarlayan duşuk yaşayan kadınlarda oldukca fayda sağlamaktadır. Tekrarlayan duşuk tanısı konulan kişilerde ikinci adım altta yatan belirli bir patolojinin olup olmadığının saptanmasıdır. Nedenleri Rahim'e ait anomaliler Habituel abortusu olan kadınların yaklaşık %12-15'inde sorun rahimden kaynaklanmaktadır. Rahimde cift goz olması olarak bilinen durum ya da rahim ağzının gereğinden fazla acık olması tekrarlayan duşukler ile sonuclanabilir. Bunun anlaşılması icin rahim ağzı acıklığının değerlendirilmesi ve rahim filmi cekilmesi gereklidir. Eğer problem rahim ağzı yetmezliği ise gebeliğin erken donemi de konulacak bir dikiş ile (serklaj) gebelik miada kadar goturulebilir.
3 Cift gozlu rahim ya da benzer bir şekil bozukluğu olanlarda ise bunu gidermeye yonelik operasyonlar planlanır. Hormonal Nedenler Tekrarlayan duşuklerde onemli bir sebepte hormonal bozukluklardır. Pek cok hormon bozukluğu duşuğe neden olabilir. Orneğin tiroit hormonlarındaki azalma ya da artışlar duşuk nedeni olabilir. Bu durumun tedavi edilmesi genelde gebeliğin sorunsuz devam etmesini sağlar. Yine once yumurtalıklardan daha sonrada plasentadan salgılanan ve gorevi gebeliğin idamesi olan progesteron hormonunun yetersizliği de duşukle sonuclanır. Luteal faz yetmezliği denen bu durumun tedavisi eksik olan hormonun dışarıdan verilmesidir. Gunumuzde luteal faz yetmezliğinin olup olmadığı tartışmalıdır. Sut hormonu olarak da bilinen prolaktin hormonunun duzensizlikleri de onemli bir infertilite(kısırlık) ve duşuk nedenidir. En sık kanda fazla miktarda bulunması yani hiperprolaktinemi gorulur. Tıbbi tedaviden fayda gorur. Kromozomal nedenler Duşuklerin en onemli nedenlerinden biri de kromozomal bozukluklardır. Eğer ailede sonraki bireylere aktarılabilecek genetik bozukluklar mevcut ise tekrarlayan duşuklerin nedeni bu olabilir. Boyle bir durumdan şuphelenildiğinde eşlerde kromozom analizi yapılır ve eğer patoloji saptanır ise genetik danışmanlık gerekli olur. Bağışıklık sistemi Son yıllarda giderek daha iyi anlaşılan ve bugune kadar nedeni acıklanamayan pek cok hastalığın altında yatan sebep bağışıklık sistemidir. Bu sistem kabaca vucudun savunma mekanizmasıdır. Gerek dışarıdan gelen gerekse vucudun kendi icinde yer alan hastalık etkenlerine karşı koruma sağlar. Bu sitem kendisini aktive eden faktorleri (bunlara antijen adı verilir) kendinden ya da yabancı olarak algılar. Yabancı antijenlere karşı tepki yaratır. Bazen hatalı olarak kendine ait antijenleri de yabancı olarak algılar. Buna otoimmun antijen adı verilir. Bağışıklık sistemi hafızası olan bir mekanizmadır. Yani bir kez karşılaştığı ve mucadele ettiği etkeni unutmaz. Hastalık etkeni vucuda girdiğinde bağışıklık sitemi buna karşı bir antikor uretir. Bu antikorlar daha sonra omur boyu vucutta kalır. Bu nedenle aynı etkenle yeniden karşılaşıldığında bu etken vucutta hastalık yaratmaz. Cocukluk cağında gecirilen bazı hastalıkların ikinci kez gecirilmemesinin nedeni budur. Otoimmun problemler Annenin kendine normalde bulunan bazı faktorleri yabancı kabul ederek antikor uretmesidir. Bu tablo bazen tekrarlayan duşuklere neden olabilir. En sık antifosfolipid antikor varlığında duşuk olur. Fosfolipidler vucudun hucre sisteminin yapıtaşlarından birisidir. Ozellikle hucre zarında bulunurlar. Antifosfolipid antikor varlığında plasentadaki kan akımları bozulur, bu dolaşımda pıhtılaşmalara neden olur ve sonucta duşuk gorulur. Antifosfolipid antikorla dışında hucre cekirdeğine hatta tiroit bezine karşı gelişen antikorlar da duşuk nedeni olabilir.
