gebelikte namaz hamilelikde namaz namazın affı varmı gebelik ve hamilelikte namazın faydaları
Namazı hic kılmayan veya sık sık kacıran insanlar, bircok bahane uydururlar. Namaza engel gosterilen hicbir şeye “mÂzeret” gozuyle bile bakmadığım icin, ısrarla “bahane” kelimesini kullanıyorum. Cunku, namazın mazereti ancak olum riski, koma hÂli ve bayılma gibi aşılamayacak engeller olabilir. Bunun dışında bizim nefsimizin gosterdiği engeller, cok basit ve kolayca aşılabilecek bahanelerden başka bir şey değildir. Şimdi bu bahaneleri tek tek işleyerek curuteceğiz.
1. Onemini bilmemek
Namaz kılmamanın en buyuk sebebi, onemini bilmemektir. Namazın ne buyuk bir ehemmiyet ve kıymet taşıdığını bilmeyen nice Musluman, “İşin var, sonra kılarsın”, “Neyse sonra kaza edersin” gibi cumleler kullanırlar.
Oysa namaz o kadar onemlidir ki, insanın yaratılış sebebinin en buyuğu budur.
Duşunun bir kere: Rabbimiz Kur’an’da meÂlen, “Ben cinleri ve insanları, ancak Bana ibadet etsinler diye yarattım” buyuruyor. (ZÂriyÂt Sûresi: 56)
Daha otesi var mı?
Hem Rabbimiz, hem Peygamberimiz (a.s.m.), en buyuk ibadetin namaz olduğunu belirtiyorlar. Bu kadar acık gercek ortada iken farklı bir şey duşunmek mumkun mu?
Bizim ve her şeyin yaratıcısı, bizi dirilten ve olduren, ahirette bizi hesaba cekerek sonsuz bir mukÂfat veya azap verecek olan Allah, cok acık ve net bir şekilde, bizi ibadet ve namaz icin yarattığını buyuruyor, ısrarla namazı emrediyor. Bizim farklı bahanelerle namazı terk etmemiz, kendi kendimizi aldatmak ve başımızı kuma sokmak olmuyor mu?
Evet, icinde bulunduğumuz gafletten uyanalım. Namazı vaktinde, hic kacırmadan, ezan okunur okunmaz, dosdoğru ve hakkını vererek kılalım. Eğer hemen uyanmazsak, bilelim ki, Cehennemde uyanmak cok gec olacaktır.
2. “Allah Gafûr ve Rahîm’dir, affeder” duşuncesi
Namaz kılmayan insanlardan bazıları ve en başta nefsimiz, “Canım ne olacak, Allah affeder” der. Namazı terk eden nice insan, Rabbimizin af ve mağfiretinin sonsuz olduğunu, Onun her şeyi affedeceğini soyler. Oysa bu, şeytanın bir tuzağıdır.
Elbette Rabbimiz şirkin dışında butun gunahları affeder. Ama nasıl?
Şu ayet meali bizi bu konuda daima uyanık tutmalıdır:
“Ey insanlar! Rabbinizin emir ve yasaklarına karşı gelmekten sakının. Ve oyle bir gunden korkun ki, ne babanın evlÂdına, ne evlÂdın babasına hicbir faydası olmaz. Allah’ın vaadi şuphesiz haktır; sakın dunya hayatı sizi aldatmasın. O cok aldatıcı şeytan da, Allah’ın azabını unutturup sadece affına guvendirerek sizi isyana suruklemesin.” (Lokman Suresi: 33)
Son cumle apacık bir şekilde “Nasıl olsa Allah affeder” diyerek, namaza karşı ilgisiz olmanın yanlışlığını ortaya koyuyor.
“Gafûr ve Rahîm” olduğu icin namaz konusundaki ihmalimizden dolayı bizi affedeceğini umduğumuz Rabbimiz, acıkca bu konuda bizi uyarıyor, aldanmamızı istemiyor.
Biz şimdi, Rabbimizi Kendisinden daha mı iyi tanıyoruz ki, “Affeder, affeder” diye namazı terk ediyoruz? Sanki, “Allah her ne kadar Kur’an’da 70 defa namazı emrediyorsa da, merak etmeyin O merhametlidir, affeder” diyoruz.
Oncelikle şu gerceği unutmayın: Rabbimizin merhametine ve affına guvenerek gunah işlenmez. Ancak gafletle gunah işlenmiş, ama sonunda pişmanlık duyulup af dilenmişse, o başka. Şu uyarıya dikkat edin:
“Allah katında makbul olan tevbe, o kimsenin tevbesidir ki, onlar bilmeyerek kotuluk işlerler de, cok gecmeden pişman olup tevbe ederler. İşte onların tevbesini Allah kabul eder. ” (NisÂ: 17)
Demek ki, tevbenin kabul olabilmesi icin gunahın “bilmeyerek” işlenmesi ve cok gecmeden pişman olunması gerekir. Oysa namazını kılmayan nice insan, hem bile bile bu gunahı işliyor, hem de hic pişman olmadan her gun aynı gunahı işlemeye devam ediyor.
Evet, Rabbimizin guzel isimleri icinde en fazla olan, “şefkat, af ve merhamet” manasını taşıyanlardır. Rahmetinin, gazabını gectiğini belirten de Odur. Kendisine ortak koşmaktan başka her şeyi affedeceğini de belirtmiştir.
O kadar ki, omrunde bir namaz bile kılmadan affettiği ve Cennete koyacağı insanlar vardır. Ama, butun omrunu namazla gecirdiği halde ayağı kayıp Cehenneme yuvarlananlar da bulunmaktadır.
Gafletle gunahı işleyip, sonradan ayılan, kendine gelen, şuurlanan bir insan, “Ben ne yaptım, ne buyuk hata işledim” diye sarsılır, ciddi bir pişmanlık duyar ve affedilmesi icin yalvarırsa, Rabbimiz affedebilir.
Dikkat edin: “Affedebilir” diyoruz. Cunku, Allah’ın af ve mağfireti hic kimsenin ipoteği altında değildir. Hic kimse Ona ait bir yetki hakkında fikir yurutemez, Onu etkileyemez.
Ve en buyuk gunahlardan birisi, “Allah bana azap etmez” duşuncesi, bir başkası, “Ben nasıl olsa Cennetliğim” anlayışıdır.
Tabiî, “Allah beni affetmez”, “Allah beni Cennetine sokmaz”, “Ben kesinlikle Cehennemliğim” gibi duşunceler de yanlıştır.
Cunku, Allah’ın ikramı, ihsanı, affı, bağışı, adaleti hic kimsenin etkisi altında değildir. Rabbimiz, her hususta olduğu gibi, butun fiillerinde de tek, bağımsız ve sorumsuzdur.
Bunun icin diyoruz ki, bırakın gunah işlemeden once, samimiyetten uzak ve celişki icinde, “Allah affeder” diye duşunmek; gunahtan sonra icten ve yurekten tevbe ve istiğfar etsek bile neticeyi bilemeyiz. Ne, “Affedildik” dememiz, ne de, “Affedilmedik” diye duşunmemiz doğrudur. Olunceye kadar affını umit eder, azabından
namazı hic kılmayan veya sık sık kacıran insanlar!!!
Dini Bilgiler0 Mesaj
●32 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Eğitim Öğretim Genel Konular - Sorular
- Dini Bilgiler
- namazı hic kılmayan veya sık sık kacıran insanlar!!!