Duygusal Zeka
Duygusal zeka terimi ilk kez 1990 larda Salovey ve Mayer tarafından “Kişinin kendisinin ve başkalarının duygu ve hislerini gozlemleyebilme, aralarındaki farkı ayırt edebilme ve kişinin duşunce ve hareketlerine rehberlik etmesi icin bunu kullanabilme yeteneği’ olarak tanımlanmıştır. Bu tarihten sonra Duygusal zeka konusunda bircok teori ve tanımlamalar yapılmış olmakla birlikte gunumuzde halen bu alanda calışmalar ve duygusal zeka gelişimi, etkileyen faktorler ile eğitimi konusunda araştırmalar devam etmektedir.
Erikson duygusal zekayı, kişiliğin ceşitli yonlerini başarılı bir şekilde butunleştirme yeteneği olarak tanımlayarak benlik butunluğu olarak adlandırmaktadır.
Cooper ve Sawaf’a gore Duygusal zeka; duyguların gucunu, insan enerjisi, bilgisi, ilişkileri ve etkisinin bir kaynağı olarak duyumsama, anlama ve etkin bir bicimde kullanma yeteneği olarak tanımlanabilir.
Goleman’a gore Duygusal zeka, “kendini harekete gecirebilme, aksiliklere rağmen yoluna devam edebilme, durtuleri kontrol ederek tatminini erteleyebilme, ruh halini duzenleyebilme, sıkıntıların duşunmeyi engellemesine izin vermeme, kendini başkalarının yerine koyabilme ve umit besleyebilme ” yeteneğidir.
Reuven Bar-On ise duygusal zekayı, “birisinin cevreden gelen baskı ve taleplerle başa cıkmayı başarma yeterliğini etkileyen; bilişsel olmayan yeteneklerin ve becerilerin bir duzenlemesi” olarak tanımlamıştır.
Duygusal Zeka Modelleri
Duygusal zeka modelleri yetenek ve karma model olmak uzere iki yaklaşımla ele alınmaktadır. Mayer ve Salovey Modeli yetenek modelinin, Cooper ve Sawaf Modeli, Bar-On Modeli ve Goleman Modeli ise karma model olarak incelenmektedir. Yetenek modelinde; duygusal zeka sıklıkla bir yetenekler grubu olarak gorulup, sadece kişisel yeterlilik olarak ele alınmaktadır. Orneğin resim yapmak bir yetenekse duygusal zeka da bir yetenektir. Karma modelde duygusal zeka kavramı sadece kişisel bir yeterlilik olarak ele alınmayıp, kişisel ozellik, davranışlar, sosyal ilişki ve beceriler cercevesinde acıklanmaya calışılmaktadır. Şahsi kanaatim duygusal zekayı en iyi Goleman ve Bar-on un modellerinin acıklayabildiği yonundedir. Goleman’ın duygusal zeka modeli Goleman’a gore, duygusal zeka, IQ duzeyi ile kıyaslandığında, yaşam suresince daha anlamlı gelişim gosterebilir. Duygusal yeterlilikler ve zeka geliştirilebilir. İnsan kendi ruh hallerinin bilincine daha fazla varmayı, sıkıntı veren hislerle daha iyi başa cıkmayı, dinleme ve empati gostermeyi oğrendikce, duygusal zeka duzeyi de artma eğilimi gosterir. Goleman’a gore, beynin duşunen parcası, beynin duygusal parcasından oluşmakta ve birlikte calışmaktadır. Duygusal zeka, duyguları tanıma, anlama, yonetme, empati kurma ve sosyal beceriler yetilerinden oluşmaktadır ve bu yetiler birbirleriyle etkileşim icinde gelişirler. Duygusal zeka yetilerini doğru kullanabilen kişi, kendi duygularını tanır ve ifade eder, başkalarının duygularını anlayıp onlarla etkili bir şekilde başa cıkar. Ayrıca bu kişiler, sozsuz kuralları kavrama becerisinde daha iyi olup, yaşamdan daha yuksek doyum alırlar ve motivasyonlarını daha yuksek bir şekilde surdurebilirler. Mayer-Salovey Duygusal Zeka Modeli Mayer- Salovey duygusal zeka modeli dort boyuttan oluşmaktadır; duyguları, algılama, değerlendirme ve ifade etme, duyguların kullanımı, duyguları anlama, yargılama ve son boyut olarak da duyguların duzenlenmesi ile yonetilmesidir. Reuven Bar-On Modeli BarOn’a gore bilişsel zeka ile birlikte duygusal zekaya da sahip olan insan zeki olarak tanımlanmaktadır. Modelde duygusal zeka beş bolumde ele alınmaktadır. 