4 Otoimmun nedenlere bağlı duşuk yapan kadınlarda ilk tedavi yaklaşımı kanın pıhtılaşması onleyecek ilacların verilmesidir. Bu amacla en sık aspirin kullanılır. Mutlaka hekim kontrolunde verilmelidir. Ayrıca bağışıklık sistemini baskılayacak kortizon turu ilaclar da kullanılabilir. Bu tur hastalarda cok yakın takip gereklidir. Bağışıklık sistemi ile ilgili dunyada her yıl pek cok calışma yapılmakta ve bu sistem her gecen gun daha iyi anlaşılmaktadır. Bu konu ile ilgili bilgilerimiz arttıkca pek cok hastalığın sebebi acıklığa kavuşacak ve tedavileri mumkun olabilecektir Kadınlarda İdrar Kacırma Problemleri Kısaca idrar kacırma; istem dışı olarak kişinin idrarını tutamaması olarak tanılanan; hijyenik ve sosyal bir problem olarak algılanan, kişinin istemeden istem dışı olarak idrarını kacırmasıdır ve bu bir sosyal sorundur. Tıp dilinde uriner inkontinans olarak adlandırılır. Daha sık olarak kadınların bir kısmında normal vajinal doğumlardan sonra, genital bolge yaralanmalarında, menapozda, yaşlılıkta ortaya cıkan bir durumdur. İdrar kacırmayı uc gruba ayıra biliriz. 1.grup: Bu, stres inkontinans olarak da tanımlanır. Vakaların %70 kadarı bu sınıfa girer. Bu grup daki hastalarımız daha cok doğuma bağlı vajinal yetmezlik, zor doğumlardan kaynaklanan alt genital kasların gevşemesi, yaşlılıkta yine organ sarkmalarına bağlı gelişen alt genital kasların yetmezliklerinde; hastaların oksurme, hapşırma, yuk kaldırırken, ayağa kalkarken, merdiven cıkarken, yol yururken karın ici basıncının artması sonrası, idrar torbası dolu olsun veya olmasın fark etmez, idrarını istemeden istem dışı olarak kacırır. Kacırılan miktar genelde azdır ve camaşırını lekelenme şeklinde kirletir. İleri vakalarda kacırma miktarı artar. 2.grup: Daha cok yaşlı hastalarımızda ortaya cıkan yaşlanma, şeker hastalığı, felc gecirme, kas-sinir hastalıkları gibi mesane kasını tutan hastalıklara eşlik eder. Bu hastalarda daha cok kacırma tuvalete gitme sırasında yetişememe veya idrar yapma isteği akla gelince kacırma şeklinde olur. İdrar torbası kendi kendine kişinin iradesi dışında kasılmaya gecer ve idrar kacırma bol miktarda olur. 3. grup: Bu, grup yukarda ki iki grubun ortak oldu miks sebeplerden ortaya cıkar. Hastalığın tedavisinde 1. grup hastalarımıza cerrahi mudahale yapmaktayız. Gunumuzde cerrahi mudahale olarak daha cok askı ameliyatları tercih edilmektedir. İdrar kacırma problemini %85-95 arasında giderir. 2. grup hastalarda daha cok tıbbi tedavi onermekteyiz. Bu gruptaki hastalar ilaclarını devamlı kullanmaları gerekmektedir. ŞikÂyetleri bu şekilde azalır. 3.grup hastalarımıza cerrahi tedavinden sonra yardımcı olarak ilac tedavisi de vermekteyiz. Tum bu tedavilere rağmen idrar kacırma şikayeti gecmeyen hastalarda yapılacak birtakım testlerden sonra yapay sifinkter uygulaması yapılmaktadır. Bu ameliyatta hastaya yapay sifinkter takılmakta, idrar yapma kontrolu hastanın eline verilmektedir. İdrar yapma isteği olduğu zaman musluğu acmak gibi yapay sifinkterin duğmesini calıştırmakta ve idrarını yapmaktadır. Bu bilhassa felc gecirmiş ve idrar tutma guclu olan hastalarda iyi sonuc vermektedir.
