kurşun dokmenin faydaları kurşun dokturmenin faydaları
Halkımız arasında “goz değmesi, goze gelme” diye adlandırılan bir “NAZAR” inancı vardır. Nazar isabet eden kimsenin kendisine, malına veya eşyasına bir zarar geleceğine inanılır. Bu nedenle nazarın isabetinden ve etkisinden korunmak uzere bazı tedbirlere başvurulmaktadır. Bunlar korunma ve kurtulma tedbirleri olmak uzere iki kısma ayrılır.

Korunma tedbirleri olarak cocuklara, at, dana, inek, vb. hayvanlara, ev, dukkan, otomobil gibi eşyaya nazar boncuğu, at nalı, uzerlik otundan yapılan kolyeler takılmakta bazı yorelerimizde de ozellikle cocuklara kurt, ayı, kartal, leylek gibi hayvanların diş, tırnak ve kemiklerinden yapılan nazarlıklar takılmaktadır. Boylece nazarın isabetinden korunulacağına inanılmaktadır. Ayrıca nazar muskalarının da kullanıldığı gorulmektedir. Nazar isabetinden kurtulmak icin ise, kurşun veya mum dokturulmekte, nefesi keskin (izinli denilen) hocalara okutulmaktadır.Bazı yorelerimizde de “tuz catılmakta”, “un yakılmakta” , “uzerlik otu” yakılarak dumanı ile tutsulenilmektedir.

En yaygın olan uygulama kurşun veya mum dokme adetidir. Bu iş şoyle yapılmaktadır:

Nazar isabet eden hasta (genellikle cocuklar), kurşun dokucusunun onune oturtulur. Başı bir ortu ile kapanır. Cocuğun başı uzerinde tutulan ve icinde su bulunan kaba, ocakta eritilen kurşun dokulur. Kurşun dokuldukten sonra oradakiler hep beraber;

“Kem goz catlasın

Nazar eden patlasın”

diye beddua ederler. Bazı yerlerde de yaygın olarak nazarlıkotu yakılır. Dumanı ile hasta tutsulenir. Bu esnada cabuk cabuk,

“Uzerliksin havasın

Her dertlere devasın

Ak goz, kara goz,

Mavi goz, ela goz

Hangisi nazar etmişse

Onların nazarını boz”

denilmektedir. Şu tekerleme de soylenilmektedir:

“Elemtere fiş

Kem gozlere şiş

Uzerlik catlasın

Nazar eden patlasın”(4).

Bu konuda şunu ifade etmek isterim ki, nazardan korunmak veya kurtulmak icin ceşitli nazar boncukları, diş, kemik, tırnak ve uzerlik otu gibi nesneleri takmak dinimiz acısından doğru değildir. Cunku İslÂmda fayda ve zarar Allah’ın takdiriyle tecelli eder. Bundan ayrılıp birtakım nesnelerden medet ummak yanlıştır, hurafedir. Zira Sevgili Peygamberimiz Hz. Muhammed (S.A.S), nazar boncuğu gibi birtakım nesneleri takarak, hastalıktan kurtulmaya irikad etmeyi men etmişlerdir.

Allah Elcisi şoyle buyuruyor:

“Efsun yapmak, nazar boncuğu takmak, kadınların kocalarına kendilerini sevdirmek icin sihir yapmak, ŞİRK (Allah’a ortak koşmak)tır”(5).

Ancak bir hususa değinmekte yarar goruyorum. Cunku halkımız “nazar var mıdır, varsa İslÂm’ın Bakış acışı nedir?” diye cok soru sormaktadır.

Bu konuda Peygamberimiz şoyle buyuruyorlar: “Nazar haktır (gercektir).”

“Nazar insanı mezara, deveyi kazana koyar”(6) Oyleyse “İsabet-i ayn” denilen nazar vardır ve gercektir. Peki mahiyeti ve İslÂm’a gore korunma caresi nedir? Bunu en yetkili merci olan Diyanet İşleri Başkanlığı Din İşleri Yuksek Kurulu’nun, konuya ilişkin sorulan bir soruya verdiği cevaptan oğrenelim.

