Gorgu kuralları butun bireyler acısından onemlidir ve kişinin uyması gereken terbiye, ahlak ve incelik kurallarıdır. Gorgu kuralları toplumu oluşturan bireylerin o toplum icinde varolabilmesinin ve kabul gormesinin de sınırlarını belirler. O nedenle davranışlarına ve konuşmalarına bakarak da kişinin toplum icindeki statusunu ve gorduğu kabul duzeyini de anlamak mumkundur.
Gorgu kuralları dediğimiz kurallar butunu aslında bireyin cok erken yaşlarda oğrenmeye başladığı ve hayatının her aşamasında oğrenmeye devam ettiği onemli bir eğitim surecidir. Yazılı bir kanun değildir ama uygulanıp uygulanmamasına gore kişinin icinde yaşadığı toplumdaki konumunu etkiler.
Her uygarlık, her kultur kendi gorgu kurallarını oluşturur ve tum bireylerinden bu kurallara uymasını bekler. Bu nedenle bireylerin kuralları bilmesi ve uyması onemlidir.
Bireylerin bu kuralları oğrenebilmesi ise ancak cok erken yaşlarda eğitilmeleriyle mumkun olabilir. Temel gorgu kurallarını oğrenerek buyuyen cocuklar icinde bulundukları sosyal ortamda daha cabuk onay alır ve kabul gorurler.
Bu toplumsal kuralların temel eğitimi bilindiği gibi oncelikle ailede başlar. Cocukların aslında bir kayıt cihazı gibi, doğdukları andan itibaren cevrelerinde olup biten her şeyi kaydederek hafızalarına aldıklarını unutmamak gerekir. Bir diğer onemli nokta ise cocuğun sozlu uyarıdan cok uygulamalı ornekleri dikkate aldığı ve taklit ettiğidir. Oyleyse ne gormek ve duymak istiyorsanız, oyle konuşup oyle davranmak zorundasınız. Cocukların psikososyal gelişim sureci taklit uzerine kurulmuştur ve gelişimsel her tur yapı sadece taklitle oluşturulur.
Cocuktur, anlamaz.' biciminde duşunmek tamamen yanlıştır ve bilinen goruşun aksine cocuk her yaşta her şeyi anlar. Sadece ifade edemez. Bilişsel olgunluğa ulaşmaya başladığı 2 yaş civarı artık davranışları ve sozleriyle o ana kadar oğrendiği her şeyi ifade etmeye başlar.Ailelerin şaşkınlığı da bu donemde başlar: Bu cocuk bunları nereden oğrendi?' sorusunu cok sık sormaya başladıklarında aslında cevap da kendi icindedir.Cocuk oğrendiği her şeyi oncelikle yakın cevresinden oğrenir.Oğrendiklerini de masumca ortaya koyar.
Cocuk duyduğunu değil,gorduğunu oğrenir ve uygular. Oğut vermenin etkisi,uygulayarak gostermenin etkisinin yanında neredeyse sıfırdır.
Bilinmelidir ki cocuklar once ailelerinin sonra da icinde yaşadıkları toplumun aynasıdırlar. O nedenle gormek istediğiniz davranışı sergilemek zorundasınız.
Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer onemli nokta, cocuğa bazı kurallar oğretilirken ve ondan bu kurallara uyması beklenirken aynı kurallara once anne ve babanın uyması gerektiğidir. Anne baba konulan kuralları tek taraflı bozmamalıdır. Kurallar herkes icin gecerli olmalıdır. Eşlerin birbirine saygılı davranmadığı, bir teşekkuru bile birbirinden esirgediği bir ailede cocuğa teşekkur etmeyi oğretmek cok da mumkun olmaz. Aile bireyleri once kendilerine karşı durust ve samimi davranışlar geliştirmelidir.
Genellikle bir takım kurallar oğretilirken ailelerin uyguladığı en yaygın yontem baskı ve cezadır. Oysa korkutarak ya da cezalandırarak hicbir şeyi oğretmek mumkun değildir. Oğrendiğini uygulamasını beklemek de soz konusu bile olamaz. Onemli olan kalıcı olmasını istediğimiz davranışı cocuğun benimsemesi ve icselleştirmesidir. Cocuk davranışı icinden gelerek ve isteyerek yapmalıdır. Yemekten sonra eşine eline sağlık' diyen babayı goren cocuk bunu derhal taklit edecektir. Ya da kişilerin birbirine afiyet olsun' dediği bir sofrada oturan cocuk bu kulturu cok cabuk kapacak ve uygulayacaktır. Ailenin benimsediği davranış kalıbı neyse cocuk onu aynı şekilde yansıtacaktır. Temel gorgu kurallarının zaten uygulandığı bir evde buyuyen cocuğa ayrıca bir şeyler oğretmek icin uğraş vermek gerekmeyecek, cocuk bunları gorerek buyuduğu icin, o davranışı benimsemesi cok kolay olacaktır.
Ailede aldığı ilk eğitimin dışında cocuğa bir de toplum icinde uygulanması gereken kuralları vermek gerekir. Sokağa cop atmamak, cevreyi kirletmemek, insanlara saygılı davranmak, arkadaşlarıyla ilişkilerinde paylaşımcı ve uyumlu olmak gibi. Ancak burada da en onemli koşul, cocuğun model aldığı yakın aile uyelerinin de bu kuralları uyguluyor olmasıdır. Arabayla giderken, kulluğu caddenin ortasına boşaltan bir babanın cocuğuna nasıl bir ornek oluşturduğunu tartışmak bile anlamsız olacaktır.