5 MYOM Myom nedir? Farklı sebeplerden oturu jinekolog kontrollerine giden pek cok kadında "rahimde ur cıktığını" duymuşsunuzdur. Halk arasında ur, tumor veya rahimde ur olarak adlandırılan bu durum aslında "myom"dur. Myomun kansere donuşmesi olasılığı cok cok azdır! Evet, Myomların iyi yanı hemen her zaman iyi huylu olması ve kansere donme olasılığının ihmal edilebilecek kadar d olmasıdır. Hastaların %75'i kendisinde myom olduğundan dahi habersizdir. Kotu yanı ise her 4 kadından birinde ortaya cıkmasıdır (% 25 gorulme sıklığı). Buyukluklerinin cok değişken olması nedeni ile bu oranın aslında gerceği yansıtmadığı, dikkatli bir inceleme yapılacak olursa myom gorulme sıklığının % 80' den daha fazla bulunacağı ileri surulmektedir. Tek bir tane olabileceği gibi sayılamayacak kadar cok da olabilir. Her bir miyom kitlesine "miyom nuvesi" adı verilir. Genelde birden fazla sayıda olma eğilimindedir. Miyomlar sıklıkla yaşlar arasında ortaya cıkar ve hormon tedavisi almayanlarda menopoz sonrası kuculur. Ergenlik oncesi gorulmesi ise son derece nadirdir. Miyomlar genelde birden fazla sayıdadır. Bazen ise tek bir myom nuvesi belirgin derecede buyuyebilir ve cok buyuk boyutlara ulaşabilir. Bu gibi hastalarda da buyuk olasılıkla bir kac milimetrelik bile olsa başka myom nuveleri de mevcuttur. Miyomlar rahimde buyumeye neden olurlar. Myomlu bir rahmin buyukluğu ifade edilirken gebelik cesameti tanımı kullanılır. Gebelik sırasında hangi haftada rahimin ne kadar buyuduğu bilindiği icin myomlu bir rahimin muayenesinde de bu bilgiden yararlanılır ve rahim buyukluğu orneğin 6 haftalık ya da 8 haftalık gebelik cesametinde şeklinde tanımlanır. Rahim (Uterus) Anatomisi Uterusun (rahim) kalın duvarı uc tabakadan oluşur. Bunlardan en icte olanı "endometrium" adını alır, adet siklusu boyunca değişimler gosterir ve eğer gebelik olmaz ise dokulerek adet kanaması ile birlikte atılır. Ortadaki kas tabakasına "myometrium" denir. Uterusun en kalın tabakasıdır ve istemsiz calışan duz kaslardan oluşur. Bu kaslar adet kanaması esnasında rahim icinde biriken kanı, doğum esnasında ise bebek ve plasentayı rahim dışına atmak icin kasılır. Uterusu dışarıdan cevreleyen zar tabakasına ise "seroza" ismi verilir. Bu tabaka rahmi diğer organlardan ayırır ve yerinde tutunabilmesi icin destek bağları oluşturur. Gebe olmayan bir kadının rahminin buyukluğu kişinin yaşı ve gecirmiş olduğu gebelik sayısına gore değişkenlik gosterir. Ortalama ağırlığı gram arasındadır. 9. ayını doldurmuş bir gebede ise ağırlığı yaklaşık 20 kat artarak 1000 grama kadar cıkar. Doğumdan yaklaşık 6 hafta sonra ise eski konumuna doner. Vucudumuzda başka hicbir organımız bu kadar buyuyup, sonra da kendiliğinden kuculme yeteneğine sahip değildir!
