DUYGULARIN OZELLİKLERİ
Duygusal zeka ile duyguların ve duygusallığın birbirinden farklı olduğu bilinmeli. Duygular genel olarak; biyolojik kalıbı olan, ture ozguluk, bireysel olma, bedende yansıma, bulaşma, gecici olma ve patolojileşme ozelliklerine sahiptir.
İnsana ozgu temel duygular vardır. Bu duygular kulturden bağımsız, ture ozgu cekirdek duygulardır. Diğer duygular zihnin zenginleşmesiyle ve kavramsal duşuncenin gelişmesiyle bu ozden turer. Korku, kızgınlık, şaşkınlık, mutluluk, tiksinme genellikle cekirdeği oluşturan temel duygular olarak bilinir. Bazı goruşlere gore de bu duygular turun devamını sağlayan temel duygulardır. Toplumların urettiği sanat ve edebiyatla ceşitlenir ve renklenir.
Duygular kişiye ozeldir. Biyolojik kalıpların aynı olmasına rağmen aynı uyaranlara farklı kişiler farklı duygusal anlamlar yuklerler. Herkes ortak yaşantılardan kaynaklanan duyguların diğerleriyle benzer ve aynı yoğunlukta olmadığını kendi gunluk deneyimlerinden bilinir. Duygularımız nitelikleri ve nicelikleriyle bize ozeldir.
Duygu once bedene yansır. Kişi duygunun ortaya cıktığını fark etmeden once, duygu bedene hakim olur. Duyguların bedene yansıması, duşunceye yansımasından daha ataktır. Cunku duşunme eylemi, yorumlama ve değerlendirmeyi icerir, dolayısıyla sonucların suzgecten gecirilmesi zaman alır
Aynı duyguyu uzun sure yaşamak normal değildir. Değişen şartlara rağmen duygunun surmesi patolojik olarak yorumlanır. Bunun en keskin ornekleri aşkta ve yasta yaşanır. Kayıp ardından yaşanan duyguların aşılamaması psikolojide post travmatik stres olarak adlandırılır.
“İnsanoğlunun icinde kendisini bile şaşırtan gucler vardır. Bu gucleri uyandırıp eyleme gecirmek, o kişinin hayatında buyuk bir devrim yaratır. “ -S. MARDEN
KENDİNİ TANI VE YONET
Kendini tanıma boyutu bireyin kimliğini belirleyen ozellikleri tanımasını icerir. Bu ozellikler; duygusal farkındalık, guven, kendine saygı ve kendini gercekleştirmedir. Bunlar b,reye ozgu ve biriciktir; bağımsız kişiliklerin ozunu oluşturur. Duygusal zekanın kişinin kendini tanıma boyutu; duygularının ve onlarla butunleşen duşuncelerinin sebep sonuc ilişkilerinin ayarında olmasını sağlar. Kendini yonetmenin, duygu akışını kontrol ederek davranışlarını yonetip yonlendirebilmenin onunu acar.
Duygusal farkındalık, kişisel boyutun en temel yetkinliğidir. Benlik, kişinin kendisi hakkında zihninde var olan algıdır. “Ben kimim” ve “hayatta ne yapmak istiyorum” sorularının cevabını herkes kendi adına aramaktadır. Kişinin kendini gozlemlemesi, duygularının farkında olması, bu duygu ve duşuncelerini tutarlı bir bicimde ifade edilmesidir. Farkındalık, duyguların ortaya cıkma sebeplerini gormeyi gerektirir.
Kendine saygı, kişinin kendi gozundeki itibarıdır. İnsanın kendi ben kavramına atfettiği olumlu değerlendirmedir. Kişinin kendinden hoşnut olması ve en az diğer insanlar kadar iyi şeylere layık olduğuna inanmasıdır. Kendine saygı, hayatımızda bizim icin onemli olan insanın sevgisini ve saygısını kazanma arzusuyla gelişir. Kendine saygıyı hayranlıkla karıştırmamak gerekir. Ozsaygı, kendini olduğundan aşağı ya da ustun gormeksizin kendinden memnun olma durumudur. Kendini değerli, olumlu, beğenilmeye ve sevilmeye değer bulmaktır.
