Mesela:
Artık yarışmaların suyu cıktı!
Şarkı sozlerini unutan adaylar
birinci secilir oldu!
Taklitciyi birinci yaptılar!
(Taklit, ancak Barış’la Cem’i hatırlatır.
Onlar gibi olunamaz!)
Şirret davrananlar
birincilik odullerine kondu!
Adam kabadayı gibi tavır takındı,
haftalarca birinci oldu!
Kadın suluk gibi yapışkan davrandı,
birinciliği kaptı!
Kavga edenler daha cok oy aldı!
Sivri konuşanlar,
parsayı topladı!
Kendini beğenmişlere
oy yağdı!

Kibarlık prim yapmadı!
Eğitimli olanlar yabana atıldı!
Bilgili olana cok konuşuyor dediler!
Az konuşanı pasif ilan ettiler!
Gercek goz yaşlarını
sahteleriyle karıştırdılar!
Dedikodudan uzak olanların oyları,
yerlerde surundu!
Adam gibi adamlar vaktinden erken elendi!
Efendi gibi kadınlara, kızlara oy yollanmadı!
Sessizler ezildi!

Kararını vermiş olanların aklı karıştırıldı!
O buna, bu şuna nerdeyse peşkeş cekildi!
Kalplerdeki aşk ruzgarları yerine,
paralar, arabalar, evler akıllara yerleşti!
Gercek duyguların yerini,
gostermelik iltifatlar,
sahte sevgi sozcukleri aldı!

İş yapana, yemek pişirene
“her şeye el koydu” dendi!
Hicbir iş yapmayanla
“hazırcı” diye kavga edildi!
Gercek sevgi ile carpan kalpler
birbirini bulduğunda,
“oy toplamak icin” dendi!
Gostermelik sevdalarsa,
goklere cıkarıldı!

Suluk gibi adama yapıştı,
“işte aşk bu” dediler!
Kendini methedip durdu,
“acık sozlu” oluverdi!
Adamın “erkeğin kokar” dediği
ayaklarını yıkamaya kalktı,
“Aferin! İşte kadın bu” dendi!
Onune gelen eşyayı tekmeledi,
“ağır abi” oldu!
Kendilerine yardımcı olanların bile
arkasından konuştular,
oyları arttı!

Bu ne iştir???
Birileri bana adeta
“yeniden yazılan”
bu kuralları anlatsın!!!

Bence TV'ler insanı eğlendirirken
aynı zamanda da eğiten bir icattır.
Aynı bir zamanlar sevgili Barış’ın
(rahmetli demeye dilim varmıyor)
programında olduğu gibi...
Daha doğrusu benim ve
benim gibi duşunenler icin bu boyledir.

Allahaşkınıza biriniz bana soyleyin
TV’ler son yıllarda,
ozellikle de son zamanlarda
bizlere ne veriyor???

Coşkun’un (Aral) o guzelim “Haberci” programı
taaa gece yarılarından sonra yayınlandı.
Yıllarca kucucuk tekneleriyle
dunyayı dolaşan karı koca Atasoy’ların
yolculukları boyunca cektikleri
harika goruntuleri ve bilgileri iceren
“Uzaklar” adlı program neredeyse
sabahın seherinde yayınlandı.
Sevgili Tayfun’un (Talipoğlu) Turkiye gerceklerini
ayağımıza kadar getirip,
gormek istemeyenlerin gozlerinin bebeğine soktuğu
goruntulerin yer aldığı “Bam Teli”ne
ancak gece yarısından sonra yer verildi.
Tiyatrolardan, opera ve baleden, sergilerden
haberler veren “Alkışlar” programı ne yazık ki
ancak gecenin cok gec saatlerinde yer bulabildi.

Ozel kanallarda hic bir klasik konser ya da opera
veya bir bale eseri izleyebildiniz mi???
Bu tarz programları sevenlerin imdadına
neyse ki TRT-2 yetişir.(Teşekkur...)
TV-8’de caz programı var. (Yaşasın...)
CNN-TURK’de de sanat haberi dolu
harika bir “Afiş” programı var (Alkış...)

AMAAAA....
Bir ikisi haric, hemen her kanalda
maaşallah “ET”ler kaynıyor!!!
ET!!! ET!!! ET!!!
Meme!!! Meme!!! Meme!!!
Popo!!! Popo!!! Popo!!!
Sanki mayolu insanları ilk kez goruyoruz da
birileri bize “mayo nedir?”, “ne işe yarar”
gorsel olarak oğretiyor!!!

Bunlardan bol ne var?!?!?
Var vaaarrr!!!

Geceler boyu bitip tukenmeyen,
adları, oyuncuları, konuları
birbirine karışan dizi furyası vaaar!!!
Yalvaran kadınların, ağlaşan erkeklerin,
onları kızıştıran sunucuların programları vaaar!
Sabahın korunde gece elbiseleri giyen
suslu, boyalı hatunların programları vaaar!
Sonra KAN vaaar!!!
Silahlar vaaar!!!
Vahşet ya da laubalilik vaaar!!!

Sonra guzel konuşmak, kibar, saygılı olmak
artık neredeyse coook uzaklarda kaldı...
Programlarda ille de hafiften
argo “takılınacak”!!!
“Oha olunacak”!!!
“Yapıyon, ediyon”
şeklinde konuşulacak!!!
Hatta bazen konuk olan şakayla karışık
“azarlanacak”!!!
Ancak boyle alkış toplayıp,
“reyting” alınacak!!!

İnanamıyorum......
Biz Ataturk’un
“damarlar”da ki “ASİL kan”dan bahsettiği
aynı toplum muyuz???
Asaletimiz nerede???
Dağa mı kactı???
Dağ ne oldu???
Yandı... bitti... kul mu oldu???

__________________