Myomlar Nasıl Oluşur? Myomlar rahmin "myometrium" tabakasını oluşturan duz kaslardan koken alan iyi huylu tumorlerdir. Sadece kas hucresi icermezler. Aslında myom daha gercekci bir tanımla bağ dokusu tarafından bir arada tutulan duz kas hucreleridir. Birinci derece yakınlarında myom olan kişilerde ve siyah ırkta, myom gorulme sıklığı daha fazladır. Miyomların Nedenleri Nelerdir? En sık gorulen pelvik kitle olmasına rağmen hic kimse myomların neden ve nasıl ortaya cıktığına acıklayamamıştır. Bazı kadınlarda hic gorulmez iken bazı kadınlarda surekli yeni myomların cıkma nedeni de belirsizdir. Nedenleri tam olarak bilinmese de pek cok hekim bu kitlelerin kadınlık hormonu olan ostrojen etkisi ile geliştiğine inanırken azımsanamayacak sayıda başka bir grupta ostrojen ile ilgili olmadığını duşunmektedir. Myom ve ostrojen hakkında bilinen gercekleri şoyle sıralayabiliriz: Henuz ostrojenin fazlaca salgılanmadığı ergenlik oncesinde gorulmezler. Yuksek doz ostrojen iceren doğum kontrol hapları gibi ilacların etkisi ile buyurler. Ancak bu etki gunumuzde kullanılan duşuk doz doğum kontrol haplarıyla gelişmez. Vucudun fazla miktarda ostrojen urettiği gebelik esnasında bazen hızlı bir buyume gosterirler. Ostrojenin azaldığı ve hatta tamamen yok olduğu menopoz sonrası donemde kuculurler. Menopoz sonrası yeni myom cıkması son derece nadirdir. Myomlar yuksek duzeyde ostrojen bulunduran kadınlarda gelişse de laboratuvar bulguları myomu olan kadınların bircoğunda ostrojen duzeylerinin normal olduğunu gostermektedir. Bu nedenle myom gelişiminde buyuk olasılıkla ostrojen tek sorumlu değildir. Bazı yazarlar, ostrojen duzeylerinin cok yukseldiği gebelik esnasında bu kitlelerin buyumesini bu hormona değil, gebelikteki rahme giden kan akımının buyuk oranda artması sonucuna bağlanmaktadırlar.
6 Bazı calışmacılar da diğer bir kadınlık hormonu olan progesteron'un da myom gelişiminde rolu olduğunu ileri surmektedirler. Yapılan bazı klinik deneylerden elde edilen sonuclar progesteron ile tedavi edilmiş kadınlardan cıkartılan myomlarda daha fazla sayıda hucre bulunduğunu ve bazı hastalarda progesteronu bloke eden ilaclar kullanıldığında myomların kuculduğunu gostermektedir. Bu bulgulara rağmen myom ile progesteron arasındaki ilişki acık değildir.
