Boşanma;ozellikle cocuklu ciftler icin pek cok sorunu ve kaygıyı beraberinde getiren zorlu bir surectir. Cocuk icin anne, baba ile birlikte yaşamak, anne baba ile buyumek,ailenin parcalanmamış olması cocuğun hem duygusal gelişimi hem de sosyal ve ruhsal olgunlaşması acısından gereklidir. Ancak işler her zaman gerektiği gibi gitmemekte anne ve baba arasında surekli gerginlik, huzursuzluk ve catışma olabilmekte ve bu durumun aile fertlerini de olumsuz etkilediği gorulmektedir. Evlilik bir birlikteliktir ve bu birliktelik yaşamın onemli bir parcasıdır. Yaşamımızda temel amac mutlu ve huzurlu olmaktır. Eğer evlilikte bu durum sağlanamıyor ise anne babanın mutsuzluğu cocuğa da mutlaka yansıyacaktır.
Evliliğin hangi aşamada biteceği sorusunu cevabı cok kolay değildir. Ancak ciftler ciddi sıkıntı icerisindeyse o evliliği surdurmek cok da doğru değildir. Evlilik birliliğinin surdurulmesi adına mutsuz olan anne ve babanın cocuğa verebileceği duygusal ve ruhsal doyum da yetersiz olacaktır. Ayrılma kararını acıklarken mutlaka anne ve baba cocuğa birlikte acıklamalıdır.
Cocuklar ayrılık nedenini tespit etmiş olsalar bile ne olursa olsun detaya girilmemeli, cocuğun algılaması mumkun olmayan nedenler acıklanmamalıdır. 'Biz evliliğimizi surduremiyoruz, anlaşamıyoruz, sıkıntı yaşıyoruz, geriliyoruz, huzursuz oluyoruz, dolayısıyla sen de huzursuz oluyorsun ve bu huzursuzluğu ortadan kaldırmak icin biz ayrı ayrı yaşamaya karar verdik, ayrıca senin annen ve baban olarak yanındayız, annen ve baban olmaya devam edeceğiz, bizi her zaman gorebilirsin, bizlerle ilişkilerinde bir değişiklik olmayacak.' denmelidir. Cocuğa yaşına gore acıklama yapılmalı, 5 yaşında bir cocuğa yapılacak acıklamayla 10 veya 15 yaşında bir cocuğa yapılacak acıklama arasında fark olmalıdır.
Cocuğun zihnini bulandıran aklının pek de almayacağı acıklamalarda bulunulmamalıdır. 'Baban onu yaptı, annen bunu yaptı, bundan dolayı ayrılıyoruz, bu hatayı yapmasaydı biz ayrılmış olmayacaktık.'gibi konuşmalardan kacınılmalıdır. Boşanmış ailede cocuk, duzeninin bozulması, ebeveynlerden birinin uzaklaşmış olması, yakın geleceğin bilinmemesi gibi nedenlerle sıkıntı yaşar. Burada onemli olan cocuğun yaşamındaki duzenin bozulmasıdır.
Bu duzenin devam ettirilmesi cocuğun olumsuz etkilenmesini en aza indirir. Bunun icin cocuk, anne ve babasını duzenli aralıklarla ama surekli gorebileceğinden emin olabilmelidir. Anne ve babanın farklı evlerde yaşamasına rağmen cocuğu ile yakın ilişkilerini surdurebilmeleri, birbirleriyle olan iletişim bicimleri, catışma cozme ve ofke kontrol stratejileri ile cocuklarına model olmaları cocuğun kişiler arası ilişkilerini etkileyeceğini bilmelidirler. Boşanmanın cocuklar uzerindeki etkisi cocuğun yaşına gore de değişiklik gostermektedir. Orneğin bazı cocuklar boşanmayı anne ve babalar tarafından reddedilme olarak algılayabilirler. Ancak bu duygu zamanla bir suclu arayışına girilerek anne ya da babaya yonelik ofkeye donuşebilir. Uzuntu ve depresif duygu durumu sıklıkla gorulur.
Boşanma sonrası ozellikle ilk yıl boyunca cocuklarda ofke, kaygı, korku ve sucluluk duyguları gorulebilir. Ancak bu sorunlu tepkiler ikinci yıldan itibaren azalmaktadır. Cocukların bu donemde; alıştıkları aile duzenine uyum sağlamak icin, zamana, ilgiye, sorularının doğru, gercekci ve somut bicimde yanıtlanmasına ihtiyacları vardır. Anne ve babaların bu surecte cocuklarının tepkilerine duyarlı olmayı ve gerekli desteği vermeyi surdurmeleri gerekir.
Anne ve babaların cocuğa yaptıkları acıklamaların tutarlı olması, birbirleri hakkında olumsuz ve suclayıcı dilden uzak durmaları, cocuğu birbirlerine karşı kullanmak gibi tutumlardan kacınması onemlidir. Bu donemde cocukların evden ayrılan ebeveyne ilişkin temel duygusu onun tarafından istenmediği ve reddedildiği şeklindedir.
