17 ağustos deprem hikayeleri 17 ağustos depremi hikayeleri depremle ilgili hikayeler depremi sırları 1999 deprem
17Ağustos 1999, Golcuk Saatler gecenin ucuydu ve insanlar can havliyle kendilerini evlerinden dışarıya atarken sanki bir kıyameti yaşıyor gibiydiler. Ali Kırca' nın yonettiği Siyaset Meydanı'nda enkazdan kurtarılan bir bayan şunları soyluyordu

sonuna kadar okuyun lutfen COK ONEMLİ DETAYLAR VAR!!!

Marmara Depremi

17 Ağustos 1999, Golcuk Saatler gecenin ucuydu ve insanlar can havliyle kendilerini evlerinden dışarıya atarken sanki bir kıyameti yaşıyor gibiydiler. Ali Kırca' nın yonettiği Siyaset Meydanı'nda enkazdan kurtarılan bir bayan şunları soyluyordu

'O gece ne olduğunu bilmiyorum ama bildiğim bir şey var ki bu,depremden farklı bir şeydi. Bir iddiaya gore depremden hemen once Golcuk' ten Avcılar' a kadar geniş bir alanda gorulen "ateş topu" ile ilgili bilimsel bir acıklama yapılamıyordu. Birtakım teoriler ortaya atılmaya başlandı.Kimine gore Ruslar bomba patlatmıştı. Kimine gore de Yugoslavya''ya atılan bombaların yer kabuğunun dengesini bozması sebebiyle depremin gercekleştiğini soyluyordu. Hatta bazılarına gore işi PKK bile yapmış olabilirdi.

Nitekim CNN televiyonu Başbakan Bulent Ecevit ile yaptığı bir roportaj sırasında depremin arkasında PKK mıvar" sorusuna "Sanmıyorum" cevabını vermişti. Oysa bu sorunun doğal yanıtı "siz ne sacmalıyorsunuz,depremle PKK nın ne alakası var." Olmalıydı. Bu soruya verilen cevap, akıllara, PKK nın deprem oluşturabilme ihtimalinin olduğunu duşundurduğu gibi, yapay depremlerin olabileceği sonucuna da goturmektedir.

Bu teoriler arasında akla en yatkın olanı Future Times da yayınlanan araştırma dizisinde yer alan hikayeydi. Bu senaryoya gore, San Andreas fay hattında meydana gelebilecek buyuk bir depremin Amerikan ekonomisine cok buyuk zarar vereceğini bilen ABD,yer kabuğundaki değişimleri zleyerek, daha deprem oluşmadan tektonik katmanlar arasında artan basıncı değişik noktalardan patlatıp boşaltarak, buyuk depremi kucuk depremler haline donuşturmenin yolunu bulmuştu. Yıllar once Sırp asıllı Amerikalı bilimadamı mucit Nicola Tesla tarafından geliştirilen bu duşuk frekanslı elektromanyetik ışınımla yuksek enerji nakli" tekniğini, hem Ruslar hem de Amerikalılar uzun zamandır bir silah olarak kullanmanın yolunu arıyorlardı. Bu yontemle, cok uzaktan, hatta uzaydan geniş alanlarda tahribat yapabileceklerdi. Ancak Pentagon yıllardır cok guclu bir silah geliştirmek amacıyla uzerinde calıştığı bu projeyi, bir yandan da barışcı "deprem indirgeme" sistemine uygulamak suretiyle tepkileri azaltmayı ve fonlama devamlılığını sağlamayı amaclıyordu. Bu nedenle proje once Avustralya' nın cıplak ve seyrek nufuslu kırsal bolgelerinde denendi ve geliştirildi. Daha sonra bunun deprem bolgelerinde denenmesine geldi sıra. Değişik zamanlarda Kafkaslar' da, Okyanus tabanında ve Guney Amerika' daki Ant dağlarında tektonik uyarılar verilmek suretiyle enduktif deprem yaratma konusunda buyuk adımlar atıldı.

