SÂLİH ALEYHİSSELÂM
Semûd kavmine gonderilen peygamber. Hazret-i Âdem'in on dokuzuncu batından torunudur. Hûd aleyhisselĂ‚mın peygamber olarak gonderildiği Ad kavmi, isyĂ‚nları sebebiyle buyuk bir azaba duşup, helĂ‚k olmuştu. İmĂ‚n ettikleri icin bu azabtan kurtulan insanlar ise kendilerine yeni yurtlar kurmak uzere ceşitli bolgelere dağıldılar. Bu dağılan insanlardan bir kısmı Semûd denilen kimsenin evlatlarıdır. Semûd kavmi, Şam ile Hicaz arasındaki Hicr denilen bolgede yerleşmişti. Bu sebeble ''EshĂ‚b-ul-Hicr'' de denilen bu kavim, gun gectikce coğalıp buyudu. Dokuz kabileden meydana geldi. Cok calışıp, bağlar, bahceler yetiştirdi. Collerin kuru sıcağından kurtulup, dağları oyarak tepelere saraylar, ovalara koşkler kurdular. Sanatta ve servette iyice ilerlediler. Ancak, zevk ve safĂ‚ya duşup daha once kendilerine Hûd aleyhisselĂ‚m tarafından bildirilen, hak dinden yavaş yavaş uzaklaşmaya başladılar. Kabile reislerinin de zulme ve haksızlığa başlamaları uzerine, gittikce cozulen, Semûd kavmi, nihĂ‚yet ağactan ve taştan putlar yapıp tapmaya başladılar. Saptıkları kotu yolda suruklenerek, tevhid esĂ‚sından, Allahu teĂ‚lĂ‚ya imĂ‚n etmekten tamĂ‚men uzaklaştılar. CĂ‚hil ve azgın bir kavim oldular. SĂ‚lih aleyhisselĂ‚m, bu kavim arasında herkesle iyi gecinen, fakirlere yardım eden, zayıfları koruyan ve ustun ahlĂ‚kıyla sevilen bir zĂ‚ttı. Kırk yaşlarına geldiği sırada, Allahu teĂ‚lĂ‚ onu Semûd kavmine, doğru yolu gostermek uzere peygamber olarak gonderdi. SĂ‚lih aleyhisselĂ‚m kavmini imĂ‚na dĂ‚vet edip, putlara tapmaktan, zulumden ve diğer butun kotuluklerden uzak durmalarını ısrarla soyledi. Kavmine; ''Gercekten ben size gonderilen guvenilir bir peygamberim. Artık Allah'tan korkun, bana itĂ‚at edin.'' diyerek dĂ‚vetini acıkladı.SĂ‚lih aleyhisselĂ‚mın bu dĂ‚veti karşısında pek az kimse imĂ‚n etti. Kavmin coğunluğu imĂ‚n etmemekte direndi. Servetlerine guvenen, zevk ve safĂ‚ icinde kendinden gecip, zulme başvuran inkĂ‚rcılar, SĂ‚lih aleyhisselĂ‚ma; ''Sen de bizim gibi bir insandan başka bir şey değilsin!'' diyorlar, onu, ''buyulenmiş, yalancı'' sayıyorlardı. SĂ‚lih aleyhisselĂ‚m ise kavmini imĂ‚na davet etmeye devam ediyor ve şoyle diyordu:
Ey Semûd kavmi! Sizin icinde bulunduğunuz bu guzel bağ ve bahcelerde, bu yemyeşil ekinler, altın başaklarla, guzel hurmalarla ve cağlayan sularla berĂ‚ber ebdi olarak burada kalacağınızı mı zannediyorsunuz? Bu evleri kim yaptı. Şimdi kim oturuyor, hic duşunuyor musunuz? Bu bağların ve bahcelerin ilk sĂ‚hibleri kimlerdi, şimdi kim oturuyor? Belki onlar da sizin kendilerini burada ebedi kalacak zannediyorlardı. Fakat