“Evreni bilen ama kendini bilmeyen kişi, hicbir şey bilmiyor demektir.” –J. de la Fontaine
EMPATİ
Empati, kişinin başkalarının duygularının farkında olabilmesi, bunları anlayabilmesi ve bunlara değer verebilmesidir. Bazen empati ile sempati duygusunun birbirine karıştırıldığını goruyoruz. Sempati duyarken, karşımızdaki insanla birlikte acı ceker veya seviniriz. Ama aynı yaşantılar bizde o duyguları yaşatmıyorsa anlamlandırmakta gucluk cekeriz. Empati, “o durum” icin kendi dunyamızla kurulabilecek duygusal bağlantılara imkan vermeden, kendimizi aşarak karşımızdakini anlamaktır.
Empati sahibi kişi;
Başkalarının duygularına tanışık ve barışıktır.
Duygusal ipuclarına duyarlıdır ve iyi dinler.
Duyarlı davranır ve başkalarının bakış acısını anlar.
Başka insanların ihtiyac ve duygularını anlayarak onlara yardımcı olur.
Ancak zihinsel olarak kavranan bu empati tanımı, acaba tutumlara nasıl yansır? İlişki yonetiminin temel taşı iletişimde empatik zenginliği yaşamaktadır. Duygusal farkındalığı yuksek olanlar, cevresindeki kişilerin ne hissettiğini anlamakta daha başarılı olurlar. Cunku onların duygularıyla ilgilidirler. Empatik iletişimin bir tutum olarak ilişkilerde yer alması kolay olmaz, ozel caba ister.
“Kendinizi yonetmek icin kafanızı, başkalarını yonetmek icin kalbinizi kullanın.” –E. Roosvelt
STRESLE BAŞA CIKMA
Stresle başa cıkma, strese yol acan durumlara ve şiddetli duygulara,”yıkılmadan” karşı koyabilme yetisidir. Kişinin kendi stres kaynaklarını ve kendi stres tepkilerini tanıma ve bunları sağlığına zarar vermeyecek şekilde yonlendirme becerilerine sahip olmasını icerir. Stres, uyaranların psikolojik ve fizyolojik eşikleri aşmasıyla ortaya cıkar. Bunların bir kısmı, bedenin bir travma karşısında otomatik devreye soktuğu kendini korumayı amaclayan tepkilerdir. Goz bebeklerinin buyumesi, kanda pıhtılaşma, deride duyarlılık ve kas gerim duzeyinin artması, solunumun sıklaşması, kalp vurumunun artması gibi… Stres tepkilerinin bu fizyolojik eşiği esasında ture ozgu olduğu halde, stres toleransı kişiye ozeldir ve başa cıkma becerilerine bağlıdır. Stres tepkilerinin ortaya cıkışı; stres vericilerden bağımsız, kişiye ve kişinin icinde bulunduğu koşulları yorumlamasına bağlıdır.
Stresle başa cıkma becerileri yuksek olan kişi;
Stres veren koşullar karşısındaki guclerinden ve zaaflarından haberdardır,
Strese yol acan durumları duşunsel ve duygusal sebepleriyle ortaya koyar,
Bu sebeplerin değiştirilebilir ya da değiştirilemez olduğunu ayırt edebilir,
Kontrol edilebilir stres kaynaklarıyla başacıkmak icin doğru ve işe yarar stratejiler geliştirir,
Probleme odaklanır, problemi yaratan durumu kontrol etmeye ve yonetmeye calışır.
“Ne kadar sert duşersen o kadar yukarı zıplarsın.” – D. Horton
[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Duygularını yonet
Sağlık0 Mesaj
●23 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Duygularını yonet