Madde kullanımı ve ilişkili bozuklukların, dunyada ve ulkemizde yaygınlığı giderek artmaktadır. Yapılan araştırmalarda elde edilen verilerden, madde kullanımı oranının 1985 yılında inişe gecmişken,1995 yılından itibaren yeniden bir yukselişe gectiğini gormekteyiz.
Madde, kotu kullanım ve bağımlılığa yol acabilecek, değişik yollarla alınabilen, duygu durum algılama, biliş ve diğer beyin işlevlerinde değişiklik yaratan her turlu kimyasal madde olarak tanımlanabilir. Bunlar, esrar, eroin, kokain gibi receteyle verilmeyen yasadışı maddeler olacağı gibi, amfetaminler, benzodiazepinler, diğer sedatif-hipnotik ilaclar gibi yasal duzenlemeler cercevesinde recete ile verilebilen ilaclar ya da yasal denetimlere tabi olmayan veya şahıslara kısmi yasal duzenlemeler olan ucucular, nikotin, kafein ve alkol gibi maddelerdir.
Sıklık değerleri, tanımlanmış bir toplumun bireylerinin kac tanesinin madde bağımlılığı geliştirme riski taşıdığını gostermesi bakımından onemlidir. Ulkemizde yapılan calışmalarda, madde bağımlılığının kadınlara oranla erkeklerde daha yaygın olduğu, bunun erkeklerin maddelerle tanışma ve kullanma fırsatlarının daha fazla olması ile bu farkın cinsiyetin biyolojik etkisinden daha cok sosyal rollerle bağlantılı olduğu sonucuna varılmıştır. Ancak madde bağımlılığı ile ilişkisi bakımından en cok uzerinde durulan, en cok risk taşıyan başlama yaşı ergenlik donemindedir. Heyecan arama, durtusellik, davranım bozuklukları, suca yonelik davranışlar, okul başarısızlığı, yaşıt grup baskısı, ikincil duygu durum bozuklukları, guvensizlik, yuksek stres duzeyi risk etmenleri arasında sayılabilmektedir. Ek olarak erişkin donemde de madde kullanımına yol acabilecek anti sosyal kişilik bozukluğu oykusunun varlığı ve altta yatan psikiyatrik bir rahatsızlığın bulunmasıdır.
Psikoaktif madde kullanımı ve bunlara bağımlılık durumları dunyanın gelişmiş ve gelişmemiş ulkelerinde toplumsal, ekonomik ve sağlık sorunlarını oluşturmaktadır. Kullanılan maddelerin etkilerine bağlı olarak, intoksikasyon yoksunluk, intoksikasyon deliryumu, kesilme deliryumu, demans, kalıcı amnestik bozukluk, psikotik bozukluk, duygu durum bozukluğu, anksiyete bozukluğu, cinsel işlev bozukluğu ve uyku bozukluğu gibi bozukluklara rastlamak mumkun olabilmektedir.
Ulkemizde, uyuşturucu ya da uyarıcı madde kullanımı ve satışı, ağır cezalandırma olduğu icin, kişilerin hekim ya da hastaneye başvurmaları nadirdir. Tedavi amaclı gelen hastaların bağımlılığının fiziksel ve psikolojik bağımlılık olarak değerlendirilip, tedavisini 2 ana alanda surdurmek mumkundur. İlk olarak intoksikasyon ve kesilme sendromu ele alınıp, daha sonra bağımlılığı giderme, nuksleri onlemek icin hastayı terapi programına almak uygun olmaktadır. Rahatsızlığın doğal seyrini belirledikten sonra en az 6 ay bir danışmanlık ve terapi sureci ongorulmektedir.
Ulkemizde halen, ozellikle genc kuşakları etkisi altına alan madde kullanımı, bir sorun olarak devam etmektedir. Yapılan calışmalar, hastalığın sebeplerini belirleme ve nuksu onlemede coğu zaman yetersiz kalabilmektedir.

[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]