Okul her ne kadar farklı renklerle boyanmaya calışılarak daha sevimli hale getirilmeye calışılsa da, cocuğun o zamana kadar icinde bulunduğu ortamdan oldukca farklı kocaman bir yapıdır. Kendine ait pek cok rutini, uygulaması, sorumlulukları olan yapılar.
Cocuk ilk kez anne ve babasının sağladığı guvenilir ortamı terk ederek dış dunyada kendi guvenli evinden farklı bir yerde bu kadar zaman gecirmeye başlar. İlk olarak uyum sağlaması gereken şey okulun buyukluğudur. Bu ortamın kendine ait kurallar vardır ve ondan bu kurallara uyum sağlaması gerekir. O ana kadar yeni şeyleri oğrenmesi icin belirgin buyuk bir beklenti yokken yarışmacı bir ortamda yeni şeyleri oğrenmek zorunluluk halini alır.
Kısaca okula uyum sağlama surecinin cok boyutlu bir kavram olduğu soylenebilir. Bu surecte cocuğun okulun yapısal ozellikleri ve rutinlerine uyun sağlamasının gerekliliğinin yanı sıra, akademik beklentilere, bilişsel olarak okulun gorevlerine, arkadaşlarına ve oğretmenlerine uyum sağlaması gerekmektedir. Bu surecte okul uyumunu etkileyebilecek faktorler sırası ile ele alınmaya calışılacaktır.
Cocuğu okul oncesi yaşadığı cevre ile ilişkili faktorler
Okula 3-4 yaşlarında başlamak daha sonraki akademik sureclere uyumu arttırmaktadır. Ozellikle okula başlangıc yaşının oldukca karmaşık bir hal aldığı ulkemizde okul oncesi eğitimin oneminin gun gectikce arttığından bahsedilebilir.
Cocuğun erken donemde okula başlaması sosyal oğrenme sureclerini desteklediği gibi, cocuğun kuralları olan bir ortama uyumunu kolaylaştırmaktadır. Okul oncesi eğitim almak ilkokula uyum surecinde en belirgin etkendir (sosyal uyum, oz kontrol, davranış kontrolu ve akademik başarı daha iyidir. )
Yapılan araştırmalar bu konu ile ilgili ilginc sonuclar vermektedir. Ozellikle okul oncesi eğitim oncesinde anne veya babaları tarafından bakım verilen cocuklarda okul uyumu belirgin bir şekilde artmaktadır. Diğer yonden okul oncesinde bakım veren kişinin kan bağı uzaklaştıkca okul uyum sorunları da artmaktadır. Bu konuda ise en şanssız grubu ise 2 yaş oncesi bebek bakım merkezlerinde bakılan cocuklardır. Yapılan calışmalar bu cocuklarda sosyal uyum ve okul uyumunun belirgin bir şekilde azaldığını gostermektedir.
Oğretmen ile ilişkili faktorler
Okul cocuklar icin pek cok zorluğu barındıran bir ortamdır. Okula başlayan bir cocuktan pek cok kurala uyması, bircok farklı aktivitede başarıya ulaşması diğer bir deyişle istenileni verebilmesi beklentisi cok yuksektir.
Okula başlama yaşı ele alındığında bircok cocukta bu durumun oldukca zor bir surec olduğunu soyleyebiliriz. Tum bu zorluklara rağmen bircok cocuk bu gorevi başarı ile yerine getirir. Bu surecte en onemli etken oğretmendir.
Cocuk oğretmeninin sevgisini, ilgisini kaybetmemek icin davranışlarına pek cok alanda yon verir. Cocuk acısından bakıldığında oğretmenin sevgi ve ilgilisi cocuğun istenilen gorevleri yerine getirmesi karşılığında elde edilen kavramlardır. Bu nedenledir ki pek cok cocuk oğretmenin istemlerini yerine getirmesine rağmen sevginin karşılıksız olduğu anne ve babalarının istemlerini yerine getirmek konusunda cok istekli davranmazlar.
Bu konuda yapılan calışmalarda ozellikle 1. Sınıfta oğretmen oğrenci uyumunun iyi seviyede olmasının eğitim yaşamının tamamında akademik başarıyı etkilediğini gostermektedir. Oğretmen ve oğrenci arasında guven temeline dayalı bir ilişki cocuğun okul uyumunu ve arkadaş ilişkilerini ve dolayısıyla da okulun sosyal kurallarına uyumu arttırmaktadır. Yapılan calışmalarda cocukların okula başladıktan sonra okul uyumunu etkileyen en onemli faktorun oğretmen oğrenci uyumu olduğunu gostermektedir.
Arkadaşlar ile ilişkili faktorler
Okula arkadaşlar icin gidilir. Sıklıkla goruşmelerimde okul ve arkadaşlar ile ilgili yaptığım sorgulamalarda bircok cocuğun ortak fikrinin okulun en eğlenceli ve guzel yonunu arkadaşlar olduğunu ifade ettiklerini soyleyebilirim.
