[h=1]Laparoskopik Biliopankreatik Diversiyon (Lap-BPD)[/h] Morbid obezite tedavisinde ceşitli cerrahi tedavi secenekleri arasında metabolik kontrol gucu en yuksek ameliyattır. Ozellikle BMI>50 olan super obez hastalarda obeziteye sıklıkla eşlik eden Diabetes Mellitus (Tip 2 DM), hiperlipidemi, hipertrigliseridemi, hipertansiyon gibi sistemik hastalıklar bulunmaktadır. Hastaların bu eşlik eden hastalıklar dolayısıyla daha ileri kalp, damar ve bobrek hastalıklarına olan eğilimleri artmaktadır. Bu hasta gruplarında, sadece mide hacmini kısıtlayıcı yontemlerle, yeterli metabolik kontrol sağlanamamakta, hastaların tekrar kilo alım oranları beklenilenin uzerinde olabilmektedir.
Laparoskopik Biliopankreatik Diversiyon Tekniği
Biliopankreatik Diversiyon ameliyatı temel olarak mide hacminin kucultulmesi ve Gastrik Bypass ameliyatına gore, daha uzun bir ince barsak bolumunun bypass edilmesi prensibine dayanır.
Midenin alt kısmı, geride 250-300 cc kalacak şekilde, ozel aletler ile cıkartılır. İnce barsakların geniş bir kısmı bypass edilir ve mideye bağlanır. Bu şekilde alınan gıda, doğrudan incebarsakların ortalarına iletilir. Alınan gıdaların ince barsakların en başında ki erken emilimi engellenmiş olur.
Laparoskopik Biliopankreatik Diversiyon ameliyatının Metabolik Etkileri:
Biliopankreatik Diversiyon ameliyatı metabolik sonuclarını iki ana etki uzerinden gosterir.
1. Duodenum ve proksimal jejunumun gıda ile temasının kesilmesi,
2. Gıdanın distal ileuma erken temasının sağlanması.
Bu yeni fizyolojik yol, incebarsaklardan salgılanan ceşitli hormonal bileşenlerin değişikliği ile pankreas bezinde bulunan β-hucrelerinin sayısı ve fonksiyonunda artışa neden olmaktadır.
β-hucreleri pankreasda insulin salınımından sorumlu olan yapılardır. Bu hucrelerin sayısında ve fonksiyonunda azalma Diabetes Mellitus hastalığına neden olmaktadır. Biliopankreatik Diversiyon ameliyatı oluşturduğu bu yeni fizyoloji ile pankreas organının insulin hormonu salgılama kapasitesini arttırır.
Biliopankreatik Diversiyon ameliyatının başka bir etkisi de vucutta emilebilecek maksimum yağ duzeyini belli bir oranda sınırlamasıdır. Bu şekilde fazla alınan yağ emilemez ve dışkı ile atılır.
Kasların enerji ihtiyacı icin kullandığı iki ana kaynak yağ ve şekerdir. Biliopankreatik Diversiyon sonrasında vucutta serbest dolaşan yağ miktarı azaldıkca, kaslar enerji icin kanda yuksek miktarda bulunan şekeri tercih eder. Bu dongunun hızlı ve kalıcı olan sonucu kan şekerinin dışarıdan ilac ya da insulin desteği olmaksızın Diabet hastalığının duzelmesi olmaktadır.
Morbid Obezite ve Tip 2 Diabetes Mellitus
Diabetes Mellitus hastalığı basit olarak kan şekerinin ozumsenme bozukluğudur. İki tipi vardır:
1. Tip 1 Diabetes Mellitus ( On planda pankreas bozukluğu ve β-hucre yetersizliği ile ortaya cıkan grup)
2. Tip 2 Diabetes Mellitus ( On planda kilo fazlalığı ve artmış yağ kitlesine bağlı olarak gelişen insulin direncine bağlı grup)
Tip 1 DM genellikle erken yaşlarda ortaya cıkar ve tedaviye daha direncli bir seyir izler. Bu durum, hastalarda altta yatan nedenin, on planda pankreas yetersizliği olmasından kaynaklanmaktadır.
Tip 2 DM ise kilo fazlalığı ile daha cok ilgilidir.
Obezitenin Diabet Oluşumuna Etkisi
Ozellikle morbid obez hasta grubunda, vucuttaki yağ kitlesi, normalin cok uzerinde miktarlardadır. Bu fazla yağ kitlesi nedeniyle, enerjiye ihtiyac duyan olan kasların, kanda şekerle beraber kullanıma hazır yağ molekullerine erişim kolaylaşır. Birim başına duşen enerji, yağ kullanıldığında daha fazla olduğundan, kaslar gittikce daha cok yağ kullanmaya başlar. Bu nedenle kan şekeri gittikce artmaya başlar. Fonksiyonel olarak normal olan pankreas ise bu durumda insulin salgısını arttırır. Ancak kısır dongu yağ lehine devam ettiğinden kaslarda “insulin direnci” ortaya cıkmaya başlar. Oluşan insulin direnci salgılanan insulinin kaslarda karşılık bulmasını engeller. Bunun sonucunda da “hiperinsulinizm” kalıcı olarak yerleşir.
Kasların, yağları enerji kaynağı olarak tuketmeyi tercih etmesi, ilk anda yağ kitlesinin gittikce azalması gerektiğini duşundurtmektedir. Oysa kan şekeri yuksek seyrettikce, vucut şekeri yağa dondurerek depolar. Bu sistem kendi kendini besleyerek şeker hastalığının kalıcı olmasını sağlar.
Morbid Obez hastalarda Cerrahinin Diabetes Mellitus uzerine etkisi
Butun bariatrik cerrahi girişimler, sadece hacim kısıtlayıcı olsalar bile, kilo kaybına bağlı olarak kısmen de olsa Tip 2 Diabetes Mellitus seyrine olumlu etki gosterirler. Emilim kısıtlayıcı (malabsorptif) girişimlerin metabolik etkileri daha guclu ve kalıcıdır.
Laparoskopik Biliopankreatik Diversiyon ameliyatı olan morbid obez hastalarda, Tip 2 Diabetes Mellitus, tama yakın duzelebilmektedir. Nicola Scopinaro bildirdiği serisinde Tip 2 DM, Hiperlipidemi ve Hipertrigliseridemi nedeniyle tedavi alan hastalarının tamamında Biliopankreatik Diversiyon sonrasında tam şifa olduğunu bildirmektedir.
Bu guclu metabolik etki fazla kilonun cok etkin şekilde kontrolunu ve bunun da uzun donemde kalıcı olmasını sağlamaktadır. Beraberinde getirdiği olumlu metabolik etkiler, beklenen yaşam omrunu ve kalitesini arttırmaktadır.
Kaynak:
2004 ASBS Consensus Conference; Consensus Conference Statement: Bariatric surgery for morbid obesity: Health implications for patients, health professionals, and third-party payers Henry Buchwald, M.D., Ph.D., F.A.C.S. Surgery for Obesity and Related Diseases 1 (2005) 371–381 WHO. Obesity: preventing and managing the global epidemic. Report of a WHO Consultation. WHO technical report series 894.Geneva: World Health Organistion, 2000. Gastrointestinal surgery for severe obesity: National Institutes of Health Concensus Developement Conference Statement March 25-27,1991. Published: Am J Clin Nutr 1992:55:615S-9S. Biliopancreatic diversion: mechanisms of action and long term results. Nicola Scopinaro. Obes Surg. 2006 Jun;16(6):683-9.



[h=2]İstanbul Genel Cerrahi uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]