1. Kişisel beceriler: Kişisel beceriler, bireyin kendisiyle olan ilişkisi, sahip olduğu değerlerdir. “Benlik ” kişinin kendisini doğru bir şekilde algılaması, anlaması ve kabul etmesidir. Duygusal zekanın bu bileşeni guvenlik, icsel guc, kendine guven ve biricik olduğuna inanmak hisleriyle ilişkilidir. “ Oz farkındalık” kişinin duygularının farkında olması ve onları anlamasını ifade etmektedir. Bu beceri kişiye duygularını tanımayı, birbirinden ayırt etmeyi, ceşitli duyguları neden ve niye hissettiğini bilmeyi kazandırmaktadır. “Girişkenlik becerisi” kişinin duygularını ve genel olarak kendisini rahatlıkla ifade edebilmesini icermektedir. Bu kişiye, duygularını, duşuncelerini, inandıklarını anlatma ve yıkıcı olmayan tarzda hakkını savunma becerisi sağlamaktadır. Bu beceriye sahip kişiler fazla kontrolcu, tacizkar, saldırgan veya utangac olmadan rahatlıkla kendilerini acabilen kişilerdir. “Bağımsızlık”, başkalarına duygusal olarak bağımlı olmamayı ifade etmektedir. Bu tur kişiler hayatlarıyla ilgili onemli kararlar alırken ya da planlar yaparken kendilerine guvenmektedir ve karar vermeden once başkalarının fikirlerinden pek fazla etkilenmemektedirler. Bağımsızlık, başkalarından destek veya koruma alma gereksinimi duymamaktır. “Kendini gercekleştirme”, kişinin varolan potansiyelini kullanarak amaclarına ulaşmasıdır. Kişi potansiyelinin farkına varmalıdır. Kendini gercekleştirme, kişisel tatminle yakından ilgilidir. Genel olarak bakıldığında kişisel boyut, kişinin duygularından, zayıf ve guclu yonlerinden haberdar olmasını ve zarar gormeyecek şekilde kendisini ifade edebilmesini icermektedir. Kişisel beceriler yeteneği yuksek olan kişiler duygularını rahatlıkla ifade edebilmekte, duşunce ve değerlerine guvenmekte ve başkalarını da bunlara inandırabilmektedir. 2. Kişilerarası boyut: kişilerarası yetenek ve faaliyetlerin altını cizmektedir. “Empati” başkalarının duygularının farkında olmak ve onları anlamaktır. Empatik kişiler cevrelerindeki kişileri duygusal olarak okuyabilmektedir. Psikopatinin oluşumu bu alt boyuttaki eksiklikten kaynaklanmaktadır. “Sosyal sorumluluk” kişinin aile, arkadaş grubu gibi ait olduğu sosyal grup uyeleriyle işbirlikci, yapıcı ilişkiler kurabilmektir. Bu alt boyut ile ilgili beceri eksikliği olan kişiler anti sosyal tutumlar gostermektedir. “Kişilerarası ilişkiler” alt boyutu ise başkalarıyla tatminkÂr, sağlıklı ilişkiler kurabilme becerisidir. Bu beceri başkalarıyla karşılıklı olarak sevgi, şefkat ve yakınlık kurmaya işaret etmektedir. Genel olarak ele alındığında kişilerarası ilişkiler boyutu diğer insanları anlama, onlarla sağlıklı ilişkiler kurabilme yeteneklerine işaret etmektedir. 3. Uyum sağlama:
