Sadi Bey'in bugun gozume takılan bi yazısı sizlerle paylaşmak istedim


TSK''yı "Gumbur Gumbur" Dışlama Zirvesi mi?


Başbakan Erdoğan, terorle mucadele konusunda "ortak toplumsal irade" oluşturmak istiyormuş. Bunun icin de, devletle teror orgutunu aynı kefeye koyan, ulkede bolucu teror değil de, sanki savaş varmış gibi "barış" isteyen aydınlarla(!) goruşecekmiş.

Daha once de Yardımcısı Gul, "İnsan Hakları Vakfı, İHD, Mazlum-Der, Uluslararası Af Orgutu, Helsinki Yurttaşlar Derneğine" randevu verip, 2 saat tek tek dinlemiş, not almıştı. Ardından reformlar sayesinde "Turkiye''nin artık 2 sene onceki Turkiye olmadığını ama daha yapılacak cok iş olduğunu" acıklayıp, kendisine anlattıklarını, "gidip belli başlı gazete ve tv''lere de anlatmalarını" tavsiye etmişti. Millet ve devletle meselesi olan bu orgutlerin, "Kurt sorununun" cozumune yonelik "gayretlerini" Erdoğan da "samimi" bulduğundan, huzura kabulu uygun gordu.

İKTİDAR NE İSTENDİĞİNİ BİLMİYOR MU?

PKK''ya "teror orgutu", cinayetlerine "teror" demeyenlerle "ortak toplumsal irade" oluşturulamayacağına gore, bu zirvenin onunu-arkasını iyi gormek gerekiyor.
Kendisinin yeşerttiği "bolucu terorun" adını "Kurt sorunu" diye koyan AB, şimdilerde aynı şablonu icerideki uzantılarına kullandırıp, isteklerini onlara soyletmiyor mu?..Askeri değil sivil cozum, silahlarını bırakmış Kurt gucleriyle uzlaşma, şartsız ve ayırımsız genel af, siyasi surece sokulmaları…İfade ozgurluğune ve DEHAP benzeri demokratik siyasi partileri kurma hakkına saygı gosterilmesi…Koye donuşler icin planlar oluşturulması, korucuların silahsızlandırılıp, koruculuk sisteminin kaldırılması…Guneydoğu''yu bir bolge olarak ekonomik anlamda kalkındırmak icin butunleştirilmiş bir bolgesel kalkınma kavramının geliştirilmesi.
Tum bunların tek anlamı, Guneydoğu Anadolu''da ırk esasına dayalı siyasi bir yapılanmadır.
Aslında "aydınlar zirvesini" hazırlayan da AB''dir. Daha 6 Ekim''de, hukumetin, "bağımsız insan hakları kuruluşları" ile yakın işbirliği icinde calışmasını istedi. Başbakan Erdoğan, "aydınların" da bunları istediğini bildiğine gore, acaba neyin peşinde olabilir? Bakalım, bir taşla kac kuş vurulacak:

Hatırlanacağı gibi AB 6 Ekim''de, milli guvenlik siyasetimizi "TSK''nın değil, sivil otorite ve sivil toplum orgutlerinin" belirlemesini istemişti. Bunun uzerine Erdoğan, sanki kendi fikriymiş gibi, "siyaset belirlemede daha bağımsız hareket etme" gerekcesiyle, MGK Genel Sekreterliği''ne Milli Guvenlik Siyaset Belgesi''ni hukumetin hazırlayacağını bildirmişti. MGK''nın da, Genelkurmay Başkanlığı''ndan sadece dış guvenlik konusunda goruş istemesi cok dikkat cekmişti. Nitekim Haziran toplantısında, anlaşma sağlanamamış ve belgenin goruşulmesi ertelenmişti. Yine hatırlanacağı gibi Erdoğan, teroristbaşının yeniden yargılanması icin, medyadan "gumbur gumbur destek" istemişti.
Anlaşılan Erdoğan, bu zirve ile malum cevrelerin desteğini alıp, 23 Ağustos''taki MGK oncesi elini guclendirerek, TSK''yı ic guvenlikten "gumbur gumbur" dışlamanın hazırlığını yapıyor. Boylece 3 Ekim oncesi AB''ye, "Kurt gucleriyle uzlaşmada" adım atıldığı, milli guvenlik siyasetinin artık sivil toplum kuruluşlarıyla belirlendiği mesajı verilecek. Bu vesileyle yine AB''nin isteği uzere, TSK''nın, Milli Guvenlik Siyaset Belgesi''nde, Ruhban Okulu''nun acılmaması ve Yunanistan''ın Ege''de sınırlarını 12 mile cıkarmasının savaş sebebi sayılması kararlarının yer alması talebine daha guclu bir şekilde karşı cıkılacak.

Ozetle bugun yapılacak goruşme, sadece PKK konusunda değil, ulkenin guvenlik politikalarında da topyekun bir değişikliğin, Turkiye''nin AB''nin belirlediği rotaya sokuluşunun habercisidir.

Bu rota, AB''nin somurgeci cıkarlarına gore belirlediği guvenlik ve dış politikasına harfiyen uymamızdır ki, Turkiye''nin, komşularıyla ilişkilerinden enerji ve su kaynaklarının kullanımına, Ortadoğu''dan Kafkaslar''a AB''ye peşin peşin teslim olmasıdır.

Zirvenin, "gorunurdeki amacına" dair hemen cok yakın vadede ortaya cıkması beklenen sonuclara gelince; Oncelikle bu goruşme, başka goruşmelerin on hazırlığıdır ve muhtemelen arkasından iş, PKK''nın siyasi uzantıları ile "diyalog grubu" oluşturulmasına vardırılacaktır. AB yine daha 6 Ekim''de, Turkiye ile ilişkilerinde, hem ulkemizdeki "Kurt azınlığı" hem Avrupa''daki Kurt diasporası ile bolge Kurtlerini dikkate alacağını acıklamıştı. Artık "Kurt Milleti, Kurt aydını" yaratıldığına gore bakarsınız, şayet başlarsa 3 Ekim muzakere heyetine AB''ye "jest" icin bir de "Kurt temsilci" dahil edilir.

Ulkenin uniter yapısını hedef alan somurgeciler ve onların uzantılarının bugune kadar yaptıkları da, Turkiye''yi nereye goturmek istedikleri de ayan-beyan ortadadır. Evet terorle mucadelede "ortak toplumsal irade" cok onemlidir. Ancak bunun icin başvurulacak adres, terorun musebbipleri ve hamileri değil, Turk Milleti''dir, şehit aileleridir. Turk Milleti ise iradesini, teroristbaşının idamından "ana dillerde yayın-oğretim" safsatasına, Zanagillerin serbest bırakılmasından guvenlik guclerinin calışamaz hale getirilmesinde, son olarak da şehit cenazelerinde ortaya koymuştur. Dikkate alınması gereken yegane ve en buyuk irade budur. Şuphesi ve tabii cesareti olanlar; bir referandum da bunun icin duşunsunler!..
__________________