Cocuklarda cinsel eğitim nasıl verilmelidir?Anne ya da baba olmak insan yaşamının en onemli aşamalarından biridir. (Yorukoğlu,1978) Ebeveyn olmanın bircok anlamı ve getirdiği yukumlulukler vardır. Ebeveyn olma seruveni, sağlıklı bir evlilik, doğru zamanda ve isteyerek dunyaya getirilen bir cocukla başlar. Bunların hepsini yapınca seruven tamamlanmaz. Aksine cocuğun doğumu, ebeveyne bağımlı, ebeveynden oğrenecekleri ve gorerek taklit edecekleri ile yaşama hazırlanan bir varlıkla surdurulecek yeni bir yaşamın başlangıcıdır. Bebeğin uykusu, beslenmesi, yurumesi, fiziksel gelişiminin sağlıklı olması caba gerektirir. Sevgi vermek, bağlanmak, ilişki kurmak, onu anlamak, isteklerini anlatmak ve ruh sağlığını oluşturmak bilgi gerektirir. (Semerci, 2015) Cocuk yetiştirmenin ilkeleri ve yontemleri de vardır. (Yorukoğlu,1978) Anne babalık seruveni bir eğitim ve bilgilendirme surecidir. (Semerci, 2015)
Cinsellik, bir canlının cinsel kimliğe sahip olması, ureme sureci ve erotik zevk duyma ozelliklerini iceren bir butundur. Bazı yonleri doğum oncesi donemde bile var olan cinsellik ile ilgili bilgilenme, tutum ve davranışları bu bilgiler ışığında oluşturma her bireyin temel haklarından biridir. Cağlar boyunca, cocukların henuz ureme yetenekleri olmadığından olsa gerek, cinsel konularda eğitilmeleri ihmal edilmiştir. Ancak yaşamı merak eden cocuk uygun kaynak bulmasa da kendini eğitmek durumunda kalmış, yanlış bilgi edinmiş, ilerideki yaşantısını ve sağlığını olumsuz olarak etkilemiştir. (Bulut,1998)
Cinsel eğitim, insanoğlunun refahı ve sağlığı icin bir ihtiyactır, evrensel bir gercektir. (Elikucuk ve Sonmez,2011) Nerdeyse tum anne babalar ebeveynlik seruvenine başlarken cocuk yetiştirme konusunda en iyisi olacağını soyler. Ancak zamanı geldiğinde coğu kez bu tutumu sergileyemezler ve ozellikle cinsellik soz konusu olduğunda bu kacınma tutumu cok daha belirgin hale gelir. (Semerci, 2015) Sadece ulkemizde değil pek cok ulkede anne babaların cok yakın zamana kadar cinsel eğitim sozcuğunu telaffuz etmekten bile kacındıkları bilinmektedir. Cinsellikle ilgili konular genelde ustu kapalı geciştirilir, bazen gormezlikten gelinir, bazen kızgınlıkla, hatta ayıplamayla karşılanır. (Tuğrul ve Artan,2001) Pek cok kişi, eğer cocuk ve genclere cinsel eğitim verilirse, onların cinsel bir yaşama başlayacaklarını ve cinsel eğitimin cocukların masumiyetini bozacağını duşunur. Bazıları da cinsel konular konuşulmadığı zaman cinsel konularla ilgili sorunların da olmayacağını duşunmektedirler.(akt.Tuğrul ve Artan,2001) Her toplumda değişik bakış acıları olsa da cocukların merakları oluştukca cinsellikle ilgili bilgilendirilmelerinin yerinde olacağı savunulmaktadır.(Bulut,1998) Bu sebepten anne-babaların ve oğretmenlerin, cocuğun cinsel gelişimini, onun tum gelişiminin ayrılmaz bir parcası olarak kabul etmesi, buna ilişkin problemleri ele almaları, cocuğa gerekli bilgileri vermelerinin doğal bir eğitim gorevi olduğunu benimsemeleri bir zorunluluktur ve bir sorumluluktur. Bunun icin anne-babaların ve oğretmenlerin cinsel gelişimi iyi bilmeleri gerekmektedir (Başaran,1994; Elikucuk ve Sonmez,2011)
Gunumuz anne babaları kendi cocukluklarında, cinselliği konuşmanın tabu olduğu bir ortamda buyumuşler, cinselliği kulaktan kulağa arkadaş ortamlarından oğrenmişlerdir. Gecmiş yıllarda medyanın ve internetin kısıtlı olması veya hic olmaması gibi nedenlerden dolayı da sınırlı bilgi ile yetişmişlerdir. Ancak gunumuzde teknolojinin gelişimi, medya ve internet kullanımının yaygınlaşması, cinsellik ile ilgili kitap dergi gibi basılı yayınların artması gunumuzdeki cocukların cinsellik ile ilgili uyarıcılara daha erken yaşta ve daha sık karşılaşmalarına zemin hazırlamaktadır. (Semerci, 2015)
Aile, toplumun cekirdeği olarak tanımlanır. Ailenin toplum icinde onemli işlevleri vardır. Cocukların yetiştirilmesi ve topluma kazandırılması bu işlevlerin başında gelir ki bunun başka kurumlarda gercekleşmesi pek mumkun değildir. Bu acıdan da aile, en etkin eğitim kurumu olarak kabul edilmektedir. İlgili literature gore aile, cocuğun beslenmesi, bakılma, korunma, sevilme ve eğitim gibi gereksinimlerini karşılar. (akt.Ozensel,2004) Bu sebeple ailesinden temel cinsel bilgileri bile almamış, dunyaya nasıl geldiğine ilişkin soruları duzgun yanıtlanmamış cocuk, ulaştığı sınırsız ve uygunsuz bilgi denizinde kontrolsuz şekilde buyuyecektir. Bu durumu değiştirmenin yolu ise; ebeveynlerin ve oğretmenlerin cinsellik konusunda bilgi sahibi olmaları ve cocuklara doğru yaşta, yeterli duzeyde ve doğru bicimde bu bilgileri aktarmalarıdır. (Semerci, 2015) Anne-babaların cinsel gelişim hakkında bilgi aktarırken verilen bu eğitimin yaşam boyu bir surec olduğu, cocuğun cinsel gelişiminin tum gelişiminden ayrılmaz olduğunun bilincinde olmaları gerekir.(Akt. Elikucuk ve Sonmez,2011)
Cinsellik ulkemizde tabu konuların başında gelmesine, coğu aile cocuğu ile cinsellik konusunda konuşmadığını ve cocuğunu yonlendirmediğini duşunse de fark etmeden yaptıkları ve soyledikleri ile cocuğun cinselliğe olan yaklaşımını belirleyici rol oynamaktadır. Bireyin cinsel tutum ve davranışlarının gelişmesinde aile yapısı, eğitim seviyesi, yakın cevre ve kulturun etkisi vardır. (Apay, Akpınar ve Arslan,2012) Ebeveynlerinin, belirli bir cinsiyeti aşağılayıcı konuşmalarını duyan, ebeveyninin televizyondaki herhangi bir opuşme sahnesi karşısındaki tutumunu goren cocuk cinsellik hakkında belirli değer yargıları geliştirmeye başlayacaktır. Bu nedenle cinsel eğitim oncesinde ebeveynlerin bu konuda oncelikli olarak kendi değer yargılarını değerlendirmeleri, cinsellikle ilgili konulara nasıl baktıkları acısından aynayı kendine cevirmeleri gerekmektedir.(Semerci, 2015)
Cinselliğin doğru bilgiden cok yanlış bilginin hukum surduğu bir alan olmaya devam etmesi, cinselliğin doğru yaşanmamasına, beraberliklerin bu nedenle sonlanmasına ve karmaşıklığa neden olabilmektedir. Mutsuzluklar, cinayetler ve intiharlar coğu kez cinsel bilgi yetersizliği ile ortuşur. Bilgisizlik, cocukların ailelerin ve toplumun ruh sağlığını olumsuz etkiler. (Semerci, 2015) Bu nedenle cinsel eğitim konusu irdelenirken oncelikle birbirine sıkca karıştırılan ilgili temel terimleri gozden gecirmekte yarar vardır.
