Aydan aya gebe kalma oranı aynı olarak kabul edilse de, genellikle, korunmasız cinsel ilişkide bulunulan ciftlerin ilk ay gebe kalma oranları en yuksektir. İlk 3 ay icerisinde gebelik olmazsa aylık gebelik oranları duşmeye başlar. Goreceli olarak gec 30’lu yaşlardan sonra aylık gebe kalma oranı, erken 20’li yaşlara gore yarı yarıya azalmaktadır.

İnfertilite (kısırlık) en az 12 ay sure ile duzenli cinsel ilişkiye rağmen gebelik elde edilememesidir. Ancak fizik muayene ya da tıbbi hikÂyesi uyarıcı olanlarda ya da 35 yaş ustu bayanlarda 6 ay sonrasında gebelik elde edilemezse erken donemde değerlendirme yapılmalıdır. Cunku bayanlarda yaş ilerledikce gebe kalma potansiyeli azalmaktadır.

—Cinsel İlişki Sıklığı:

Cinsel perhiz suresinin 5 gunu gectiği durumlarda sperm sayısı ve morfolojisi (şekli) olumsuz yonde etkilenmektedir.Sperm sayısı normal olan erkeklerde, her gun cinsel ilişkide bulunulması, semen parametrelerinde bir değişiklik yapmamakla birlikte bazı yayınlarda gebe kalma şansında azalmaya neden olabildiği soylenmektedir. Ancak ilginc olarak sperm sayısı duşuk olanlarda her gun cinsel ilişkinin sperm sayı ve hareketliliğini arttırdığı soylenmektedir. Ancak her gun cinsel ilişki bir miktar daha şansı arttırıyor gibi gorulse de ciftler uzerine ek bir stres kaynağı olacağından, ciftlere 1-2 gun aralıklı ilişkide bulunmaları tavsiye edilebilir.

—Gebe Kalınabilecek Zaman Aralığı:

Bir bayanın gebe kalabileceği sure Âdetin ilk gunune gore 6. gun başlar ve yumurtlamanın olduğu gun sonlanır. Bu nedenle gebeliği yakalayabilmek icin, duzenli adet goren bayanlarda hemen adet bitiminden itibaren yumurtlama gunune kadar 1-2 gunde bir ilişki olması tavsiye edilmelidir. Ornek vermek gerekirse 28 gunde bir adet goren bir bayanda bu aralık adet bitimi ile 14. gun arasıdır. Bu nedenle ceşitli yontemler kullanarak (idrar, kan ve ultrasonografi ile yumurtlama gununun tespiti) yumurtlama anını tespit etmeye gerek yoktur.

—Cinsel İlişkide Dikkat Edilecek Hususlar:

Her ciftin kendisine has cinsel ilişki alışkanlığı vardır.Bu alışkanlıklarda herhangi bir değişiklik yapılmasının gebe kalınabilirliğe katkısı bulunmamaktadır (ilişki sonrası bir sure sırtustu yatmak vs). Ancak cinsel ilişki sırasında kullanılan bazı kimyasalların (kayganlaştırıcı) spermler uzerine zararlı etkisi olabilmektedir. Bu nedenle bu turev kimyasalların kullanılması tavsiye edilmez.

—Diyet ve Yaşam Tarzı:

Gebelik oranları cok zayıf (vucut kitle indeksi (VKİ) zayıf - 35) olan bayanlarda azalmaktadır. Bu nedenle bayanın kilosunun normalize edilmesi kendiliğinden gebe kalınabilirlik uzerine olumlu etkide bulunabilir. Sebze-meyveden bol, yağ oranı duşuk ve vitaminden zengin besinlerle beslenmek de bu konuda cok az da olsa katkı sağlayabilir. Gunde 400 mikrogr (veya 0.4 miligram) folik asit desteği noral tup defekti (bebekte santral sinir sistemi problemleri) gelişme riskini de azaltmaktadır.

—Sigara:

Sigara, gebe kalma potansiyelini belirgin olarak azaltmaktadır. Ayrıca menopoza girme yaşını da 1-4 yıl one cekmektedir. Bunun dışında kendiliğinden ya da IVF ile oluşan gebeliklerde duşuk riskini de arttırmaktadır. Erkeklerde de sperm sayı ve hareketliliğinde azalmaya neden olmaktadır.

—Alkol:

Bayanlarda alkolun gebe kalınabilirliğe etkisi tam olarak bilinmemektedir. Ancak ağır alkol alımından (gunde 2 bardaktan fazla) kacınılmalıdır.

—Kafein:

Gunde 5 fincandan fazla (>500 mg) kahve icimi gebe kalma şansını azaltmaktadır. Gunde 200-300 mg kahve alımında dahi duşuk riski artmaktadır. Doğumsal anomali riskini arttırmaz ancak erken doğum ya da duşuk doğum ağırlıklı bebek doğumuna etken olabilir.


[h=2]Ankara Kadın Doğum uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]