Ve işte beklenen an geldi. Sure daraldı, artık duğune sayılı gun kaldı. Heyecanla beklenen o duğun davetinde “cok guzel bir gelin” olarak gorunmenin hayali bile insanın kalbinin hızlı carpmasını sağlıyor. Ancak ufak bir sorun var: Fazla kilolar… Nasıl oldu da haftalar, aylar bir cırpıda gecti ve duğune bu kadar az zaman kaldı. Halbuki gelin adayı henuz 100 gram bile veremedi. Bari son provalar oncesi bir mucize olsa da şu fazla kilolar ucup gitse. Her gun gazete, dergi, televizyon gibi kitle iletişim araclarında onlarca “şok diyetler” ile karşılaşılmaktadır. Acaba bunlardan birini mi uygulamalı???
Genel ilkeleri benzer olmakla birlikte, diyet mutlaka “kişiye ozel” olarak hazırlanmalıdır. Cunku herkesin metabolizması birbirinden farklıdır, tıpkı parmak izi gibi. Zayıflama programlarının, kişinin (yaş, cinsiyet, boy uzunluğu, vucut ağırlığı, fiziksel aktivite, beslenme alışkanlıkları vb) ozelliklerine gore hesaplanmış oranda enerji ve besin oğeleri icermesi; yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırabilmesi ve yavaş ağırlık kaybı (0,5 - 1 kg / hafta) ile bireyin yeni beslenme programını yaşam tarzı haline getirmesini sağlayabilmesi gerekmektedir. Cerrahi mudahaleyi gerektiren durumlarda, aşırı kilolu bir hastanın anestezi riskini azaltmak amacıyla operasyon oncesi hekim ve diyetisyen işbirliği ile hızlı bir kilo kaybı (haftada 1,5 kg) programı uygulanması mumkundur. Sonucta duğun, boyle bir aciliyet tanımına girmemektedir. Unutulmamalıdır ki; ayda 6 kg uzerinde ağırlık kaybı metabolik olarak başka sağlık problemlerine zemin hazırlamaktadır. O nedenle kişi 20 senede aldığı kiloları 20 gunde vermeye calışmamalı, kendisini “ben sizi duğune kadar tığ gibi yaparım diyen heykeltraşlara” teslim etmemelidir. İşin ucunda duğunde ince gorunmek olsa dahi!
Ağırlık kaybının gecmişine bakıldığında; midede hacim oluşturan posa tabletlerinin sindirim sisteminde tıkanmalara, kafein ve amfetaminlerin bağımlılığa, cok duşuk kalorili diyetlerin ve sindirim sistemine yapılan cerrahi mudahalelerin besin oğesi yetersizliklerine, protein diyetlerinin bobrek ve kalp problemlerine, kalp yetmezliği sonucu olumlere neden olduğu gorulmektedir.
“İsvec Diyeti, Bridget Jones Diyeti, Hollywood Diyeti, Beverly Hills Diyeti, Manken Diyeti, Lahana Corbası Diyeti, Burclara Gore Diyet, Sarı Kırmızı Diyet, Kan Grubu Diyeti, Amerikan Kalp Vakfı Diyeti, Atkins Diyeti, Acil Diyet, Son Şans Diyeti” ve daha yuzlerce garip isimli veya isimsiz diyet.Peki bu kadar cok diyet listesi ortalarda dolaşırken neden hala insanların kilo problemi var?Cunku bu tip diyetlerin coğu başlangıcta hızlı kilo kaybı sağlasa da, kısa bir sure sonra bu kilolar fazlasıyla geri alınmaktadır. Bu tip diyetler sağlığa zarar vermenin ve metabolizmanın bozulmasını sağlayarak omru kısaltmanın yanı sıra, kişinin “ben bu işi başaramıyorum” diyerek umutsuzluğa kapılmasına neden olmaktadır.
Zayıflama diyetlerinde temel ilke, bir yandan alınan enerjinin sınırlandırılması ile besin gereksinimlerinin karşılanması, diğer yandan fiziksel aktivite ile enerji harcanmasının artırılmasıdır. Gunluk enerji alımının kısıtlanması, obezitenin tedavisinde en uygun yontemlerden birisidir. Ancak bu amacla kontrolsuz olarak kullanılan ve kısa surede hızlı ağırlık kaybını hedefleyen cok duşuk kalorili ve bilimsel olmayan diyetler ceşitli komplikasyonlara neden olmaktadır. İşte bunlardan birkacı;
Merkezi sinir sistemi: Baş ağrısı, konsantrasyon bozukluğu, sinirlilik, yorgunluk, uyuşukluk
Kardiyovaskuler sistem: Kardiyak aritmiler, miyokardial atrofi, hipotansiyon
Gastrointestinal sistem: Bulantı, kusma, konstipasyon, diyare, abdominal şikayet, safra taşları
Genitouriner sistem: Menstruasyon duzensizliği, libido kayıpları, renal taşlar
Diğer: Yorgunluk, soğuk intoleransı, kuru cilt, sac dokulmesi, negatif azot dengesi mineral ve elektrolit dengesizliği, kolesterol ve urik asit duzeyinde artış
Gercek ağırlık kaybı vucuttaki yağ kitlesinin azalması ile mumkundur. Kas ve su kitlesindeki kayıplar hem sağlık acısından risklidir hem de kalıcı ağırlık kaybına neden olmamaktadır. Ağırlık kaybının hızlı olması oncelikle su, sonrasında kas kitlesindeki azalma ile ilişkilidir. Hızla verilen kilolar, kısa bir sure sonra aynı hızla geri alınmaktadır. Dengeli diyetlerde yağ, ketojenik (cok duşuk karbonhidrat iceren) diyetlerde su ve aclık halinde kas kaybı olmaktadır.
Sonuc olarak; zayıflama programı kişiye ozel, bireyin benimseyip, yaşam tarzı haline getirerek uygulayabileceği, yeterli ve dengeli beslenme alışkanlığı kazandırabilecek ozellikte olmalıdır. Ayrıca obezitenin tedavisinde tek başına diyet tedavisi yeterli olmamakta, beraberinde egzersiz programı ve davranış değişikliği tedavisi de gerekmektedir.


[h=2]Muğla Diyetisyen uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]