⦁ Cinsiyet(Sex): İnsanoğlunu kadın ve erkek olarak tanımlayan biyolojik ozelliklerin butununu ifade etmektedir. (WHO, 2000)
⦁ Toplumsal Cinsiyet (Gender): Kulturel değerler, tutumlar, roller ve ozelliklerin bir butunudur. Kadının ve erkeğin sosyal olarak belirlenen rol ve sorumluluklarını ifade eder. (WHO, 2000 )
⦁ Cinsel Kimlik: Bireyin kendi bedenini ve benliğini bir eşeylik icinde algılayışı ve kabullenişidir. (Ozturk, 2004)
⦁ Cinsel Rol (Gender Role): Toplumun erkeğe ya da kadına uygun gorerek tanımladığı davranış bicimleridir. (akt. Calışandemir, Bencik ve Artan,2008).
⦁ Cinsellik (Sexuality): İnsanoğlunun, cinsiyet, toplumsal cinsiyet, cinsel kimlik, cinsel yonelim, erotizm, sevgi ve uremeyi kapsayan temel bir boyutudur. Cinsellik, biyolojik, psikolojik sosyoekonomik, kulturel, etik ve dini faktorlerin karşılıklı etkileşimi sonucu yaşanmaktadır. (Akt. Golbaşı,2003)
⦁ Cinsel Sağlık: Oncelikle bireyin bir kavram olarak cinselliği anlaması ve cinselliğe yonelik kendi tutumları hakkında bir farkındalık geliştirmesidir. (Akt. Golbaşı,2003)
⦁ Cinsel Eğitim: Cinsel eğitim teriminin cok geniş bir kullanımı bulunmaktadır. Uzun yıllar boyunca pek cok meslek grubu tarafından farklı şekillerde ele alınmıştır. Cocuk gelişimi acısından; cinsel eğitim, bireyin fiziksel, duygusal ve cinsel gelişimini anlaması, olumlu bir kişilik kavramı geliştirmesi, insan cinselliğine, başkalarının haklarına, goruş ve davranışlarına saygılı bir bakış acısı edinmesi ve olumlu davranış bicimi, değer yargıları geliştirmesi şeklinde tanımlanabilir. (Bayhan ve Artan, 2004) Amerika Birleşik Devletleri Cinsellik Bilgisi ve Eğitim Konseyinin tanımına gore ise cinsel eğitim; cinsel roller, kişiler arası ilişkiler, sevgi mahremiyet vucut algısı ve ureme sağlığı konularının hepsini birden kapsayan bir eğitimdir. (SIECUS,2000)
Cocuğa verilecek olan cinsel eğitim cocuğun yaşına, gelişim duzeyine gore değişmektedir. Bu sebeple cinsel eğitim;
⦁ Okul Oncesinde Cinsel Eğitim
⦁ Okul Cağında Cinsel Eğitim
⦁ Ergenlik Doneminde Cinsel Eğitim olmak uzere 3’e ayrılarak incelenebilir.
1-Okul Oncesi Donemde Cinsel Eğitim
Bebeğin ilk 12 ayında en buyuk gereksinimi sevgidir. Bebeği tutmak, gulumsemek, okşamak bebeği mutlu eder. (Semerci,2015) Bebeğini kucağında tutan annenin sıcaklığı, rahatlığı ve gucu cocuğa haz verir. (Yavuzer,2001) Bu donemde bebeğin tanıma ve zevk alma organı ağız ve cevresidir. Bu nedenle meme emmek bebeğe haz verir ve eline gecirdiği her nesneyi ağzına goturmeye başlar. (Semerci,2015) Doğumdan sonraki birinci yılda bebeğin ilk cinsel duyguları, yıkanma ve altının değiştirilmesi sırasında ortaya cıkar. Bebek bezinin genital bolgedeki baskı ve hareketi, bebeğin hoşlandığı haz verici duyumsamalardır. Bebek el kol hareketlerini daha iyi kontrol edebilecek kadar buyuyunce cinsel organına dokunabilir ve haz verici bu duygunun yeniden yaşanmasını isteyebilir, bu amacla cocuklar cinsel organları ile oynayabilir(Yavuzer,2001).
Bebeklik doneminde kendiliğinden uyarı ile cinsel organlar tepki verebilirse de cocuğun cinsellikle bilincli olarak ilgilendiğini gosteren ilk soruları, uc yaş dolaylarında, cinsiyet farklılıkları hakkında başlar.(Bulut,1998) Genellikle uc yaşında cocuklar, soru ve davranışlarıyla cinsel konulara ilgilerini belli ederler.(Yorukoğlu, 2003) Yıkanma, tuvalet eğitimi gibi sureclerde cocuklar kendi bedenlerini gorur ve dokunurlar. Bu sırada hem bedenlerini tanır hem de haz duyarlar. Bu donemde cocuğun kendi cinsel organına dokunması ve bundan haz duyması normaldir. (Semerci,2015) Bu donemde cocuk cinsel organını eline alır, inceler, oynar ve cıplak şekilde dolaşabilir. (Yorukoğlu, 2003) Cocuğun bu davranışları bedenini tanıma amaclıdır ve aileler cinsel konuda ilk mudahaleyi bu donemde yapar. Cocuğun bu davranışına aşırı tepki gostermemek gelişimi acısından yararlıdır. Cocuğun bedenine yonelik ilgisi kullanılarak vucudun tanıtımı ebeveyn tarafından yapılabilir. Bu tanıtımda organların gercek isimlerinin kullanılması onemlidir. Cocuklar iki-uc yaşından once kız ve erkek arasındaki biyolojik farklılığı ayırt edemezler ancak aile ve toplumun etkisi ile cinsiyetin vermiş olduğu ceşitli hak, sorumluluk ve zorunluluklar konusunda fikir sahibidirler. (Semerci, 2015) Uc yaş dolaylarında kız ve erkek ayrılığını sezip incelemeye koyulurlar. Daha sonra sırası ile bebeğin nasıl doğduğu, nereden geldiği, babanın rolu merak edilir. (Bulut,1998)
Genellikle cinsiyet farkı konusunda kız cocuğunu endişeye duşuren bir sorun ortaya cıkar. Erkek cocukta olup da kendisinde olmayanı fark eder ve penisin kendisinde de olması gerektiğini duşunur. Bu konuda ebeveynlerine kendisinin neden penisi olmadığı yonunde sorular sorabilir. Bu tip bir soruya ‘kızların vajinası erkeklerin penisi olduğu’ yonunde yapılan kısa bir acıklama yeterli olacaktır. (Yavuzer, 2001)
Okul oncesi donemde bedenine yonelik ilgi duymaya başlayan cocuk bu merakını kendini ifade etme bicimi olan oyunlara da yansıtacaktır. Bu donemde doktorculuk, evcilik tarzı oyunlar cocuğun cinsel merakını gidermek icin bulunmaz bir fırsattır. (Yorukoğlu,2003) Bu oyunlarda cinsel organa dokunma, cıplak olmayı sevme, başkalarını cıplak gormeyi isteme, kadınların goğuslerine dokunma gibi davranışlar sıklıkla gozlemlenir. Bu oyunlarda cocuk karşı cinsin bedenini oğrenir. Ebeveynlerin dikkat etmeleri gereken nokta, cocukların bu tarz oyunları yaşıtları ile oynamalarını sağlamaktır. Cocuğun cinsel merakından yola cıkılarak, ceşitli resimli kitaplar da kullanılarak cocuğun yaşı ile orantılı cinsel bilgi verilebilir. Aynı zamanda cocuğa ‘ozel’, ‘mahremiyet’ gibi kavramların oğretilmesi gerekmektedir. (Semerci,2015)
