Eline aldığı kuru bir hurma dalına dayanarak Resûlullah’ın kapısına kadar gelmiş olan yaşlı bir kadın, iceri girmek arzusunu izhar etmesi uzerine;
– YÂ ResûlÂllah, kim olduğunu bilmediğimiz bir ihtiyare kadın, zÂtınızı gormek istiyor,” dediler.

Resûl-i Ekrem Hazretleri:

– Musaade edin, gelsin,” buyurdular.

İhtiyarlıktan Âdeta rukû eder halde duran kadın, hurma dalından edindiği asÂsına dayana dayana Resûlullah’ın kapısından iceri girdi, bir-iki adım ilerledikten sonra, kendisini tanıyan Resûlullah hemen ayağa kalktılar; altlarındaki ici hurma lifi dolu minderlerini gostererek oturmasını istediler.

Resûlullah’ın bu kadına gosterdiği hurmet ve alÂka, orada hazır bulunan Hazret-i Omer’in dikkatini cekti; hatt kim olduğunu merak ettiği bu ihtiyareye gosterilen bu ikramı, biraz da fazla gibi bulduğu icindir ki, ihtiyare kalkıp gittikten sonra: – Y ResûlÂllah, bu kadın kimdi ki, kendisine ayağa kalkacak kadar hurmet ettiniz, minderinizi verecek kadar alÂka gosteriniz?” dedi.

Resûlullah’ın cevabı tek cumleden ibaretti:

– Bu kadın, bizim Hatîce’nin dostlarındandı!”

Burada aklımıza şoyle bir sual geliyor:

– Resûlullah Hazretleri, senelerce evvel vefat etmiş olan Hatice Validemize, neden bu kadar alÂk duyuyordu ki, O’nun dostlarına bile ayağa kalkıyor, minderlerini vermek kadirşinÂslığında bulunuyorlardı? Hatîce Validemizin kendisini bu derece sevdiren hususiyeti ne idi?

Bu sualin cevabını da, Hazret-i Âişe Validemizin hazır bulunduğu bir mecliste cereyan eden şu hatırada bulmak mumkundur. Fahr-i KÂinat Efendimiz, bir aile sohbetinde, Hazret-i Hatîce Validemizi uzun uzun yÂdetmiş; bazı hatıraları yeniden anlatarak, gecmiş gunlerini dile getirmişti.

Hazret-i Âişe Validemiz:

– YÂ ResûlÂllah, senelerce evvel olup gitmiş olan bir yaşlı kadını, bu kadar hatırlayıp yÂdetmekte ne fayda var? Allahu ZulcelÂl, size, O’ndan daha genc ve guzelini ihsan etmiş; ağzında dişi bile kalmamış bir ihtiyare yerine daha gencini vermiştir,” dedi. Âişe Validemizin bu sozlerine karşı Resûlullah Hazretleri’nin, Hz. Hatîce Validemizi nicin unutmadığını bildiren şu cevaplarını, dikkat ve ibretle okumaktayız:

– YÂ Âişe! Seneler gectiği halde Hatîce’yi unutmayışım, O’nun dış guzelliğinden değildir.

Herkes beni red ve inkÂr ettiği zaman, Hatîce bana inandı ve tasdik etti.

Etrafımdakiler bana, yalancısın, dediği zaman; Hatîce bana, doğru soyluyorsun, asla cekinme, dedi.

İnsanlar benden bir pulu esirgediği zaman, Hatîce, butun servetini onume surerek bunların hepsi emrindedir, istediğin kadar harcayabilirsin, dedi.

Dunyada yalnız kaldığım gunlerde, Hatîce, benden asla geri kalmadı; bunların hepsi gecicidir, uzulme, ileride bu guclukleri kolaylıklar takip edecektir, dedi.

İşte ben, Hatîce’yi, bu fedakÂrlıkları icin unutmuyorum!”

Hz. Hatîce’yi seneler gectiği halde unutturmayan meziyetleri, Resûlullah nezdinde, kadın arkadaşına oturduğu minderini verdirecek kadar kazanmış olduğu itibar ve kıymeti; hanımların dikkatlerini cekmelidir.

Mu’mine hanımlar, İslÂm dÂvası uğrunda fedakÂrca calışan kocalarına engel olmamalı. Hatîce annemiz gibi, butun kuvvet ve imkÂnlarıyla dÂva uğrunda calışan beylerini takviye ile yardımcı olmalıdırlar.