Ofke, insanın doğasında var olan temel duygulardan biridir. Kişinin cevresinde olup biten olaylara ya da kendisine yonelik her turlu tehdide karşı gosterdiği bir savunma bicimidir. Aynı zamanda, insanoğlu temelde var olan bu duyguyu sosyal etkenler ve geliştirdiği oğrenme sureci ile kontrol etmeyi giderek oğrenir. Yetişkin bir birey olduğunda da kişinin artık “ofkesini kontrol edebilen “ biri olması beklenir.
Bebeklikten itibaren var olan ofke duygusunun ilk dışa vurma şekli “kriz şeklinde” ağlamalardır. Yaş ilerledikce kişinin ofkesini dışa vurma şekilleri de değişir. Bazen gerekli durtuler doyurulmadığında acığa cıkan bir oğrenilmiş davranış halini alabilir. Cocuklarda ofkenin patolojik (normal kabul edilmeyen) şekilde olması, sosyal cevrede kabul edilebilir bir davranış olmaması, yoğunluğu, sıklığı ve suresi ile direkt olarak ilgilidir. Burada unutulmaması gereken ofkenin dışa vurulma bicimi ile cocuğun bilişsel gelişimi arasındaki ilişkidir. 2 yaşında bir cocuğun ofkelendiğinde annesine vurması ile 9 yaşında bir cocuğun ofkelendiğinde annesine şiddet uygulaması arasında onemli farklar vardır. Cocuğun bilişsel durumunun ofkenin dışa vuruş biciminde algılama farklılığı oluşturması acısından onemi buyuktur.
Ofke kontrolu, cocuğun buyudukce oğrenmesi gereken bir ozelliktir. Her cocuk kızar, bağırır, sesini yukseltir, ağlar bazen tepinir ve kucuk krizler gecirebilir. Bunlar genellikle engellendiğinde istediği olmadığında ya da hoşuna gitmeyen bir durumla karşı karşıya kaldığında oluşur. Burada onemli olan iki şey, ailenin bu krizi yonetme bicimi ve bu krizin psikiyatrik bir bozukluğun belirtisi olup olmadığını bilmektir. İnsanlara fiziksel şiddetin (vurma, itme, dovme gibi) eşyalara zarar verme (kırma, dokme, parcalama gibi) davranışının, sozel şiddetin (ağır hakaret, kufur gibi) ve kendine zarar verici davranışlarının sergilenmesi ofkenin patolojik dışa vurumu anlamına gelir. Bunlar ciddiye alınması ve nedeni mutlaka araştırılması gereken davranışlardır.
Daha cok kucuk cocuklarda gorduğumuz “Temper- Tuntrum” adı verilen ofke krizleri anne babaları hayli sıkıntıya sokar. Cocuk nedenli ya da nedensiz bir şekilde ofke nobeti gecirir. Ağlar, bağırır cağırır, yerlerde yuvarlanır, sağa sola koşuşturur, eşyalara ya da kendine zarar verici davranışlarda bulunur. Dışarıdan bakıldığında durum hayli vahimdir. Ozellikle kalabalık ortamlarda, başkalarının yanında cocuğun bu durumu aileyi caresiz bırakır. Cocuk bir turlu sakinleşmez, ailenin cabası genellikle pes edip cocuğun isteklerini yerine getirme ve taviz verme ile sonuclanır. Cocuk boylece “ikincil kazanc” elde ederek isteklerinin yerine gelmesini ya da engellerin ortadan kalkması icin bu nobetleri oğrenilmiş davranış olarak tekrar tekrar sergiler. Ofke kontrol sorunu olan cocukların onemli kısmında bazı risk faktorleri tanımlanmıştır. Bunların başında genetik faktorler gelir. Ayrıca bilişsel olarak yaşıtlarından geri olan cocuklarda ve duygudurum duzensizliği olan cocuklarda risk yuksektir. Anne baba catışması ve ebeveyn arasında tutum farklılığı olan ailelerde yetişen cocuklar yine riskli grubu oluştururlar. Yaşıtları arasında kabul gormeyen ya da aileleri tarafından ihmal edilen cocukların ofke kontrol sorununu nu daha sık yaşadıkları gorulur.