hepsi olup gittiler. Siz de gelip gecenler gibi oleceksiniz. Bunlar size kalmayacak. Âhirette, yaptıklarınızdan birer birer hesĂ‚ba cekileceksiniz. Henuz fırsat eldeyken bana tĂ‚bi olun. Şunu iyi bilin ki, bugun sizi aldatıp, Allah'a isyĂ‚n ettirenler, ilĂ‚hi azĂ‚btan kendilerini de sizi de kurtaramayacaklardır. Cunku onlar da sizin gibi Ă‚ciz insanlardır.'' Allahu teĂ‚lĂ‚, Semûd kavmine isyĂ‚n ve taşkınlıktan vaz gecmeleri icin, kadınlarını kısır bıraktı. Ağaclar kuruyup meyve vermedi. Semûdluların bir kuyu hĂ‚ricindeki butun suları kurudu. SĂ‚lih aleyhisselĂ‚ma kin ve ofkeyle gelen Semûdlular: ''Ey SĂ‚lih! Aramıza fesĂ‚d karıştırdın. Mallarımıza, coluk-cocuğumuza, bize zarar verdin. Buradan cekil git. Yoksa seni oldururuz.'' dediler. SĂ‚lih aleyhisselĂ‚m bir muddet onlardan ayrılıp tenhĂ‚ yerlere gitti. Bir muddet sonra tekrar donup Semûdluları imĂ‚na dĂ‚vet etti. Semûd kavmi, SĂ‚lih aleyhisselĂ‚mdan mûcize gostermesini istedi. Ancak mûcizeleri gordukleri hĂ‚lde yine imĂ‚n etmediler. Yine bir gun SĂ‚lih aleyhisselĂ‚ma gelip: ''Eğer doğru soyluyorsan, şu dağdaki sarp kayalardan kızıl tuylu ve doğurmak uzere olan bir dişi deve cıksın. O zaman sana imĂ‚n ederiz.'' dediler. Bunu istemekten maksatları akıllara durgunluk verecek, insanları şaşırtacak bir iş isteyip, yapmamasını ve mahcup olmasını duşunduler. SĂ‚lih aleyhisselĂ‚m; ''Allahu teĂ‚lĂ‚ her şeye kĂ‚dirdir, boyle bir mûcize gorurseniz, dağdan akan pınar suyunun bir gun deveye, bir gun size Ă‚it olmasına rĂ‚zı mısınız?'' dedi. Semûd kavmi boyle bir şey olamayacağını duşunerek: ''Bu şartı da kabul ediyoruz.'' dediler.
SĂ‚lih aleyhisselĂ‚mın bu şarttan maksĂ‚dı; dağdan gelen pınar suyunun az olması ve zagın insanların sĂ‚hiplenmesi sebebiyle zor durumda kalan kimselere yardımcı olup, devenin hissesi olan suyu fakir ve zayıflara vermekti. SĂ‚lih aleyhisselĂ‚m onlara; ''Benimle sozleştiğinizi unutmayın, şĂ‚yet deve cıkınca ona bir zarar verirseniz ve verdiğiniz sozlerde durmazsanız acı bir azĂ‚ba uğrarsınız.'' dedi. Semûd kavmi; ''Sen deveyi cıkar, her istediğini kabul edeceğiz. Aksine bir iş yaparsak azĂ‚bı da kabul ediyoruz.'' dediler. NihĂ‚yet devenin cıkmasını istedikleri dağın kayalıkları onunde toplanıp, beklemeye başladılar. SĂ‚lih aleyhisselĂ‚m boyle bir mûcize vermesi icin Allahu teĂ‚lĂ‚ya duĂ‚ etti ve duĂ‚sı kabul oldu. Kaya yarılıp, arasından istedikleri gibi bir deve cıktı. Deve, iki yana dizilip hayret ve şaşkınlıktan donakalan Semûd kavmi arasından salına salına yurumeye başladı. Sonra da bir yavru doğurdu. Bu mûcizeyi gorenlerden bir kısmı imĂ‚n etti. Diğer bir kısmı ise