“Mahiyeti ve nasıl olduğu kesin olarak bilinmemekle birlikte, nazar veya goz değmesi, yani bazı kimselerin bakışları ile bazı olumsuz etkilerin meydana gelmesi dinen de kabul edilmektedir. Nitekim Kur’an-ı Kerim’de (Kalem Sûresi, Ayet: 51-52)

“... İnkar edenler Kur’Ân’ı dinlediklerinde, neredeyse seni gozleriyle yıkıp devireceklerdi” buyrulmaktadır.

Hz. Aişe (R.A.)’nin naklettiği bir hadis-i şerifte de Hz. Peygamber (S.A.S) “Nazardan Allah’a sığının, cunku nazar (goz değmesi) haktır.” (İbn MÂce, 2/1159 Hadis No: 3508) buyurmuştur.

Resulullah (S.A.V)’ın nazar değmesine karşı, “Ayetu’l Kursr ‘ ile ihlÂs ve Muavvizeteyn (yani Felak ve

Nas) Sûrelerini okuduğu ashabına da bunları okumalarını tavsiye buyurduğu (Tecrid tercemesi, 12/90, Hadis No: 3508) buyurmuştur.

İslÂm bilginleri, nazarın etkisinden korunmak veya nazar isabet etmiş ise kurtulmak icin Kalem Sûresinin 51. ve 52. Âyetlerinin okunmasını da tavsiye etmişlerdir.

“Buyuk velilerden Hasan Basri Hazretleri, nazara karşı Kalem Sûresi’nin 51. ve 52. Âyetlerini okur ve nazardan etkilenen kimselere de okunmasını tavsiye ederdi”(7)

Bu Âyetlerle ilgili olarak “Esrar-ı Muhammediye” adlı eserde şoyle denilmiştir:

“Bu Âyet-i kerime (Kalem Sûresi 51. ve 52. Âyetleri) de nazarın def’i icindir. İster yazmak suretiyle taşınsın, ister o Âyetin okunduğu okunmuş suyla yıkanılsın veya o Âyetin okunduğu sudan icilsin hep aynıdır. Nazarın etkisinden korunmak icin tavsiye edilmiştir(8).

Kalem Sûresinde adıgecen Âyetlerin okunuşu:

“Ve in yekÂdulleziyne keferû leyuzlikûneke biebsÂ-rihim lemm semiu’z-zikre veyekûlûne innehu le-mecnun. Ve m huve ill zikrun li’l Âlemin.”

Âyetlerin anlamı: “Hakikat, o kufredenler zikri (Kur’Ân ‘ı) işittikleri zaman az kalsın seni gozleriyle yıkacaklardı. Halbuki O (Kur’Ân) Âlemler icin (ins-u cin icin)(mahzı) şereften (oğutten) başka birşey değildir” (9) (Kalem Sûresi, Âyet: 51, 52).

İnsan hoşuna giden birşeye bakarken nazarı değmemesi icin “MaaşÃ‚allah, La kuvvete ill billah” demelidir. Bu Peygamber Efendimiz’in okuduğu bir duadır.

“Nazar değmemesi icin cocuklara nazarlık veya boncuk takılması ise cahiliyet devri Âdetlerindendir. (Yani batıl Âdettir). Bu itibarla hicbir faydası olmadığı gibi, dinen de caiz değildir.

Hastalanan kimselere CenÂb-ı Hak’tan şifa umarak, Kur’Ân-ı Kerim ve şifa ile ilgili dualar okumak caizdir. Halkı kandırmak, başkalarına zarar vermek, gaibten haber vermek, falcılık ve sihir yapmak... gibi işler ise dinen haramdır. Bu tur maksatlar icin ufurukculuk yapmak dinen caiz olmadığı gibi, kanunen de suctur. Bu itibarla, sihirbazlık ve sihirle ilgili ufurukculuğu meslek ve sanat edinen ve boylece saf kimseleri kandırarak menfaat sağlayan kişilerin ilgili mercilere bildirilmesi gerekir”(10).