Ofke kontrolunun ciddi bir sorun olduğu psikiyatrik bozukluklar şunlardır:
Yıkıcı Davranış Bozuklukları: Davranım Bozukluğu başta olmak uzere Dikkat Eksikliği Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) ve Karşıt Gelme Bozukluğu'nda cabuk ofkelenme ve ofkesini kontrol edememe en onemli belirtilerindendir. Bu cocuklar gerek otorite figuru(anne-baba-oğretmen), gerekse arkadaşları ile olan ilişkilerinde ofke kontrol sorunu yaşarlar. Davranış bozukluğu olanlar her turlu fiziksel şiddeti rahatlıkla kullanırken aynı zamanda başka davranış sorunlarını da sergilerler. (DEHB)'nda durtuselliği olan cocuklar arkadaşlarına fiziksel şiddet kullanabilir, cabuk ofkelenmeleri yaşıtları ile olan ilişkilerini bozabilir. Karşıt Gelme Bozukluğu'nda ise ani sinirlenmeler, her şeye karşı gelme ve itiraz etme sık rastlanan belirtilerdendir.
Duygudurum Bozuklukları: Depresif bozukluğu olan cocukların depresif erişkinler ile en onemli farkı cabuk ofkelenmeleridir. Cocuklarda diğer depresyon belirtileri yanında ani ofke patlamalarına ve cabuk sinirlenmeye sıkca rastlanır. Bipolar Bozukluğu olan cocuklarda ise duygudurum dalgalanmaları yanında ağır ofke krizleri ve saldırganlık gozlenebilir.
Kaygı Bozuklukları: Kaygılı cocuklar duygu dunyalarında korku, kaygı, huzursuzluk ve gerginlik yaşarlar. Kaygılı halleri bazen ağır ofke nobetleri şeklinde dışa vurabilir. Aslında cok sakin, uyumlu ve kontrollu bilinen bir cocuk kaygının yoğun olduğu donemlerde ofke patlamaları yaşayabilir. Aile bu hali anlamlandıramaz ve genellikle nedeni bulamaz.
Mental Retardasyon: Zeka geriliği olan cocukların bir kısmında ağır ofke nobetlerine rastlanabilir. Cocukları ofke nobetleri yaşayan aileler nelere dikkat etmelidir?
Ofkeye ofkeyle karşılık vermeyin. Once siz sakin olmaya calışın.
Cevredeki gurultuyu engelleyin ve fazla ışıkları sondurun.
Konuşmanıza dikkat edin, yumuşak, sakin ve net ses tonu ile konuşun.
Cocuğun soylediklerini sabırla dinleyin, tartışmaya girmeyin.
Cocuğun cevresinde zarar verebileceği, kırıp dokebileceği şeyleri kaldırın.
Onu bir şeyler yiyip icerken konuşmaya davet edin.
Bu donemde emredici konuşmayın. Kendisine her turlu zarar verme durumunda engel olun. (Ancak bazı cocukların gosteriş biciminde yaptıkları davranışları da goz ardı etmeyip hemen mudahale etmemek gerekebilir.)
Ofke nobetinde once buna sebep olabilecek bir olay olup olmadığını duşunun ve bulmaya calışın.
Ancak cocuk sakinleştikten sonra sorunu konuşun, nasıl cozumleyeceğinizi ve başka alternatifleri tartışın. Kendini nasıl daha iyi ifade edebileceğini ve makul isteklerinin yerine getirebilmenin ancak boyle mumkun olacağını anlatın.
BEBEKLERDE “NEGATİF” DONEM OLARAK NİTELENDİRİLEN DONEM NE ZAMAN BAŞLAR?
BU DONEMİ NORMAL Mİ KABUL ETMEK GEREKİR?
Bebekler 18 ay- 2 yaş civarına geldiğinde, onların bebeklik hallerinden cıkıp tamamen farklı kişilikte bir cocuğa donuştuğunu duşunmeye başlarız. Rahatlıkla kontrol edebildiğimiz bebeğimiz gitmiş, yerine her şeye itiraz eden, ak dediğimize kara diyen , her şeyi kendi yapmakta ısrar eden, artık tahammul sınırlarımızı zorlamaya başlamış bir cocuk gelmiştir. Bazı anne babaların isteyebileceği gibi keşke cocuklarımız bizim buyuyene dek surekli şekillendirebileceğimiz bir hamur olabilse de istediğimiz şekilde onları yetiştirip, rahat etsek... Ne yazık ki işler boyle yurumuyor ve kabul etmemiz gereken bir gercek var ki cocuklarımızın, bazı yerlerde “onergenlik” olarak bile tanımlanabilen “negatif donem” dediğimiz donemden gecmelerinin son derece normal ve tamamen sağlıklı bir psikolojik gelişimin bir parcası olduğudur.