MYOM TURLERİ Myomlar bulundukları bolgeye (lokalizasyonlarına) bağlı olarak değişik turde şikÂyetler yaratırlar. Bu nedenle de rahimde yerleştikleri yerlere gore sınıflandırılırlar. Submukoz Myom Hemen rahim icini doşeyen "endometrium" tabakasının altında yerleşmiştir. Buyudukce endometriumu iceri doğru iter. Bu itilme adet duzensizliklerine neden olabilir. Bir sure sonra myom rahim boşluğuna doğru buyumeye başlar ve orijinal yerine ince bir sap ile bağlı kalır. Buyumeye ya da sarkmaya devam eder ise rahimden dışarıya hatta vajinadan vucut dışına sarkabilir ("vajene doğmuş myom"). Myom hareket ettikce sapının etrafında donebilir ve adet aralarında kanamaya neden olabilir. Bu tur myomlarda enfeksiyon da ortaya cıkabilir. Submukoz myomlar nadir gorulmesine rağmen kadınlarda hem sık olarak adet duzensizlikleri ve aşırı kanamalara hem de rahim icine yuvalanacak olan gebelik urunune engel olarak kısırlık ve duşuk yapma problemlerine yol acacağından dolayı cerrahi olarak cıkartılması gereken myom turleridir. Submukoz myom ameliyatları, genelde alttan (vajinal yoldan) girilerekhisteroskopi adı verilen bir cihaz ve kamera sistemi yardımıyla rahim icinin goruntulenerek myom sapının kesilerek cıkartılması yoluyla yapılmaktadır. İntramural Myom Rahmi oluşturan kas tabakasının (duvarın) icinde yer alan myomlardır. Myom nuvesi buyudukce rahim de buyur. Subseroz Myom Rahmin dış yuzunden koken alan ve dışarı doğru buyuyen myomlardır. Genelde kanama, kasık ağrısı gibi problemler yaratmaz. Saplı Myom Herhangi bir subseroz ya da submukoz myom buyumeye devam edip de rahim ile bağlantısı sadece ince bir bağ ile sağlanır ise bu durumda saplı myomdan soz edilir. Eğer myom kendi etrafında donerse sapı yani dolayısı ile kan bağlantısı da bozulur ve myom nuvesinde "dejenerasyon" meydana gelir. Eğer myomun sapı geniş bir tabana oturmuş ise buna "sessile tipte myom" adı verilir. İnterligamentoz Myom Rahmi yerinde tutan ve "ligaman" adı verilen bağların arasında gelişen tumorlerdir. Bunların cerrahi ile cıkartılması son derece guctur. Paraziter Myom Buyuyen myom nuvesi başka bir organa yanaşıp buna yapışırsa bir sure sonra rahim ile arasındaki bağlantı kopabilir ve myom yeni bağlandığı dokudan beslenmeye başlayabilir. Bu durumda parazitik myomdan soz edilir. Gercekci olmak gerekirse myomların hemen hepsi aslında birden fazla anatomik lokalizasyonda bulunur. Orneğin myomun buyuk bir kısmı intramural olmasına rağmen submukoz veya subseroz komponenti de olabilir. Bu durumun istisnası saplı subseroz myomlardır. Myomda tanı nasıl konur? Jinekolojik muayene esnasında en sık fark edilen tumorler myomlardır. Başka bir nedenle karın boşluğunun acıldığı ameliyatlar sırasında da kolaylıkla fark edilebilirler.
7 Pek cok myom ise başka bir nedenden dolayı yapılan muayene esnasında şans eseri fark edilir veya daha sık rastlanılan şekilde hicbir zaman farkına varılmayabilir. Son 25 yıldır yaygın şekilde kullanılan ultrasonografi myomlardaki en onemli tanı aracıdır. Yumurtalıklara yakın bulunan myom nuveleri over tumorleri ile karıştırılabilir. Myomların ayırıcı tanısında normal gebelik, yumurtalık bolgesinde kitle, adenomyozis, uterusa ait şekil bozuklukları, komşu organ tumorleri ve vajinal kanamaya yol acan diğer durumlar goz onunde tutulmalıdır. Myom Ne Tur Şikayetler Yaratabilir? Myomların coğu belirti vermemesine rağmen % 25 vakada bazı şikÂyetler yaratır. Bunlardan en sık gorulenleri aşırı ve anormal vajinal kanamalar, ağrı ve karın şişliğidir.
