Yargıtay Başsavcısı Abdurrahman Yalcınkaya, AKP’nin kapatılma davasındaki esas hakkındaki goruşunde, Başbakan Tayyip Erdoğan’ı "takiye yapmakla" sucladı. Yalcınkaya’nın goruşundeki carpıcı ayrıntılar ozetle şoyle:

Başbakan doğruladı "Erdoğan, once ’milli goruş gomleğini cıkardım’ demiş, sonra ’siyasete girerken farklı, siyasetten sonra farklı bir yaşam tarzı mı uygulayacağım halkımı mı aldatacağım. Dun neysem bugun de oyum, değişemem, değişmedim’ diyerek, adeta o gune kadar yaptığı takiyeyi doğrulamıştır. Bu soylem davalı parti genel başkanının partisinin iktidar olduğu surecte, laik devlet ilkesine aykırı eylemlerin fikri kaynaklarını ve bu anlamda milli goruş cizgisinde olduğunun gostergesidir.

Tuna’yı korudular AKP’li Husnu Tuna hakkında acılan soruşturmada (Turban kamuda da serbest olmalı dediği icin) ihrac kararı verilmesi gerekirken, uyarma ile yetinildi. Partinin bazı uygulamalarını eleştiren Turhan Comez ihrac edilmiştir.

Milli goruşe donuldu Davalı parti 22 Temmuz 2007 secimlerinden guclenerek cıkınca kendini siyasal rejimin gozunde meşrulaştıracak ic ve dış ittifaklara (AB dahil) sırt cevirmiş ideolojik aslında MNP, MSP, RP, FP’nin ideolojik omurgasını oluşturan ve bu partilerle birlikte laik rejim karşıtlığı tescillenen "milli goruş" diye adlandırdıkları siyasal cizgisinde yoğunlaşmıştır.

Samimiyetsizler 22 Temmuz secimlerinden sonra bu ittifaklara ihtiyacı kalmadığını duşunen ve devleti bir ılımlı İslam cumhuriyetine donuşturme yolunda temel anayasal değişikliklere hız veren davalı partinin birden bire AB’ye yakınlaşması ve AB hukukundan medet umması ironi olduğu kadar laik Avrupa soylemindeki samimiyetsizliğin de bir gostergesidir.

İcki sorunu değil AKP’li belediyelerin soz birliği etmişcesine kent merkezlerindeki alkollu icki satan yerleri baskılayıp, ruhsatlarını yenilememeleri, şehir dışına ucra koşelere, "halk boyle istiyor" diye yasaklamaları Turkiye gerceğidir. Bu uygulama yurt sathındadır. Bu konu aslında bir icki sorunu değildir. Dinin alkollu ickiyi yasaklamasını bahane ederek ve kutsal din duygularını somurerek, toplumu nasıl donuştureceklerini ve bu konudaki hoşgorusuzluklerini sivil barışı, anayasal duzeni ve demokrasiyi tehlikeye soktuklarının bir gostergesidir.

Yargıya saldırdılar Hukuki bir savunma yapılması yerine yargıyı saldırıyı esas alan bir yontem izlenmiş bu şekilde Yargıtay’a ve anayasal sisteme ağır eleştirilerde bulunulmuştur. İktidar partisine kapatma davası acılamayacağı savunması hukuki temele dayanmamaktadır.

İdare kanıt vermedi Davalı parti uyelerinin, laikliğe aykırı eylemler konusunda SPY’ye gore idari mercilerin savcılıklara başvurması bu delilleri de Adalet Bakanlığı’nın belgeleriyle Başsavcılığımıza bildirmesi gereklidir. Yasanın bu hukmune rağmen iddianameye eklenen yuzlerce kanıttan hicbiri bu kanaldan intikal ettirilmemiştir."

kaynak:hurriyet.com