“Allah rahmet eylesin evladım! MekÂnı Cennet olsun. İnn lillÂhi ve inn ileyhi rÂciûn. Kemalettin Amca vefat etmiş oğlum. Osman aradı az once. Atalar’da oğle namazından sonra namazı kılınıp, Buy_yukbakkalkoy Kabristanı’na defnedilecekmiş.
Allah rahmet eylesin! Nûr yuzlu bir adamcağızdı. Sabah namazından sonra duÂda kapamış gozlerini…”

Osman’ı duşundum. Ne cok severdi dedesini. Cocuk yıkılmıştır herhalde. Abdest alıp cenazeye gitmek lazım…

Yağmur altında kılınan bir cenaze namazı, dualar ve tekbirler. “İyi bilirdik! İyi bilirdik! İyi bilirdik!” Ne guzel gercekten iyi bilinmek…

Buyukce bir kabristana girdik; mezar taşlarının arasında yuruyoruz. Her yer camur, sanki toprak bizi de almak istiyor icine. Yeni kazılmış mezarlar… Bir gun buradan tabut icinde gecmek ne kadar acı geliyor insana! Bir an icin kurtulmak istedim bu duşunceden. Hic de hoşuma gitmedi olum, soğuk ve yağmurlu bir gunde!


İmam efendi ve cemaat hazır. Cenaze kabre indirilecek! Osman, yanında inmek ve cenazeyi yerleştirmek icin birini ararken yemyeşil gozleriyle beni buldu. Daha once hic yapmadığım bir şey, ama “Hayır!” diyemedim! Beraber indik kabre. Yukardan naaşı uzattılar. Boyun ve diz kısmından şeritle bağlanmış, bembeyaz kefeniyle Kemalettin Amca! Yağmur damlaları saclarımı, gozyaşlarım yuzumu yıkarken, elimdeki o soğuk vucut sanki vucudumdaki butun kanı cekip almıştı. Hareket edemez hÂle geldim! Soğuk ve kaskatı bir ceset ellerimde! Ancak besmele cekebildim. Zor-zahmet cenazeyi yerleştirdik, dışarı cıktık. Suratle uzeri ortuldu, duÂlar edildi. Bense bir mezar taşının kenarında ağlıyordum, oleceğim ve gomuleceğim gunu duşunerek!


Omuzlarımdan tutan ellerin desteğiyle kalktım. Baktım ki Osman beni teselli etmek istiyor. “Allah! Allah!” dedim, kendi kendime ve “Dedesi vefat eden o, teselliye muhtac olan benim! Ne garip şey!” diye duşundum. Osman, o mûnis sesiyle başladı olumu anlatmaya: “Olum… Onu zahmet, arkası rahmet… Rahmet bunun neresinde mi? Âlemler Sultanı’na kavuşma kapısıdır olum. İncil’in Ahmed’i (sav), Tevrat’ın Ahyed’i (sav), Kur’Ân’ın Muhammed’i (sav) etrafında milyonlarla evliyalar olduğu hÂlde bizi bekliyor. Âhirete gocmuş, butun sevdiklerimiz bizi bekliyor. Onlara kavuşmaktır olum.’’
Gozlerim faltaşı gibi acılmıştı. Neredeyse nefes bile almadan onu dinledim. Daha sonra uzun uzun anlattı Osman’ım. Îmanı, nûru, îmandan gelen kuvveti ve huzuru…
O’ndan geldik O’na doneceğiz. Şuphesiz hukum O’nundur. Ey nûr yuzlu Kemalettin Amca! MekÂnın Cennet olsun!


O gece ruyamda Kemalettin Amca’yı gordum. O mutebessim haliyle şunları soyledi: “Olum en guzel ibrettir evladım. İbretini al, îmana sarıl! Îmanla yaşa ki akıbetin hayır olsun! Âmîn.”

Akıbetimiz hayır olsun inş
! Âmîn.