Herkes aynı şekilde oğrenmez. Durumları, olayları, bilgileri farklı şekillerde algılar dolayısıyla farklı bicimlerde değerlendiririz. İfade etme şekillerimiz de birbirinden farklıdır. Durumları, olayları, bilgileri algılarken hangi duyu organımızı veya organlarımızı kullanıyoruz? Goz, kulak, burun, deri, dil ? Gozumuzu kullanıyorsak algı kanalımız goz olur ve bize gorsel ya da kulağımızı kullanıyorsak algı kanalımız kulak ve bize işitsel denilebilir. Sonuc olarak algı kanalımız olarak kullandığımız organın dilini konuşuruz. Bu boyuttan bakıldığında bireyleri gorsel, işitsel, dokunsal (kinestetik) olarak ayırabiliriz.
Roz Townsend, okuma kanallarını şoyle sınıflandırıyor:
Biz,
% 1 tad alarak,
% 1.5 dokunarak,
% 3.5 koklayarak
% 11 işiterek,
% 83 gorerek, oğreniriz.
Yine biz,
Okuduklarımızın %10'unu,
İşittiklerimizin % 20'sini,
Gorduklerimizin, %30'unu
Hem gorup hem işittiklerimizin % 50'sini,
Soylediklerimizin % 80'ini,
Davranışlarımızla beraber soylediklerimizin % 90'ını hatırlarız. (okulweb.meb.gov.tr/34/06/965226/rehberlik/sizinogrenmeniz.doc)
Gorsel, dunyayı gorur, işitsel duyar, dokunsal hisseder. İnsanlar aynı anda birden fazla dil kullanabilir, bu onların hangi algı kanallarını geliştirdiği ile ilgilidir. Bazı kişiler bir ortama girdiklerinde eşyalarla fazlasıyla ilgilenir, ortam hakkında yorumlar yapar, renklerin uygun olup olmadığından, daha iyisinin ne olacağından bahsederler, tum ortamı gezmek ister, her odayı merak ederler. Bunlar genellikle gorsel tiplerdir; cunku renkler ve şekiller onların ilgisini ceker. İşitsel ya da dokunsal ise bunlara pek dikkat etmez. İşitsel gittiği ortamda ne konuşulduğuyla, dokunsal ne hissettiğiyle ilgilidir.
İnsanları okuma davranışı sırasında da tanıyabilir, onun hangi algı kanalını kullandığını keşfedebiliriz. Mesela, hic, herhangi birine eşinize, cocuğunuza, arkadaşınıza gazete, kitap ya da herhangi bir metin okudunuz mu? Okuduysanız muhakkak karşılaşmışsınızdır. Okuyan siz olduğunuz halde, okuduğunuz gazetenin icine duşen, kafasını uzatmadan duramayanlarla, onlar gormeden algılayamayan, gormeden oğrenemeyen, gorduklerini ise cabuk oğrenip ve hatırlayan gorsellerdir. Bir işitsel ise, rahatlıkla okuduklarınızı dinler ve gormeye calışmaz.
Bu duruma benzer bir orneği gecen hafta calışma arkadaşımla yaşadım. Ona okulumuzdaki 4 yaşındaki bir cocuktan bahsediyordum.
'Uzun saclı olan mı?' diye sordu, 'Uzun saclı mı hatırlamıyorum, hani geldiğinde gulumseyerek merhaba demişti.' dedim. 'Ya hani ışıklı ayakkabıları vardı.' deyince, 'Benim gorselim senin kadar gelişmemiş, baksana ne soylediğini ve nasıl soylediğini hatırlıyorum, sacı ve ayakkabısı bana hic ip ucu vermedi.' dediğimde 'Gercekten, ben de not almazsam hic bir şey hatırlamıyorum, illa yazmam ve yazdığımı gormem lazım.' dedi. Bir gorsel gormeden dikkatini toplayamaz. Bu sebeple sozlu yonergeleri takip etmekte zorlanırlar.
İnsanların algı kanalını fark etmenin bir yolu da nasıl giyindikleridir. Cunku gorsel, gorunuşune dikkat eder. Dokunsal icinse goruntu arka planda kalır. O, oncelikle rahat etmelidir. Gorsel ince topuklularla ayaklarına kara sular inse de, acı cekse de dik yurumeye ve etrafına gulucukler sacmaya devam edebilirken, dokunsal topuklu ayakkabı ya hic giymez ya da acı cektiği an da fırlatır atar; cunku ayakkabısız dolaşmak guzel gorunmeye calışmaktan daha iyi hissettirir ya da sırf iyi gorunmek icin hic de keyfini bozamaz.
