Baskılı otoriter Tutum
Geleneksel Turk Aile yapısında sık rastlanan bir tutumdur. Aşırı baskılı otoriter tutum; cocuğun kişiliğine onem vermeyen bir tutumdur. Anne babanın uyguladığı katı disiplin yuzunden cocuk her kurala uymak zorunda bırakılmaktadır.
Bu tutumu benimseyen anne babalar, cocuklarının kendilerinden farklı bir birey olduğu duşuncesinde değildir. Bu tutumun temel niteliği cocuğa karşı gosterilen baskıdır. Anne baba cocuklarına kesin olarak hÂkim olduklarına inanırlar. Hicbir acıklama yapmaksızın konulan kurallar vardır. Cocuklar anne babalarının koydukları bu kurallara koşulsuz uymalı ve itaat etmelidir.
Otoriter ana-baba, sevgisini, cocukta istenilen davranışların oluşması icin bir pekiştirec olarak kullanır. Eğer cocuk ana-babanın istediği şekilde davranırsa sevgilerini gosterirler. Kendilerini toplumsal otoritenin temsilcisi olarak gorurler ve cocuktan mutlak uyum beklerler. Aile icinde otoriteyi elinde tutan kişi bağımsız benlik geliştirilmesine karşıdır; herkesin boyun eğmesi, itaatkÂr olması istenir.
Bu tur baskıcı ve otoriter eşler arasında da problemler mevcuttur. Anne ve baba iyi ve sağlıklı bicimde iletişime gecmezler ve aralarında sorunlar mevcuttur. Bu sorunlar anne ve baba iletişimini ve etkileşimini olduğu kadar cocuk ile olan ilişkilerini de etkilemektedir.
Otoriter davranan ana ve baba icin esas olan cocuklarının onlara itaat etmesidir. Burada cocuğun isteklerinin bir onemi yoktur. Anne ve baba cocuğu dinlemezler ve onu anlamaya calışmazlar bunun yerine ise onu eleştirir ve baskı yolu ile kontrole calışırlar. Onemli olan anne ve babanın isteklerinin yerine getirilmesidir. Ceşitli emir ve katı kurallar yolu ile cocuğa istediklerini yaptırmaya ve ona istedikleri bicimi vermeye calışırlar. Bu tur anne ve babalar sıcaklıktan yoksundurlar. Onlar icin esas olan kendi istekleridir. Ceza gibi disiplin yontemleri cok sık olarak kullanılır. Bu tur anne ve babaya gore cocuk icin en onemli meziyet anne ve babaya itaat ve onların dediklerinin yapılmasıdır
Bu tur anne ve babalar cocuklarını baskı altında tutmak ve onları itaat ettirmek icin cocuğa karşı utandırma, ayıplama, aşağılama ve dalga gecme gibi yontemleri sık olarak kullanırlar
Aşırı Koruyucu Tutum
Koruyucu tutum ulkemizde baskılı ve otoriter tutum kadar sık rastlanan bir yaklaşım bicimidir. Anne babanın aşırı koruması, cocuğa gereğinden fazla kontrol ve ozen gostermesi anlamına gelir. Bunun sonucu olarak cocuk, diğer kimselere aşırı bağımlı, kendine guveni olmayan ve duygusal kırıklıkları olan bir kişi olabilir. Bu bağımlılık, cocuğun yaşamı boyunca surebilir ve aynı koruma duygusunu eşinden de bekleyebilir.
Koruma gudusu ana babanın cocukları icin taşıdıkları onemli gudulerden biridir. Anne ve babanın temel gorevlerinden biri oncelikle cocuklarının temek ihtiyaclarını karşılamak ve daha sonra da onları cevreden gelecek olan tehlikelerden korumaktır. Ancak bazı anne ve babalar bu durumu biraz abartmaktadırlar ve cocuklarına surekli himayeye muhtacmış gibi davranırlar. Cocukları ergenlik capına gelmiş olsa dahi bu tur anne ve babalar mudahaleci ve korumacı tutumlarından vazgecmezler. Bu tip aileler cocukları hep duşman bir cevre icindeymiş gibi davranırlar ya da cocuklarının kendi başına bişey beceremeyeceklerinden endişe ederler ve bu sebepten dolayı da cocuklarına karşı aşırı duşkunluk gosterirler.
