“anneciğim yatağımın altında canavar var, korkuyorum”
“dolabımda hayalet var, cok korkuyorum, seninle uyumak istiyorum”
“yarın ki sınavda ne yapacağımı bilmiyorum ve cok korkuyorum”
“okula gitmek istemiyorum, ya ben okuldayken senin başına bir şey gelirse”
Vb. bircok korku durumuyla az da olsa karşılaşmışızdır.
Korku kelimesi, cocuklarımızdan sık duyduğumuz ve kimi zaman nasıl bir yaklaşımda bulunacağımızı bilmediğimiz, bazen sakin karşılayıp bazen de bizi ofkelendiren bir durumdur. “Erkek adam korkar mı”, “Uyduruyor aslında”, “Yeterince calıştın, sınavdan niye korkuyorsun ki!” diye duşunduğumuz durumlarda ne yapacağımızı bilememek, caresizlik ve cozumsuzluk durumu sıklıkla yaşadığımız bir problemdir.
Genel bir bakışla korku, endişe, evham hali; bireyin herhangi bir durum sırasında etrafında olup biten her şeyi bir tehlike ve tehdit gibi algılaması, o durumda hissedilen; gerginlik, guclu bir kacma veya kavga etme durtusu, sonucunda da bedenin hızlı kalp atışları, kaslarda gerginlik gibi fizyolojik belirtilerle tepki vermesidir. Aslında bireyin yaşadığı yoğun bir uyarılma halidir de denebilir.
Hayal dunyaları cok geniş olan cocuklar zaman zaman korkularını ve endişelerini bastırmada zorlanabilirler. Cocukların ozellikle geceleri eve girecek kotu adamlardan, hırsızdan, canavardan, hayaletten, kedi-kopek gibi hayvanlardan korkması kimi zaman komik gelse de ciddiye alınması gereken durumlardır. Kucuk yaştan itibaren zihne yerleşen korku duygusu yetişkinliğe de yansıyan belirtiler halinde devam edebilir.
Cocukluk doneminde ortaya cıkan ve psikiyatrik sorunlar diyebildiğimiz korkular ya da yaygın kaygı halleri vardır ki anne babalar bu korkuları iyi ayırt ederek, mudahale ve desteği gec kalmadan cocuklarına sunmalılardır.
Zaman zaman cocuklarımızın cevresindeki tum değişikliklere ve olaylara yoğun bir kaygı ve korku ile baktığını fark edebiliriz. Bu kaygılar huzursuzluk, aşırı heyecan duyma, kolay yorulma, duşunceleri yoğunlaştırma zorluk cekme ya da zihnin durmuş gibi olması hali, irritabilite/duygusal hassaslık, kas gerginliği ve uyku problemleri ile kendini gosterebilir. Cocuk kaygısını kontrol etmekte zorlanır. Kaygı durumuna fiziksel yakınmalar da eşlik edebilir. Bu tur durumlar cocuğun yaşam kalitesini olumsuz yonde etkilemektedir. Cocuklarımız icsel sıkıntı ve streslerini zaman zaman sozel olarak dile getirememekte ve davranışları ile yardım cağrısında bulunmaktadırlar. Bu yardım cağrıları anne babalar tarafından dikkatlice değerlendirilmeli ve duyarlılıklar karşılanmalıdır.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu olarak tanımlanan psikiyatrik tablo cok hafif tedirginlikten dehşet ve panik derecesine kadar değişen yoğunluklarda bireyin korku ve endişe hali yaşıyor olmasıdır. Bu aşamaya gelen anksiyete kişiyi koruma duzeneklerinden biri olma ozelliğini yitirir ve kişinin başa cıkması gereken bir sorunu haline gelir.
Bireyin veya cocuğun yaşadığı endişe ve korku hali eğer gundelik yaşantıyı etkiliyorsa, arkadaş, anne baba ilişkisine olumsuz yansımaları varsa, okul yaşantısını tehlikeye sokuyorsa bu durum basit cocukluk cağı korkusu gibi duşunulmemeli ve mutlaka bir uzmandan yardım alınmalıdır.

[h=2]Kocaeli Cocuk Psikolog uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]