Ulkemizde cocuk şişmanlığı oranı diğer ulkelerde olduğu gibi hızla artmaktadır. Gelişmiş ulkelerde cocuk ve ergen obezitesi sıklığı % 25’ lere cıkmaktadır. Yapılan bilimsel calışmalar, 5 yıl sonra cocuk obezitesi oranlarının 2-3 kat artacağını ongormektedir.

Cocuklarda obezite nasıl saptanır?

Cocuklarda 1. aydan itibaren 18. yaşa kadar ulkemize ozgu persantil eğrisi değerleri kullanılarak cocuğun yaşına ve boyuna gore olması gereken ağırlık tespit edilir. boyuna gore ağırlığı % 75 ve ustu olan persantil değerlerindeki cocuklar obez olarak kabul edilir. bir diğer tespit yontemi ise vucut yağ yuzdesine bakılmasıdır. cocuklarda olması gereken yağ yuzdesi % 17 - 25 arasıdır. % 25' in ustundeki yağa sahip cocuklar obezite olarak değerlendirilir.

Kilo veriminden once neden doktor kontrolu onemlidir ?

obeziteyle birlikte bircok kan değeri yukselme gostermektedir. ayrıca bazı hormonal sorunlar da kilo sorununu getirmektedir. yapılacak bir doktor muayenesi ve testler sonucunda cocuğun şişmanlama sebepleri bulunabileceği gibi şişmanlama sonucu ortaya cıkan sağlık sorunları da tespit edilebilecektir. testler sonucunda beslenmesinde desteklenmesi gereken noktalar anlaşılabileceği gibi kısıtlanması gereken noktalar da dikkate alınacaktır. ayrıca medikal bir tedavi alıp almayacağı da anlaşılmış olacaktır.

Cocuklar neden şişmanlıyor?

Bu konuda pek cok etken rol oynamaktadır :

1. Genetik faktor : Anne ve baba şişmansa cocuğun şişman olma riski % 80, sadece biri şişmansa bu oran % 50, her ikisi de şişman değilse bu oran % 9 olarak bulunmuştur.

2. Tıbbi sorunlar : Duşuk doğum ağırlıklı bebek olmak veya annenin gebeliğin ilk aylarında yetersiz beslenmesi, gebelikte aşırı kilo alımı ve annenin şeker duzeyinin yukselmesi, tiroid bezi yetersizlikleri, bobrek ustu bezi sorunları, kortizon kullanımı, bazı antidepresan ilaclar vs..

3. Fiziksel aktivite azlığı : Tembellik, spor yapmamak, uzun sure tv karşısında oturmak veya bilgisayar başında kalmak

4. Psikolojik nedenler : Aile icindeki huzursuzluklar ( ozellikle sevilmediğini duşunen cocuk bu aclığı aşırı yeme ile kapatmaya calışmaktadır ), okulda başarısızlık, arkadaş ilişkilerindeki sorunlar, ozguven eksikliği, kişilik bozuklukları, depresyon vs…

5. Ailelerin beslenme konusundaki bilincsizliği : Ebeveynler cocukları ac kalmasın diye cocuk ne isterse onu yemesine izin vermektedirler. Bu yanlış bir yaklaşımdır. Coğunlukla cocuk isteklerine ulaşmak icin ağlama veya verilen besini reddetme yoluna gidecektir. Bu tur durumlarda cocuğunuzun yaptığını kabullenip isteklerini vermeyin. Sizdeki tavrın net olduğunu gorduğunde sizin verdiğiniz besini eninde sonunda yiyecektir. Veya vermek istediğiniz besini cocuğunuzun sevdiği besinlerin icine karıştırarak da yedirebilirsiniz. Cunku boylesine onemli bir konuda inisiyatif kesinlikle cocuklara bırakılmamalıdır. Şunu unutmamalıyız ki beslenmek demek sadece karın doyurucu besinleri tuketmek demek değildir.
Beslenmek ; vucudun buyume- gelişmesini sağlamak, sağlığın korunması ve daha da iyileştirilmesi icin kişiye ozel gerekli besin ogesi ve enerji değerini iceren doğal ve sağlıklı besinlerin tuketilmesidir. Peki aileler bu konuda nasıl bilinclendirilir? Bu noktada onemli olan ; guvenilir ve doğru bilgiye ulaşmaktır. Doğru bilgiyi diyetisyenlerden, doktorlardan, guvenilir internet sitelerinden veya konuyla ilgili eğitim almış akademisyenlerin kitaplarından edinebilirsiniz.