Anne babanın aşırı koruyucu yaklaşımı cocuğun kendi kendine guven duymasını engelleyerek psikososyal gelişiminde etkilemektedir. Cocuğun sosyal gelişiminde buyuk rolu olan anne ve babanın yanlış ve aşırı koruyucu tutumuyla cocuk kendine guvenini sağlayamamakta birey olarak girişimci ve sosyal bir kişi olmasına fırsat verilmemektedir.
Gevşek Tutum
Coğunlukla orta yaşın uzerinde cocuk sahibi olan aileler ile cocuğun kalabalık yetişkinler grubu icerisinde tek cocuk olarak yetiştiren ailelerde cocuk merkezci tutuma rastlanmaktadır. Boyle bir ortamda cocuğun isteklerine diğer tum aile bireyleri kayıtsız kalmaktadır. Cunku cocuk aile ortamında tek soz sahibi kişi durumuna gelmiştir. Ebeveyn ile cocuk arasında sağlıklı bir iletişimin olmaması, cocuğun abartılan bir sevgi ortamında buyumesi ve şımartılması, onun doyumsuz bir kişi haline gelmesine neden olmaktadır. Boyle cocuklar hayatları boyunca her isteklerinin karşılanacağını zannederken, yetişkin olduklarında toplumun kendilerine vermediği hakları tanımaya kalkışmaktadırlar. Aile bireylerinin rollerine uygun davranmaları gerekirken cocuğun tum egemenliği eline alması anne babasına hukmetmesine ve cok az saygı gostermesine sebep olmaktadır. Yavuz er’e gore gevşek ailede buyuyen, her istediği karşılanan cocuklar okula gittiklerinde aynı şeyi goremeyip ceşitli kurallarla karşılaştıklarında hayal kırıklığına uğrayarak uyum sağlamak istememektedirler. Boyle bir ortamdan gelerek okula başlayan yedi yaşındaki cocukların okula gitmeme isteği sıkca gorulebilmektedir.
Serbest tutumda cocuğa sayısız haklar tanınmıştır. Cocuğa davranışlarında sınır cekilmez, cocuk da o kurallara uymaz ve kurallara yalan, yanlış gozu ile bakar. Cocuk anne ve babadan cekineceği yerde anne ve baba cocuktan cekinir. Bu tutumun cocuk merkezli olduğu gorulur. Bu tutumla yetişen cocuklar itaatkÂr değildir, sorumsuz bencil ve şımarıktırlar.
Tutarsız (Dengesiz ve Kararsız) Tutum
Bu tur tutumun en onemli ozelliği ebeveynlerin cocuğun yaptıklarına hic karışmayışlarıdır. Cocuğun her yaptığı hoş karşılanır. Bu tur ailelerin cocukları ile olan ilişkileri zayıftır. Cocuğa karşı bazen ilgisizdirler ve duygusal bağları zayıftır ve bazen de sıcak ve yakındırlar. Cocuk hicbir şekilde denetim altında değildir. Bu bakımdan cocuklar bir ceşit aile otoritesi eksikliği cekmektedirler Cocuk evde ne isterse onu yapmaktadır. Ne zaman isterse o zaman yemek yer, ne zaman isterse o zaman ders calışır ve ne zaman isterse o zaman uyur. Cocuğun her davranışı tamamı ile kendi isteklerine goredir. Bu tur cocuklar kendi arzu ve isteklerini denetlenmesini pek oğrenemezler ve bu bakımdan dış dunyada ceşitli problemlerle karşılaşırlar. Yani bu tur cocuklar evlerinden ayrıldıklarında ya da sosyal yaşama katıldıklarında ceşitli sorunlarla karşılaşırlar. En buyuk sorun evdeki izin verici tutumun dış dunyada bulunamayışıdır. Bu bakımdan bu şekilde izin verici bir tutum ile yetişmiş olan bu cocuklar dış dunyada hayal kırıklığına uğrarlar. Bu tip cocuklar kendi arzularını ve isteklerini denetleme yeteneğinden yoksundurlar ve bu bakımdan ozellikle sebat ve konsantrasyon gerektiren işlerde başarılı olamazlar. Onlar hep kendi isteklerine gore yaşamaya alışmışlardır ve bu bakımdan da okul hayatında ya da iş hayatında başarılı olamazlar.