Cocukların cinsel meraklarının artmasına bağlı olarak herhangi bir şekilde genital bolgelerini uyarmaları ve bu sırada terleme, kızarma, nefes nefese kalma gibi bulguların olmasına cocuk masturbasyonu denir. (Yorukoğlu,2003) Bu davranış coğu zaman ebeveynleri korkutmaktadır. Cocuklar tarafından sıkca başvurulan bu cinsel uyarma turu, bebeklik doneminden itibaren cocukların gevşemek icin keşfettikleri parmak emme, tırnak yeme gibi davranışlardan cok farklı değildir. Cocukluk cağında yapılan masturbasyon cocuğun kendisini rahatlatmaya yoneliktir. Burada dikkat edilmesi gereken nokta bu davranışın sıklığıdır. Eğer cocuk bu davranışı gun icerisinde pek cok sefer yapıyorsa bu durumda cocuğu rahatlatacak başka etkinliklere yoneltmek gerekebilir. Ebeveynlerin cocuklarının bu davranışı konusunda aşırı tepkilerden kacınmaları gerekmektedir. Anne babanın cocuğa yonelik sert tepkileri ve davranışı yasaklamaları bu duruma cozum olmayacak aksine cocuğun sucluluk duymasına, cocuğun cinsellik ile ilgili kavramları olumsuz şekilde yorumlanmasına ve yanlış bir şey yaptığına dair izlenime kapılmasına, utanc duymasına neden olacaktır.(Semerci,2015)
Okul oncesi donemdeki cocuklarda hemcinsi ebeveyn ile ozdeşim kurma davranışları gorulur. Bu ozdeşim olayı cocuğun cinsel kimlik kazanmasında onemli bir etkiye sahiptir. Cocuk oturuşundan duruşuna konuşmasından giyimine kadar, anne veya babasının bircok ozelliğini bilincsiz olarak yineler, kendi kişiliği icinde yoğurur. Kız cocukla annesi erkek cocukla babası arasındaki ilişki ne kadar olumlu ise ozdeşim o denli kolay oluşur. Ozdeşimin sağlıklı şekilde olması cocuğun cinsel kimlik gelişiminin sağlıklı ilerlemesini sağlar. Kız cocukları annelerinin kıyafetlerini giyerek, erkek cocuk baba gibi davranarak kadın ve erkek olmayı oğrenirler. Bu durum bilincli bir oykunmeden cok derine inen ruhsal bir olaydır. (Yorukoğlu,2003) Bu donemde cocukların ozdeşim kurabilecekleri bir model yoksa ya da uygun model değilse yani anne baba cocukla iletişim kurmuyorsa cocuk karşı cinsle ozdeşim kurabilir.(Semerci,2015) Hemcinslerinden birinin evden uzak olduğu zamanlarda cocuğun karşı cinsle ozdeşim kurması cinsel kimlik sapmalarına zemin hazırlayabilir.(Yorukoğlu,2003) Bu durumda cocuğun hemcinsi bir yakını ile vakit gecirmesi sağlanarak ozdeşim surecini sağlıklı gecirmesi sağlanabilir. (Semerci,2015)
Okul oncesi donemdeki cinsel eğitimin amacı cinselliği daha cok konuşmak değil, gerekli bilgiyi oğretmek ve cocuğa bu konuda olumlu duygular kazandırmaktır. Verilecek olan eğitim ile cocuğun kendi bedenini tanıması, bedensel sınırlarını anlaması, karşı cinsteki arkadaşından ne acıdan farklı olduğunu bilmesi, iyi ve kotu dokunuşu ayırt edebilmeyi oğrenmesi amaclanır. Cocuğun gelişim donemine uygun olmayan bilginin verilmesi cocuğun korkmasına, aklının karışmasına neden olabilir. Bu yuzden cinsel eğitim verilirken; hangi bilginin, hangi yaşta, ne duzeyde verilmesi gerektiğine dikkat etmek gerekir. (Semerci,2015) Bu donemde cinsel olaylardan hic soz etmemek, cocuğa bu duyguları bastırması gerektiği izlenimi verebilir.
2-Okul Doneminde Cinsel Eğitim
7-11 yaşlar cocuklar icin okul donemi olarak adlandırılır. 7-11 yaş arasındaki okul donemi, cinsel gelişim acısından 7-9 yaş donemi ve on ergenlik donemi olmak uzere iki evreye ayrılarak incelenebilir.
a.7-9 yaş Donemi
Sigmund Freud’un cinsel gelişim donemlerinden Latent(gizil) doneme rastlayan bu yaş aralığında onceki yaşlarda kendini ve aileyi tanımaya yonelik merak duygusu, cocuğun aileye uzak kalmaya başlaması ile birlikte geniş bir cevreye yayılır. (Semerci,2015) Bu donemde cocukların daha cok kendi cinsiyetleri ile olan cocuklarla arkadaşlık etmeyi tercih ettikleri, karşı cinse ilgisiz oldukları gorulmektedir. Okul oncesi donemde ebeveynle ozdeşim, sonucu edinilen cinsel kimlik ile ilgili toplumsal roller bu donemdeki deneyimlerle daha da pekiştirilmektedir. Bu donem ergenlik doneminde ortaya cıkacak değişimlerden once bir dinlenme donemi olarak nitelendirilebilir. (İnanc ve Yerlikaya, 2011) Bu donemde cocuğun kendi vucudu ile doğal uğraşı, yerini sosyal uğraşlara bırakır. (Semerci,2015) Okulda arkadaş ilişkileri iyi gidiyorsa, okulu oldukca severler; ama ilişkilerinde ters giden bir şeyler varsa okula gitmek istemeyebilirler ya da gonulsuz giderler. Bu cağda onemli bir değişiklik, cinsel merakların yatışması ve durgun bir doneme girmesidir; ancak gunumuzun değişen koşulları ve artan uyarıcı duzeyi nedeniyle bu donem eski donemlere gore sakin gecmemektedir. (Anonim,2016)
7-9 yaş aralığında genellikle hemcinsi gruplarla oynamayı tercih eden cocuklar, karma grupların oluşturulması durumunda yakalama ve opme oyunları oynarlar. Karşı cinsin icinde yer almayı bir bakıma casusluk olarak algılayabilirler. Okul oncesi donemde olduğu gibi oyun yolu ile medyadan ve cevreden gorduklerini denemek isterler. Bu amacla diğer cocukların ic camaşırını ve cinsel organını gormek isteme, cinsel terimleri konuşma sırasında kullanma gibi davranışlar gorulebilir. Cinsel terimlerin konuşma icerisinde kullanılması cocuğun neler bildiğini arkadaşlarına gosterme cabasından ileri gelmektedir. Bu donemde anne babalar tıpkı bir oğretmen gibi yaklaşarak temel konuları, ilk kez bilgi verme amaclı aktarmalıdırlar. Yedi yaş cocukların bilişsel olarak buna en hazırlıklı olduğu donemdir. Cocuklara okul oncesi donemde kazandırılmış olan iyi dokunuş kotu dokunuş ile ilgili bilgilerin hatırlatılması, ozel, mahremiyet konularının uzerinde durulması ve cocuğun cinsel merakının kotu niyetli kişiler tarafından kullanılmaması amacıyla herhangi bir kotu dokunuş karşısında cocuğun nasıl yardım isteyebileceği konularına değinmek gerekir. (Semerci,2015)
b.Ergenlik Oncesi Donem
9-11 yaş olarak bilinen donem okul donemi olduğu kadar ergenlik oncesi donem olarak da bilinmektedir. Bu donemde ergenlik belirtilerinin başlaması nedeniyle bazı bilgilerin gerek okulda gerekse ailede verilmesi gerekmektedir. Verilecek olan eğitimin erkek cocuklara baba veya hemcinsi bir yakını kız cocuklara ise anne veya yine hemcinsi bir yakını tarafından verilmesi doğrudur. Ergenlik oncesi donemde kız cocuklarının dokuz yaş, erkek cocuklarının on yaş dolaylarında şu tur konularda bilgilendirilmesi gerekmektedir: (Semerci,2015)
Ergenlikte tum vucutta buyume hızlanır. Bazen hızlı buyumeye tum vucut kısımları eşit hızda katılamaz ve buyume simetrik olmaz. Orneğin bacakları hızla buyuyen cocuğun, bacak adelelerinin gelişmesi daha yavaş olur. Sonucta cocuk dengesiz yuruyebilir. Zamanla gelişme dengelenir ve farklılıklar ortadan kalkar. Kızlarda ergenliğin ilk belirtisi memelerin buyumeye başlamasıdır. Bunu genital bolgede kıllanma, yuzde ve vucutta sivilcelenme takip eder. En son aşamada regl (adet) gercekleşir. Kalcaların gelişmesi, yağ tabakalarının artışı, memelerin olgunlaşması ile kız cocuk kadınsı bir gorunum kazanır. Erkeklerde ergenliğin ilk belirtisi yumurtaların buyumeye başlamasıdır. Daha sonra bıyık, sakalın cıkması ve genital bolgede kıllanma, adem elması denen gırtlak kıkırdağının belirginleşmesi ve seste kalınlaşma, yuz ve vucutta sivilcelenme meydana gelir. En son aşamada boşalma meydana gelir. Boyca uzamaya, omuzların gelişmesi eşlik ederek erkeksi gorunum ortaya cıkar. (Taşcı,2010)