Bu araştırmalar Amerika' da HAARP ve diğer askeri tesislerin kumanda merkezlerinde yurutuluyordu. Bu arada, Turkiye, Japonya ve benzeri deprem bolgelerinde de sismik ağ şebekeleri kurularak bu bolgelerin tektonik verileri saniyesi saniyesine devasa bilgisayarların kayıtlarına gonderilmeye başlandı. Ve gun geldi bu sistem Turkiye'de denenmek istendi.

Bolge zaten yılardır bu amacla sismik espiyonaj altındaydı. Nitekim gelişmeleri dikkatle takip edenler, depremden hemen sonra, Turk Telekom' un Turkiye' nin sismik bilgilerini Pentagona ileten NATO Ussu' nun iletişimini nasıl kestiğini ufak puntalarla gazetelere duşen haberlerden hatırlayacaklardır. ABD' nin asıl hedefi, Kuzey Anadolu fay hattındaki deneyden elde
edeceği tecrube ve bulguları, San Andreas fay hattına uygulamaktı. Bu iş yine cok yuksek askeri gizlilik taşıdığından yurutme işi İsrailli 2 uzmanlara verilmişti. Gerekli makine ve donanım gizlice denizaltılarla Golcuk ussune getirilerek oradaki, yeraltı, denizaltı korunaklarına kuruldu. Turk makamları durumdan detay bazda haberdar değildi. Deney başarılı olacağından sonunde kimse normal dışı bir şeyin olduğunu fark etmeyecekti.

Bu amacla Gece Şahini tatbikatı" nın Gece 03:00 da başlaması planlandı. Gece saat tam 03:00 da duğmeye basılacak ve Gece Şahini devreye alınacaktı. 1-2 dakika icinde de oluşturdukları muazzam enerjiyle Marmara'nın altındaki tektonik tabakayı zayıf yerlerinden kırıp, aylardır oluşan basıncı dışarı atacaklardı. Boylece buyuk bir deprem onlenmiş olacaktı. Ama o gece bir şeyler yanliş gitti Doga kendini yonetmek isteyenlerden bir kez daha intikam almişti. 45 saniye suren deprem, beklenenin 10.000 kat ustunde bir gucle gelmişti. Zayiflayan ve titreyen elektrikler geri geldiginde, gece saat 03:05' i gosteriyordu.

Daha bir kac dakika oncesine kadar korunağın icinde şampanya patlatmayı bekleyenler, şimdi korkudan buz gibi donmuş, hareketsiz ayakta duruyorlardı. Kimsenin ağzını bıcak acmıyordu. On binlerce insan, coluk cocuk, o enkazın altında can cekişiyor veya cansız yatıyordu. Bu tarihin en buyuk felaketiydi; hem de insan eliyle yaratılan...

İşte o andan sonra cantalardan cıkan Q planı" calışmaya başladı. İlk once bolgedeki tum haberleşme ve elektrik enerjisi felc edildi. Kimsenin birbiriyle haberleşmesi istenmiyordu. Cumhurbaşkanı dahi sabahleyin "benim de telefonum kesikti" şeklinde garip bir acıklama yaptı.Cumhurbaşkanı ve başbakan şaşkındı. Saatlerce "uzgunuz" bile diyemediler.

4 dakika icinde İsrail Başkanı Barak ve birleşik Devletler Başkanı Clinton ile irtibat kuruldu. O anda İsrail' de Ben Gurion' un Lod askeri havaalanından 4 adet savaş ucağı savaş ucağı eşliğinde 2 nakliye ucağı havalanıyordu. 2 dakika sonra da İsrail Deniz Kuvvetleri ve NATO Guney Deniz Saha komutanlığı' na bağlı tum birlikler DEFCON-4 acil durumuna gecirildi. Amerikan 6' ncı filosuna bağlı gemiler de rotalarını İstanbul' a cevirmek icin Pentagon'dan emir aldılar. Bu arada devreye Avrupa ulkelerinin liderleri de giriyor ve belki de onlardan da Turkiye icin sozler alınıyordu.Yunanistan bile harekete gecirilerek Turkiye' ye karşı olan hasmane tutumuna son vermesi sağlanıyordu. Tum Batı başkentleri hareket halindeydi, panik yoktu. Herşey kontrol ve koordinasyon altındaydı; bir tek Turkiye dışında. İsrailli askerler ve ust duzey subaylar o gece golcuk'te ne arıyorlardı. Bu devir teslim toreni her yıl yapılan rutin bir ulusal torendi. Uluslar arası bir kimliği yoktu.

