Turkiye’de kadının sosyal statusu, benlik saygısı konusunda doğurganlık potansiyeli, coğu kesim tarafından onem teşkil etmektedir. Ulkemizde, cocuk sahibi olamamak ciftler uzerinde toplumsal bir baskı oluşturmaktadır. Bu baskı, ciftlerde yetersizlik, değersizlik hislerine yol acarak benlik saygısında azalma, depresyon, evlilikle ilgili kaygıların artması ve somatik semptomlar (mide ulserleri, psikolojik baş ağrıları, cilt rahatsızlıkları) gibi sıkıntılar yaratmaktadır.
Negatif sonuclanan tup bebek tedavilerinin zorlu yollarından gecen ciftler icin yumurta ya da sperm donasyonu hekimler tarafından onerilen bir secenektir. Donasyona başvurmadan once ciftler, hayallerini kurdukları bebeğe bilinen yollarla ulaşamamanın yasını yaşarlar. Burada onemli olan bu kaybın yani bebeğe ulaşamamanın ciftler icin ne anlama geldiğidir. Bazı ciftler, tedavilerinin olumsuz olma durumunda donasyona ihtiyac duyabileceklerinin farkındadırlar; bazıları ise doktorlarının bunu secenek olarak sunmaları karşısında şaşırmış, uzgun ya da korku dolu hissedebilirler.
Donasyon kararı alan bircok cift oncelikle kendilerine benzeyen en iyi donoru bulma odaklı araştırmalara girişir. Fakat şu bir gercektir ki genlerin cocuğun icinde kendini ifade etme bicimi asla onceden bilinemez.
Bebek ile bağlanma konusuna yonelik endişeler yaşayabilir anne adayları. Hamilelik surecinde ise bu endişeler gittikce azalır. Anne adaylarının bu endişeleri yaşamaları cok olağandır. Fakat donasyon yontemiyle gebe kalmak, bebeğinizle bağınızın olmayacağı anlamına asla gelmez.
Daha once 2 kere tup bebek tedavisi gormuş ve başarısızlıkla sonuclanmış bir hasta bu tedavinin ardından yumurta donasyonu ile cocuk sahibi olmuştur. Bu surece kolaylıkla atılamadığını oncesinde internet uzerinden donasyon ile cocuk sahibi olmuş annelerle iletişime gecerek kendini hazırlama aşamasına gectiğini bildirmiştir. Bu goruşmeler onun icin oldukca faydalı bir yonlendirme sağlamıştır. Buna rağmen işlem oncesinde “ya yanlış bir şey yapıyorsam” endişesinin devam ettiğini dile getirmiştir. Bunlar uzerine şu duşuncenin onu yureklendirdiğini ifade etmiştir. “bana bu imkanı sağlayan donor (verici) beni tanımayan, asla tanımayacak ve tamamen bana yabancı biri ve bana yardım edebilmek icin fizyolojik olarak hazırlanıyor. Ben cocuğuma miras kalacak ozelliklerden hangisini istiyorum? Kendi sac rengimde olmasını mı, yoksa tanımadığı bir yabancıya yardım edecek ozveriye sahip bir donorun karakteristik ozelliklerini mi?”. Bu duşunceler, donasyon konusundaki fikirlerini oldukca şekillendirmiştir hastanın ve tedavisi sonucunda bir kız cocuğu olmuştur.
Ulkemizde 200 katılımcı uzerinde yurutulen bir araştırmada katılımcıların yarısından coğunun donasyon seceneğini evlat edinme seceneğinden daha onde tuttukları bulgulanmıştır.
Ciftleri genellikle bu surecte zorlayan onemli etkenlerden biri donorun kimliğinin gizliliği konusunda guvenebileceği bir merkez bulmaktır. Bu konuda emin olmak isterler. Zaman zaman guvensizlikler ve karar verememe gibi sorunlar yaşayabilirler. Merkezlerde genellikle yumurta donorlerinin kimlikleri gizli tutulur, hatta donorler, kendi yumurtalarıyla bir cocuğun dunyaya gelip gelmediğini oğrenemezler bile. Bu bilgiyi edinmemiş bir cift icin bu surec oldukca kuşkulu gececektir.
Surecin yarattığı kaygılarla baş edebilmek icin zihin olarak tup bebek tedavisine girecekmiş gibi hazırlanmak gerekmektedir. Donasyonda dikkat edilmesi gereken bir diğer şey de genetik materyalin yarısının anne ya da babadan geldiğidir. Yani bebeğin genetiğinin yarısı sizden gelmektedir. Bunun dışında bunca yıllık yapılan psikolojik kokenli araştırmalar cocuğun gelişiminde genetik faktorlerin yanı sıra yetiştirme tutumlarının da onemini vurgulamakta hatta daha baskın olduğunu doğrulamaktadır.
Yurutulen araştırmalar, ne cocuğun ne de annenin hormonlar ve icguduler sayesinde normal gebeliklerden farklılık yaşamadıklarını ortaya koymuştur.
Ciftleri donasyon surecinde endişelendiren bir diğer konu ise diğer insanlara bunu nasıl acıklayacaklarıdır. Bazı hastalar, diğerlerine bu konuyla ilgili acıklama yapmaktan endişe duymazken bazıları yalnızca cok yakın olduklarına konuyu acabilmektedirler.
Donasyon tedavisi ile karşı karşıya olan ciftler genellikle aşağıdaki sıkıntıları yaşarlar:
Yakınları tarafından yanlış anlaşılma korkusu,
İnfertilitenin kişisel bir problem olduğu inancı,
Gercek anne ya da babanın kim olduğuna yonelik sorularla karşılaşma korkusu,
Cocuklarına yonelik başkalarının tutumlarına karşı endişeler
Dini, kulturel yapılanmaların getirdiği endişeler

Bu tur olumsuz duygudurumlarla baş edebilmek icin tedavi sureci ile birlikte psikolojik danışmanlık almak faydalı olacaktır.
Uzm. Psk. Asena İrem Akın

[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]