1) Adet Duzensizliği: Myomlu kadınların yaklaşık %30'unda adet kanamaları normalden fazla olur. Fazla kanamaya yol acan submukoz ve intramural tipteki myomlardır. Kitle buyudukce endometrium dokusunu iter ve dolayısı ile bu dokunun yuzolcumu artar. Kanamaya musait alan fazlalaştığı icin kanamanın miktarı da artar. İlk başlangıcta kanamanın suresi değişmez iken sadece kaybedilen kanın miktarı fazlalaşır. Daha sonra yavaş yavaş sure de uzamaya başlar. Bu fazla kanamalar bir sure sonra kansızlığa yani "anemi"ye neden olur. Bazı myom turleri ise kanama fazlalığı ile birlikte ara kanamalara da yol acabilir. Miyomlu hastaları doktora gitmeye mecbur eden en onemli bulgu bu kanama bozukluklarıdır. Myom ile birlikte kanamalar o kadar fazla olabilir ki kişi neredeyse saatte bir ped değiştirmek zorunda kalabilir. Bu tur kanamalar yaşayan bir kadın normal gunluk aktivitelerinde bulunmak istemeyebilir, işe gitmekten kacınabilir ve sosyal korkular gelişebilir. Yani myom kadının sosyal hayatını da etkileyebilen bir hastalıktır. Myomda kanamanın olası nedenleri Endometrium yuzeyinin buyumesi. Rahimdeki damarlanmanın artması. %50 oranında beraberinde gorulen Endometrium hiperplazisi. Rahim kasılmalarının etkisizliği nedeni ile kucuk damar ağızlarının kapanamaması. Submukoz myomlarda etraftaki endometrium dokusunda ulser olması 2)Kasık ağrıları (Pelvik ağrılar) Myomda ağrı nadir gorulen bir belirtidir. Genelde adet kanaması sırasında kramp tarzında olur. Uzun yıllar boyunca adet kanamaları ağrısız olan kadında birden bire ağrıların olması teşhiste myomu akla getirmelidir. Sancılı adet gorenlerde ise ağrının şiddetinin artması ya da şeklinin değişmesi duşundurucudur. Deneysel calışmalar myomlarla birlikte gorulen ağrıların mekanizmasının doğum sancılarına benzediğini duşundurmektedir. Myon cekirdeği sanki yabancı bir cisimmiş gibi davranır ve rahim bu yabancı cismi atmak icin kasılır. Kişi bu kasılmaları ağrı olarak algılar. İleri derecede buyumuş bir myom etrafındaki dokulara ve sinirlere baskı yaparak da ağrıya yol acabilir. Burada daha cok bel ağrısı tarzında yakınmalar gorulur. Dejenere olan ya da etrafında donerek kanlanması bozulan myom ani ve bıcak saplanır tarzda ağrıya yol acar. Zaman zaman ise adet kanamalarından bağımsız ağrılar olabilir ancak bu son derece nadirdir. 3) Karında şişlik: Myom buyudukce diğer organları iter ve bu da her turlu rahatsızlığa neden olabilir. Mesaneye bası yaparsa sık idrara cıkma, rektuma (barsağın en son kısmı) bası yaparsa kabızlığa yol acabilir. Nadiren cok fazla buyuyen myom idrar yollarında tıkanma ve idrar yapmada gucluk problemi yaratabilir. Yine barsaklardaki basıya bağlı olarak gaz problemi gorulebilir.