Bunun nedenini şimdi daha iyi anlıyoruz. Hic kimse bu gune kadar hic katılmadıkları bu devir teslim torenine neden katıldıklarını sormadı. Ya şaşkınlıktan, ya da telaştan, enkaz altında kac İsrail askerinin olduğu, kacının yaralandığını da soran olmadı. O felakette kac İsrail askerinin olduğunu ne Genelkurmay yayınladı ne de İsrail boyle bir bilgiyi acıklamak nezaketinde bulundu. Herkese verdikleri imaj ise oraya biz yardım icin geldikleriydi.

Hemen bir hastane kurdular. Esas amacları enkaz altındaki askerlerini ve onemli askeri malzemeyi cıkartarak goturmekti. Biz de "Bak şu İsrail'e helal olsun, hemen yardımımıza koştu" diyerek sevindik. Sabah saat 03:05 ile 06:30 arasında Batı'da bu hareketlilik yaşanırken bolgede de cok hızlı ve cok gizli askeri hareketlilik hakimdi. Ancak herkes kendi derdine duşmuş olduğundan bu olağanustu gizli operasyondan kimsenin haberi olmuyordu. Boylece bu işi planlayanlar gecenin karanlığından da yararlanıp denizaltından parcaları yuzeye vuran Tesla makinesinin kalıntılarını toplayıp, yer altı ve yerustundeki tum izleri yok etmeye calışıyorlardı. Ve bolgeye son hızla gelen Rus araştırma gemisi dahi sabah saat 06:30' da bolgeye vardığında, havanın aydınlanmasıyla birlikte etrafta delil olabilecek tek bir cisim bile kalmamıştı. Deniz altında oluşan radyasyon anlaşılmasın, dibe coken kalıntılar araştırılmasın ve patlama sonucu meydana gelen denizaltı krateri ve cukur ortaya cıkarılmasın diye bu bolge derhal askeri karantinaya alınarak dalışa yasak bolge ilan ediliyordu. Ancak butun bu temizlikler yapıldıktan sonra Ecevit ve daha sonra da Demirel'in bolgeye gitmesine izin veriliyordu.

Amerika tum imkanlarını seferber etti. Clinton Amerikan halkından Turkiye'ye yardım etmesini istedi. Kasım' da Turkiye'ye geleceğini ilan edip; Ecevit' in de bu arada Amerika' ya (belki de binlerce şehidin diyetini konuşmaya) kendini ziyarete geleceğini haber verdi.

İlk anda cok yadırgadığımız Sağlık Bakanı Osman Durmuş' un"yabancılara tek bir hasta bile vermem demesini, ABD Deniz Kuvvetlerine ait yuzer hastanede tek bir hastanın bile tedavi edilmediğini, 750 ton yardım malzemesiyle yuklu bir İsrail gemisinin uc gun sureyle gumrukte tutulmasını şimdi yadırgayabiliyor musunuz? Enkaz altında binlerce Mehmet, Hatice, Ayşe ve Ali'ye karşı bir vicdan borcumuz var. Onlar geride gozleri yaşlı on binlerce sevenlerini, sıcaklıklarından mahrum bırakırken, sırf Kaliforniya'da Johnny' ler, Susan' lar ve Alice' ler yaşasın diye yaşamdan calındıklarını dunya bilsin.