Kişinin cevresinden gelen istek ve taleplerle uygun bicimde baş etmede ve problemli durumları anlama ve uygun cozumlere ulaşmada esnek ve gercekci olmaktır. “Gerceklik”, kişinin hislerini ve duşuncelerini gerceklik boyutunda değerlendirmesidir. Diğer bir deyişle, karşılaşılan durumun doğru ve nesnel olarak algılanmasına işaret etmektedir. “Esneklik” alt boyutu, kişinin duygu, duşunce ve davranışlarını karşılaştıkları yeni durumlara gore ayarlamalarıdır. Bu beceriye sahip olan kişiler yeni duşuncelere, eylemlere acıktırlar. “Problem cozme becerisi”, karşılaşılan problemleri tanımlama ve etkili cozum yollarını bulma yetisidir. Bu beceri, • problemin varlığını hissetme ve etkili bir şekilde cozeceğine dair kendine guven duyma, • problemi acık bir şekilde tanımlama ve formule etme, • olası cozum yollarını bulma, • her cozum yolunu değerlendirerek en uygun olanı secme aşamalarından oluşmaktadır. 4. Stres yonetimi: Stresli durum ve olaylar karşısında cok tepki vermeden, pozitif şekilde başa cıkabilme yetisini gostermektir. “Stresi tolere etme” stresli durum ve olaylar karşısında cok tepki vermeden, pozitif şekilde başa cıkabilme yetisini gostermektedir. Bu beceri; stres yaratan durumla ilgili cozumu bulabilme, ne yapacağını, nasıl yapacağını bilme, yeni tecrube ve değişikliklere karşı iyimser bir tavır icinde bulunma, stresli bir durumla başa cıkabileceği inancına sahip olma yeteneklerini kapsamaktadır. Bu tur kişiler kaygı, umitsizlik, caresizlik yaşamadan karşılaştıkları kriz ve problemlerle başa cıkabilmektedirler. “Durtu kontrolu”, kişinin arzu ve isteklerini engelleyebilme veya erteleyebilme becerisidir. Bir nevi nefis terbiyesidir. Bu beceriden yoksun kişiler duşuk kontrol, ofke problemleri, engellenmeye tahammulsuzluk, saldırganlık davranışları gostermektedir. Genel olarak bakıldığında stresle başa cıkma boyutundaki beceriler, umutsuzluğa kapılmadan ve kontrolu kaybetmeden stresle baş etme, problemli zamanlarda soğukkanlı kalabilmeyi icermektedir. 5. Genel ruh durumu: Kişinin yaşamdan zevk alması, neşeli, olumlu, umutlu, iyimser olması ile ilgili yeteneklerdir “İyimserlik” alt boyutu yaşama karşı olumlu ve umit taşıyan bir tutum takınmış olmayı anlatmaktadır. “Mutluluk”, kişinin kendisine, cevresine ve genel olarak yaşama karşı memnuniyet duymasına işaret etmektedir. Bu beceriye sahip kişiler kendi yaşamlarından ve genel olarak hayattan zevk almaktadır. Bu modelde sayılan 5 madde ve alt kategorilerde kişi kendini sorgulamalı, yeterince iyi olmadığı alanlarda kendini geliştirmek icin yontemler bulmalı ve gerekirse destek almalıdır. Bar-on un duygusal zekayı değerlendiren cocuk ergen icin 60 soruluk erişkin icin 88 soruluk değerlendirme olcekleri mevcuttur. Duygusal zekanın ruh sağlığında onemi Duygusal zekası yuksek cocuk ve ergenler daha az okul problemi yaşamakta, daha fazla akademik performansa sahip olmakta, daha az akran zorbalığına maruz kalmakta, daha pozitif başa cıkma stratejileri geliştirmekte, daha yuksek sosyal destek algılamakta, kendine guvenleri daha yuksek olmakta, daha az ebeveyn catışması yaşamaktadır. Duygusal zeka erişkinlerde daha az depresyon ve kaygı yaşanmasına, daha az alkol madde kullanımına, daha gelişmiş sosyal ilişkilere neden olmaktadır ve daha iyi evlilik ilişkisi ile bağlantılıdır. Ruh sağlığı patolojilerinde duygusal zeka ya sahip olanlar daha iyi terapotik ilişki kurabiliyor ve terapiden faydalanma olasılıkları ve faydalanma hızları artmaktadır. Duygusal zekaya sahip bireylerde ozellikle psikosomatik hastalıklar cok az gorulmekte ve gorulduğu zaman cok daha iyi bir şekilde tedavi edilebilmektedir.
[h=2]İstanbul Psikiyatri uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Duygusal zeka nedir
Sağlık0 Mesaj
●22 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Duygusal zeka nedir