Dunyanın canının yakan en buyuk bela, dinlerin lanetlediği en buyuk gunah ama ırkcılık internet sitelerinde "milliyetcilik" adı altında kol geziyor. İnternet "kanı" kutsayanların cenneti gibi



İnternet ırkcılık her gecen gun artıyor. Suc ve suclular ovuluyor, hakaretler ve tehditler bilgisayar ekranlarından cıkıp sokaklara yayılıyor. Hrant Dink cinayetinden sonra yaşananlar internetin ırkcı propagandayı ne kadar kolaylaştırdığını bir kez daha gozler onune serdi.
Irkcı tehlike sanal alemde adeta cığ gibi buyurken, video paylaşım sitelerinin en tanınmışı olan YouTube da bu artıştan nasibini aldı. Dink cinayetinin sanığı Ogun S. ve azmettirici olduğu iddiası ile yargılanan Yasin Hayal'in yanı sıra Mehmet Ali Ağca, Abdullah Catlı ve Sedat Peker gibi isimlerin yer aldığı video kuplerde de son gunlerde ciddi bir artış yaşanıyor.
Video kuplerde Ogun S.'nin Turk bayrağı onunde cekilen ve daha once basında yer almayan fotoğraflarının kullanılıyor olması dikkat cekerken, Hrant Dink'in vurulmasının ardından yerde yatan goruntulerinin yanı sıra internetteki videolarda Nobel odullu romancı Orhan Pamuk başta olmak uzere bazı isimler de tehdit ediliyor. Irkcılığı, faşizmi ve şiddeti yaşam bicimi olarak benimseyen kişi ve grupların interneti hem bir propaganda ve orgutlenme aracı, hem de suc işlemeye donuk bir arena olarak kullandığını soyleyen uzmanlar bu konuda TCK'nın 6. maddesi'nin G bendinde yer alan, "işitsel ve elektronik iletişim aracıyla yapılan yayınlar" ifadesinin onemine dikkat cekiyor.
Servis sağlayıcı, icerik sunucu ve erişim sağlayıcının hukuksal sorumluluklarına da işaret eden uzmanlar, ırkcı site ve forumlarda propaganda yapan, sucu ve sucluyu oven kişilerin hukuki ve cezai sorumluluk altına girdiklerini belirtiyor.
Hukukcular, servis sağlayıcının ve icerik sunucunun uluslararası ortamlarda bile kolaylıkla tespit edilebildiğini, internet kullanıcılarının da IP numaralarından takip edilebildiğini hatırlatıyor.
TCK'nın 216. maddesinin kin ve duşmanlığı tahrik edenlerin acık ve yakın tehlike oluşturması halinde cezalandırılacağı hukmune yer verdiğini hatırlatan hukukcular, Turkiye'nin 1972'de imzaladığı, "Her Turlu Irk Ayrımcılığının Tasfiye Edilmesine Dair Uluslararası Sozleşme"nin ırkcı propaganda yapan internet yayıncılığını engellemeye ilişkin hukumler icerdiğini de ifade ediyor.