“Diyabet, insulin salgılanmasındaki bozulma veya salgılanan insulinin iş gorememesi sonucu, kan şekerinin aclık ve toklukta yuksek bulunmasıdır.
Kabaca iki tip diyabet vardır.
Cocukluk cağında insulin eksikliği sonucu ile oluşan Tip 1 diyabet ve coğunlukla yetişkinlerde, seyrek olarak şişman ergenlerde insulinin etki etmemesi(insulin direnci) nedeni ile gorulen Tip 2 diyabettir.
Cocukluk cağındaki diyabetin buyuk kısmı Tip 1 diyabettir.
Sıklığı 5-7 yaş ve ergenlik doneminde zirve yapmakla birlikte son yıllarda daha kucuk yaşlarda gorulme sıklığı artmıştır.
Tip 1 diyabetin tam nedeni bilinmemekle birlikte genetik yatkınlık, otoimmunite (vucudun kendi hucrelerine karşı savaş başlatması) ve cevresel faktorler suclanmaktadır.
Genetik yatkınlığı olan bir cocukta sık viral enfeksiyonlar, inek sutune ve gluten iceren gıdalara erken başlanması, D vitamini eksikliği(bebeklik doneminde), kimyasal maddeler/katkı maddeleri (nitrat), stres diyabet gelişmesinde hızlandırıcı olarak rol alabilir.”
Cocuklarda diyabet belirtileri nelerdir?
“Surekli susama hissi/ağız kuruluğu, cok su icme ve suya doyamama, cok ve sık idrar yapma, sınıfta sık tuvalete gitme, gece idrara cıkma, yatağını ıslatma, iştah artması (kucuk cocuklarda gorulmeyebilir), cok yemesine rağmen kilo kaybı, kolay yorulma, halsizlik, bitkinlik, okula devamda aksamalar, derslerde başarısızlık, karın ağrısı, nefeste koku olması başlıca belirtilerdir.
Bu şikayetlerden şuphelenerek uzmana başvurulduğunda kan şekeri yuksekliği saptanıp diyabet tanısı konulur. Ancak tanı gecikirse “diyabetik ketoasidoz ve diyabet(şeker) koması” gelişebilir.”
Cocuklarda diyabetin tedavisi nasıl yapılır ? Diyabetin komplikasyonları nelerdir ?
“Tip 1 diyabette temel tedavi omur boyu suren insulin tedavisidir. Teknolojik gelişmelerle insulin uygulanması ve kan şekeri olcumunu kolaylaştıran cihazlar uretilmiştir (insulin pompası, i-port, sensorlu kan şekeri olcum cihazları..vs).
Tip 2 diyabet tedavisinde ilaclar, yada insulin artı ilac tedavileri kullanılmaktadır. Her iki tipte de beslenme planı, ekzersiz, yaşam tarzı değişiklikleri gerekmektedir. İyi kontrol edilmeyen uzun sureli diyabet başlıca bobrek, goz, sinir sistemi uzerinde olumsuz yan etkiler ve hastalıklar oluşturur.”
Cocuklarda diyabet gelişimi icin risk faktorleri nelerdir ? Onleyici tedbirler var mıdır ?
“Maalesef Tip 1 diyabetin gelişimini engellemek şu anki tibbi bilgilerimizle mumkun değildir.
Genetik yatkınlığa mudahale etme şansımız yok. Ancak bahsettiğimiz cevresel faktorler acısından mumkun olduğunca onlem almaya calışabiliriz.
Sadece diyabet acısından değil butun cocuklar icin sağlıklı beslenme, katkılı gıda maddelerini tuketmeme, meyve ve sebzeleri mevsiminde yeme, vs gibi temel kurallara uymak gereklidir.
Tip 2 diyabet icin genetik yatkınlığın yanında en onemli risk faktoru obezitedir (şişmanlık).
Cocuklarda obezite sıklığı ve şiddeti ciddi oranda artmakta, bu da cocuk ve ergenlerde Tip 2 diyabet sıklığını da arttırmaktadır.
6-16 yaş grubunda obezite sıklığı son 10 yılda 2-3 kat artış gostermiş olup, bu cocukların en az 1/3’u erişkin donemde obezite ve diyabet riski taşıyor. Ergenlik doneminde obez olanların erişkinlikte obez kalma şansı %80’lere yukselmektedir.
Başka bir deyişle erişkin obezitesinin temelleri cocuklukta atılmaktadır. Erişkin obezitesinin tedavi başarısı cok duşuktur.
Obezite ile etkili bir savaş ancak cocukluk cağında başlayan onlemler ile mumkundur.
Erişkin donemdeki obezite ve diyabetin onlenmesinin temeli cocukluk ve ergenlik donemindeki obezitenin onlenmesi, sağlıklı beslenme ve hareketli yaşam tarzının benimsetilmesi girişimlere bağlıdır.”
İnsulin direnci vucuttaki şekeri kontrol etmek icin salgılanan insulinin etkisini gostermesindeki zorluk ve buna bağlı vucutta gereğinden fazla insulin salgılanması olarak tanımlanabilir.
Tum dunyada ve ulkemizde giderek artan obezite ve diyabet gorulme sıklığı, “insulin direnci” sorununu da arttırmıştır.
İnsulin direncinin başlıca belirtileri ağır bir yemek veya şekerli gıda yedikten sonra gereğinden fazla ağırlık hissi, uyku hali oluşması; kilo almanın kontrol edilememesi; yemekten sonra şekerin duşmeye başlamasına bağlı el titremesi, terleme; sık tatlı yeme isteği (tatlı krizi); bel cevresinin artması; boyunda, koltuk altı ve kasık bolgelerinde cildin koyu renkli boyanması(akantozis nigrikans); kızlarda adet duzensizliği olarak sayılabilir.
İnsulin direnci kilo alımına, kilo verememeye, karaciğer yağlanmasına, kalp ve damar hastalıklarına, hiperlipidemi, hipertansiyona neden olabilir. Bu hastalıkların kumelenmesi “metabolik sendrom”olarak adlandırılır.
Artık metabolik sendrom ve bu bileşenlerin bircoğu cocuklarda ve ergenlerde de gorulmektedir. İnsulin direncinin gelişimi icin risk altındaki cocukların belirlenmesi, erken korunma ve mudahale icin onemlidir.
Cocuklarda ve ergenlerde insulin direncinin erken bulgularının saptanması, insulin direnci ile ilişkili hastalıkların gelişiminden koruyucu bir etkiye sahip olabilir. Bu nedenle ailelerin, cocuklarında insulin direncinin erken fark etmesi tedavinin başarısı icin cok onemlidir.”

[h=2]Ankara Cocuk Doktorları uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]