Sosyal uyum konusunda yapılan calışmalar, ailelerin cocuk uzerindeki etkilerinin onemini net bir bicimde ortaya koymuştur. Evlerinde, saygı ve sevgi goren, demokratik bir ortamda doğru modellere sahip olarak buyuyen cocuklar, ileriki yıllarda da toplum icinde saygı goren ve gosteren, sağlıklı arkadaş ilişkilerine sahip, girişken cocuklar olmakta ve bu cocuklarda kendini denetleme, kendini kontrol etme becerisinin daha erken geliştiği gorulmektedir.
Cocuğun bir birey olarak kendisinin farkında olma yaşı 1.5 2 yaş civarıdır ve bu yaş aslında kritik bir yaştır. Bu donem İnat Cağı' diye de adlandırılır ve 4 yaşa kadar devam edebilir.Kuralların oğretilmeye başlandığı bir yaşa denk gelen bu inat doneminde, cocuğun her şeye direnc gostermesi ve reddetmesiyle işler iyice cıkmaza girebilir. Ebeveynlerin butun cabasına ve yol gostermesine rağmen cocuk ,istenmeyen bazı davranışları sergilemeye devam edebilir.Boyle durumlarda işi biraz oluruna bırakmak,cok ustunde durmamak,hatta gormezden gelmeye calışmak daha doğru bir tutum olacaktır.Burnunu karıştıran bir cocuğu ısrarla yapma' diyerek uyarmak maalesef bazen bu davranışı inatla yapmasına yol acabilir.Boyle durumlarda gormezden gelinerek dikkati başka yere cekmek,eline oyalayıcı bir oyuncak ya da kalem vermek cozumun ta kendisidir.
Cocukların en temel ihtiyacı ilgidir. Bir cocuk ilgi cekmek icin her yolu deneyebilir. Onun icin olumlu da olsa olumsuz da olsa ilgi,ilgidir ve tum dikkatleri uzerinde toplamak, odak noktası olmak icin her turlu davranışı sergileyebilir. İlginctir hemen hemen butun cocuklar olumsuz davranışların tumunu toplum icinde yaparlar ve ailelerini zor durumda bırakırlar. Boyle durumlarda cocuğa karşı aşırı tepki gostermek, bağırıp, azarlamak sorunu cozmek bir yana, durumu daha da kotuleştirebilir. Azarlandığı icin kendisini aşağılanmış hissedecek ve başka bir ortamda başka bir yerde aynı davranışı yeniden yaparak bir ceşit bunun intikamını alacaktır. Oysa cocuğu sakince uyarmak, davranışının yanlış olduğunu soylemek yeterlidir. Ustunde cok durmadan bu uyarının ardından dikkatini başka bir noktaya cekerek konu geciştirilmelidir. Ebeveynlerin sıklıkla yaptığı bir davranış bicimi vardır. Cocuğun yanlış olan her davranışı eleştirilirken, doğru davranışı takdir edilmez. Oysa kural şu şekilde olmalıdır, yanlış davranışlar uyarılmalı ama doğru davranışlar da odullendirilmelidir.
Odullendirmeyle kastedilen asla maddi bir odul değil, sozel odullerdir. Yemekten sonra ellerini yıkayan cocuğun bu davranışına herkesin yanında aferin sana' demek, onu cok mutlu edecek ve aynı davranışı tekrarlaması bakımından pekiştirecektir. Aynı şekilde toplum icinde başardığı her şey ovguyle karşılanmalı ama burada da abartıya kacılmamalıdır.
Butun bu uğraşların tumunu aslında bir ceşit insan muhendisliği' olarak adlandırabiliriz.
Doğru davranış ve tutumlar oluşturmak kolay olmadığı gibi uzun ve zor bir surectir. Cocuktan her şeyi hemen oğrenmesini ve uygulamasını beklemek gercekci olmaz.
Zaman icinde hem ailesinden hem de yaşadığı sosyal ortamdan gorgu kurallarını oğrenen cocuk bazen, oğrendiklerinin tersi bicimde davranabilir. Bu davranışın da aslında bir amacı vardır. Cocuk sınırları test etmektedir. Kural dışı davrandığında yakın cevresinin neyi, nereye kadar tolere edebileceğini gormek ister. Bu aynı zamanda cocuk acısından sosyal bir cevrede kendine yer bulma cabalarının da ilk adımlarıdır. Kabul gorduğu davranışlar onun kendi davranış kalıpları olacak ve ileride de bu davranışları aynı bicimde yapmaya devam edecektir.
Bu nedenle cocuğun ailede aldığı eğitim cok onemlidir. Doğru modellemeler oluşturarak oğretilen gorgu kuralları, olumlu pekiştirmeyle birlikte verildiğinde cocuğun kişilik ozelliği olarak onun karakterinin de sınırlarını belirleyecektir. İnsanlara saygı duyan,vicdan sahibi, kendisiyle barışık,duygularını kontrol edebilen, kendini ifade edebilen cocukların sağlıklı iletişimin var olduğu ailelerde yetiştiği unutulmamalıdır. Gorgu kuralları ya da başka davranışlar oğretilirken oncelikle sabırlı olmak ve cocuğun zaman zaman yanlışlar yapabileceğini bilerek tavır belirlemek temel kural olmalıdır. Cocuğa kazandırılmak istenen kurallar ailenin de uyguladığı kurallarsa cocuk butun bunları cok cabuk oğrenecek ve uygulayacaktır.
Cocuğun bir ayna olduğu duşunulurse ondan yansıyan aslında ailenin kendisidir. Her ebeveynin kendisine sorması gereken cok onemli bir soru vardır ve buradan alınacak cevap yolunuzu aydınlatır: Aynadaki goruntuden memnun muyum?
Yanıtı siz vereceksiniz, cunku o goruntu sizsiniz!
[h=2]İstanbul Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Cocuk ve gorgu kuralları
Sağlık0 Mesaj
●25 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Cocuk ve gorgu kuralları