

Bir arkadaşımın anlattıklarını yazıyorum;
"Yıllarca memuriyet yaptım. Dindardım. Beni beğenenler de vardı, beğenmeyenler de. Adına ister tayin deyin, ister surgun. Diyar diyar dolaştırıldım. Hicbir tayinden şikÂyet etmedim. Eşyam azdı. Eskiciden kucuk bir buzdolabı almıştım. Gardırobum, bufem ve koltuklarım yoktu. Tayinim cıkınca evimi taşımak kolay oluyordu. Yol harcırahından da para artırırdım."
Şimdiki memurların "tayinim cıkacak" diye odleri kopuyor. İnsanlar taşınacakları zaman telaşa duşuyor. Evi taşımaya on tonluk kamyon yetmiyor! Koltuklar cizilecek, bufenin camları kırılacak... Daha kotusu gittikleri ev de en az uc-dort odalı olacak, odalar da geniş olacak ki eşyalar sığsın.
İstekler buyuk, maaş kucuk...
Her eşyanın uzerine sanki "ihtiyac" etiketi yapıştırılmış. Bunun icin borc para alıyorlar veya taksitle eşya topluyorlar. Bu sefer borclar odenmiyor.
Ben evlendiğim zaman bulaşık makinem, bufem, mobilyam yoktu. Hanım, haliyle kızıyordu. Ben de diyordum ki: "Hanım, eşya icin borclanamam! Boyle daha rahat yaşarız. Biraz zaman gecsin, para biriktirir peşin alırız." Para biriktirdik oyle aldık. Bufem hÂl yok.
Şimdi yazıyı okuyan gencler diyecekler ki: "Hocam boyle kız bu zamanda nerede?"
Umitsizliğe kapılmayın. Allah her turlu insan yaratmıştır. KanaatkÂr kızlar da cok. Olur, hepsi olur. Yeter ki sabredilsin.
Genclere tavsiyem, guzelliğe bakmasınlar. Evlenilecek kişide dindarlığa baksınlar.
Daima yukseğe, daima guzele, daima iyiye sevk edilmesi lazım gelen Musluman'a, ibtidÂi orman hayatı yaşatılması isteniyor!
Sohbetlerde, derslerde, yazılarda buyuk hedefler gosteriliyor; Allah rızası, ebedi saadet, Peygamberimiz'in şefaati, hizmet, himmet vesaire...
Fiili hayatta hedefler kuculuyor; ev, mobilya, halı, koltuk, araba, cocukların ceyizi...
Sonra da diyor ki: "Ben, cennete gitmek istiyorum." PekÂlÂ, ne guzel. Gidiyor iki milyar verip eşya alıyor, yirmi lira da sadaka veriyor. Niye? Eşyadan sadakaya para kalmadı. Halbuki cennet ucuz değil!
Eşyaya itibar, camilerde de kendini gosteriyor. İlim ad-----, fakirlere yeteri kadar para vermeyenler, camilere milyonları yatırıyor. Kubbeli, suslu, cinili camiler. Camiler suslu, cemaat sussuz! Kur'an bilmiyor, hadislere bakmıyor, tefsir okumuyor, namaz surelerinin manasından haberi yok cemaatin...
Bu, kıyamet alametidir.
Talebe okutmayan, Kur'an kursu yaptırmayan, kolej yaptırmayan, dershaneye yardım etmeyen cemaat, camilere milyonları yatırıyor.
Şimdi cemaat yetiştirme zamanıdır. İnsana yatırım yapma zamanıdır.
Bir burs, insana yatırım yapmak icin kÂfidir. Cok yuksek rakamlarda değil, normal miktarlarda burs versek, o cocuk doktor olur, alim olur, devlete millete hizmet eder.
Biz bu dunyaya mal biriktirmek icin gelmedik!
Elimizdeki malın, eşyanın hakkını veriyor muyuz? Zekatını veriyor muyuz? Yoksa sadece onlara bekcilik mi yapıyoruz?