hzmuhammed islam dinini yayarken ne tur zorluklarla karşılaşmıştır hz muhammed islam dinini yayarken ne tur zorluklarla karşılaşmıştır hzmuhammet
Hakka yonelmek, hakkı lÂyık olana vermek, haksızlıktan kacınmak, herkese eşit davranmak anlamlarına gelen adalet sıfatı Peygamberimizde en mukemmel şekilde mevcuttu.
Peygamberimiz dunya işlerinden elini cekmiş, hayattan uzak duran bir insan değildi. O, genclik yıllarında Mekke'de bulunan kabilelerle birlikte yaşıyor, peygamber olduktan sonra da ceşitli kabile ve milletlerle ic ice bulunuyordu. Bu kabileler zaman olmuş, boğaz boğaza gelmişler, kan dokmuşler, carpışmışlar, savaşmışlardı. Bunların birini memnun eden bir hareket, oburunu rahatsız ediyordu.
İşte Peygamberimiz birbirine duşman kabileler arasında hak dini yayarken onların kalplerini kazanıyor, aralarında hak, adalet, insaf ve kardeşlik filizleri yeşertiyordu. Bu uğurda pekcok zorluklarla karşılaşıyordu. Fakat zerre kadar olsun, adalet ve insaftan ayrılmıyordu.
Arapların nufuzlu ve zengin olanları, toplum icinde kendilerine ayrı bir yer ayırır, başkalarına, ozellikle kimsesiz ve fakir kimselere yaptıkları baskıların kendilerine yapılmasına dayanamazlardı.
Mahzumîlerden bir kadın hırsızlık etmişti. Kureyşliler şerefli bir kabileden olan bu kadının cezalandırılmasını istemiyorlardı. UsÂme bin Zeyd'i Peygamberimiz cok seviyordu. Onu kırmayacağını biliyorlardı. Usame'yi araya koyarak, Peygamberimizin bu kadına ceza vermemesini ricacı icin gonderdiler. Peygamberimiz, Hz. Usame'ye şoyle buyurdu:
"İsrailoğulları bu gibi taraf tutmaları yuzunden helak oldular. Bunlar fakirlerine en şiddetli ceza verirken, nufuzlu ve zengin olanlarına ceza vermezlerdi."
Peygamberimiz, adaleti uygularken din farkı gozetmezdi. Hak sahibi bir Yahudi de olsa, Muslumandan hakkını alır, ona verirdi.
Sahabîlerden Ebû Hadrad, bir Yahudiden bir miktar borc almıştı. Vade dolmuş, Yahudi de ısrarla parasını istiyordu. Fakat Ebû Hadrad'ın sırtındaki elbisesinden başka bir malı yoktu. O sırada Peygamberimiz Hayber Savaşı icin hazırlıkta bulunuyordu. Bu sefer Yahudilerin uzerineydi.
Mesele Peygamberimize iletildi. Ebû Hadrad, Yahudiden biraz sure istediyse de, Yahudi buna razı olmamıştı. Sahabîyi kolundan tutup Peygamberimizin huzuruna getirdi. Alacağını tahsil etmesini istedi.
Ebû Hadrad, verecek bir şeyinin olmadığını, Hayber'in fethinden sonra eline ganimet olarak bir şey gecerse vereceğini soyledi, ancak Yahudi diretiyordu. Sonunda Peygamberimiz fakir Sahabîsine sırtındaki elbisenin bir kısmını satarak borcunu odemesini soyledi. Ebû Hadrad da oyle yaptı.
İşte Peygamberimiz Yahudilerin uzerine bir sefer hazırlığı yaptığı sırada, gozu gibi koruduğu, evlatlarından daha fazla uzerlerine duştuğu Sahabîlerinden birine karşı, hak sahibi olduğu icin Yahu dinin hakkını arıyordu.
Peygamberimiz hak, hukuk ve adalet konusunda kendisini ayrı tutmaz, kendisine farklı bir muamele yapılmasını da kabul etmezdi. Bunun ornekleri Peygamberimizin hayÂtında cokca bulunmakta, bu alanda da en yuksek seviyede bulunduğunu gostermektedir.
Ebû Said el-Hudri'nin anlattığına gore, Peygamberimiz bir seferinde savaşta ele gecen malları Sahabîleri arasında paylaştırıyordu. Muthiş bir izdiham vardı. Cok kalabalıktılar. Oyle ki, Sahabîlerden birisi Peygamberimizin sırtına cıkarcasına uzerine abanmıştı. Peygamberimiz, elinde bulunan ince hurma cubuğuyla o kişiye işaret ederek bir tarafa cekilmesini istedi. Cubuğun uc kısmı adamın yuzune gelerek birazcık cizdi. Bunun farkında olan Peygamberimiz elindeki sopayı o kişiye verdi ve, "İşte yuzum, gel, sen de benden hakkını al" dedi.
Fakat Resulullahı canından fazla seven Sahabî, "Ya Resulallah, ben hakkımı helÂl ediyorum, sizi bağışlıyorum" dedi ve vazgecti.
Omrunun son gunlerini yaşıyordu. Dunyaya veda etme vakti gelip catmıştı. Sahabîleri ile vedalaşmak, helÂlleşmek istedi. Obur Âleme uzerinde bir hak olarak gidemezdi. Sahabileri topladı ve onlara şoyle konuştu:
"Şayet birinize karşı bir hatada bulunmuşsam, maddî veya manevî olarak kimi incittiysem, malınıza, canınıza veya şerefinize, herhangi bir bicimde zararım dokunmuşsa gelsin, benden hakkını alsın, tazminatını vereyim."
Son anında, ağır hastalığında dahi adaletin yerini bulmasını istiyordu. Uzerinde, kimsenin bir hakkının kalmasını istemiyordu.
Peygamberimizin Adaleti
Peygamberler, Evliyalar ve Sahabeler0 Mesaj
●38 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eğitim Forumları
- İslami Bilgiler
- Peygamberler, Evliyalar ve Sahabeler
- Peygamberimizin Adaleti