lkemizde, ozellikle kriz donemlerinde, kurtuluş receteleri gundeme getirilmektedir. Bunlardan birisi de bor mineralleri hakkında ortaya atılmıştır. Bu yazıda ortaya konulanlar, spekulasyonlardan bir adım oteye gecme duşuncesi ile hareket edilerek, borun hemen işletilip kullanıma sokulabilecek gozumuzun onundeki ama nedense bir turlu goremediğimiz bir deva mı olduğu; yoksa kullanım alanlarının tespit edilip dunya pazarında nerede olduğumuz ve talepler goz onune alınarak hangi oranlarda cıkartılıp işletilebileceğinin belirlenmesi ile getirisini gorebileceğimiz bir mineral mi olduğuna dair daha temelli bir bakış acısı yakalayabilmektir. Bunlardan once, bor mineralinin tarihcesine kısa bir bakış atmanın yararlı olacağı duşuncesindeyim.
Farklı kullanım alanları ve yararları bulunan bor minerali, uygarlığın ilk zamanlarından itibaren bilinmektedir. Altın ve gumuş kuyumcuları tarafından akışkanlığı artırdığı icin; seramikciler tarafından ise sırlama işinde kullanılmıştır. Ayrıca mikrop oldurme ozelliğinden dolayı Mısırlılar tarafından yine tedavi amaclı ve mumyalama işlerinde; Eski Yunanlılar tarafından ise temizlik maddesi olarak kullanıldığı tahmin edilmektedir.
Ancak bor mineralinin kullanım alanlarına dair ilk yazılı metine, 762 senesinde Arap yerleşimleri cevresinde rastlanıyor. Bu tarihten kısa bir sure sonra Cin’e; sonrasında da Avrupa’ya, kimyaya ilişkin Arapca dilinde yazılan kaynakların cevrilmesi sonucu 12. ve 13. yuzyılda taşınmıştır. 15. yuzyıla gelindiğinde, boraks ticareti Venediklilerin eline gecmiş ve 200 yıl kadar onlar tarafından devam ettirilmiştir. 17. yuzyılda Hollandalılar ticareti ustlenmiş, işlenmesi konusunda da oldukca fazla bir bilgi birikimine sahip olmuşlardır. 1900’lu yıllara gelindiğinde İtalya’da keşfedilen doğal borik asit, Avrupa pazarının ihtiyacını buyuk oranda karşılamıştır. Bu tarihlerden sonra dunyanın ceşitli yerlerinde borat yatakları keşfedilmiştir.
Peki yuzyıllar oncesinden kullanılmaya başlanılan bu mineralin şu an bize ne gibi bir katkısı var? Oncelikle doğada bulunan bor tiplerine bakalım. Bor, doğada cok ceşitli şekillerde karşımıza cıkıyor. Boraks, uleksit, sasolit ve buna benzer sayılamayacak kadar cok tur ornek olarak gosterilebilir. Borun oksijenle bağ kurmaya cok yatkın olmasından dolayı -bu bileşiklere genel olarak borat denilmektedir- doğada şu ana kadar 230 farklı borat tipi keşfedilmiştir. Gelişen teknolojinin getirisi olarak daha fazla ceşit boratın keşfedilmesi beklenmektedir. Doğada bulunan bu boratlar, diğer ceşitli elementlerle bileşik oluşturmuştur. Bunlara da ornek olarak; sodyum borat (boraks ve kernit), sodyum-kalsiyum borat (uleksit ve probertit), kalsiyum borat (kolemanit ve pandermit) gosterilebilir.
Ekonomik acıdan bakıldığında, butun bu boratları işleyip kullanmak pek mantıklı gorunmuyor. Cunku; bir borat rezervinin ekonomik değere sahip olması icin, boroksit iceriğinin yuksek olması gereklidir. İşte bu noktada, diğer boratlara gore boraks (tinkal), kernit, kolemanit, uleksit, probertit, szaybelit, datolit, sasolit boratları on plana cıkmaktadır.
Dunyadaki toplam bor rezervleri incelenecek olursa, Turkiye’nin rezerv konusunda oldukca onemli bir ustunluğu olduğu gorulmektedir. Fakat şunu hemen belirtmeliyim ki; şu an itibariyle dunyada bir rezerv sıkıntısı bulunmamaktadır. Eğer bor tuketimi şu anki hızıyla giderse, daha 150 yıl kadar Turkiye’deki rezerve ihtiyac duyulmayacaktır. Tabii ki bu durumda akla şu soru geliyor: ‘Elimizde olanı pazarlamak icin onların rezervlerinin tukenmesini mi bekleyeceğiz?’.
__________________
Bor Mucizesi : Bor Nedir, bor konusund a turkıyeye ne zaman ıhtıyac duyulcaktır?
Gündemdeki Konular - Haberler0 Mesaj
●25 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Gündemdeki Konular - Haberler
- Bor Mucizesi : Bor Nedir, bor konusund a turkıyeye ne zaman ıhtıyac duyulcaktır?