“Ay cok daraldım intihar edicem artık”, “yeter kendimi atıcam aşağıya”, senden hicbir şey olmaz okuyamazsın sen”, “babanın kanındansın sen kotusun hic bana cekmemişsin”, “komşunun oğlu her gun 2 saat ders calışıyormuş annesi ne kadar şanslı bizimkinin elinden telefon tablet duşmuyor”…..
Sanırım bu sozler bir coğumuza tanıdık geliyor.
Bir cok aile cocuklarının yanında uyguladığı, esasında normal hayatının bir parcası haline gelmiş bir cok davranışının yada sozunun cocuk tarafından nasıl algılandığını bilmez. Oysa basit sandığımız bircok davranış cocuklarımızın beyninde cok farklı algılar yaratır ve bazen bu onların gelecekteki kişilik değişimlerini, ruh sağlıklarını, hatta fiziksel sağlıklarını bile etkileyebilir. Once davranışlarımızın cocuklar tarafından nasıl anlamlandırıldığı konusunda birkac ornek gorelim ;
Evde sigara icen bir baba:
Cocuğun algısı: Babam benim idolum, o cok guclu, hepimizi koruyor, bize calışıp para getiriyor, her şeyi biliyor. O sigara iciyorsa sigara kotu bir şey olamaz.
Bir sorun olduğunda kavga eden anne baba:
Cocuğun algısı: ilerde benim başıma da bir şey gelirse bende karşımdakiyle kavga edebilirim. Sorunlar boyle cozuluyor
Ders calışmadığı zaman, bak calışmazsan okuyamazsın okuyamazsan da iyi bir mesleğin olmaz, para kazanamazsın:
Cocuğun algısı: boşuna cabalamam gereksiz, ben değersiz ve başarısızım, kesin okuyamayacağım, iyi bir mesleğim olmayacak, para kazanamayacağım, cok kotu bir hayatım olacak, kimse beni sevip saygı duymayacak.
Babadan şiddet ve hakaret goren anne;
Erkek Cocuğun algısı: biz kadınlardan daha ustunuz, bizi kızdırırlarsa bağırabiliriz, dovebiliriz
Kız cocuğunun algısı: erkekler bizden daha kuvvetli, onları kızdırmamalıyız yoksa canımızı yakabilirler
Surekli bilgisayar yada telefon başında ebeveynler;
Cocuğun algısı: annemle babam benimle ilgilenmek yerine bunlarla vakit geciriyor. Demekki bilgisayar yada telefon cok onemli. Bende bunlarla daha cok vakit gecirmeliyim.
Cok bunalıp lafın gelişi sık sık “ay daraldım valla intihar edicem yada ay kendimi atıcam şimdi camdan yeter” diye bağıran ebeveynler
Cocuğun algısı: demekki artık insan dayanamayacağı noktaya gelirse yaşamaktan vazgecebilir başka care yok sanırım.
Evet bunlar sadece birkac keskin ornek. Bunlar gibi cocuklarımızın yanında normal hayatımızın parcası olarak yaptığımız fakat maalesef cocuklarımıza gizli ve yanlış mesajlar veren bircok davranışımız var. Uzmanlar olarak bunu defalarca dile getiriyoruz ve ben bir kez daha vurgulamak istiyorum:
Cocuğun bakıcısı diye adlandırdığımız doğduğu andan itibaren bakımını ustlenen kişiler ( anne, baba, anneanne, babaanne, bakıcılar vs), cocuğun hayatta ilk gorduğu kişilerdir. Dunyaya hicbir şey bilmeden gelen bir bebek yanında kimi goruyorsa onun davranışlarına ve hareketlerine bakarak neler yapması gerektiğini oğrenecektir. Cunku hicbir konuda hicbir şey bilmiyordur. Bu da demektir ki biz cocuğumuzun yanında nasıl davranırsak o da bu davranışları aynı bir robot gibi kopyalayacaktır.
Cocuğumuzun gormeden yaptığı şeyler reflexlerdir. Onun dışında herşey oğrenmedir. Eğer siz akşamları evde kitap okuyan, birlikte yemek yiyip sohbet eden, birlikte etkinlikler yapan, sorunlarınızı sakince konuşarak halletmeye calışan ebeveynler olursanız ilerde “benim cocuğum surekli tv seyrediyor, elinden tablet, telefon duşmuyor, bizimle iletişim kurmuyor odasından cıkmıyor, asla kitap okumuyor, ağzı cok bozuk, arkadaşlarına iyi davranmıyor, vuruyor vb.” şikayetler etmek zorunda kalmazsınız.
Eğer cocuğunuzun yanında başka insanlar hakkında dedikodu yapar onlar hakkında kotu eleştirilerde bulunursanız cocuğunuz da okulda başka arkadaşlarının arkasından rahatlıkla aynı şeyi yapacaktır. Siz cocuğunuzu başkalarının yanında eleştirip rencide ederseniz, o da arkadaşlarına aynı şeyi yapacaktır. Siz eşinizle olan diyologlarınızda nasıl bir iletişim yontemi tercih ediyorsanız, cocuğunuz da ilişkilerinde aynı iletişim yontemine başvuracaktır. Siz yardıma muhtac birine yardım ederseniz, cocuğunuz da aynı davranışı başka yardıma muhtac birine yapacaktır. Bunları cocuğunuza oğretmek tamamen sizin elinizdedir. Cocuğunuzla birlikte beraber yapacağınız her guzel etkinlik onun kişilik gelişimine artı bir doğru ekleyecektir.
Beraber değişik yardım etkinliklerine katılmak, hayvan barınaklarına gidip yardım etmek, bitki dikmek, tiyatroya, baleye gitmek, beraber kitap okumak, beraber resim yapmak, beraber şarkı soylemek dans etmek, karşılıklı sohbet saatleri yapmak ( bu sohbetler sırasında eleştri ve baskı konuşmaları yapmak cocuğun bir daha sohbete katılmamasını sağlar), beraber yemek yapmak, evi temizlerken ona da ufak yorulmayacağı gorevler ve sorumluluklar vermek ve bunun gibi cocuğumuzun gelişimine guzel katkılar yapacak faaliyetleri onunla birlikte yapmak ve bu faaliyetler sırasında ona da sorumluluklar vermek kişiliğine olumlu katkılar yapacaktır.
Ebeveynler olarak cocuklarımız buyuduğunde surekli davranışlarını eleştirmek onlara baskı yapmak yerine, geriye bakıp ben cocuğuma olumlu mesajlar verdim mi, cocuğuma doğru ornek oldum mu diye bazen de kendimizi sorgulamamız gerekmektedir.
Lutfen unutmayalım; cocuklarımız bizim aynadaki goruntulerimizdir.
Uzm. Klinik Psikolog Pelin OZAYDIN
[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Cocuklara verdiğimiz gizli mesajlar: biz ne yaparız cocuklarımız ne anlar
Sağlık0 Mesaj
●18 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Cocuklara verdiğimiz gizli mesajlar: biz ne yaparız cocuklarımız ne anlar