MYOMLARIN KOMPLİKASYONLARI Coğu myom belirti vermemesine rağmen bazı komplikasyonların varlığında ozellikle ağrı ve kanama bulguları artar. Myomların komplikasyonları yani yol acabileceği istenmeyen etkileri şunlardır: Torsiyon (Donme) Myomun sapı etrafında donmesi ve sapının sıkışarak kanlanmasının bozulmasına "myom tosiyonu (donme)" adı verilir. Bu durumda once myomdan dışarıya sıvı kacışı olur ve bu ağrıya neden olur. Eğer olay uzarsa myom sapından koparak batın boşluğuna duşebilir ve burada kendisine beslenecek uygun bir ortam bularak buyumeye devam edebilir (parazitik myom). Enfeksiyon Myomun ulsere olması ve daha sonrasında enfekte olmasıdır. Ağrı ve kanama yapar. Kansere donuşum Myomlu kadınlarda kafalarını kurcalayan en onemli soru hastalığın kansere donup donmeyeceğidir. Myomlu kadınların %0,5 inde ileri donemlerde "leiomyosarkom" denilen kanser turu gorulebileceği iddia edilmektedir. Pek cok araştırmacı bu kanser durumunun var olan myomlardan koken almadığını, kendi başına ve diğerlerinden bağımsız olarak geliştiğini ileri surmektedirler. Eğer varlığı bilinen myom hızlı buyumeye başlarsa, ağrı ve ateş goruluyorsa detaylı incelenmesi gerekir. Dejenerasyon Miyomun normal hucre yapısının değişikliğe uğramasına "myom dejenerasyonu" adı verilir. Orneğin menopozdan sonra myom kuculur ve atrofik dejenerasyon olur. Gebelikte rahmin hızlı buyumesine bağlı olarak myomun kanlanması hafif derecede bozulur ve hafif nekroz olur. Hastada ağrı, ateş, bulantı ve kusmalar olabilir. Miyom icine hafif kanamalar olabilir. Gebelikte gorulen bu değişime "kırmızı dejenerasyon" adı verilir. Myonlarda en sık gorulen dejenerasyon ise "hyalen dejenerasyon"dur. Bu mikroskopik bir değişimdir. Miyom cekirdeği icerisinde kalsiyumun biriktiği "kalsifik dejenerasyon" da oldukca sık rastlanılan bir durumdur. Bundan da halk arasında "myomda kireclenme" olduğu şeklinde bahsedilir. Asit Batında sıvı birikimine "asit (ascites, assit)" denir. Saplı subseroz myomların karın zarını irrite (tahriş) etmesi ile karın boşluğunda sıvı birikimi olur. Karın ici kanama Myomun uzerindeki damarlardan birinin yırtılması sonucu kanama olabilir. Son derece nadirdir.
8 İnversiyon Saplı bir submukoz myomun cekmesine bağlı olarak rahim eldiven parmağı gibi ters yuz olabilir. Tehlikeli ancak nadir gorulen bir durumdur. MYOM AYIRICI TANI (Myomlar ne ile karışabilir?) Bazı jinekolojik, obsterik (gebelik ile ilgili) ve urolojik problemler myoma uteri'ler ile karışabilir. Dikkatli bir jinekolojik değerlendirme ve deneyimli bir jinekolog tarafından yapılan transvajinal ultrasound tetkiki ile tanı konulması genelde zor değildir. Myonların ayırıcı tanısında akılda bulundurulması gereken bu durumlar: Normal rahim ici gebelikler Adneksiyal Kitle Adenomiyozis Uterus anomalileri Komşu organ tumorleri Pelvik bobrek Myometrial hipertrofi Vajinal kanamaya yol acan diğer nedenlerdir. Myomlarda tedavi gerektiren durumlar nelerdir? Kanama Tedavi, ozellikle de cerrahi tedavi icin en onemli sebep anormal kanamalardır. Eğer adetler cok fazla ve pıhtılı oluyor ise bu durum anemiye yol acacağından mutlaka tedavi edilmesi gerekir. Ani ve hızlı buyume Kontrol altındaki myomun aniden buyumeye başlaması ozel ilgi gerektiren bir durumdur. Eğer bu buyume menopozdan sonra olmuş ise mutlaka araştırılması gerekir. Bu durumda hekim altta yatan kotu huylu bir hastalık olmadığını teyit etmelidir. Bu amacla kuretaj yapılabilir. Myomlardaki ani buyume sadece kansere bağlı olarak gelişmez. Gebelik ve myom icine kanama gibi durumlar da buyumeden sorumlu olabilirler. Ağrı ve bası bulguları Eğer bu belirtiler dayanılamaz duzeylere ulaşır ise tedavi gerekli hale gelmiş demektir. Myomun yeri (lokalizasyonu) Bazen myom nuvesi ya da nuvelerinin lokalizasyonu cerrahi olarak cıkartılmalarını gerektirir. Ozellikle 40 yaşından buyuk kadınlarda overlere yakın yerleşimli myomlar over tumorleri ile karışabileceğinden alınmalıdır.