Gorsel alış veriş yaparken goruntuye dikkat eder. Her tercihini buna gore yapar. Orneğin araba alacaksa once rengi ve goruntusu gelir. Dokunsal ise koltuğuna oturmalı, kendini konforlu hissetmelidir, arabanın icine girmeden, dokunmadan almaz. Bazı mağazalarda yazan 'Lutfen dokunmayın, El surmeyin.' gibi yazılar onlara gore değildir. İşitsel korna ve motor sesine en cok da satıcının konuşmalarına dikkatini yoneltir, arabadan hoşlanıp satıcının konuşmalarından rahatsız olduysa başka galerinin yolunu tutar.
Aile icinde bu bağlamda buyuk sorunlar yaşanır. Gorsel bir anne, dokunsal bir ergen ya da eş. Anne surekli ozensiz giyindiğinden, renk secimlerinin kotu olduğundan, utusuz dolaşmasının yanlış olduğundan şikayet etse de, dokunsal hayatına cok fazla karışıldığından, eşofmanla daha rahat ettiğinden, utu yapmaktan hoşlanmadığından yakınır.
Dokunsal kişiler bedensel sinyallere karşı daha duyarlıdır, beden farkındalığı daha gelişmiştir denilebilir. Gorsel kişilerinse, bedeninden gelen sinyallere karşı coğunlukla duyarsız davrandıkları, acıya rağmen iyi gorunmeyi tercih ettikleri dikkat ceker. Ne de olsa onemli olan nasıl gorunduğudur.
İnsanların yaşam alanları da algı kanalları hakkında bilgi verir. Orneğin, gorselin; evi, calışma ortamı duzenliyken dokunsalın dağınık olabilir; cunku gorsel titizdir, dokunsalsa hissettiği şekilde yaşar. Rahatsız hissederse toplar, dağınıklık icinde aradığını bulabiliyor ve rahat ediyorsa, umursamaz. Aynı ailedeki gorsel ve dokunsallar bu konuda hic anlaşamazlar. Anne cocuğunun odasını duzenler ve cocuk cıldırır. Aradığını bulamadığını haykırır. Anne anlayamaz, teşekkur etmesi gerekirken neredeyse azarlanmaktadır, şaşırır, yerine koyduğunu ya da ust uste dizdiğini soyler.
Konuşma şekilleri de algı kanalı hakkında ipucu verir. Gorsel hızlı konuşur, akciğerin ust kısmından sık ve hızlı nefesler alırken; işitsel kişiler ritmik, orta hızda, tane tane konuşur, goğusten nefes alır. Dokunsal ise diyafram nefesi alır, yavaş ve sakin konuşur. Konuşurken araya reklam alan kişiler genelde dokunsaldır, bir gorsel ise dokunsala tahammul etmekte epey zorlanır 'Eeee hadi, biraz daha cabuk anlatsan.' diye hayıflanırken, işitsel sabır yonunu geliştirmişse dokunsalı daha rahat dinler, seri konuşan, kelimelerinin arasına boşluk bırakmayı unutan, konuşma ritmine dikkat etmeyen gorselden haz etmez.
Algı kanalını tespit etmenin bir yolu da insanlara soru sormaktır. En son hangi filme gittin? Yeni yılda ne yapmayı duşunuyorsun? gibi. Hatırlama veya tasarlama sırasında gorselin bakışı tavanda, işitselin kulak hizasında, dokunsalın yerlerde dolaşır.
Konuşurken ya da yazarken sectiği kelimeler de algı kanalı hakkında oldukca bilgilendiricidir. Gorseller gormek, bakmak, resmetmek, renkler…gibi gorsel kelimeleri kullanarak konuşurken, işitseller duymak, işitmek, ses, tını…gibi kelimeleri, dokunsallar anlamak, hissetmek, duyumsamak, dokunmak …gibi kelimeleri kullanırlar. Orneğin bir konuşmacı gorselse konuyu toparlarken 'gorduğunuz gibi, şoyle bir goz atalım', işitselse 'konuştuğumuz gibi', dokunsalsa 'anladığınız uzere' demeye yonelir. Havadis verirken gorsel 'gordun mu ne olmuş', işitsel 'duydun mu bak neler olmuş.', dokunsal 'aklıma gelen başıma geldi, biliyordum boyle olacağını.'şeklinde başlar.
Algı kanalları cocuk yaşlarda belirginleşmeye başlar. Masa başı bireysel calışmayı, yazmayı, cizmeyi, boyamayı, kes yapıştır yapmayı, yap bozlarla oynamayı, resimli dergi ve kitapları sevenler gorsellerdir. Zihninde resmederek, imajinasyon yaparak duşunduğunden, oğrenirken gorsel araclardan (şema, grafik, harita…) faydalanmalı, okuyup yazarken renkli kalemler kullanmalı, onemli yerlerin altını cizmeli, not alma alışkanlığı kazanmalı, kucuk soru cevap kartları hazırlamalı, calışma ortamı duzenli, dikkat dağıtıcı objelerden temizlemelidir.