Cocuğun eğitim ve gelişimini olumsuz yonde etkileyen dengesiz ve kararsız tutum bircok şekilde cocuğun karşısına cıkmaktadır. Dengesizlik ve tutarsızlık, anne baba arasındaki fikir ayrılığından kaynaklanacağı gibi, anne babanın gosterdiği değişken davranış bicimlerinden de kaynaklanabilmektedir. Yavuzer’e gore anne babanın, cocuğun yanında kendisi ile ilgili tenkitlerde bulunmaları, birinin olumlu yaklaşımına diğerinin olumsuz yaklaşması ya da birinin cocuğu surekli kayırması, sık gorulen tutarsız davranışlardır. Bunun dışında anne babanın şahsi anlamda yaptığı dengesiz ve tutarsız davranışlara da rastlanılmaktadır.
Mukemmeliyetci Tutum
Bu tutumdaki anne babaların cocuklarından cok başarılı olmaları ve etrafta parmakla gosterilmeleri gibi beklentileri vardır. Bu anne babalar genellikle kendi cocukluk donemlerinde zor şartlar altında buyumuş veya sonradan iyi bir statu veya ekonomik duzeye gelmiş yÂda rekabetci ve kıyaslayıcı bir cevresi bulunan ebeveynlerdir. Bazıları kendileri isteyip de bazı engeller nedeniyle ulaşamadıkları hedeflere cocuklarının ulaşmasını isterler. Cocuklarını ihtiyacları doğrultusunda değil, kendi istek ve beklentileri doğrultusunda yetiştirirler. Bu anne babaları memnun etmek zordur. Sıklıkla cocuklarını başka cocuklarla kıyaslarlar. Kendi onerdikleri faaliyetlere cocukları ilgi gostermeyince demoralize olurlar. Yiyeceği şeylere hatta kimlerle arkadaşlık edeceklerine eleştirel bir tarzda yaklaşırlar.
Missildine (1963) , cocuğun memnuniyet duygusunu hissetmeme ve davranışlarının ailelerinin onayı icin yeterince iyi olmaması ile sonuclanan, mukemmeliyetci ailelerin, cocuklarının davranışlarını onaylamayıp, en iyisini yapmaları icin onları zorlamalarını dile getirmiştir. Boylece cocuk asla memnuniyet duygusu hissetmemekte, davranışı ailelerinin onayı icin asla yeterince iyi olmamaktadır. Mukemmeliyetciliğin sınırlı ailesel kabul ve ısrarcı ailesel isteklere dayandığına inanır. Mukemmeliyetci ailelerin sadece kendi başarısızlıklarını kucumsemekle kalmayıp aynı zamanda cocuklarının cabalarını kabul etme ve odullendirmeyi de zor bulduklarını belirtmiştir
Bu tutumla yetişen cocuklar koşullu sevgiye odaklanırlar. İyi olduklarında anne babaları onları sevecek, başarısız olduklarında ise sevmeyecek sanırlar. Onlar da bu sevgi turunu benimserler. İnsanlara koşullu sevgiyle yaklaşırlar. Genellikle bu cocuklar da mukemmeliyetci olurlar ve hata kabul etmezler. Okul ve iş hayatlarında başarıyı yakalasalar da insan ilişkilerinde zorlanırlar. Hayatın mukemmel olmasını isterler ama hayatın farklı yuzuyle karşılaştıklarında mutsuz olurlar
Demokratik Tutum:
Demokratik tutumda, ailenin tutumu sevgi ve bağımsızlık temelleri uzerine oturmuştur. Anne-babalar cocuğa soz hakkı tanır, kararlarına saygı duyar, onunla işbirliğine girer, cocuklarını desteklerler ve bu cocukların daha bağımsız, dışa donuk, yaratıcı oldukları gozlenir. Demokratik anne ve babaların cocukların davranışlarını daha akıllıca yonlendirdikleri soylenmektedir. Demokratik anne ve babalar cocuklarını ayrı bir kişi olarak kabul etmektedirler. Cocuklarına değer verirler ve onların ozerk ve bağımsız olarak kişilik geliştirmesine destek olurlar.