Bu durum cocukta ozguven problemleri, değersizlik hissi, depresif duygu durumu, kaygı, okul başarısında ciddi duşuş ve sosyal uyum sorunlarına neden olabilmektedir. Cocuk icin artık anne ya da babasından biriyle bir arada yaşayamayacağı soz konusudur.
Sevdiği birinde ayrılmak zorundadır. Onunla aynı evi paylaşamayacaktır ve kendini kotu hissedecektir. Cocuğun kendini kotu hissettiğini şu belirtilerle anlayabiliriz:
-Sık sık nedenli nedensiz ağlama
-Yalnız kalmayı isteme, odaya kapanma
-Durgun,neşesiz ve uzuntulu yuz ifadesi
-Normal zamanlara gore daha az konuşma
-Arkadaşlarıyla birlikte olmayı ve okula gitmeyi istememe
-Sık sık dalıp gitme
-Onceden cok severek ve isteyerek yaptığı şeylere karşı ilgisizlik
-Cabuk sinirlenme,saldırgan davranışlar gosterme.
Eğer cocuğumuz bu belirtilerden bir ya da birkacını yaşıyorsa ona, onu anladığınızı hissettirmelisiniz, cocuğunuzun verdiği bu tepkilerle ilgili olarak 'ne diye ağlıyorsun?, ağlayınca baban geri mi gelecek?' gibi ifadeler cocuğun sıkıntısını arttırır.
Ozellikle ağlamayı kendilerine yakıştıramayan daha buyuk erkek cocuklarında, duygularını saldırgan davranışlarla ifade etmelerine rastlanır. Bu durum anlayışla karşılanmalıdır, ona bu duyguların doğal ve yaşanması gereken şeyler olduğu mesajı verilmelidir. Bu mesajı alan cocuk anne ya da babası ile daha kolay bir duygusal paylaşım yaşar.
Cocuğun yalnız kalma ve terk edilme duşunceleri azalır , kendisini kotu hisseden cocuğa başka bir destek de ona hoşlanacağı ilgi alanları bulmasında yardımcı olmaktır. Evden cıkmak istemeyen adeta dunyaya kusmuş bir cocuğu dışarı cıkarabilecek, ilgisini cekebilecek hoşlandığı faaliyetler bulunmalıdır. Bazen cocuğun kaygı ve korkusunun nedenini tahmin etmek guc olabilir. Ancak bu korkunun nedenini anlamaya calışmak gerekir. Kaygı ve korkusu nedeniyle cocuk suclanmamalı alay edilmemelidir.
Cocuğa olumlu mesajlar verilmelidir, cocuğun problemli davranışları ve duyguları anlaşılmaya calışılırken '' evet bir uzuntu icerisindeyiz ama bunu halledeceğiz, seninde uzulduğunu biliyorum,goruyorum,sen de en az benim kadar gerginsin. Bu sureci birlikte atlatacağız ben ve baban sana yardımcı olacağız gerekirse bu sorunları atlatmak icin destek alacağım'' denilebilir.
Cocukla konuşurken geleceğe yonelik endişe oluşturmasına neden olacak,onu umutsuzluğa surukleyecek mesajlar verilmemelidir. Cocuğun ayrılığa vereceği tepkiler bazen normal sınırları aşıp ruhsal anlamda sorun haline de gelebilir.
Depresyon,kaygı bozuklukları,uyku bozuklukları,okul başarısızlığı ve davranış sorunları gibi psikolojik sorunlarda mutlaka bir uzmandan yardım istenmelidir. Boşanma surecinde anne ve babanın:
-Cocuk haftalık olarak hangi evde ne kadar bulunacak
-Cocuk tatiller ve ozel gunleri kiminle, ne sure ile gecirecek
-Cocuğun sağlık konuları icin nasıl bir iş bolumu uygulanacak
-Cocuğun yaşamı ile ilgi onemli konular nasıl goruşulup muzakere edilecek
-Cocukla ilgili giderler nasıl karşılanacak
-Okul dışı etkinlik,kurs, sosyal faaliyetler nasıl kararlaştırılacak ve duzenlenecek
-Anne baba arasında iletişim hangi yolla ve ne sıklıkla sağlanacak
-Cocuğun disiplin ve denetimi ile ilgili temel ilkeler, kurallar, yasaklar neler olacak
-Cocuğun yeni bir sevgili ya da eş adayıyla tanışması ne zaman ve nasıl duzenlenecek, konularında uzlaşamaması durumunda uzman goruşune başvurarak destek alması gerekir.
[h=2]Ankara Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Cocuklarda boşanma etkisi
Sağlık0 Mesaj
●22 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Cocuklarda boşanma etkisi