insanları sevmek bize ne kazandırır
(*) Âlemin ovunc kaynağı Peygamber Efendimiz’e (sas) duyulan sevgi, canlı veya cansız butun varlıkları etkileyen bir guce sahiptir. O’nu sevmek bize pekcok şey kazandırır. Bunlardan bazıları şunlardır:
1- Peygamber sevgisinin kazandırdığı en onemli husus; sevilenle kurulan bağ ve nispettir. Sevgi, varlıklar arasındaki en sırlı bağdır. Her varlığı Allah’ın en sevgilisine bağlayan sırlı bağ sevgidir. Canlı cansız butun nesneler, sevgi bağı ile KÂinatın Efendisi’ne alaka duymuşlardır. Şuursuz varlıklar hatta cansız nesneler bile Allah Resûlu’ne sevgi ile bağlanmışlardı. Eline aldığı taşların Allah’ın adını anarak zikretmesi, cağırdığı ağacların davetine icabet etmesi, bulutların O’nun uzerinde golge yapması, onların Efendimiz’e olan bağlılıklarını ve alakalarını gosteriyorlardı. Minber yapılmadan once Efendimiz’in kendisine dayanarak hutbe okuduğu kuru bir hurma kutuğunun, minber yapılınca Allah Resûlu minbere cıkarak hutbe okumaya başlamaları uzerine, devenin ağlaması gibi inlediğinin duyulması da bu konudaki en meşhur olaylardandır. Cansız varlıklar da yanlarında Allah’ın adının anılmasını istemişler ve Peygamber’le beraber olmayı arzu etmişlerdir.

2- Sevgi, karşılıksız kalmaz. Niyetlerimiz nasıl karşılıksız bırakılmıyorsa, sevgi de seven gonullere, sevginin derecesine gore buyuk lutuflar/feyizler kazandırır. Sevgi, en kısa yoldan kişiyi Hakk’a ulaştırır. Hakk’ın Sevgilisini sevmek ve O’na bağlanıp kendini O’na nispet ederek yola cıkan yolcular en kısa ve tehlikesiz yoldan Allah TeÂlÂ’nın rızasına kavuşurlar. Efendimiz’in elinden tuttuğu hic kimse yolda kalmamıştır.

3- Seven bağışlanır. Peygamber sevgisi, Cenab-ı Hakk’ın af ve mağfiretini kazandıran en onemli vesilelerden birisidir. Nitekim Âyet-i kerimede “Ey Resûlum, de ki: “Ey insanlar, eğer Allah’ı seviyorsanız, gelin bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve gunahlarınızı bağışlasın. Allah gafurdur, rahimdir” buyrularak, bağışlanma Peygamber sevgisine bağlanmıştır. (Âl-i İmrÂn sûresi, 3/31) Peygamber sevgisi bulunan bir kalbi cehennem ateşi yakmaz. Peygamber sevgisi Rabbanî bir sevgidir. Cenab-ı Hakk’ın emridir. Peygamber’i sevmek Allah’ı sevmek demektir. Peygamber’in sevgisi kişiyi Allah sevgisine ulaştırır. Peygamber’i, yalnızca beşerî ozellikleri itibarıyla değil “Allah’ın Peygamberi” olarak sevmek, insanların cehenneme girmelerine mani olur. Zira sevgi karşılıksız kalmaz.

4- Sevgi, sevilene yakınlık kazandırır, kucuk kusurları orter. Hazreti Peygamber, kendisini candan seven bazı sahabîlerin yaptıkları kucuk kusurların kendisine şikayet edilmesi uzerine, şikayet edenlere, “O, Allah’ı ve O’nun Resûlu’nu seven birisidir.” diyerek, samimi, candan seven bir muminin kucuk kusurlarına bakıp onu tenkit etmenin yersiz olduğuna işaret etmiştir. Nitekim ‘Abdullah b. HuzÂfe (ra) şakacıdır ve boş şeylerle uğraşıyor.’ diye kendisine şikayet edilince Peygamber Efendimiz, onu savunmuş ve onun Allah’ı ve Allah Resûlu’nu sevdiğini soylemiştir. Boylece Efendimiz, sevginin kusurları orten bir ozelliği olduğuna dikkat cekmiştir. Hatta sevenlerin sevdiklerinin yanında ozel bir makamları vardır. Onların şefaatlerinin, başkalarının da Hak katındaki kurtuluşlarına ve kurbiyetlerine vesile olması umit edilir.

5- Seven, sevdiğinin dertlerini paylaşır. Seven, her şeyiyle sevdiğine benzemek ister. Bunun sonucunda bazen isteyerek bazen de istemeyerek sevgilisinin dertleri ile dertlenir. Allah Resûlu, kendisini cok sevdiğini soyleyen bazı sahabîlere sıkıntılara hazır olmaları gerektiğini, cunku Allah’ı ve O’nun Peygamberi’ni cok sevenlerin dunya hayatlarında buyuk sıkıntılarla imtihan edileceklerini haber vermiştir. Âşık sevdiğinin derdine ortak olduğunda gorunuşte sıkıntı icinde olsa da gercekte vuslat kapılarını aralamıştır.

6- Peygamber sevgisi, farzlarını yapan, buyuk gunahlardan kacınan birisi icin ote alemlerde Resûlullah’la beraber bulunmayı netice verecektir. Zira kişi sevdiğiyle beraberdir. Sevgi, ashab-ı kiramın hayatta iken kucuk kusurlarının bağışlanmasına vesile olduğu gibi buyuk gunah işleyen muminlerin ahiret kurtuluşunun da en onemli vesilesidir.

7- Peygamber Sevgisi, O’nun şefaatine nail olmayı sağlar. Buyuk gunah da işleseler ummetinin her ferdine şefaat ederek ahirette onların kurtuluşuna vesile olacağını Efendimiz (sas), “Her peygamberin dua ettiğinde kabul olunacak bir duası vardır. Şayet o dua ile dua ederse duası kabul edilir ve istediği kendisine verilir. Ben duamı ahiret gununde ummetime şefaat etmek icin sakladım.” hadisiyle ifade buyurmuşlardır. Hayatı boyunca buyuk sıkıntılar ceken Efendimiz’in bu dua hakkını bu sıkıntıları esnasında kullanmayarak, ummetinin ahiretteki halini duşunup bu hakkı ahirete bırakmış olması, O’nun ummetine olan muhabbetini gostermesi acısından ne kadar manidardır. İşte peygamber aşkının inananlara kazandıracağı en onemli uhrevî mukafat, O’nun bu şefaatine nÂil olma saÂdetidir.

8- İmanın tadını tatmayı netice veren uc husustan biri de Allah ve Rasulu’nu bunlar dışındaki her şeyden daha fazla sevmektir. Diğer iki husus, sevdiğini ancak Allah icin sevmek ve iman ettikten sonra tekrar kufre donmeyi, ateşe atılmak gibi kotu gormektir. Bu uc olcu kimde bulunursa imanın tadını tatmış demektir. Allah ve Peygamber sevgisi de bu noktada imanın tadını tatmayı sağlayan bir hususiyet arz etmektedir. (Zubeyr Tekin’in “Peygamber (sas) Sevgisi” adlı eserinden istifade edilmiştir.)

ailem.zaman.com.tr