ANOREKSİYA NERVOZA
Genc kızların kultur değişimine bağlı olarak sağlıksız vucut ağırlığına ulaşma istemleri duyusal faktorlerin yanında ciddi hastalık tetikleyicisidir. Gunumuzde bireyler sağlıksız diyet yapma sonucunda ciddi hastalıklara yakalanmakta ve tedavisi olmayan sorunlarla karşılaşmaktadır.
Yapılan araştırmalar sonucu ergenlik cağındaki sağlıklı erkeklerin 1/3’unun, kızların 1/2’sinin kendilerini şişman buldukları belirlenmiştir. Bu nedenle ergenler kilo almamak hatta kilo vermek icin buyuk gayret gosterirler. Diyet yapma konusunda katı ve secici davranırlar ve daha hızlı kilo vermek icin cok kısıtlı enerji iceren, sağlıkla bağdaşmayan diyetlerle başarıya ulaşmaya calışırlar. Dolayısıyla tehlikeli sonuclarla karşılaşırlar.
Bunların en belirgini, yeme davranış bozukluğu ile seyreder. Aneroksia nervoza (aclık hastalığı), binge feeding (cılgınca yemek yeme) veya bulimia nervoza denilen psikolojik yeme davranış bozukluğu en sık gorulenleridir. Bu hastalıkların temel sorunu algılamada olan onemli eksikliktir. Tedavinin yetersizliği ya gecikmesi halinde, yeme bozuklukları ağır beslenme bozukluklarına neden olur. Unutulmaması gereken en onemli nokta; bu davranış bozukluklarında iştah kaybı kesinlikle yoktur.
İlk kez 1689’da Richard Maton hastalıktan 16 yaşında bir kızda bahsetmiştir. Son 50 yıldaki calışmalara gore; Anoreksiya Nervoza (AN) oluşumunda biyolojik, psikolojik ve sosyo - kulturel etkenlerin varlığı kabul edilmiştir.
Batı toplumlarında 12 - 18 yaş grubunda 1/100-250, 6 yaşında ve menopozda da gorulmesine rağmen en geniş yaş sınırı 10 - 35’tir. ABD’de %1.5 - 6 oranında gorulmektedir. Kadınlarda daha sık gorulmektedir (E/K:1/2). Orta ve ust sosyo - ekonomik grupta daha sık gorulmektedir.
AN: Aşırı zayıflamaya rağmen şişman olmaktan yoğun bir şekilde korkma, beden imgesinde bozukluk, normal beden ağırlığının en az %25’i kadar ağırlık kaybetme, yaş ve boya gore normal ağırlığın alt sınırına gelmeyi reddetme, fiziksel hastalığın olmaması ile belirli bir yeme bozukluğu şeklinde tanımlanır.
Klasik psikaanalitik teoriye gore; AN’nın başlangıcı cocuğun doğumuna kadar uzanır. Anne - cocuk ilişkisi, cocuğun bireyselleşme donemi onemlidir. Adolesanın psikoseksuel bozuklukları, beden imgesinden korkma, kadın cinselliğinin reddi, anne - baba kaybı ortaya cıkmasındaki etkenlerdendir. Kişi genelde kendine guvenini artırmak adına diyet yapmaktadır. Adetten kesilme, kalp ritminde bozukluk, aşırı hareketlilik, kusma, bulimia ataklarından en az ikisi gorulmektedir.
Klinik bulguları arasında; karamsarlık, alınganlık, cinsel istek azalması, uyku duzensizliği, aileyi inkar, depresyon gibi psikolojik; deri kuruluğu, sac dokulmesi, tırnak kırılması, kabızlık, gaz, cabuk doyma, kusma, adetten kesilme, uşume, aşırı zayıflama, buyumede duraklama, duşuk tansiyon, diş kayıpları, odem, şeker duşukluğu, kemik erimesi gibi fiziksel bulgular goze carpmaktadır.
Genelde karbonhidratlı besinleri terk eder, duşuk enerjili, su iceriği yuksek, hacimli besinleri ve bol bol meyveyi tercih ederler.
Kişi ağrılarından bile zevk alır. Cunku bu durum onun besinlere karşı koyabilme ve kendi vucudunu kontrol edebilmesinin bir gostergesidir. İlk başlarda hissedilen aclık, yaklaşık bir yıl icerisinde azalır ve kaybolur.
Başlangıcta ac kalamayan birey bir şeyler yer, pişman olur, isteyerek kusmaya başlar. Laksatif ve diuretik (idrar sokturucu ilaclar) alırlar.
Bilinci; yemekler, yemek pişirme ile ilgilidir. Yemek kitaplarını okur, besinlerin enerji değerlerini oğrenir. Başkaları icin guzel yemekler yapar, ancak kendisi yemez.