Ergenlik oncesi donem ile birlikte kız cocuklar ile erkek cocuklar arasındaki gelişimsel fark acılmaya başlar. Kız cocuklar bedensel ve ruhsal olarak erkek cocuklardan daha once gelişirler. Erkek cocuklar henuz kendi cinsleri ile oyun oynarken kız cocuklar karşı cinse ilgi duymaya başlarlar. (Semerci,2015)
7-9 yaş okul doneminin aksine bu donemdeki cocuklar karma gruplara yonelebilirler. Kız ve erkek cocuklar ebeveynleri tarafından vucutlarında olabilecek fiziksel değişimler hakkında bilgilendirildikleri kadar oluşabilecek sosyal ilişkiler hakkında da bilgilendirme gerekmektedir. Cocuğun karma gruplara yonelmesi aşk, hoşlanma gibi kavramlar ile tanışmasını sağlayabilir. Bu donemde aile tarafından kabul edildiğini, anlaşıldığını hisseden cocuk sağlıklı bir surec gecirir. Ebeveynlerin cocuğa ergenlik surecinde bedenlerinde olabilecek değişimler konusunda bilgi verirken bu değişimlerin herkeste farklı zamanda olacağı konusunda vurgu yapılması gerekmektedir.
u vurgu cocuğun kendisini başkaları ile kıyaslayarak kaygı duymasının onune gecebilir. Ergenlik oncesi donemdeki cocuk ile yapılan bilgilendirici konuşmalarda resimli kitaplardan yardım almak konunun gorsel olarak sunulduğunda cocuk tarafından daha iyi anlaşılması acısından onemlidir. Verilen bilgilerde kız cocuğuna erkek cocuklarının bedensel gelişimleri, erkek cocuklarına da kız cocuklarının bedensel gelişimleri hakkında bilgi vermek gerekmektedir. Bu sayede cocuk karşı cinsin değişimlerine aşina olacak ve ilerleyen surecte belirli konularda kaygı yaşamayacaktır. Ergenlik oncesi donemde, okul oncesi donemde kendini gostermiş olan ancak sadece rahatlama amacıyla kullanılan masturbasyon davranışı uzerine de konuşulabilir. Burada onemli olan cocuğun masturbasyon davranışının son derece doğal olduğunu bilmesi ve bu davranış sonrası sucluluk duymaması gerektiğidir. Tum bu bilgiler ebeveynler tarafından cocuğa verilirken fırsatlar iyi değerlendirilmeli, bilgi verilecek cocuk henuz hazır değilse bilgilendirme yapılmamalıdır. Bilgilendirme surecinde ne kadar detaya inileceği cocuğun sorularına gore şekillenebilir. Aile ve cocuk arasında cinselliği konuşmak son derece doğal bir durumsa cocuk bu ilişkiden aldığı guc ile merak ettiği soruları soracaktır. (Semerci,2015; Yorukoğlu,2003; Taşcı,2010)
Okul donemi olarak adlandırılan, 7-9 yaş donemi ve 9-11 yaş ergenlik oncesi donem şeklinde ikiye ayrılarak incelebilen donemde cinsel eğitimin amacı: cocukların ergenlikte yaşayacakları bedensel değişiklikleri anlayabilmelerini, cinsel etkinlikler ile ilgili karar verme yeteneklerini geliştirmeye başlamalarını ve cinsel surecler ile duygusal surecler arasındaki farkı anlayabilmelerini sağlamaktır.(Semerci,2015) Bu amaclar doğrultusunda ebeveynler tarafından verilecek eğitim sureci kadar cocukların devam etmekte oldukları okullarda ve toplum calışmalarında da konu hakkında yapılan bazı calışmalar bulunmaktadır.
Turkiye’deki cinsel sağlık eğitimi calışmaları genel olarak universitelerce ve bazı kurum/ sivil toplum kuruluşları tarafından yurutulmektedir. Turkiye’de cinsel eğitim ilk kez, 1974 yılında tartışılmaya başlanmıştır. 1990’lı yıllarda HIV/AIDS yayılımına paralel olarak, ulkemizde sınırlı sayıda da olsa, gonullu kuruluşların onculuğunde, ozel projeler yurutulmuş, yerel eğitim etkinlikleri gercekleştirilmiştir. 1994 yılında “Genclik, Cinsel Eğitim ve Ureme Sağlığı” toplantısı yapılmıştır ve 1997 yılında bir proje geliştirilmiştir. Bu proje icerisinde uc eğitim fakultesi belirlenmiş ve bu fakultenin oğrencileri olan oğretmen adaylarına secmeli olarak, cinsel sağlık bilgileri dersi verilmesi hedeflenmiştir. Milli Eğitim Bakanlığının farklı kuruluşlarla işbirliği halinde yuruttuğu bazı projeler de bulunmaktadır. 1993 yılında “Değişim, Genc Kızlığa İlk Adım” projesi ile altı yıl icinde 80 ilde on bini aşan sayıda okulda 2 milyon kız oğrenci ergenlik donemi konusunda bilgilendirilmiştir.2000-2001 doneminde de “Ergenlik Donemi Değişim” projesi ile erkek oğrenciler ayrı gruplar olarak kapsama alınmıştır. 2002-2003 oğretim yılında; cinsel eğitim ile ilgili konular uniteler halinde ders programında yer almıştır. “Ergenlerin Sağlık Bilincinin Geliştirilmesi” başlığı ile yeni bir hizmet projesiyle etkinliklerin geliştirilmesi amaclanmıştır.2002 yılında projede, bazı universitelerde genclere ureme sağlığı danışmanlığı yapılmıştır. 2004 yılında aynı projeye “akran eğitimi” bileşeni eklenmiştir. 2000 yılında İstanbul’daki pilot okullarda ilk “cinsel eğitim” dersi verilmeye başlanmıştır. Fakat bu uygulama uzun sure yururlukte kalamamıştır Gunumuzde okullarda “cinsel eğitim’’ ile ilgili ozel bir uygulama bulunmamaktadır. Lisede ise eğitim iceriğinde sınırlı bir şekilde mensturasyon dongusu ve sperm uretimi gibi konular dışında başka bilgi yoktur. Milli Eğitim Bakanlığı tarafından "36-72 Aylık Cocuklar İcin Okul Oncesi Eğitim Programı" olarak adlandırılan uygulamada "cinsel" sozcuğunun program icinde sadece bir tek kez “…fiziksel, cinsel, sozlu ve duygusal istismar...” cumlesi icinde gectiği gorulmektedir. Bunun dışında cinsel eğitimi cağrıştıracak herhangi bir cumleye rastlanmamıştır. (Bulut ve ark.,2003; Bulut, 2005; Calışandemir, Bencik ve Artan,2008)
3-Ergenlik Doneminde Cinsel Eğitim
Ergenlik donemi, fiziksel ve duygusal sureclerin yol actığı cinsel ve psikososyal olgunlaşma ile başlayan ve bireyin bağımsızlığını, kimlik duygusunu ve sosyal uretkenliğini kazandığı zaman sona eren bir donemdir. (Derman,2008)
Ergenlik donemi uzun bir donem olduğu icin, erken ergenlik, orta ergenlik ve gec ergenlik olmak uzere incelenebilir (Semerci,2015) Cocukluktan yetişkinliğe geciş donemi olan ergenlik, fiziksel, bilişsel ve psikososyal değişikliklerle belirlenmektedir. (Brown 2000).
