Kabızlık cocukluk cağında sıklıkla karşılaşılan medikal tedavisinde olguların %40 ile 50’inde başarısızlığa uğranılan klinik bir durumdur. Ozellikle kabızlık ile beraber dışkı kacırmanın gelişmesi cocukların okuldan ve sosyal yaşamdan soyutlanmalarına neden olmaktadır. Bu tur olgularda kronik kabızlığa bağlı olarak rektum (kalın barsağın anuse en yakın uc kısmı) aşırı derecede genişlemiş ise medikal tedaviye yanıt alma olasılığı cok azdır.
Kronik kabızlık ile başvuran olguların coğu uzun sure değişik medikal tedaviler alarak bir Cocuk cerrahına başvurur. Yapılan fizik incelemeden ve radyolojik değerlendirmelerden sonra biz Cocuk Cerrahlarıda oncelikle hem enemalar (lavman) ile hem de oral laksatif (ağızdan verilen dışkı yumşatıcılar) başlayarak olgularımızda kabızlığın onune gecmeye calışırız. Yoğun ilac tedavisne rağmen yakınmaları duzelmeyen olgular cekilen kolon grafisi ile yeniden değerlendirmeye alınır. Megarektum tanısı icin olgularda kabızlığın olması, rektal tuşede rektumun dışkı ile dolu olması, kolon grafisinde rektum pelvis oranının 0,61’in uzerinde olması gerekir.
Megarektum oluşan olgularda pek cok cerrahi tedavi seceneği tanımlanmıştır. Bu konuda dunyanın en saygın cerrahlarından biri olan İspanyol Pena dilate sigmoid kolonu cıkararak %80 oranında laksatif gereksinimini azaldığını belirtmektedir. Ancak yine de bu olgularda laksatif kullanım gereksinimi devam etmektedir. Dilate kolonla beraber rektumun transanal yolla eksize edildiği olgularda ise sonucların cok daha iyi olduğu bilinmektedir. Bu hastalarda bazı merkezlerde once kolostomi yapılır. Boylece genişlemiş barsak dinlendirilir, daha sonra genişlemiş barsak kısmı anokutaneal hattın 4-5 cm uzaklığına kadar cıkartılarak normal caplı inen kolon ile birleştirilir. Problemli olan dilate kısım cıkartılırken total kolon boyu da kısaltılarak kolonik transit zamanının da azaltılması sağlanır. Daha sonra ise hastanın kolostomisi kapatılır.
Bazı merkezlerde ise kolostomi yapılmadan tek seansla, laparoskopi veya laparotomi yardımlı olarak genişlemiş barsak ansı cıkartılabilir. Bu hastalarda ameliyat suresi bazen uzun olabilir. Hastalar ameliyattan sonra 3-5 gun hastanede kalır ve bu sure icerisinde damardan TPN (total parenteral nutrisyon) ile beslenirler.
Ameliyat edilen bu hastaların yaklaşık %60’ı ilac bağımlılığından kurtulurken, geriye kalan %40 hastada ilerleyen donemlerde ek medikal ve cerrahi tedavilere ihtiyac duyabilir.

[h=2]İzmir Cocuk Cerrahi uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]