Gazaya giderler
Umm-i Hiram’in Medine-i Munevveredeki evini, Resulullah efendimiz sık sık ziyaret ederdi. Umm-i Hiram da bundan cok memnun olur ve cok ikramda bulunup, hizmet etmekle şereflenirdi.
Yine Resulullah efendimiz evine teşrif etmiş ve istirahat icin evinde uyumuştu. Bir muddet sonra Peygamber efendimiz gulumseyerek uyandılar. Bunun uzerine Umm-i Hiram sordu:
- Ya Resul


! Nicin guldunuz?
- Ey Umm-i Hiram! Ummetimden bir kısmını gemilere binmiş hÂlde, kÂfirlerle gazaya giderlerken gordum.
- Ya Resul


! Du et, ben de onlardan olayım!
Peygamberimiz de onun bu arzusunu geri cevirmeyip, kabul etti ve şoyle du buyurdular:
- Ya Rabbi! Bunu da onlardan eyle!
Resulullah efendimiz tekrar uyuyup, yine gulumseyerek uyandılar. Tekrar gulme sebebini sorunca, buyurdular ki:
- Bu defa da, ummetimden bir kısmının, padişahların tahtlarına kuruldukları gibi debdebeli bir kalabalık hÂlinde gazaya gittiklerini gordum.
Umm-i Hiram bu sefer de dedi ki:
- Ya Resul


! Du et, ben de bir gazi olarak onların arasında bulunayım.
Bu sefer Peygamberimiz buyurdu ki:
- Hayır, sen oncekilerdensin.
Boylece onun deniz seferinde bulunacağını onceden haber vermiş oldu.
Umm-i Hiram, Resulullah efendimizin vefatından sonra, kocası Ubade bin Samit Şam’a gonderilen ilmî heyet icinde olduğundan, Humus’a yerleştiler.
seksenaltı yaşında idi
Halife Hz. Osman’in izniyle, 647 yılında Hz. Muaviye, Kıbrıs adasındaki insanların da saadete kavuşmaları, cehennemden kurtulmaları icin bir deniz seferi duzenledi. Bu sefer, muslumanların ilk denız savaşıydı. Bu sefere gonullu secilen kimseler arasında eshab-ı kiramın ileri gelenleri de vardı. Bunlar arasında Hz. Ebu Zer, Hz. Ebudderda, Hz. Ubade bin Samit ve hanımı Umm-i Hiram da vardı.
Hz. Muaviye, bu orduya Hz. Abdullah İbni Kays’ı kumandan tayin etti. Deniz yoluyla yolculuk başladı. Hz. Umm-i Hiram, seksenaltı yaşında olmasına rağmen, bu zahmetli yolculuğa katlanıyor, oradaki insanlara İslÂmiyeti bildireceklerini, onların da kurtuluşa, saadete kavuşacaklarını duşunerek, teselli buluyordu.