Erken Ergenlik donemi olarak değerlendirilen 12-14 yaş arasındaki bu donemde hızlı gelişen fiziksel ve davranışsal değişiklikler gorulur. Hızlı buyume ve cinsel gelişim kızlarda erkeklerden daha oncedir. Erken buyumenin erkeklerin ruh sağlığı acısından genel olumlu etkisine karşılık, erken gelişen kızlarda akranlarından daha duşuk benlik saygısı, daha yuksek depresyon oranı, anksiyete bozuklukları ve yeme bozuklukları gorulmektedir. Erken ergenlik doneminde ergenlerin en buyuk uğraşları beden gorunumleridir. (Derman,2008) Bedendeki bu hızlı değişimler ergen icin zordur. Bu değişime uymaya calışan ergen kısa-uzun, şişman-zayıf olmak gibi bedenine ilişkin her şeyi onemli hale getirir. Zamanın aynı karşısında gecirilmesi, aile ile arasındaki en onemli catışma konularının başında gelmeye başlar. (Semerci,2015) Bu donemdeki ergenlerde hızlı fiziksel gelişime uyum ve bu değişiklikler ile baş etme cabaları gorulur.(Derman,2008) Bu donemin onemli gelişimsel gorevi, kimlik duygusunun oluşmasıdır. (Akt. Korkmaz Cetin ve ark.,2008). Beden imgesi gelişiminin yanında, ergenlik donemindeki onemli fiziksel değişimlerden biri ureme olgunluğunun başlangıcına işaret eden ikincil cinsiyet ozelliklerinin gelişimidir ve bu gelişim gencin kendisini toplumsal acıdan cocukluktan farklı bir kız ya da erkek kimliğinde algılamasına neden olur. Beden gorunumunun değişmesi, durtulerin artması, cinsel kimliğin daha fazla algılanması gencin toplumsal olarak da bazı cinsiyet rollerini edinmesini gerektirir. (Derman,2008) Cinsel kimliğin oluşmasında, kişinin biyolojik ozellikleri, cinsel yonelim ve davranışları, aile tutumu, toplumsal ve kulturel değerler etkilidir. Cinsellik, genellikle cinsel yonelim ve davranışlar olarak anlaşılmasına rağmen, sağlıklı cinsellik, bu sayılan etkenler ile kendilik kavramının butunleşmesidir.(Akt. Korkmaz Cetin ve ark.,2008) Bu donemde yakın arkadaşlıklar onem kazanmaya başlar, daha cok aynı cinsiyetten arkadaş ve grup aktiviteleri tercih edilir ve arkadaş grupları ergenin ilgi alanlarını ve giyimini etkiler. (Derman,2008)
Orta ergenlik donemi olarak değerlendirilen 15-18 yaş gencin yaşamında arkadaşları ailesinden daha onemli hale gelmeye başlar. Bu donemde arkadaşları tarafından kabul gormek genc icin en onemli şeydir. (Semerci,2015) Ergenin gelişim ozellikleri formule edilemeyecek kadar cok ve ceşitlidir. Ergenin en buyuk arzusu kendini anlayabilmek, hem de başkaları tarafından anlaşılabilmektir. (Yavuzer,2001) Bu donemde anne babadan ayrışma, farklı bir birey olma ve bu durumu anne babaya da kabul ettirme cabaları yoğundur. Anne babadan ayrışma ve bireyleşme sureci icinde ergenlerin duygusal olarak kendilerini ana babalarından uzak tutma cabaları, duygusal yatırımlarını ozellikle karşı cins olmak uzere akran ilişkileri uzerine yapmaları, riskleri olduğundan az gormeleri, kendilerini her şeyi yapabilir olarak algılamaları ve otonomi istemeleri anne babalarla catışmaya neden olur. (Derman,2008) Erken ergenlik donemine gore duygularda hassasiyet soz konusudur. (Yavuzer,2001) Uygunsuz tutum ve alışkanlıklar bir gruba dahil olma cabası icinde en cok bu donemde başlar. Ozellikle, ailesiyle uygun ilişki kuramamış ve sorunları olan ergenler, bu donemde kolayca yanlış yollara sapabilirler(Semerci,2015) Bu donemde duygusal ozerklik hem bireyselleşmenin hem de duygusal yakınlığın desteklendiği koşullarda en iyi şekilde gelişmektedir. Ergenler coğu zaman kendilerini akranlarının gozlerinden gorurler ve gorunum, giyim tarzı ve davranışlarının akranları tarafından onaylanmaması benlik saygılarında azalmaya neden olabilir. Ancak cok yakın ilişkiler bağımsızlığı kaybetme tehdidi icerdiğinden ilişkilerdeki sınır bu yaş grubundaki ergenler icin onemli kaygı kaynağıdır. Akran ilişkilerinde ve duygusal deneyimlerde artış ile birlikte ic yaşantıları inceleme gereksinimi ve gunluk tutma yaygındır. (Derman,2008) Bu donem ergenin, yaşam felsefesini, sosyal değerlerini, dini ve ahlaki yonelimlerini keşfetmeye ve geliştirmeye calıştığı donemdir ve değerlerinin acık hale gelebilmesi icin ayna gorevi gorecek akran desteğine ihtiyac duyarlar(Semerci,2015)
15-18 yaşlarındaki orta ergenlik doneminde akran baskısı, risk alma davranışı, ebeveynlerden ayrımlaşma ve ozerklik gereksiniminden kaynaklanan catışmalar nedeniyle cinsel davranışlar konusunda tam ve sağlıklı bir değerlendirme yapılamayabilir. Erken yaşanan cinsel deneyim, istenmeyen gebelikler, cinsel yolla bulaşan hastalıklar gibi tıbbi risk etkenleri taşımakla birlikte, kulturel, sosyal etkenlerden kaynaklanan adli sorunlara da neden olabilmektedir. (Korkmaz Cetin ve ark.,2008)
Gec Ergenlik: Ergenin kimlik gelişimini tamamladığı donemdir. (Semerci,2015) 18 yaş dolayında başlar ve kimlik duygusunun butunleşmesiyle sona erer. Akademik ve sanatsal arayışların, sosyal bağların ergenin kendini daha iyi tanımlamasına ve kendini bir topluluğa ait hissetmesine yol actığı donemdir. (Derman,2008) Erikson’a gore ergenlik doneminin en onemli sorunu kimlik arayışıdır. Dengeli bir kimliğin sağlanması bireyin “kendisinde sureklilik ve butunluk gorme yeteneğine” ve tutarlı duzenleme yapabilmesine” bağlıdır. Ergenin yaşamış olduğu ani bedensel değişikliklerin kimlik oluşturma surecinde olumsuz etkileri olabilmektedir ve ergenin bu surecte olumlu bir kimliğe kavuşması ve kendine guven kazanabilmesi icin zamana gereksinimi vardır. (Yavuzer,2001) Doğumla başlayan kimlik bulma cabaları, ergenin cinsel, mesleki ve toplumsal kimliğini oluşturması ile sona erer. Kişinin, kendini ne olarak algıladığı ve diğerlerinin onu nasıl gorduğu, ondan neler beklediği arasındaki tutarlılık, butunleşmiş bir benliktir. Bu surecte ergenin gruplara dahil olması, aşklar yaşaması kendisini anlatmasının bir yoludur. Bazı ergenler kimlik edinme surecini ağır şekilde yaşayabilmektedir. Bu durumda karar verememe, secim yapamama durumu meslek seciminden cinsel kimliğe değin uzanır. Bu durumda uyuşturucu kullanımı, farklı dini inanclar, uygunsuz cinsel ilişki kurma, toplumun değer yargılarını reddetme şeklinde kendini gosterebilir. (Semerci,2015)
Ergenlik doneminde cinsel kimlik bulma aşamasında farklı cinsel yonelimler gorulebilmektedir. Cinsel yonelim karşı cinse olduğunda heteroseksuellik, kendi cinsine donuk olduğunda homoseksuellik(eşcinsellik), her iki cinse donuk olduğunda biseksuellik olarak adlandırılır.