MYOMDA TEDAVİ YONTEMLERİ I. İlac Tedavileri Myomu olan bircok kadında eğer belirgin bir şikÂyet yaratmıyorsa tedavi gerekmeyip sadece rutin izlemi yeterli olur. Bu gibi durumlarda her 6 ayda bir jinekolojik muayene ve transvajinal ultrason ile hastanın izlemi yapılır, değişiklikler saptanır. Myomu kucultmek icin kullanılan ilacların ise pek fazla faydası yoktur. Bu tur ilaclar kişilerdeki estrojen seviyesini duşurerek gecici bir sureliğine myom hacminde kuculme yapsa da bu durum ilac tedavisinin kesilmesini izleyen bir kac ay icerisinde geriye doner. Kandaki estrojen azalması kadınlarda bir takım olumsuz durumlar ortaya cıkabileceğinden oturu, uzun sureli tedavide bu tur ilaclar kullanılamamaktadır. Myom hacminde kuculme yapan ilaclar ancak bazı durumlarda ameliyat oncesi donemde, kişinin kanamasının durdurulmasında ve boylelikle kan demir seviyesinin yukselerek kansızlığın giderilmesinde gecici olarak kullanılabilmektedir. Ayrıca bu şekilde myomun hacminin kuculmesi ameliyat icin de kolaylık sağlar. II. Cerrahi Tedaviler Myomun bugun icin en kesin, en cok uygulanan ve en garantili tedavi metodu cerrahi yani ameliyatla myomun (myomektomi operasyonu) veya rahmin tamamının (histerektomi operasyonu)alınmasıdır. Ancak myomların pek coğunun menopoz sonrası kuculeceği de goz onunde bulunmalıdır. Secilecek cerrahi yontem hastanın yaşı, sosyal durumu, cocuk isteği, şikÂyetlerin tipi ve şiddeti gibi faktorlere bağlıdır. Bu faktorlere gore rahmin tamamen alınması (histerektomi) ya da sadece myomların cıkartılması (myomektomi) alternatiflerinden biri tercih edilir. Myomlarda ne zaman ameliyat (cerrahi) gerekir? Aşağıdaki durumlarda myomlara ameliyat gerekliliği bulunmaktadır. Bunlar: Jinekolojik muayenelerde ozellikle 12. gebelik haftasından buyuk myomu olanlarda, İlac tedavilerine rağmen adet duzensizlikleri ve aşırı kanamaları olan anemik (kansız) hastalarda, Buyukluğunden dolayı kronik kasık ağrıları ve şişkinlik gibi durumlar yaşayan hastalarda, Rutin ultrason izlemlerinde kısa zamanda hızlı bir buyume gosteren durumlarda (kanser riskinden dolayı), Mesane, ureter (idrar kanalı) veya barsağa basıya bağlı ortaya cıkan problemlerde, Kısırlık veya tup bebek tedavileri gormeyi duşunen, ancak 0,5 cm'den buyuk submukoz veya 5 cm'den buyuk intramural myomu olanlarda. Daha onceden myomu olup başka sebeple acıklanamayan duşuk, erken doğum, suyun erken gelmesi, bebeğin rahim ici olmesi gibi olumsuz durumları yaşayanlarda. Başka bir rahim, endometrium veya yumurtalık problemleri nedeni ile ameliyatı duşunulen hastalarda Vajina icine kadar uzanan myomlarda ("vajene doğmuş myom") Myomda dejenerasyon sonucu bulantı, kusma, şiddetli ağrı gibi durumların ortaya cıkması hallerinde Menopoz sonrası buyuyen myomlarda cerrahi (ameliyat) gereksinimi vardır.
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Op Dr. Huseyin Sert

[h=2]Burdur Kadın Doğum uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]