Aşk sorunlarının guc sorunlarından keskin bir şekilde ayrılması gerekir. Aşk ve varoluş muzakere edilebilir kaynaklar değildir. Bilgi ve hizmetler ya da para ve mulkiyet ise muzakere edilebilir kaynaklardır. Ote yandan aşk muzakere edilemez ve edilmemelidir de; cunku guc konuları ile beraber akıl karıştırıcı, karmaşık ve yaygın hale gelebilir. Aşk duygulara bağlıdır ve duygular paylaşılabilir ancak muzakere edilemez. Guc ise muzakere edilebilir. Başlangıcta bir bireyin diğerine olan aşkı, cifti ilişkiye goturur. İlişkinin başlangıcında bu daha cok tutku, ihtiras ve cekicilik olarak tanımlanır. Ancak ilişki devam ederse daha derin bir ilgi oluşur. Bu derin ilgi aşamasından mahremiyete yolculuk başlar. Sağlıklı bir cinsel ilişki birinin diğerine duyduğu aşka dayanan mahremiyet bağlantısından gelişir. Aşk, bağlılık ve disiplin isteyen suregelen bir cinsel ilişki gibidir. Bu aşk diğer eşin mutluluğu, gelişimi ve hayata dair ifade edilen kaygılarıdır. Değer verme, anlayış ve kendini ifade etme varoluşun temel oğelerindendir. Bize gore varoluş sorunları ve mahremiyet aşkın temel yonlerinden ikisidir. Sıradaki vaka aşkta bağlanma, disiplin ve varoluş sorunlarını aydınlatmaya yardımcı olacaktır. Bay M karısı ile beraber terapiye geldiğinde kırklı yaşlarındaydı ve surekli tartışmaktan ve erken boşalmadan şikayetciydi. Ancak ikisi de bana birbirlerine duydukları aşkı acıkca ifade ettiler. Cift 3 yıldır evliydi. Karısının ikinci evliliğiyken Bay M icin ilkti. Karısının evlilik oncesi doğurduğu iki cocuğuyla karısının evinde yaşıyorlardı ve Bay M'de evin giderlerine kucuk bir miktar katkıda bulunuyordu. Bay M'nin aşk anlayışı o kişiyle ilgilenmek anlamına geliyordu. Ancak kendi gecmiş deneyimleri; coğu zaman depresif ve paranoyak, olarak tanımladığı annesinin verdikleriyle sınırlıydı. Bay M'nin psikoterapi grubundaki ucuncu yılında şu sorun gercekleşti. Karısı Avrupa seyahatinden donduğunde hediye olarak altın bir evlilik yuzuğu getirmişti. Bu noktaya kadar Bay M'nin bir evlilik yuzuğu yoktu. Hediyeyi aldığında karısına teşekkur etse de yuzuğu takmadı. Yuzukle ne yapacağını bilmediği icin bir kriz yaşamaya başladı. Grupla bu konuyu tartıştığı zaman Bay M'ye yuzuğu takmamanın sembolik olarak karısına sevgisini ve bağlılığını ifade etmeyi reddetmek manasına geldiği soylendi. Ayrıca bankada karısının bilmediği bir hesabı olduğunu ve birlikte bir ev almak istemediğini de acıkladı. Bay M, karısına bağlılık ve disiplin konusunda eksiklik cektiğini gordu ve bu yonuyle yuzleşti. Bir sonraki yılda Bay M, evlilik yuzuğunu takmaya başladı, beraber ev aldılar ve ortak bir banka hesabı actılar. Bay M, gruba bir gun ciftlikte yururken bir atın citten atlayıp onun yoluna cıktığını ve o anda karısının guvenliğini sağlamak icin hic bir şey yapmadığını fark ettiğini anlattı. Sucluluk ve utanc hissetti. Bizde bunu tartışarak karısına olan aşkı ve kendi istekleri arasındaki catışmaya dikkat cektik ve terapi devam etti. Bu vaka bize gecmişinde derin ilgi gormeyen bir kişinin mahremiyete yolculuğunda sıkıntılar yaşayabileceğini gostermesi acısından onemli olmuştur.

[h=2]Ankara Psikoloji uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]