Şimdilerde en cok duyduğumuz ifadelerin başında geliyor " cocuğumla arkadaş gibiyim, cocuğunuzla arkadaş olmalısınız" gibi.
Arkadaşlık guzel, arkadaş olup, paylaşımcı olmak ve de en cok duyguları paylaşabilmek, kendini rahatca ortaya koyabilip, her ozel ruh durumunu anlatabilmek..
Gerci arkadaş kavramı biraz değişime uğradı, bu saydıklarımız şimdi cok ozel dostluklarda yaşanabilen şeyler ve bu dostların sayısı bir elin parmaklarını gecmeyecek kadar az.
O zaman ne yapalım?
Bu kadar az sayıda dost ve kendimizi ifade etmek icin cırpınıyoruz, ama bizi duyan yok. İcimizi dokmek istiyoruz, damla damla biriktirdiklerimiz cok; boşalmalı ki yerine yenileri dolabilsin.
Bunlar, yaşamda halledemediklerimiz, uzuntulerimiz, sıkıldıklarımız, OH diyemediğimiz yorgun yaşantımız..Hep birikiyor, hergun yenileri ilave olarak. Yaşamın yuku ağır. Belki herşey makinalarla yapılıyor, yaşamı kolaylaştıran pekcok destek hemen yanı başımızda.
Ama ruhlarımız desteksiz kalmış. Herşey şekilden ve şekilcilikten ibaret.
Yaşam yorgunu ebeveynlerden cocuklarına arkadaş olmalarını bekliyoruz. Cok ebeveyn arkadaş olmak ve olabilmek icin buyuk bir caba icinde. Cabalar goz ardı edilemez.
Bir başka grup ebeveynde "ben dunyaya bir kere geldim, hayatımı yaşarım" deyip, cocuğunu ve cocuklarını ortada bırakıp, kendi heveslerini doyurma peşinde.
Cocuğuyla arkadaş gibi olabilmek ve bunu yansıtabilmek, hatta doğru yansıtabilmek cok kolay bir durum değildir.
Cunku nereye kadar arkadaş pozisyonunda olacaksınız, nereden sonra ebeveynlik sınırları başlayacak?
Cocuğunuzun gunluk yaşamında "arkadaş" adı altında sayıları değişik olan, cocuktan cocuğa ya da gelişimsel donemine gore ictenliği ve detayları değişen kişiler var. Sizin yeriniz ebeveyn olarak bunun neresinde?
Arkadaşların belli yaptırımları, sizden; kendi cıkarlarına zarar gelmediği surece, beklentileri fazla yok. En nihayetinde ortak noktalarda buluşamıyorsanız, arkadaşlığınızı sonlandırır, başka secimlere yonelirsiniz.
Ancak, ebeveyn arkadaşlığında durum bu şekilde değildir. Sizin cocuğunuzun eğitimi ve geleceği icin bazı yaptırımlarınız, onun yaşamını doğru şekillendirmesine yardımcı olmanız gereken, belki onun icin sıkıcı, ama mutlaka olması gereken bir takım davranışlarınız olacaktır.
Eğriyi doğruyu cocuklar yalnızca yaşayarak oğrenmezler, bir kısmı da ebeveyn olarak ornek olmak ve iletişimle oğrenilecektir.
Arkadaş olma durumu sınırları zorladı ve ergenler, engellerle karşılaşınca, ya da istemedikleri bir olay karşısında saygı ya da otorite gibi bir durum tanımaz oldular.
Arkadaşlık kavramıda zaten cok farklılaşmış durumda. Gencler, genellikle hep almaya alışmış, ama kendilerinden birşey bekleme durumuna gectiğinizde sizden kotusu olmuyor. Beklenen şeyde yine onların yararına..
İlişkiler doğru kurulamıyor. SAYGI kavramı gunumuzde neredeyse EZİK olmakla eşdeğer sayılıyor.
Oğretmen-oğrencisiyle; ebeveyn cocuğuyla doğru ilişkileri sağlayamıyor. Tutumlar, coğunluk sağlanabildiğinde yerleşim icin zemin sağlayabiliyor. Aile ve okul katılımı, ebeveynlerin doğru ve ortak tutumu , diğer ebeveyni cocuğu ile cekiştirmeden eşine destek tavırları sergileyerek, daha cok kişinin katılımını sağlayarak mumkun olabilecektir.
Arkadaş gibi olmak, cocuğun ve ergenin her istediğini yapmak, hicbir engelle karşılaşmamasını sağlamak değildir.
Eğitim nerede kaldı? "Eğitim, bireyin davranışlarında istendik değişiklikler yaratma surecidir" şeklinde tanımlanmaktadır. İstendik değişiklikler ise ucsuz bucaksız, sınırsız ozgurluklerle sağlanamaz.
Ozgurluğun nereye kadar olduğu ve nereden sonra başkasının sınırlarının başladığının bilinmesi gerekir. Kuralların toplum yaşamını sağlıklı surdurmek icin gerekli olduğu, her fırsatta cocuklara ve ergenlere hissettirilmelidir.
Anaokullarında ve kısmen ilkoğretimde kurallara uyma konusuna onem verildiği halde, sonradan "arkadaş olacağım" derken tamamen sınırlar YOK ediliyor.
Bu da ergenlerin onune hemen setler cekmek şeklinde değil, kademeli şekilde, yaşam tarzı haline getirerek ve anaokulundan başlayan kurallar ve toplumda yaşama becerilerinin edinilmesi ; bunların devam ettirilmesi ile mumkun olacaktır.
Eğitim sistemi yalnızca sınav odaklı olup, oğretime dayalı olduğu icin ister istemez aileler de cocuğun yalnızca ders başarısı uzerine yoğunlaşıp, "davranışların eğitimi" kısmında eksik kalıyor.
Cocuğun, ergenin duygusal sorunları goz ardı edilebiliyor ve sonunda sorunlar bir patlama ile kendini gosteriyor. Kimsenin hic istemediği, beklemediği sonuclar ortaya cıkıyor.
Coğu kez hayati olabilen patlamalarla cok değerli CAN lar yok olup, gidiyor. Şiddet, ya ergenin, ya ebeynin, ya da oğretmenin canınını bizlerden koparıp, alıyor...
Cocuklarımızla arkadaşlığımız boş bir arkadaşlık olmayıp, ebeveyn olarak davranışların onemsendiği, ebeveynlerin ortak tutum icinde olduğu, kendilerinin de model olduklarını unutmadığı, fırsat eğitimlerine değer verilen, olumsuz davranışlarda gerekirse uzmanlardan yardım alınmaktan kacınılmayan bir ARKADAŞLIK sureci olmalıdır.
Problemler kucukken cozulmelidir, cozum kolaydır, emek ve zaman kaybı en azdır. Yaşamınıza kaldığınız, takıldığınız yerden hemen devam etmeye başlarsınız.
Cocuğunuzla guzel arkadaşlıklar dileğiyle..
OZNUR SİMAV - PEDAGOG
AİLE VE İLETİŞİM DANIŞMANI - BİLİRKİŞİ - EĞİTİMCİ


[h=2]İstanbul Cocuk Gelişim Uzmanı uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]