Uykuda altını ıslatma milyonlarca cocuğun yaşadığı bir sağlık sorunudur. Bir cocuğun 5 yaşına kadar gece altını ıslatması normal kabul edilir. Bunun sebebi cocuklarda sinirsel (norolojik) olgunluğun bu yaşta tamamlanmasıdır. Bu yaştan sonra uykuda idrar kacırmaya enurezis nokturna denir.
Sıklık
Beş yaşındaki cocukların yaklaşık %15’inde gece altını ıslatma mevcuttur. Her yıl yaklaşık %15 azalarak 15 yaşında yaklaşık %1’e duşer. Erkeklerde kızlardan 1,5 kat daha fazladır.
Sınıflandırma:
Uykuda alt ıslatmanın iki farklı sınıflandırması mevcuttur.
İlk sınıflandırma; alt ıslatmanın birincil (primer) veya ikincil (sekonder) mi olduğu ayırt edilir. Cocuğun uykuda idrar kontrolunu hic bir zaman kazanamamış olması birincil, 5 yaşını bitirdikten sonra en az 6 aylık bir kuru donem sonrası kacırmaların başlamasına ikincil alt ıslatma denilir. Tum vakaların yaklaşık %20’si ikincildir ve bunlarda psikolojik faktorler on planda olabilir.
İkinci sınıflandırmada ise, cocukta norolojik veya urolojik bir sorun olup olmadığına ve gece alt ıslatmaya gunduz işeme sorunlarının eşlik edip etmediğine gore tek belirtili ve cok belirtili olarak iki grupta inceleriz. Eğer cocuğun gunduz idrar kacırması, aniden sıkışarak tuvalete gitmesi/tuvalete yetişemeden idrarını kacırması, kesik kesik işemesi, işerken ıkınması, devamlı kabızlık gibi birtakım şikayetleri ile birlikte gece idrar kacırması var ise buna cok belirtili alt ıslatma denir. Eşlik eden diğer durumlar yok sadece gece idrar kacırıyorsa buna tek belirtili alt ıslatma denir. Bu ayrımın yapılması oldukca onemlidir cunku bu iki durumun tedavisi birbirinden farklıdır.
Altta yatan sebepler:
Genetik faktorler: Bircok hastalıkta olduğu gibi, uykuda alt ıslatma ile genetik yatkınlık arasında yakın bir ilişki vardır. Bununla ilgili cok sayıda genler ortaya konmuştur. Anne ve baba gecmişte belirli bir yaşa kadar uykuda alt ıslatma sorunu yaşamış ise, bunların cocuklarında %75, birisinde varsa cocuklarında %45 oranında alt ıslatma gorulur. Tek yumurta ikizlerinde %68, cift yumurta ikizlerinde %36 gorulmesi de genetik yatkınlığın bir kanıtıdır.
Uyku/Uyanma bozukluğu: Bu cocukların bir bolumunde mesane doluluğunu algılayamama veya algılandığı halde uyanamama problemi vardır. Bu durumun cocuğun gelişimiyle paralel olarak zamanla ortadan kalkabildiği varsayılmaktadır.
Mesane kapasitesi: Uykudaki fonksiyonel mesane kapasitesinde bir azalma veya mesanenin gece aşırı aktivitesi, uykuda alt ıslatmanın onemli bir nedeni olabilir.
Hormonal neden: Bu cocukların bir kısmında gece uretilen idrar miktarı olması gerekenden fazladır. Bunun sebebi antidiuretik hormon (ADH) salınımında gece beklenen artışın olmamasıdır. Tek belirtili uykuda alt ıslatmanın %75’inden bu sorumludur. Bu problem de yine cocuğun gelişimsel surecindeki gecikmeye bağlıdır.
Aşırı idrar uretimine neden olan hastalıklar: Diyabetes mellitus, diyabetes insipidus, kronik bobrek yetersizliği, orak hucreli anemi gibi hastalıklar ile bazı ilaclar normalden fazla idrar cıkışına neden olabilir.
Tanı:
Oncelikle ayrıntılı bir oyku alınır. Sadece gece uykuda idrar kacırmanın mı olduğu yoksa başka işeme sorunları / kabızlık gibi problemlerle birlikte mi olduğu aydınlatılmadır. Bunun daha objektif olarak belirlenmesi ve cocuğun gunluk işeme alışkanlıklarının net ortaya konması icin bir işeme cizelgesi doldurulması bu konuda değerli bilgiler verecektir.
Kan basıncı olcumu ve dikkatli bir genital muayenenin eşlik ettiği ayrıntılı fizik muayene yapılır. Altta yatan sebeplerin belirlenmesi acısından genellikle tam idrar testi ve uriner sistem ultrasonu yapılır. Coğunlukla daha ileri tetkiklerin yapılmasına gerek duyulmaz.
Tedavi:
Erken yaşlarda uykuda alt ıslatma, cocuğun ve ailesinin hayat kalitesini bozacak duzeyde değilse bu durumun buyudukce gecebileceği duşunulerek tedavi bir muddet ertelenebilir. Yine bu cocuklara onerilebilecek olan ve genellikle ilk tedavi seceneği olarak bilinen davranışsal tedavi uygulanabilir.
