Sevgili Peygamberimizin ilk kızı Hazreti Zeynep radıyallahu anhÂ’nın cenÂzesini yıkama vazifesini yerine getirmekle mutlu olan ve o hizmetin kendisine verilmesinden buyuk şeref duyan bir bahtiyar hizmet eri.
O, Medine’lidir. Asıl adı Nesîbe binti HÂris’dir. “Nesîbe’cik” anlamında Nuseybe binti HÂris diye de telaffuz edenler vardır. Ummu Atıyye onun kunyesidir. Hadis rivÂyetlerinde bu kunye ile tanınmıştır.
O, Resûl-i Ekrem (s.a) efendimizin hicretinden sonra İslÂm’la şereflenmiştir. Efendimiz, Medine’ye yerleşince kendi isteği ile bizzat gidip, huzuruna varıp biat etmiş hanımlardandı.


Sevgili Peygamberimizle yedi gazveye katılan Nesîbe (r.anhÂ) bu savaşlarda cok yararlılık gostermiştir. Musluman askerlerinin hizmetinde bulunmuştur. MucÂhidlerin yemeğini pişirmiş, hastalarıyla yakından ilgilenmiş şefkat ve merhametle elinden gelen hizmeti esirgememiştir. Onların, yaralı olanlarının iyileşmesi, tedÂvisî icin butun gayretiyle calışmış, yaralarını sarmıştır. Ummu Atıyye (r. anhÂ) bu hizmetlerine dair bilgileri kendisi şoyle nakleder:
“Ben yedi savaşta Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem ile birlikte bulundum. Onlara yemek yapar, geride kalan eşyalarını toplardım. Yaralıları tedÂvî eder, hastalara bakardım.”
Ummu Atıyye (r. anhÂ) dînî emirlere bağlı, samîmî ve ihlas sÂhibi olgun bir hanımdı. Şefkat ve merhamet dolu bir gonle sahibti. Allah Rasûlune sadakatinden dolayı bir ana gibi sevilirdi.
O, sÂdece savaş meydanlarında darda kalmış insanlara değil, geniş zamanlarda, sulh donemlerinde dahi herkese hizmet etmeyi severdi. Hatta ashabın hayvanlarına bile goz kulak olurdu. Akşam olup da gece dışarıda kalmış hayvanÂta varıncaya kadar şefkat ve merhamet eder, onlara acırdı. Onlara Allah’ın mahluku, yaratığı nazarıyla bakar kaybolmalarını istemezdi. Bir komşunun veya tanıdığının hayvanı ise; onları kendi haline bırakıp terketmezdi. SÂhibine kadar getirip teslim ederdi.
Ne şefkat!... Ne merhamet!... Ne sevimli bir hareket!... Ne guzel ilgi!... Ne samîmi davranış!... Ne sıcak alÂka!... İlgi sevgi doğururdu. Kardeşinin hayvanına dahî goz kulak olmak!... Herkese hizmet ederek gonullerde sevgiyi artırmak!... Hizmetle yakınlık sağlayarak gonuller fethetmek!... Allah’ım bizlere de samîmî davranışlar ve guzel hizmetler lutfet!...
Ummu Atıyye (r.anhÂ) bilgili, becerikli, hizmet ehli bir hanımdı. Her işi severek yapardı. Guleryuzu eksik olmazdı. Sağlam bir itikada ve geniş bir İslÂmî bilgiye sahipti.
Medine-i Munevvere’de musluman hanımların cenÂzelerini yıkamakla meşhur olmuştu. Sevgili Peygamberimizin ilk kızı, biricik Zeyneb’i vefat edince, cenÂze gasil ve defin hizmeti ona verilmişti. Bu onun Rasûlullah (s.a) efendimiz katındaki dîni mevkiini gostermesi bakımından dikkat cekiciydi. Bu hizmetiyle ilgili olarak kendisinden rivÂyet edilen hadis-i şerif şoyledir:
Ummu Atıyye radıyallahu anhÂ’dan rivayet edildiğine gore, Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem kızı Zeyneb radıyallahû anhÂ’yı yıkayan kadınlara şoyle buyurdu:
“Sağ tarafından ve abdest organlarından başlayın.” (Riyazussalihin Şerh ve Tercemesi, c.4, s. 196. Buharî, cenÂiz 10)
Zeyneb (r. anhÂ) hicretin sekizinci yılında vafat etti. Resûl-i Ekrem (s.a) biricik kızının cenÂzesini yıkayan Ummu Atıyye (r. anhÂ) ve ona yardım eden diğer hanım sahÂbilere, yıkamaya sağ taraftan ve abdest organlarından başlamalarını soyledi.
İki Cihan Guneşi efendimiz bu tavsiyeleriyle bizlere de ışık tuttu. Hayatta her iyi ve guzel işi sağdan başlayarak yapmamız gerektiğini duyurdu.
Hadis kitaplarının değişik yerlerinde rivayet edilen bir başka hadislerinde ise Fahr-i KÂinat (s.a) efendimiz’in Ummu Atıyye (r. anhÂ)’ya ayrıca şu tavsilerde bulunduğu nakledilmiştir.
Sevgili kızını bol su ile ve o devirde yaprakları sabun yerine kullanılan sidr adlı bitkinin yapraklarıyla uc, beş, hatta gerekirse daha fazla yıkamalarını istedi.
Sonuncu defa yıkarken kÂfur veya benzeri guzel bir koku kullanmalarını soyledi. İşleri bitince haber vermelerini tenbih etti.
Yıkama işinin tamamlandığı soylenince, izÂrını onlara vererek; “Bunu kızıma ic gomleği yapınız” buyurdu. Kızına karşı kalbinde beslemiş olduğu sevgiyi bu şekilde gostermiş oldu. Ved anında bile biricik kızına sevgisini eksik eylemedi. Şefkat gomleğine sararak onu uğurladı.
Ne sevgi!... Ne şefkat!... Ne merhamet!... Allah’ım bizlere de o sevgi, şefkat ve merhamet pınarından doyasıya icmeyi nasîb et!...
Ummu Atıyye (r. anhÂ) metÂnet sÂhibi, sabırlı bir hanımdı. Oluler icin mÂtem tutmazdı. Arkasından feryÂd u figan ederek ağlamazdı.
O kendi oğlunun vefatından uc gun sonra koku surunerek halkın icine cıkmıştı. Bu hareketini garib karşılayanlara Efendimizden naklen şu haberi vermişti: “Bir kadının kocasından başka bir kimse icin uc gunden fazla mÂtem havasına burunmesine musaade edilmemiştir”diye soylemiştir.
Ummu Atıyye (r. anhÂ) ashÂb-ı kirÂmın fakîhlerinden sayılmış ve kırk kadar hadis-i şerif naklettiği rivÂyet edilmiştir. Hepsi Kutub-i Sitte’de yer almıştır. İki tanesi meÂlen şoyledir:
“Hanım olarak bizler cenÂzenin peşini takipten men olunduk.”
“Rasûlullah (s.a) bizimle bey’at yaparken; feryÂd ederek ağlamamak uzere bizden soz aldı.”
Ummu Atıyye (r. anhÂ) hicretin yetmişinci yılı civarında vefat etmiştir.
Allah ondan razı olsun. Rabbimiz bizleri şefaatine nÂil buyursun. Amin.