Bu tip aileler cocuklarına karşı hoşgoru sahibidirler, ona insan olarak saygı gosterirler. Cocuklarını cok az kısıtlarlar. Cocukların arzularını diledikleri gibi gercekleştirmelerine izin verirler. Cocuğun kabul edilme ve onaylanma isteklerini goz ardı etmezler. Cocuğun kendine has gelişimine destek olurlar. Bu tur aileler cocuklarının kendilerini gercekleştirmesine izin verirler. Bunu yaparken her bireyin kendine has ve biricik olduğunu unutmaz ve goz ardı etmezler. Bu bakımdan cocuk anne babasından yeterince hoşgoru gormektedir. Bu da cocuğun kendine guvenen ve toplumsal bir birey olmasına buyuk oranda yardım eder Cocuk belli sınırlar icinde ozgurdur. Soz hakkı vardır ve duygu ve goruşlerine saygı duyulur. Cocuk ailesinden sevgi ve saygı gormektedir. Soyledikleri yetişkinler tarafından dinlenmektedir. İcinde yaşadığı bu ortamdan faydalanan cocuk girişimci ozellikler sergiler, ozguveni tam olur ve kendi kararlarını kendi verip bu kararların sorumluluklarını almasını oğrenir.
Reddedici Tutum:
Bu tip bir tutum daha cok cocuğun istenmediği durumlarda ortaya cıkmaktadır. Bu ise evlilik dışı bir ilişkide, istenmeyen bir gebelikte ortaya cıkmaktadır. Bundan başka anne ve baba kaynaklı başka sorunlarda bu tur reddedici bir tavrın ortaya cıkmasına sebebiyet verebilmektedir. Bu tur bir tutumla yetiştirilen cocuklar herhangi bir sevgi ve ilgiden yoksundurlar. Ana ve baba tarafından cocuğa sıklıkla istenmediği duygusu verilmektedir. Bu tur tavırlar cok farklı bicimlerde ortaya konabilmektedir. Cocuk hakarete maruz bırakılabilir ya da terk edilir. Bu durumda cocuk cok yoğun bir guvensizlik hisseder insanlara karşı guvensiz olur. Cocuk anne ve babasından herhangi bir şekilde sevgi gormediği icin kendisi de sevemez. Bu tur cocukları insanlarla ilişki kurarken gucluk cekerler ve coğunlukla da iyi ilişkiler kuramazlar. Surekli bir şeyi yÂda sahip olduklarını kaybetme korkusu yaşarlar
Reddedilmiş cocuklar ilgi cekmek icin olumlu davranışlarda bulunabilir ancak gerektiği ilgiyi bulamadığında bu davranışlarından vazgecerek başka tepkiler de gosterebilir. Kendi icine kapanarak, ailesi ile olan iletişimini zayıflatır ya da ailesinin ilgisini cekebilmek icin olumsuz ve saldırgan davranışlarda bulunmaya calışabilir.

[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]