Ailede ve toplumda meydana gelen olumlu ve olumsuz butun olaylardan her insan gibi cocuk da etkilenir. Ancak cocuklar yetişkinler gibi yeterli tecrube birikimine, gelişmiş mantığa ve guclenmiş bir iradeye sahip olmadıkları icin karşılaştıkları olumsuz şartları, Âni değişiklikleri ve zorlukları anne baba desteği olmadan kolay aşamazlar.
Aile buyuklerinden birinin olumu, babanın işini kaybetmesi, yeni bir eve taşınılması, okulunun değiştirilmesi, yeni bir kardeşin dunyaya gelmesi gibi beklenmedik olayları ve değişiklikleri cocuklar kolay kabullenemez, uyum sağlamakta zorluk cekerler. Anne ve babadan destek goren, sevilen, ozguven duygusu gelişmiş bir cocuk kısa surede yeni duruma uyum sağlayabilir. Uyum sağlayıncaya kadar gecen sure icinde gosterilen davranış bozuklukları ruh sağlığına zarar vermeyen gecici uyum bozukluklarıdır. Bunlar aslında cocuğun sosyal gelişimi icin faydalı tecrubelerdir.
Psikologlar, bir davranış bozukluğunu yorumlarken cocuğun yaşını ve davranış bozukluğuna yol acan olayın ciddiyetini goz onunde bulundururlar.
Ornek verecek olursak, iki yaşına kadar bebeklerde parmak emme fazla ciddiye alınacak bir davranış bozukluğu değildir. Noropsikoloji uzmanları bunun ana rahmindeki bir alışkanlığın devamı olduğunu soylerken, gelişim psikolojisi uzmanları da cevreyi ve vucudunu tanıma girişimi olarak değerlendirirler.
Memeden kesilen bir bebeğin yeni duruma uyum sağlayıncaya kadar parmağını emmesi normal sayılır. Yine korktuğunda, acıktığında, anneyi ozlediğinde, uykuya dalarken parmak emmesi bir rahatlama şeklidir; davranış bozukluğu sayılmaz. Uc yaşındaki bir cocuğunun isteği yerine getirilmediği zaman ağlayıp sızlanması, yatıp yuvarlanması eğitim eksikliğine verilir ve fazla yadırganmaz. Ancak aynı hareketler on yaşındaki bir cocukta davranış bozukluğu kabul edilir.
Parmak Emme:
Bir yaşından veya sutten kesilmeden sonra devam eden parmak emme, anne-cocuk ilişkisindeki yetersizliğe ve guven duygusunun eksikliğine işaret eder. İleri yaşlarda ortaya cıkan parmak emme, daha ciddi ruhsal bozuklukların belirtisi sayıldığından, profesyonel yardım gerektirir.
Sac Koparma (Trikotillomani):
İki yaşından once gorulen sac ve seyrek olarak kaş yolma davranışı zeka geriliğinin ve gelişim bozukluğunun işareti sayılabilir. İki yaşından sonra ortaya cıkan sac yolma, anne-cocuk ilişkisinde catışmalar olduğunu gosterir.
Duygularını ifade etmede gucluk ceken, yasak ve baskı altında buyuyen kız cocuklarında sac koparma davranışına daha sık rastlanmaktadır. Korkularını, endişelerini, ofkelerini rahatca ifade etmelerine izin verilmeyen cocuklar, saclarını veya kaşlarını yolarak, saldırganlık ve kızgınlık duygularını kendilerine yoneltmektedirler. Konuşamayan, isteklerini anlatmakta gucluk ceken zihin ozurlu cocuklarda da sac koparma vak'alarına sık rastlanmaktadır.
Tırnak Yeme:
Kızgınlığını, sıkıntısını, korkusunu rahatca dile getirmesine izin verilmeyen ve kızgınlığı ceza ile bastırılan cocuklar, sac koparmada olduğu gibi, tırnak yiyerek saldırganlık duygularını kendilerine yoneltirler.
Toprak Yeme (Pika):
İlk bir yıl icinde bebekler eline geceni ağzına goturerek sertliğini, yumuşaklığını, yenip yenmediğini deneyerek oğrenmek isterler. Bu tur gecici denemeler ilk aylarda eşyayı tanıma ve keşfetme olarak değerlendirilebilir. Bir yaşından sonra devam etmesi hÂlinde uyum bozukluğu olarak ele alınmalıdır. Yeterince beslenemeyen, ilgi ve sevgi eksikliği icinde olan cocuklar, evde ve bahcede ellerine gecirdikleri toprak, kum, kirec, hatta dışkı gibi zararlı şeyleri ağzına goturup yiyebilirler. Seyrek de olsa mobilya kenarlarını kemiren cocuklara rastlanmaktadır. 'Pika' denilen bu davranış bozukluğu, daha cok anne sutu ile beslenmeyen, sevgiden, ilgiden ve şefkatten uzak buyuyen, guven duygusu gelişmemiş cocuklarda gorulmektedir.
Altını Islatma ve Kirletme (Enuresis ve Enkopresis):
Normal olarak cocuklar iki yaşını tamamladığında kucuk ve buyuk abdestlerini bilincli olarak tutabilmektedirler. Soya cekime, beslenmeye ve iklime bağlı olarak bu surec uc yaşına kadar uzayabilir.