Ergenlik doneminde el şakaları yaygındır. Bu şakalaşmalar merakla birleştiğinde bazı cinsel denemeler olabilir. Bu durum ergeni artık geri donulemez bir yola girdiği inancına goturebilir. Bu durumda ergene, bunun cinsel yonelimi secmek anlamına gelmediği, bulunduğu doneme ozgu bir donem olduğunu anlatmak ergeni rahatlatacaktır. Ancak ergenlik donemini tamamlamış ve genc erişkin doneme gelmiş olan birey, yıllarca bu durumu duşunerek eşcinsel olduğunu acıklıyorsa bu durum farklıdır. Ebeveynler boyle bir durum karşısında bireyi tedaviye zorlamamalı, kızgınlık, reddetme gibi tepkiler gostermemelidirler. Ebeveynler eşcinselliğin sadece bir cinsel yonelim değil aynı zamanda yaşam bicimi secimi olduğunu bilerek bu durumu kabullenmeli ve bu kabulu secimini acıklayan bireye gostermelidirler. (Semerci,2015)
Ergenlik doneminde cocuklarla cinsellik hakkında konuşmaya devam etmek gerekmektedir. Aileler cocukların cinsellikle ilk eğitmenleridir. Ergen cinselliğinde aile cok onemlidir. Cunku ergenlik doneminde cinsellik ebeveynlerinin etkisinin olmadığı ya da cok az olduğu bir donemdir. Ergen cinsel konuları merak eder ve denemek ister. Ama ailenin tutumu ergen uzerinde etkili olur. Bazı ebeveynler “Cinsel ilişki yaşamanı istemiyorum, bunu yapma” yerine aynı şeyi “Yaparsan haberim olsun” şeklinde umursamaz olduğunu sandıkları bir yontemle soylerler. Bu durum ergenin gerektiğinde aileye başvurmasını engelleyici bir tutumdur. Bazen aileler toplumsal, dini ve ahlaki sebeplerden dolayı ergene, cinsel ilişkinin yanlış olduğunu anlatırlar. Ancak bu tutum ergenin yanlış kararlara erişmesine, kendi kararlarını uygulayamamasına neden olabilir. Aileler ergenin cinsel yonden etkin olması ile birlikte erken yaşta cinsel ilişki yaşayacağından korkmaktadırlar. Erken donemde cinsellikle aşırı uğraş, başka sorunların yanı sıra ergenlerin zamanlarının buyuk bir kısmını alarak başka alanlarda gelişmelerine engel olabilecektir. Bu yuzden ergenin spor, atletizm, hobi kursları gibi alanlara yonlendirilmesi yararlı olmaktadır. Aileler tarafından ergenlikte cinselliği anlamak ve kabullenmek gerekir. Ergenlerle cinselliği konuşurken, onceki donemlerden farklı olarak, oğretmenden cok bir danışman gibi olmak gerekmektedir. Sosyal ve gelişimsel konular uzerinde durarak, temellerden cok davranışlardan bahsedilmelidir. Ergenin bilincsizce cinsel etkinliğe girmesi beraberinde cok onemli sorunlar getirebilir. Ergenin bu tip problemlerle karşılaşmaması icin en doğru yol bu konuda bilgilendirmektedir. Ergenin artık cinsel olarak etkin olduğunu duşunulerek, cinsel etkinliğin beraberinde getireceği fiziksel ve duygusal sıkıntılar uzerinde durulmalıdır. Coğu zaman aileler, cocuklarının cinsellik konusunda kaygılanmalarına engel olmak amacıyla cinselliğin haz verme ozelliğine aşırı vurgu yapabilmektedirler. Cinselliğin haz verme yonu arkadaş cevresi ve medya tarafından da sıklıkla kullanılmaktadır. Bu durum ergende tum olumsuzlukları anlatılsa da keyif verici noktalara olan ilgi nedeni ile genclik doneminde alkol, madde kullanımı ve uygun olmayan erken korunmasız cinsel ilişki riskini arttırmaktadır. Ergenlik doneminde ergenin cinsel yonden de etkin konumda olduğunu kabul ederek guvenli cinsel ilişki, hamilelik ve cinsel yolla bulaşıcı hastalıklardan korunma yolları gibi konularda bilgilerin aileler tarafından aktarılması gerekir. Bu konular konuşulurken aileler kendi goruşlerini, değerlerini ergen ile paylaşabilir ancak burada onemli olan bu konuda ergene baskı yapmamak ve kabulu iletmektir. Ergen ile cinsellik konuşulurken cinselliğin sadece ureme anlamı taşımadığı, ceşitli duyguları da icerdiği anlatılmalıdır. Ergenlik doneminde gorulen flort ilişkileri ebeveynler tarafından kucumsenmemeli, cocuğun duyguları anlaşılmaya calışılmalıdır. Bu donemdeki cocuklara cinselliğin sadece bedensel cekicilik olmadığı, duygularla kendini hazır hissetmekle ve istemekle bağlantılı olduğunu soylemek ve ergenin duygu ve duşuncelerini dinlemek, anlamak, anladığını gostermek gerekir. Ergenlikte kızlar cinselliğe daha cok sevgi ve aşk yonu ile bakarken erkekler de ise cinsellik durtusu yoğundur. Ergen cinselliğinde ebeveynler tarafından anlatılması gereken bazı konular ise şunlardır:
Ergen Gebeliği: Ergen gebeliği psikolojik, sosyal ve ekonomik bir sorundur. Ergen gebeliğinin fiziksel olarak bircok riski vardır. Gebelik sırasında gorulen tum sorunlar ergen gebeliğinde daha sık gorulur. Bizim ulkemizde erken evliliklerin normal kabul edilmesi ergen gebeliğinde normal kabul edilmesine yol acmıştır. Yapılan calışmalar, bu genclerin daha cok okul sorunları olan, aile ici ilişkilerinde problemli kişiler olduğu gorulmuştur.
Korunma Yolları: Korunma yolları hakkında ergenlere bilgi vermek, onları cinsel ilişkiye sevk etmek anlamı taşıyacağı endişesiyle bircok aile korkmaktadır. Genclerin kontrolsuz cinsel ilişki kurması istenmez. Bu sebeple cinsel bilgi verilirken korunma yollarının da oğretilmesi onemlidir.
Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar: Değişen toplumsal değerler yuzunde cinsel yolla bulaşan hastalıklar hızla artmaktadır. Bu hastalıkların bazılarının tedavisi bilinse dahi bazıları icin tedavi arayışı devam etmektedir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklar konusunda en buyuk risk ergenlerdir. Cinsel ilişki yaşının duşmesi, korunma yontemlerinin bilinmemesi, cinsel ilişkilerin plansız olması gibi nedenlerden dolayı cinsel yolla bulaşan hastalıklara yakalanma olasılığı artmaktadır.
Cinsel İstismar: Cinsel istismar, buyuklerin cocukları kendi cinsel doyumları icin kullanmasıdır. Cocuklara verilecek olan cinsel eğitim ile cocukların iyi dokunuş ve kotu dokunuş arasındaki ayrımı oğrenmeleri, olası bir istismar durumunda en kısa zamanda guvenilir bir yetişkine durumu anlatma konusunda eğitim almaları cinsel istismarın onlenmesi ve tekrarlanmaması konusunda yararlı olacaktır. (Yavuzer,2001; Yorukoğlu,2003; Taşcı,2010;Semerci,2015; Polat,2007; Ulu ve ark.,2014)
Ozel Gruplarla Cinsel Eğitim
Evlat Edinme İle Cocuk Sahibi olmuş Ailelerde Cinsel Eğitim verilirken cocukların dunyaya nasıl geldiklerine ilişkin soruları diğer cocuklara gore farklı yanıtlanmalıdır. Daha onceki yaşlarda cocuklarla yapılan konuşmalarda “Sen bizim cocuğumuz olduğunda, sen evimize geldiğinde” gibi cumlelerle kulak dolgunluğu sağlanan cocuğa bebek oluşumu anlatılırken bazı annelerin bebeklerini karınlarında buyutemedikleri, o yuzden cocuklarının başka annelerin karnında buyuyen cocuklar olduğu ve kendisinin de bu şekilde dunyaya geldiği anlatılabilir ve bu konu ile ilgili cocuğun kaygısı ebeveyn tarafından dinlenilir. Cocuklara evlat edinme ile ilgili verilecek bilgi icin en ideal yaş aralığı 3-6 yaştır.(Semerci,2015)
Zihinsel Engeli Bulunan Bireylerde Cinsel Eğitim; Engelli bireylerin cinsel yaşamları genelde bilinmeyen ve goz ardı edilen bir konudur. Toplumda engelli bireylerin cinsel yonden aktif olmadığı varsayılmaktadır. Oysaki engelli bireylerin de cinsel gereksinimleri vardır ve cinsellik engelli bireylerin yaşam kalitesi icin onemli bir faktordur. Zihinsel engellilik, gelişim sureci icerisinde genel zihinsel işlevlerde normal bireylere gore, onemli derecede gerilik, bunun yanında davranışlarda uyumsal yetersizlik gosterme durumudur. Zihinsel işlevlerinin onemli derecede ortalamanın altında olması; bireylerin iletişim, oz bakım, ev hayatı, sosyal beceriler, toplumsal hayata katılım, boş zamanı değerlendirme ve iş alanlarında sınırlılık gostermesine neden olur. (akt. Cangol, Karaca ve Aslan Zihinsel engelliler eğitilebilir, oğretilebilir ve ağır olarak uce ayrılır. (akt. Cangol, Karaca ve Aslan) Zihinsel engellilerin cinsel yaşamları ile ilgili goruşler farklıdır; birincisi engelli bireyin cinsellik ile ilgili bilgiye ihtiyacı yoktur, ikincisi ise her insan gibi engelli bireyde cinsel yaşama sahip olmalı ve yaşamalıdır. Araştırmalar hafif duzeyde zihinsel engelli bireylerin normal insanlar gibi cinsel durtulerini kontrol edebildiğini, orta duzeyde zihinsel engelli bireylerin yardıma ihtiyacları olduğunu, ağır duzeydeki zihinsel engelli bireylerin ise cinsel durtulerini cok az kontrol edebildikleri şeklindedir.(akt. Cangol, Karaca ve Aslan) Bu sebeple hafif derecede zihinsel engellilerde cinsel gelişim diğer cocukların gelişimine benzer. Zihinsel engeli olan cocuklarda cinsel eğitim verilirken cocuğun gelişim duzeyini belirlemek ve buna uygun konuşmalar yapmak gerekir. On yaşındaki kız cocuğuna ergenlikte bedeninde meydana gelecek değişiklikler hakkında bilgi verilirken zeka yaşının dikkate alınması gerekir. (Semerci,2015) Yapılan bilimsel calışmalarda, zihinsel engelli genclerin, normal gelişim gosteren genclerle aynı cinsel gudulere sahip olduklarını gostermiştir. Zihinsel engellilerin normal duzeninde calışan hormonları nedeniyle cinsel aktiviteleri olmaktadır. Zihinsel engellilerde fiziksel gelişim normal olduğunda, cinsel gelişim de normal sırayı izlemektedir. Zihinsel engellilerin genelde yaşıtlarından daha fazla cinsel ilgilerinin olduğu, daha fazla cinsel icerikli davranışlar sergilediği duşunulur. Oysa zihinsel engelliler, cinsel icerikli davranışların nerede, ne zaman, hangi durumlarda uygun olup olmadığını bilemedikleri, yani cinsel icerikli davranışlarını kontrol edemedikleri icin boyle algılanmaktadırlar. (Bilge ve Baykal,2008). Engellilere yonelik olan cinsel sağlığı geliştirici eğitim ve calışmalar toplumumuzda kısıtlı duzeydedir. Ulkemizde ilk kez Kozan ve arkadaşlarının yaptığı “Zorlananlar (Engelliler) icin Cinsel Sağlık /Ureme Sağlığı Projesi” ile, altı bolgede engelli birey ve ailelerine cinsel sağlık ve ureme sağlığı konusunda eğitim verilerek, bahsi gecen ailelerin cocuklarının cinsel gelişimleri acısından kendilerini geliştirmeleri sağlanmıştır. (akt. Cangol, Karaca ve Aslan)
Gay-Lezbiyen Ailelerde Cinsel Eğitim: Henuz ulkemizde sık gorulmese de gay ya da lezbiyen ebeveynlere sahip olan cocuk sayısı artmaktadır. Ebeveynlerin bu cocuklara, kendi secimlerinden bağımsız olarak ve duygularından arınarak eğitim vermeleri sağlıklıdır. Cocuğun, yaşıtlarının “Senin nasıl iki annen ya da baban oluyor?” sorularından etkilenmemesi icin bu cocuklara aile ceşitleri ve eşcinsellik konusunda diğer cocuklardan daha once bilgi vermek gerekecektir. (Semerci,2015)
Tek Ebeveynli Ailelerde Cinsel Eğitim: Boşanma, evlat edinme gibi yollarla cocuk sahibi olma gibi durumlar nedeniyle tek ebeveynli ailelerin sayısı artmaktadır. Tek ebeveynli ailelerde cocuğun okul oncesi donemde ozdeşim kurabileceği hemcinsinin olmaması kimlik oluşturma surecinde belirli sorunlara yol acabilir. Bu yuzden cocuğun ozdeşim surecini sağlıklı tamamlayabilmesi amacıyla hemcinsi bir yetişkin ile vakit gecirmesinin sağlanması, cocukta cinselliğe ilişkin olumsuz tutumların oluşmaması icin cocuk ile kalmakta olan ebeveynin diğer ebeveyni suclayıcı, hakaret edici cumlelerden kacınması gerekmektedir. (Semerci,2015)