Hastanın beden ağırlığının duzeltilmesi, normal yemek yeme alışkanlığının kazandırılması, zayıflamaya calışmasının engellenmesi, guveninin ve bireyselliğinin sağlanması esastır. Fiziksel komplikasyonların ve psikiyatrik semptomların tedavi edilmesi, hastalığın tekrarlamasının onlenmesi temel amactır ancak %50 ihtimalle tekrar gorulur.
Yatak istirahatı, tuple beslenme, damar ici beslenme, psikoterapi, ilac tedavisi, davranış değişikliği tedavisi, yeterli ve dengeli diyet tedavisi ile detaylı bir diyet eğitimi gereklidir.
Psikiyatrist + Diyetisyen + Hemşire ekip halinde calışmalıdır.
Vucut ağırlığı haftada 2 kere, aynı saatte, aynı baskulde, aynı kıyafetle olculmelidir. Anoretik kişi kilo alırken panik halindedir.
Gizlice kusabilir, yiyecekleri cope atabilir, saklayabilir. Ziyaretcilerden laksatif alıp kullanabilir. Aşırı su icerek kusmayı provoke edebilir.
Karbonhidratlı besinleri yememek icin pazarlık yapar, duşuk enerjili besinleri secer.
Aşırı egzersiz yapar.
Tartım oncesi fazla sıvı alır.
Elbiselerinin altına ağırlık saklar.
Kat kat giyinir.
İsteyerek kabız olur.
Bu nedenle hastanın ne zaman tartılacağını bilmemesi gerekir. En iyi ilacın yemek olduğu, 3 oğun duzenli beslenmesi gerektiği anlatılmalıdır.
Aneroksia Nervozalı Kişiler:
Ac olduklarını inkar ederler.
Yemeği reddeder. Orneğin 1 tabak icerisine 1 adet nohut tanesini koyar catal ve bıcakla ikiye bolup yer ve doyduğunu soyler.
Kısa surede yemek yememeye bağlı cok ağırlık kaybederler.
Guvensiz, huysuz, depresif ve hiperaktif olurlar.
Besinlerin enerji değerleri, şişmanlıkla ilgili konuları ezbere bilirler.
Zayıflarlar, ancak kendilerini hala şişman gorurler.
Cok ağır egzersiz yaparlar. Orneğin o sağlıksız vucutlarına rağmen surekli yurur, evde sandalye yuzu gormezler.
Kabızlık baş duşmanlarıdır, adet doneminden kesilirler.
Karşı cinse karşı coğunda ilgisizlik vardır.
Kollarda ve yuzde ince tuyler oluşur.
Kusma tipik belirtisidir. Ancak birlikte yaşayan aileye kustuğunu belli etmemek icin elinden gelen her şeyi yaparlar. Kustukları ancak klozetin ic kapaklarına sıcrayan taneciklerden ve kesif kokudan anlaşılır. Ya da dişlerinin curumesinden.
Bulimia Nervozalı Kişiler:
Gizli yemek yiyicilerdir.
Yemekten sonra banyo, tuvalete giderek yediklerini cıkartırlar.
Bazen cok kilolu bazen de zayıf olurlar. Vucut ağırlıkları cok sık değişir.
Yemek yedikten sonra mahcup olup depresyona girerler.
Paratroid (kulak altında bulunan) bezleri şişkin olur.
Coğunlukla alkol ve ilac kullanırlar.
Kusma ile oluşan asit diş minelerine zarar verir.
Adet donemleri duzensiz seyreder.
Ne Yapmalı, Bu Soruna Nasıl Yaklaşmalı?
Kişi eğer bu tip beslenme bozukluğu hissediyorsa hic beklememeli. Tıbbi, psikolojik ve besleneme konsultasyonu iceren kombine tedavi icin ailece sağlık kuruluşuna başvurmalıdır. Tedavi icin dirence, uzun soluklu bir tedavi surecine, eğer gec kalınmışsa oluşmuş zararları oğrenmeye hazır olunmalıdır. Tedavi birkac aydan birkac yıla kadar surebilir. Yeme bozukluklarının belirtileri ve davranış şekli kolayca gecmez. Ancak doğru ekip ve iyi bir yardımla iyileşme şansı yakalanabilir.
Bunun gibi olumsuz vucut imajı şuphesinde bulunan ergen bireylerin mutlaka beslenme uzmanına gidip vucut ağırlıklarının sağlıklı hedefler icerisinde olup olmadığı hakkında bilgi alması, eğer kilo fazlalığı varsa buyume ve gelişme faktorlerini engellemeyecek şekilde sağlıklı beslenme programı ile guvenli kilo kaybına başlamaları yemek yeme bozukluklarının gorulmesini engeller. Bunun icin sağlıklı beslenme ilkelerinden kesinlikle taviz verilmemesi gerekmektedir.

[h=2]Muğla Diyetisyen uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]