menfaatlerinin ve zulumlerinin ortadan kalkacağını gorerek bir turlu imĂ‚n etmediler. SĂ‚lih aleyhisselĂ‚m onlara sozlerinde durmalarını, aksi takdirde ağır bir azĂ‚ba duşeceklerini soyledi. Fakat inad ve inkĂ‚rdan vazgecmediler. Suyun taksimi işi de kendilerine ağır gelip kendilerine gore cĂ‚reler aramaya başladılar. Mûcize olarak kayadan cıkan deve, yavrusuyla birlikte her tarafı dolaşıyor, su icme nobeti olduğu gun de suyun başına gelip suyu tamĂ‚men iciyordu. Su icmesi de ayrı bir mûcize olup tonlarca su iciyor, su vucûdunda kayboluyordu. Suyu icip bitirince, su cıkan yerde oturuyordu. İmĂ‚n edenler, ondan bir kabiliye yetecek kadar bol sut sağıyorlar, sutten iceyor ve yiyecekler yapıyorlardı. Boylece inananların imĂ‚nı kuvvetlenir, inkĂ‚rcıların kinleri artardı. Bu mûcize karşısında Ă‚ciz kalan Semûd kavmi deveyi oldurmeyi plĂ‚nlıyordu. Nitekim, SĂ‚lih aleyhisselĂ‚mın nasihat edip, imĂ‚n etmeye cağırdığı bir sırada, onlar, su icmekte olan deveyi gostererek; ''GuyĂ‚ şu deveyi oldursek biz helĂ‚k olacakmışız! Onu oldurelim de gor!'' dediler. NihĂ‚yet ceşitli plĂ‚nlar kurarak deveyi oldurduler. Sonra da SĂ‚lih aleyhisselĂ‚ma; ''İşte deveyi oldurduk. Eğer sozledişin gibi bir peygambersen sozlediğin azĂ‚bı getir.'' dediler. SĂ‚lih aleyhisselĂ‚m bu azgın kavme şefkat ve merhĂ‚metle nasihat edip; ''Ey kavmim! Nedir bu yaptığınız? Sizin icin bir imtihan vesilesi olan deveyi de oldurdunuz. İnkĂ‚rda ve gunĂ‚hkarlıkta ısrar ettiniz. Buna rağmen tovbe kapısı acıktır. Neden azĂ‚bın gelmesini istiyorsunuz, tovbe ediniz!'' dedi. Bu son dĂ‚vete de sert cevaplar veren Semûd kavmi, SĂ‚lih aleyhisselĂ‚mı, Ă‚ilesini ve imĂ‚n edenleride oldurmeyi plĂ‚nlamaya başladılar.
SĂ‚lih aleyhisselĂ‚m bu azgın kavme şoyle dedi: ''Yurdunuzda uc gun daha kalın, birinci gun yuzunuz sararacak, ikici gun kızaracak, ucuncu gun siyahlaşacak, dorduncu gun ise uzerinize azĂ‚b gelerek sizi helĂ‚k edecektir!'' SĂ‚lih aleyhisselĂ‚mın soylediği bu gunler gelip cattı. Bu sırada Semûd kavmi SĂ‚lih aleyhisselĂ‚mı ve inananları oldurme teşebbusune giriştiler. Onlar harekete gecmeden, CebrĂ‚il aleyhisselĂ‚m gelip, durumu SĂ‚lih aleyhisselĂ‚ma bildirdi. SĂ‚lih aleyhisselĂ‚m da imĂ‚n edenlerle birlikte oradan uzaklaşıp gitti. Birinci gunde bĂ‚zı hĂ‚ller zuhûr etti. Devenin bastığı yerlerde kanfışkırdığı, ağacların yapraklarının kızardığı, kuyu suyunun kan renginde ve insanların yuzlerinin sapsarı olduğu goruldu.