Davranışsal tedavi: Oldukca sık rastlanan bu durumun psikolojik bir problem olmadığı, cocuğun buyumesi ve norolojik olgunlaşmasıyla ortadan kaybolabileceği mantığına dayanır. Bu yontemle, aileye mesanenin calışma mekanizması ve alt ıslatmanın fizyolojisi tam olarak anlatılır, destekleyici ve motive edici bir yaklaşımda bulunması hedeflenir.
Cocukların oncelikle gece yatmadan 2 saat oncesinden itibaren sıvı alımı (su, cay, meşrubat, meyve suyu gibi) kısıtlanmalıdır.
Uyumadan once ve uyuduktan 2 saat sonra kaldırılıp işemesi sağlanmalıdır.
Akşam yemeğinde tuzlu gıdaların tuketiminden kacınılmalıdır.
Sıvı alımı gun icine eşit olarak dağıtılmalıdır.
Kabızlık problemi varsa cozulmelidir. Bunun icin bol lifli gıdalar ve yeterli miktarda sıvı alımı şarttır. Her sabah kaka yapmayı alışkanlık haline getirmek uygun bir yontemdir ama eğer bu uygulanamıyorsa yemekten 15-20 dakika sonra cocuğun tuvalete gitmesi ve kaka yapmaya calışması gereklidir.
İşemenin duzenlenmesi de oldukca onemlidir. Cocuğun 2-3 saatte bir tuvalete gitmesi - okulda bir teneffus gitmiyorsa diğer teneffus gitmesi - ve bunun yanında eğer klozet kullanıyorsa (alafranga tip tuvalet) ayaklarının mutlaka desteklenmesi şarttır.
Odullendirme yontemi de cok etkilidir. Takvim tutarak kuru gunlerin cokluğuna gore odullendirme yontemi de cocukların bu konuda motivasyonlarını artırmakta ve problemin aile icinde kabul edilerek cocuğun uzerindeki psikolojik baskının azaltılmasını sağlayabilir.
Aile desteği oldukca onemlidir. Başka bir sebebe bağlı olmayan uykuda altını ıslatma psikolojik kokenli olmamakla birlikte bu durumun cocuk uzerinde psikolojik olarak negatif bir etkisi inkar edilemez. Tedavinin belki de en onemli gerekcesi budur.
Ancak eğer bu problem okul cağındaki bir cocukta sosyal acıdan bir problem yaratıyorsa o zaman bu aşamanın hızlı gecilmesi gerekebilir.
İlac tedavisi: Davranışsal tedaviye yanıt alınamayan cocuklarda veya bu tedavi ile birlikte kullanılabilir. Gunumuzde en sık kullanılanı desmopressin hormonu analoğudur. Tedavide amac eksik olan antidiuretik hormon (ADH)/desmopressinin yerine konması ve bu sayede vucudun uykuda su tutmasının artarak idrar cıkışının azaltılması hedeflenmektedir. Bu tedavinin en buyuk avantajı ilk dozdan itibaren etkinliğin başlaması ve kullanımının kolay olmasıdır. Etkinliği yaklaşık %50 civarındadır. Gece yatmadan 1 saat once alınması gereken ve dil altında eriyen bu ilacın en onemli dezavantajı ise ilacın bırakılmasını takiben şikayetin tekrar ortaya cıkabilmesidir. Dozu kademeli olarak azaltılarak birkac ay icinde tedavi genellikle sonlandırılır. Mesane kapasitesinin uykuda azlığı veya aşırı aktivitesi duşunuluyorsa, antikolinerjik ilaclar yararlı olacaktır.
Alarm cihazı: Bu cihaz ic camaşırı veya carşafın uzerine konan ıslaklıkla birlikte alarm veren bir mekanizmaya sahiptir. En onemli avantajı tedaviye cevabın daha kalıcı olmasıdır. Yaklaşık olarak %80 etkin olan alarm tedavisinde ilac tedavisine oranla yanıt daha gec ortaya cıkmakla birlikte tedavi bırakıldıktan sonra şikayetin geri gelme olasılığı daha duşuktur. En onemli dezavantajı olarak kullanımının zor olması (alarma cocuk dışındaki ev halkının uyanması gibi) gosterilebilir.
Sonuc: olarak uykuda alt ıslatmanın bir problem olarak kabul edilmesi ve cocuğun bu konuda suclanarak değil desteklenerek problemle başa cıkılması en doğrusudur. Bu problemin ilerleyen yaş ile birlikte buyuk oranda kaybolacağını bilmek onemlidir. Bunun yanında gece idrar kacırmanın sosyal ve psikolojik olarak etkileme duzeyine geldiği durumlarda ilac (desmopressin) veya alarm tedavisinin veya secilmiş vakalarda iki tedavinin birlikte kullanılmasıyla bu hastaların cok buyuk kısmı erişkin yaşlara bu problemi atlatarak gelecektir.
[h=2]İstanbul Cocuk Doktorları uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Cocuklarda uykuda alt ıslatma
Sağlık0 Mesaj
●33 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Cocuklarda uykuda alt ıslatma