Dort yaşından sonra devam eden altını ıslatmalar ve kirletmeler normal değildir. Eğer cocuk kucuk abdestini tutmayı hic oğrenememiş ise, zeka geriliği veya organik bir rahatsızlığından dolayı kaslarını kontrol edemiyor olabilir. Laboratuvar testlerinin normal cıkması hÂlinde psikolojik sebepler aranır.
Eğer cocuk uzun bir sure altını kuru tutmayı oğrenmiş, sonra altını ıslatmaya veya kirletmeye başlamış ise, altını ıslatmaya başladığı zaman bir hastalık gecirip gecirmediğine bakılır. Sonradan altını ıslatma veya kirletmenin sebebi coğu zaman psikolojiktir. Kardeş kıskanclığı, aileden birinin olumu, boşanma, annenin tedavisi uzun suren bir hastalığa yakalanması gibi olaylar altını ıslatmayı başlatan tetikleyici sebepler arasında sayılabilir.
Ofke Patlamaları (Tempertantrum):
Duyguları bastırılan, ruhsal gerginliğini ve kızgınlığını ifade etmesine izin verilmeyen cocuklar birikmiş saldırganlık duygularını uzun sure taşıyamazlar. Bir olayı veya yerine getirilmeyen bir isteklerini bahane ederek birikmiş sıkıntılarını ofke patlaması şeklinde boşaltırlar. Ağlayarak kendilerini yerden yere atarlar, kafalarını yere, duvara veya sert bir cisme vururlar. Ayrıca hatalı eğitim sonucu kural tanımayan, her isteği yerine getirilen, aşırı şımartılmış cocuklar da yerine getiremeyecekleri bir kural veya aşamayacakları bir engelle karşılaştıklarında ofke nobeti gecirebilirler.
Hırsızlık (Kleptomani):
Cocuklar beş yaşına kadar ben-merkezci bir kişiliğe sahiptirler, mulkiyete ve kişilik haklarına ait kurallara uymazlar. Uc yaşındaki bir cocuk kendi oyuncağını karşısındaki cocukla paylaşmak istemediği gibi, onun elindeki oyuncağa da sahip olmak ister. Bunun yadırganacak bir tarafı yoktur. Ancak, anne babaların okul oncesi (3-5 yaş) cocuklara başkasına ait bir oyuncağın veya eşyanın habersiz alınamayacağını oğretmeleri gerekir.
Eğer cocuğunuz oyun sırasında arkadaşlarına ait bir oyuncağı cebine veya cantasına saklayıp eve getirir ve siz de bunu farkederseniz, başkasına ait birşeyi habersiz almanın doğru bir davranış olmadığını, mutlaka geri vermesi gerektiğini anlatmalısınız. Buna hırsızlık denildiğini ve cok cirkin bir davranış olduğunu soyleyerek cocuğu utandırmanız ve suclamanız gerekmez.
Cunku, gercekte cocuğun amacı hırsızlık değildir. Eğer uyarılarınıza ve telkinlerinize rağmen başkalarına ait şeyleri habersiz almaya ve odasına saklamaya devam ederse cocukta bir guven eksikliği ve aşağılık duygusu var demektir. Yeterli sevgi ve ilgi gormeyen cocuklar anne ve babaya ait saat, gozluk, kalem, mucevher, makyaj malzemesi gibi şeyleri kendi odalarına saklayarak ruhsal aclıklarını gidermeye calışırlar.
Okul oncesi cocuklarda ara sıra gorulen ve amacı hırsızlık olmayan vak'alar gecici olup anne babadan yeterli ilgi ve sevgi gorduğunde kendiliğinden kaybolmaktadır. Asıl ciddiye almamız gereken, okul cağında gorulen hırsızlık olaylarıdır. Cocuk ihtiyacı olduğu icin değil, ruhsal aclığını gidermek icin sıra arkadaşının kalem, silgi, acacak gibi eşyalarını calmaktadır. Anne babasının cebinden veya cuzdanından para calıp bununla arkadaşlarına kola ve yiyecek ısmarlayan bir cocuk, arkadaşlarının ilgisini cekmek ve onların gozunde değer kazanmak istemektedir. Cocuk evde bulamadığı sevgi ve ilgiyi arkadaşlarında aramaktadır.
Kendileriyle konuşulmadan, onayları alınmadan yatılı okula verilen cocuklar evde istenmedikleri ve sevilmedikleri icin yatılı okula verildiklerini duşunurler. Kendilerini değersiz hisseden, guven duygusu gelişmemiş bu cocukların da sık sık kuralları ciğnedikleri, derslerini ihmal ettikleri ve hırsızlık yaptıkları bilinmektedir.
Yalan:
Cocuk, okul oncesi (3-5 yaş arası) donemde gercek dışı simgelerle gercek simgeleri birbirinden ayıracak zihinsel olgunluğa ulaşmadığından anlattığı gercek dışı şeyler yalan olarak değerlendirilmez. Bazen ruyalarını ve hayallerini de gercekmiş gibi anlatabilir. Dikkat cekmek icin uydurduğu hikÂyeler de yalandan uzaktır. Cunku burada amacı sizi aldatmak değil, kendisiyle meşgul olmanızı ve ona zaman ayırmanızı sağlamaya calışmaktır.

[h=2]Rize Psikiyatri uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]