İkinci gun de Semûdluların yuzleri kana boyanmış gibi kıpkırmızı oldu. Bu belirtileri goren Semûdlular azĂ‚bın geleceğini kanĂ‚at getirip feryĂ‚t ettiler. Yuzlerinin siyahlaştığı ucuncu gun, evini sarıp hucum ettikleri SĂ‚lih aleyhisselĂ‚mın, şehirden cıkıp gittiğini anladılar. O gun, gece yarısından sonra, sabaha karşı şiddetli bir sarsıntı ve dağlardan fışkıran ateş ile Semûd kavminin yurdu altust oldu. Sayhanın (sarsıntının) şiddetinden hepsinin odleri patladı. Hepsi helĂ‚k olup gittiler. Bundan sonra da yurtları hic mĂ‚mur edilmedi. Sanki hic insan yaşamamış bir yer hĂ‚lini aldı. Semûd kavmi helĂ‚k edildikten sonra SĂ‚lih aleyhisselĂ‚m, imĂ‚n edenlerle birlikte gelip, yerle bir edilen şehre ibretle bakarak; ''Ey kavmim! Sizden hicbir ucret istemeden, sizi sĂ‚dece Allahu teĂ‚lĂ‚ imĂ‚n etmeye dĂ‚vet ettim ve bunu size nice nasihatlar yaptım. Fakat siz dinlemediniz. Sonra bu azĂ‚ba uğradınız!'' dedi.SĂ‚lih aleyhisselĂ‚m, kavminin helĂ‚kinden sonra kendisine imĂ‚n edenlerle birlikte Mekke'ye veya Şam taraflarına gitti. Remle kasabasına yerleşti. Hadramût tarafına gittiğine dĂ‚ir rivĂ‚yetler de vardır. Kur'Ă‚n-ı kerimin değişik Ă‚yet-i kerimelerinde SĂ‚lih aleyhisselĂ‚mdan ve kavminden bahsedilmekte olup, Semûd kavminin helĂ‚k edilişi meĂ‚len şoyle bildirilmektedir. Semûd kavmine gelince: Biz onlara doğru yolu gosterdik de onlar, korluğu (cĂ‚hillik ve sapıklığı) hidĂ‚yete tercih ettiler. Bunun uzerine onları, kazandıkları (işledikleri) gunĂ‚h yuzunden şiddetli azap yıldırımı yakalayıverdi. İmĂ‚n edip de azĂ‚bımızdan korkanları ise kurtardık. (Fussilet sûresi: 17- 18)
MÛCİZELERİ:
1- Kayadan deve cıkartması. 2- SĂ‚lih aleyhisselĂ‚mın kavminin bulundukları yerde hamt denilen meyvesiz ağaclardan başka ağac yoktu. ''Hak peygambersen, bu ağaclar meyve versin!'' diye kendisine mûcize teklifinde bulundular. SĂ‚lih aleyhisselĂ‚m duĂ‚ edince, bu ağacların hepsi ceşit ceşit meyveler verdi. 3- SĂ‚lih aleyhisselĂ‚mın duĂ‚sı bereketiyle buyuk taştan su cıkmıştır. 4- SĂ‚lih aleyhisselĂ‚mın cadırına ateş tesir etmemiştir. Şoyle ki, kavmi koyuncu idi. Senenin bĂ‚zı aylarını sahralarda, yaylalarda cadır kurarak gecirirlerdi. İmĂ‚n etmeyenlerden biri, gizlice SĂ‚lih aleyhisselĂ‚mın cadırını ateşe verince, cadır yanmağa başladı. Bunun uzerine kavminden kĂ‚fir olanlar; ''Hak peygamber isen, cadırındaki yangını sondur!'' diye alay etmeye, eğlenmeye başladılar. Hazret-i SĂ‚lih, yangının sonmesi icin duĂ‚ edince, kendi cadırı kurtulup, ateş kĂ‚firlerin cadırlarına gecti ve hicbir cadır kalmayıp, icindeki eşyĂ‚larla berĂ‚ber, yanıp kul oldu.
SÂlİh AleyhİsselÂm
Peygamberler, Evliyalar ve Sahabeler0 Mesaj
●45 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Eđitim Forumlarý
- Ýslami Bilgiler
- Peygamberler, Evliyalar ve Sahabeler
- SÂlİh AleyhİsselÂm