Ancak bu surecten cocuğun sağlıklı şekilde cıkabilmesinde elbetteki uygun anne baba tutumları belirleyici olmaktadır. Hayatın ikinci yılında cocuk artık yurumeye başlamıştır ve dil gelişimi hızlanmıştır. Artık daha rahat hareket edebilmekte, surekli olarak kendi vucudunun sınırlarını denemekle meşguldur. Beyni hızla gelişmekte ve surekli dunyayı keşfetmeye calışırken, hayat, objeler, ve kendi vucutlarının nasıl calıştığıyla ilgili yeni yeni bilgiler ve deneyimler kazanmaktadır. Butun bu keşifler sırasında istediği fakat henuz yapamadığı işlere bir de yetersiz olan ifade edici dil becerileri eklendiğinde cocuk kacınılmaz olarak hayal kırıklıkları ve gerginlikler yaşamaya başlar. İşte ofke nobetlerine oncelikle bu geniş acıyla bakmamızda fayda vardır. Kendimizi onların yerine koyalım: Henuz tam anlamlandıramadığımız bir dunyada bir de isteklerimiz ve duygularımızı ifade edemiyoruz ve bir şekilde var olmaya calışıyoruz...
Bu donemin doğal bir basamağı da cocuğun bağımsızlık ve otonomi isteğidir. Kendi yapmak ister, kendi yemek ister, kendi giyinmek, kendi secmek, vs. ister. O zamana dek eli kolu bağlı oturuyordu, artık becerebildiğini, karar verebildiğini başkalarına ama en cok ta kendine kanıtlamak ister. Sınırlarını bilmek ve zaman zaman bunları genişletmek icin zorlamak ister. Anne baba tutarlı ve kararlı davranışlar sergiledikce davranışlarının sonucları olduğunu oğrenir, sınırların cizildiğini gorur. Bu şekilde buyuyup olgunlaşır. Ofke nobetleri genellikle cocuk ac, yorgun, sıkılmış, rahatsız veya keyifsiz olduğunda daha cok ortaya cıkar. Muhtemelen cocuğunuz ac olduğunda supermarkete gidip, ofke nobetsiz alış verişin sonuna kadar dayanmasını beklemek cok da gercekci bir yaklaşım olmayabilir. Bu nedenle oncelikle ofke nobetine neden olabilecek kaynakları oluşmadan engellemek akıllıca olabilir. Orneğin bir arkadaşınızın evine giderken cocuğunuzun sıkılabileceğini tahmin edebilmeniz ve oraya cocuğunuzun zevk alıp zaman gecirebileceği oyuncaklarını birlikte goturmeniz; veya alış verişte sıkılabileceğini duşunduğunuz cocuğunuza supermarkette işimiz biter bitmez birlikte dondurma yiyelim demek, ofke nobetlerini ongorup onlemek icin ufak manevralar olabilir.
Bağımsızlık ve otonomi kazanmaya calışan cocuğunuza uygun olan her fırsatı kollayarak kontrolu bırakmak iyi bir yontemdir. Orneğin elma suyu mu havuc suyu mu istersin?; Once pilavı mı yoksa salatanı mı yemek istersin?: Dişlerini banyo yapmadan once mi sonra mı fırcalamak istersin?; Bej rengi pantolonunu mu yeşil pantolonunu mu giymek istersin? gibi oneriler hem cocuğa davranışları uzerinde kontrol sağlar, hem de fikirlerine onem verildiğini gorduğu icin ozguven oluşturur. Ayrıca bu tip davranışlarda kontrol sahibi olduğunu bilmek cocuğun başka zamanlarda oluşabilecek uygunsuz kontrol isteklerini de en aza indirir. Cocuğun limitlerinin farkında olmak ve cocuğu yapamayacağı şeyler icin zorlamamak ve boylece ofkeye neden olmamak ta onemlidir. Yaşına uygun oyuncak ve aktivite secimi bu tehlikeyi ortadan kaldırır.
Ona sarılıp sevginizi gostermenizde fayda vardır. En nihayetinde cocuğun ne olursa olsun yalnızca "iyi cocuk" olduğunda değil her zaman ve koşulda sevileceğini, anne baba sevgisinin koşulsuz olduğunu icine sindirmeye ihtiyacı vardır. Bu durumun bu yaş cocukları icin cok normal olduğunu ve hemen hemen pek cok cocukta bu tip davranışların olduğu unutulmamalıdır. Bu konuda son olarak tekrar edilmesi gereken nokta, cocukların ofke davranışını pekiştirecek hareketlerden, onun ofkesini odullendirecek davranışlardan mumkun olduğu kadar kacınılması gerektiğidir. Aşırı durumlarda ve bu ofke ile baş edilemeyen durumlarda danışmanlık almak gerekir.
Kaynakca: El Ele Ozel Eğitim ve Aile Danışmanlık Merkezi
( O.Mucahit), Ruh Sağlığı ve Bozuklukları, Nobel Yayınları

[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]