Cocuk icin okuldaki arkadaşları ne yazık ki şehirleşme sureci ile birlikte belirgin bir şekilde kaybedilen akranları ile beraber zaman gecirebilme fırsatını tekrar kazanabilmesi anlamına gelmektedir. Yapılan calışmalarda ozellikle okul oncesi donemde akranları tarafından reddedilen, sevilmeyen cocukların sonraki yıllarda akademik başarılarının ve okula uyumlarının duşuk duzeyde olduğu saptanmıştır. Diğer yonden akranları tarafından reddedilen, sevilmeyen cocuklarında davranışsal sorunlar daha cok gorulmektedir.
Aile ile ilişkili faktorler
Cocuk okula, o zamana kadar ailenin verdiklerinin ozeti şeklinde başlar. Cocuk ailesinden sorunların cozumune yaklaşım tarzından, toplumsal olarak cevreye uyum sağlama sureclerine kadar pek cok farklı kazanım gosterir.
Cocuğa ilgili, sıcak, destekleyici bir yaklaşım gosteren, cocuğun ve diğer aile bireylerinin otonomisine saygılı, kendi otonomisi icerisinde sınırların net olarak belirlendiği ailelerde cocuklarda davranışsal sorunlar ve uyum problemleri daha az gorulur.
Bu cocukların arkadaş ilişkilerinde de daha başarılı olduğu saptanmıştır. Diğer yonden aşırı koruyucu kollayıcı cocuğun otonomisine izin vermeyecek tarzda sınırlayıcı aile tutumları okul uyumunu olumsuz yonde etkilemektedir. Diğer yonden aile icerisinde anne ve baba arasındaki ilişki, cocuğun hayatı boyunca cevresindeki kişilerle kuracağı ilişki tarzı icinde bir şablon oluşturur.
Cocuğun icinde bulunduğu aile ortamındaki ebeveynleri arasındaki catışmalar, ebeveynlerin evliliklerinin stabil olmaması cocuğun uyum sorunlarına karşı daha yatkın olmasına neden olur. Bu surecte etkili olan neden cocuğun ebeveynleri arasındaki ilişkinin olumsuz temsillerinin cocuğun icsel dunyasında bulunmasıdır. Bu durum cocuğun yalnızca anne ve babası ile olan ilişkisini değil arkadaşları ile ilişkilerinden edindiği bilgiyi de işlemesini etkileyecektir. Yapılan calışmalarda bu alanca gucluk yaşayan cocukların notr cevresel uyaranları olumsuz uyaranlar olarak algılama eğiliminde olduğunu gostermektedir. Diğer bir deyişle bu cocuklar cevresine daha olumsuz bir bakış acısı ile yaklaşarak daha alıngan bir suruş sergileme eğiliminde olacaklardır.
Cocuğun gelişimi ile ilgili faktorler
Okuldaki uygulamaların buyuk bir kısmı ince motor işlevler ile ilişkilidir. Okulda gecirdikleri zamanın cocuğunda cocuklar bu becerilerini kullanır (yazı yazma, kesme, yapıştırma, boyama, sportif aktiviteler vb.). Yapılan araştırmalarda motor becerileri iyi olan cocukların okul uyumlarının daha iyi olduğu ve akademik başarılarının daha yuksek olduğu saptanmıştır.
Bu surecte cocuklarda motor işlevlerinin daha iyi olması, oğretmenin beklentilerini karşılayabilmesi ve arkadaş ilişkilerini desteklemesi yonunden etkili olabilir. Diğer bir değişle guzel yazı yazabilen, sportif faaliyetlerde başarılı olan bir cocuk hem oğretmen hem de arkadaş ilişkilerinde belirgin bir avantaj gostermektedir. Bu konuda diğer onemli noktalardan biriside cocuğun davranışlarını engelleyebilme becerisi ve dikkat surecleri ile ilgilidir. Davranışlarını daha iyi kontrol edebilen, icinden gelen istemleri engelleyebilen, bekletebilen cocuklar okula uyum ve arkadaş ilişkilerinde daha başarılı olmaktalar, akademik başarıları daha iyidir.
Diğer yonden yapılan pek cok calışmada okula başlayan cocuğun psikiyatrik bir sorun yaşaması okul uyumunu belirgin bir şekilde azaltmakta, cocuğun akademik ve sosyal sorunlar yaşamasına neden olabilmektedir. Bu sorunun sıklıkla ailelerin daha cok dikkatini cekmesine rağmen dikkat eksikliği hiperaktivite bozukluğu ile sınırlı olmadığının, Anksiyete Bozuklukları, Duygudurum Bozuklukları (depresif bozukluk ve Bipolar duygudurum bozukluğu gibi), Davranım Bozukluğu gibi pek cok farklı sorun ile de beraber gorulebileceğinin goz onune alınması gerekmektedir.

[h=2]Ankara Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]