Ailelerin dikkat edeceği bir diğer nokta ise cocuklarına doğruyu oğretmeye calışırken kendi davranışlarının yanlış olmamasıdır. Cocuğa kahvaltıda sut veya meyve suyu icmelisin derken kendi cay icen bir anne veya kola zararlıdır icilmez derken cocuğun karşısında kola icen bir baba inandırıcılıktan cok uzaktır. Oncelikle siz davranışlarınızı duzeltin ki sizi rol-model alan cocuğunuz da davranışlarını değiştirebilsin. Cunku cocuklar ilk beslenme alışkanlıklarını ve damak tatlarını ailelerinden alırlar. Ve bu şekillendirmeler butun hayatları boyunca hemen hemen aynı şekilde devam eder. O yuzden de ağac yaşken eğilir mantığıyla doğru beslenme bilinci cocuk yaşlarda oluşturulmalıdır.

6. Fast-food tuketiminin artması : Aynı şekilde fast-food tuketimi de bir diğer etkendir ki en cok dikkat edilmesi gereken noktadır. Hafta sonlarında fast-food dukkanlarında, aileleriyle gelen 5-15 yaş grubu cocukları sıklıkla gormekteyiz. Bu tablo cocuğa şunu anlatır : cocuk fast-food yemeğe ailesiyle birlikte gelmiştir. Peki ailesi ona bilerek yanlış bir şey yaptırır mı ? hayır! O zaman fast-food kulturu yanlış değildir. Cocuğun kafasında kurduğu duz mantık sonucu budur. Bu durumda aileler yanlış beslenmesinden şikayet ettikleri cocuklarının yanlışlarının kaynağını kendilerinde aramalıdırlar. Cunku ilk once cocuklarına yanlışı kendileri yaptırmıştırlar.

7. ilac tedavileri : bazı hastalıkların tedavisinde kullanılan ilaclar da kilo alımını tetiklemektedir. bu tetikleme bazılarında iştah acılması şeklinde, bazılarında su toplama şeklinde , bazılarındaysa metabolizmayı yavaşlatarak kilo aldırma şeklinde olmaktadır. bu tarz ilaclara ornek verirsek antidepresanlar, kortizonlu ilaclar, hormon iceren ilaclar vs. bu konuda şişmanlığın onune gecmek icin doktorun tavsiyeleri goz onune alınmalı, acılan iştah uzman yardımıyla kontrol altına almaya calışılmalıdır. tedaviye asla ara verilmemelidir.

Sonucta kotu beslenme alışkanlığı sadece obezite durumuna goturmez. Son yıllarda artan bir diğer rahatsızlık da yuksek kolesterol seviyesidir. Damar tıkanıklığı ve hipertansiyon riskini arttıran kolesterol yuksekliği cok kucuk yaşlara kadar duşme eğilimi gostermektedir. Bunun haricinde kotu beslenme ve obezite diyabet, karaciğer yağlanması, pankreatit, carpıntı, ortopedik sorunlar, solunum problemleri, horlama, uyku apnesi, astım, reflu, safra taşı, mide sorunları, erken puberte, yumurtalık kisti, ciltte koyulaşmalar ve psikolojik sorunlara kadar pek cok rahatsızlığı tetiklemektedir. Bunun da haricinde yanlış beslenme mental gelişimi de kotu yonde etkilemektedir. Cunku beyin glikoz kullanır. Oysaki fast-food ve atıştırmalıklardan glikozdan cok yağ alımı sağlanmaktadır. Fazla alınan yağ da adipoz dokuda birikerek şişmanlığı oluşturmaktadır.
Aileler cocuklarının gelişme cağında diyet yapmasının onları geri bırakacağını, cocuğun ergenlik sonrasında fazla kilolarını atacağını duşunmektedirler. Bu yanlış yonlendirme yavaş yavaş değişmeye başlamaktadır. Her gecen yıl obezite tanısıyla diyetisyenlere başvuran 7-18 yaş grubu cocuk ve ergenlerin sayısında ciddi artışlar gozlenmektedir.

Ozellikle erken hatta cocuk yaşlarda kilo kontrolunun sağlanması ileriki yıllara gore daha onemlidir. Cunku insan vucudundaki yağ hucre sayısı bazı donemlerde artmaktadır. Bu donemler ; gebeliğin son 2 ayı, doğumdan sonra ilk 18 ay, okul oncesi 5-7 yaş ve ergenlik donemidir. Ergenlikten sonra varolan hucrelerin hacimlerinde artış veya azalma olacaktır. O yuzden bu donemlerde cocuk ne kadar şişman olursa hucre sayısı da artmış olacağından ileriki yaşlarında obeziteye ve obezitenin getirdiği hastalıklara yakalanma riski o oranda artacaktır. Bu durumda erken mudahale, cocuğun sağlığını bozmanın aksine yukseltme noktasına getirecektir.

[h=2]Bursa Diyetisyen uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]