Muzik ve diğer ses kayıtlarını dinlemeyi sevenler, ozenli, hoş, rahat konuşan, kendini iyi ifade edebilenler, toplum karşısında rahat konuşan, grup calışmalarına hevesli, riskleri cabuk fark eden, eleştirel dinleyenler işitsellerdir. Konuşarak, konuyu tartışarak oğrenirler. Sessizce goz taramasıyla okuduklarında bir şey anlamaz, ya ic sesleriyle ya da sesli okurlar. Oyun oynarken tek başına konuşan, şarkı soyleyen, ilginc sesler cıkaran, yanında surekli konuşabileceği birilerini arayan, konuşurken sozunun bolunmesinden hoşlanmayan, ortamdaki ses değişimlerini hemen fark eden, oda da saat tik takları yuzunden uykusu kacan, en ufak sese uyananlar, gurultuden rahatsız olanlarda da onlardır. Calışırken muzik dinlemekten rahatsız olurlar.
Dokunsallar ise surekli hareket halinde oradan oraya koşar, koltuklara tırmanır, dolapların uzerinden atlar, az ve oz konuşurlar. Hiperaktif cocuklar dokunsaldır, bazen de dokunsal cocuklara hiperaktif etiketi kolay yapıştırılır. Onlar her şeye dokunmak isterler, ağac gorduklerinde tırmanır, trabzanlardan kayar, dans eder, hamurla, camurla, kumla oynamaktan hoşlanır, kıyafetlerinin ya da bedeninin kirlenmesini umursamazlar. Gorsel bir cocuk ise, bu sebeple ağlayabilir. Bir dokunsal gercekcidir; aynı zamanda da duygusal, hareketlerle kolay oğrenir, derslerini hareket halinde calışmaları başarı getirir. Orneğin yuruyerek okumak, deney yapmak gibi; cunku onlar elleriyle oğrenirler. Calışırken muzik dinlemek, atıştırmak, bir şeyler icmek onları rahatlatır. Koku, tat algıları diğer algı kanallarına sahip kişilere gore daha gelişkindir, gurmeler genellikle dokunsallardan cıkar, eve girdiklerinde ne piştiğini şıp diye anlayanlar da onlardır. Kahkahalarla buyuk buyuk gulen, avazı cıktığı kadar bağırarak sarsıla sarsıla ağlayanlar da.
Kendimizin ve diğer bireylerin algı kanallarını fark etmek bize neler kazandırır?
Oncelikle kendimize dair geliştirdiğimiz bu farkındalık;
Secimlerimizi nasıl yaptığımızın bilincine varmamızı ve daha bilincli secimler yapmamızı sağlar. Orneğin, 'Televizyonda izlediğim reklamlar beni nasıl etkiliyor? Ambalaja kanıp aldığım urunler neler? Marka takıntım var mı? Nasıl ikna oluyorum? Tongaya hangi yollarla duşuruluyorum?'
Yaşatmadığımız kutuplarımızı yaşatmaya başlama yonunde ilk adımı atmış oluruz. 'Daima hayalciyim, daha eleştirel ya da gercekci davranmak icin neler yapabilirim ya da her zaman gercekciyim hayal kurma yonumu nasıl geliştirebilirim? Kıyafet secimlerimde hep aynı tarz şeyler aldığımdan, bazı ortamlara giderken giyebileceğim hic kıyafetimin olmadığını fark ettim, bu yonumu nasıl geliştirebilirim?'
Kendimizi ve diğerlerini daha iyi tanımaya ve anlamaya başlarız. 'Rahatıma duşkun olduğum icin kendimi iyi hissettiğim zaman odamı toplamam annemi cok rahatsız ediyor, ona kendisini iyi hissettirmek icin daha dikkatli olabilirim.'
Bireysel faklılıklara saygımız arttığından, kendimiz ve diğerleriyle kurduğumuz iletişimin kalitesi yukselir.
Guduk kanallarımızı geliştirme fırsatı yakalarız.
Sivri yonlerimizi torpuleyerek yeniden şekillenebiliriz.
Testi cevaplarken, once verilen cumleleri okuyun. Ardından hayatınızdaki yerine gore size en uyan cumle icin 3, daha az uyan icin 2 ve en az uyan cumle icin de 1 puan verin. Orneğin, cumlenin sizin icin doğruluk derecesine gore A icin 1, C icin 2 ve B icin de 3 puan verebilirsiniz.
1 - A) Muzik dinlemeyi cok severim.