Otizmli Bireylerde Cinsel Eğitim diğer cocuklardan farklı değildir. Diğer alanlarda gorulen gelişimsel gecikmeler cinsel gelişimde de gorulebilir. Otistik cocuklara gelişim donemlerine uygun şekilde cinsel bilgiler aktarılmalıdır. Otistik cocuklarda masturbasyon davranışı gorulebilir. (Semerci,2015) Otistik bireylerin cinsellikle ilgili olarak kendilerini ve başkalarını anlamakta sıkıntıları vardır. Bu sıkıntıların ozunde de cinsel uyarılma durumunda ne yapılması gerektiğini bilememelerinden kaynaklanan ofke durumları vardır. Otistik bireylerin ergenlik donemi başlangıcı ve anında yaşadığı bu sıkıntılara yonelik olarak; eğitimciler, aileler tarafından duruma uygun ceşitli yontemler geliştirilebilir. Otistik cocuklarda cinselliğe yonelik olarak; cinsellikle ilgili kurumlara ve ailelere yonelik eğitim programları hazırlanmalı, dergi, broşur ve kitap basılmalıdır. (Kucuk ve Buzlu,2006)
Hermafrodit Cocuklarda Cinsel Eğitim: İc cinsel organları farklı olabilmekle birlikte hem kız hem de erkek cinsel organına benzer ozellikler taşıyan cocuklara hermafrodit(cift cinsiyetli) denilmektedir. Bu cocuklar diğer cocuklardan farklı olarak ceşitli cinsel kimlik sorunları yaşamaktadırlar. Bu tur cinsiyete sahip cocuklarda fiziksel ve laboratuvar bulgularına gore karar verilse de ergenlik doneminde verilecek olan karar da soz hakkı ergenindir. (Semerci,2015)
Sonuc
Cocukların buyume ve gelişme surecleri boyunca cinsellikle ilgili pozitif bilgi almaları ve cinselliğe yonelik olumlu bakış acısı oluşturmaları icin, aile icinde başlayan cinsel eğitimin, cocukların ve genclerin buyuk bir coğunluğuna toplu ulaşma fırsatı sağlayan, okullarda verilmesi ve cinsel eğitimin kurumsallaşması gerekmektedir. (Gursoy ve Gencalp,2010) Aileler cinsellik ve cinsel eğitimle ilgili yeterli ve doğru bilgiye sahip değillerdir. Cocukların sağlıklı cinsel gelişimi surdurebilmeleri icin oncelikle anne-babaların cocukların yaş gruplarına ve gelişim duzeylerine uygun cinsel eğitimi almaları gerekmektedir. (Elikucuk ve Sonmez,2011)
Ailelerin aldıkları eğitim doğrultusunda cocuklara, okul oncesi donemden başlayarak uygun koşullarda cinsel eğitimin bir surec olduğunun bilinci ile olumlu ve kabule uygun bir ilişki surdurerek gerekli cinsel bilgilerin aktarılması gerekmektedir. Gerekli cinsel bilgileri ilk olarak aile bireylerinden alan, okul ve ceşitli kuruluşlar sayesinde bu bilgilerini arttıran cocuklar sağlıklı bir kimlik gelişimi geliştirebileceklerdir.
KAYNAKCA
Yavuzer, H. (2001). Cocuk Psikolojisi (20.Baskı). İstanbul: Remzi Kitapevi
Polat, O. (2007). Tum Boyutlarıyla Cocuk İstismarı (1.Baskı). Ankara: Seckin Yayıncılık
Semerci, B. (2015). Cocuklarımızla Cinsellik Hakkında Nasıl Konuşalım? (6.Baskı). İstanbul: Alfa Yayıncılık
Yorukoğlu, A. (2003). Cocuk Ruh Sağlığı (26. Baskı). İstanbul: Ozgur Yayınları
İnanc, B. ve Yerlikaya E. (2011). Kişilik Kuramları (5.Baskı). Ankara: Pegem Akademi
Taşcı, A. (2010). Cinsel Eğitim (1.Baskı). İstanbul: İz Yayıncılık
Yavuzer, H. (2014). Cocuğunuzun İlk Altı Yılı (31.Baskı). İstanbul: Remzi Kitapevi
Cetin, S., Bildik, T., Erermiş, S., Demiral, N., Ozbaran, B., Tamar, M., Aydın, C. (2008). Erkek Ergenlerde Cinsel Davranış ve Cinsel Bilgi Kaynakları: Sekiz Yıl Arayla Değerlendirme. Turk Psikiyatri Dergisi 19(4), 390-397
Derman, O. (2008). Ergenlerde Psikososyal Gelişim. İstanbul Universitesi Cerrahpaşa Tıp Fakultesi Surekli Tıp Eğitimi Etkinlikleri Adolesan Sağlığı Sempozyum Dizisi No: 63 s.19-21
Golbaşı, Z. (2003). Sağlıklı Genclik ve Toplum icin Bir Adım: Cinsel Sağlık Eğitimi. Aile ve Toplum Dergisi Yıl: 5, Cilt: 2, Sayı: 6
Set, T., Dağdeviren, N., Akturk, Z. (2006). Ergenlerde cinsellik. Genel Tıp Dergisi,
16(3), 137-141
Calışandemir, F., Bencik, S., Artan, İ. (2008). Cocukların Cinsel Eğitimi: Gecmişten Gunumuze Bir Bakış. Eğitim ve Bilim Dergisi, Cilt 33, Sayı 150
Tuğrul, B., Artan, İ. (2001). Cocukların Cinsel Eğitimi İle İlgili Anne Goruşlerinin İncelenmesi. Hacettepe Universitesi Eğitim Fakultesi Dergisi, 20, 141 -149
Ozensel, B. (2004). Turk Toplumunda Cocuğun Yetiştirilmesinde Annenin Rolu: Konya İli Orneği. Değerler Eğitimi Dergisi, 2(6), 77-96
Elikucuk, A., Sonmez, S. (2011). 6 Yaş Cocuklarının Cinsel Gelişim ve Eğitimiyle İlgili Ebeveyn Goruşlerinin İncelenmesi. Aile ve Toplum Dergisi, Yıl: 12, Cilt: 7, Sayı: 25
Bulut, A., Ortaylı, N. (2004). Bir Araştırmanın Duşundurdukleri: Cinsel Sağlık Ama Nasıl?. Turkiye Tabipler Birliği Surekli Tıp Eğitimi Dergisi, Cilt:13 Sayı:2, 60-63
Gursoy, E., Gencalp, N. (2010). Cinsel Sağlık Eğitiminin Onemi. Aile ve Toplum Dergisi, Yıl: 11 Cilt: 6 Sayı: 23
Ulu. N., Demir, H., Taşar, M., Dallar, Y. (2015). Ankara’da Duşuk Sosyoekonomik Duzeyi Olan Bir Bolgede Ergenlerin Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Hakkındaki Bilgi Duzeyleri. Turkiye Cocuk Hastalıkları Dergisi, 1: 32-38
Apay, S., Akpınar, R., Arslan, S. (2013). Oğrencilerin Cinsel Mitlerinin İncelenmesi. Anadolu Hemşirelik ve Sağlık Bilimleri Dergisi,16:2, 96-102
Bilge, A., Ceber, E., Demireloz, M., Akmeşe, Z. (2013). Zihinsel Engellilerin Ebeveynlerine Verilen Cinsel Sağlık ve Ureme Sağlığı Eğitiminin Zihinsel Engelliler İcin Etkinliğinin Belirlenmesi. Turkiye Klinikleri Dergisi, 33(3), 648-655
Bulut. A. (1998). Cocuklukta Cinsel Eğitim. Turk Aile Hekimleri Dergisi, 2(2): 53-57
Er, R., Buyukbayraktar, C., Kesici, Ş. (2016). Ozel eğitime ihtiyacı olan oğrencilere yonelik cinsel eğitim programının geliştirilmesi. Ozel Eğitim Araştırma Makalesi Dergisi, Sayı 5, Konu 4, www.turje.org
[h=2]Muğla Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Cocuklarda cinsel eğitim nasıl verilmelidir?
Sağlık0 Mesaj
●25 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Cocuklarda cinsel eğitim nasıl verilmelidir?