B) Vitrinlere bakmaktan ve galerilere gitmekten hoşlanırım.

C) Guzel muzik caldığında dans etmemek icin kendimi zor tutarım.
2 - A) Sozlu olmayı yazılıya tercih ederim.

B) Coğunlukla duzgun ve hatasız yazarım.
C) Testlerde hislerime guvenip atmaktan cekinirim.

3 - A) Ses tonumun guzel olduğu soylenir.
B) İyi gorunduğumde kendime guvenim artar.
C) El şakasından hoşlanırım.

4 - A) Yapacaklarımı yuksek sesle soylediğimde sorunları daha cabuk hallederim.
B) Bir şeyin anlatılmasından cok gosterilmesini tercih ederim.
C) Bir konu anlatılırken mutlaka bir şeylerle oynarım.
5 - A) Bir kişinin ictenliğini sesinden anlarım.
B) İnsanları gorunumleri ile yorumladığım cok olur.
C) Kişilerin el sıkmaları benim icin anahtardır.

6 - A) Kitapları okumaktansa kaset dinlemeyi tercih ederim
B) Televizyon seyretmeyi ve sinemaya gitmeyi cok severim
C) Yuruyuşe veya dışarı cıkmayı cok severim
7 - A) Arabanın cıkardığı en ufak sesi duyarım.
B) Arabanın ic - dış temizliği cok onemlidir.
C) Kullandığımda iyi hissedebileceğim arabayı hicbir şeye değişmem.

8 - A) İnsanlar benimle rahatlıkla konuşabildiklerini soylerler.
B) İnsanları seyretmeyi cok severim.
C) Konuşurken insanlara dokunma eğilimim vardır.
9 - A) Telefondaki butun seslere karşı aşırı duyarlıyımdır.
B) İsimleri hatırlamasam da yuzleri hic unutmam.
C) İnsanların neye benzediklerini hatırlamakta gucluk cekerim.
10 - A) Genelde radyoya eşlik ederim.
B) Fotoğraf cekmekten buyuk zevk alırım.
C) Ellerimi kullanarak iş yapmak hoşuma gider.
11 - A) Bir fikri okumaktansa bana anlatılmasını tercih ederim.
B) Gorsel desteklerden cok konuşmacı ile ilgilenirim.
C) Aktivitelere katılmayı seyretmekten cok severim.
12 - A) İyi dinleyiciyim.
B) Gorunuş en onemli değerlendirme kriterimdir.
C) Bazı insanları anladığım sebeplerden severim ya da sevmem.
13 - A) Yapacaklarımı yuksek sesle konuştuğumda problemleri daha cabuk hallederim.
B) Haritaya bakarak yonumu cok rahat bulurum.
C) Sporu bitirdikten sonra kendimi cok iyi hissettiğim icin tercih ederim.
14 - A) Bir evde mutlaka sessiz bir yerler olmalıdır.
B) Evimin temiz ve duzenli olması cok onemlidir.
C) Konforlu ve rahat bir evi cok severim.
15 - A) İnsanların konuşmalarını taklit ederim.
B) Her gun yapacağım işlerin listesini yaparım.
C) Cok koordineli bir kişi olduğum soylenir.
Ve işte puanlama:
Sorulardan her birine uc puanı dağıttıktan sonra hangi şıkkın daha cok puan topladığına bakın. A'lar daha coksa işitsel, B'ler daha fazlaysa gorsel, C'ler daha coksa dokunsalsınız. İlişkiye girmek istediğiniz ya da ilişkide olduğunuz kişinin dokunsal, gorsel ya da işitsel olduğunu oğrendikten sonra onunla onun kanalından ilişki kurabilirsiniz.
(Gecerlilik ve guvenirlik calışmalarına dair bir bilgiye rastlamadığım bu testin, fikir edinmeniz acısından yararlı olabileceğini duşunduğumden buraya ilave ettim.)

[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]