Anne-baba tartışmalarının cocuklar uzerindeki etkisiAile fertlerin kendi aralarında yaptığı tartışmaların niteliği onemlidir. Aile fertleri tartışmayı; bir sonuca varmak, yenilenmek, farklı bir fikri algılamak, bakmadığı pencereden farklı bir bakış acısını anlamak uzerine bu tartışmaları surduruyorsa cocuklar olumlu etkilenir ve iletişim uzerine ciddi iyi bir eğitim almış olurlar. Buda cocuğun ileriki donemlerdeki sosyal, duygusal ilişkilerinde cok buyuk kolaylıklar sağlar. Lakin gunumuzde tartışmalar coğunlukla yukarıda saydığım cerceve icerisinde değil daha cok duşunduklerini kabul ettirme, dayatma, kısıtlama, inkÂr, yalan, oc alma, bastırmak, inanmamak uzerine olduğu icin tartışma doğal olarak hayal kırıklığı, huzun, ağlamak, yalnızlık, yılgınlık, ruhunun sıkışması, teslim olmak veya isyan olarak sonuclanmaktadır. Bu tur dramatik sonuclara yol acan tartışmalar tartışan aile bireyleri uzerinde bile buyuk yıkıcı etkileri olduğunu duşunursek ve coğunlukla bu tur tartışmalar bir kısır dongu icinde devam ettiği icin cocuklar cok daha buyuk yıkımlar yaşayarak kendilerine, ailelerine, yaşamlarına dair ozguvenlerini yitirmeye başlarlar.
Biz yetişkinlerin yaşamla cok fazla bağı vardır. Yaşamda kalmak icin cok nedenimiz vardır. Orneğin daha fazla uretebilmek, daha fazla kazanmak, daha cok yerleri gormek, daha cok hobilerimizle ilgilenmek, yeni insanlarla tanışmak, yeni sosyal, duygusal ilişkilere yelken acmak, kariyer yapmak gibi daha bircok neden sayabiliriz. Bu tur bağların cokluğu bizi yaşama bağlar. Bu bağlardan bir veya bir kacı sekteye uğrasa bile, diğeri ile sımsıkı yaşama tutunup aldığımız eğitim ve ongoruyle yeniden hayata dair yaşam sevincimizi inşa etme surecine gireriz. Lakin 0-15 yaş aralığındaki cocuklarımızın yaşama dair beklentileri coğunlukla ebeveyn uzerinden olur. Bizleri yaşama bağlayan atardamarlar olarak gorurler. Cocukları yaşama bağlayan atardamarlarının kronik bir şekilde bozulması, yok olması, birbirlerini yıpratması doğal olarak cocuklarda değersizlik, yalnızlık ve caresizlik duygusunu tetikleyecektir. Bu duygularda cocukların ileri donemlerde patolojik ruhsal rahatsızlıklar yaşamasına neden olabilir.
Aile fertlerinin birbirleri ile tartışmalarını izleyen cocuk, bunun bir iletişim aracı olduğunu benliğine yerleştirirse hayatındaki kişilerle bu iletişim yontemini kullanmaya başlar. Belli bir sure sonra cocuk da anne ve babası gibi iş, duygusal ve sosyal ilişkilerinde başarısız ve mutsuz sonuclar alacağından yaşama dair beklentileri iyice duşer ve tehlikeli, buhranlı bir kısır dongunun icine girebilir. Bu buhranlı donemler cocuğu daha da yalnızlaştırabildiği gibi yaşamdan oc alabilmek icin daha agresifte yapabilir bundan dolayı da marjinal, radikal orgutlenmelerin icinde kendini daha da mutlu hissedeceğinden yakınlık ve sempati geliştirebilir.
2-5 yaş arası cocuklar ebeveynlerin tartışmalarında yok olmak, kıyametin kopması gibi duygulara kapılma olasılıkları gucludur.
5-10 yaş arası cocuklar daha cok sucluluk ve caresizlik duygusunu yaşadıklarından okul ve sosyal ilişkilerinde coğunlukla başarısız olma ihtimalleri yuksektir. Bu duygu aynı zamdan agresyon veya ice donuk olmayı da beraberinde getirebilir.
11- ve ustu cocuklarda taraf olma, arayı bulma, bir tarafı dışlama olarakta kendini gosterir. Bu uc guruptada cocukların başvurduğu yontemler cocuklara davranış ve ruhsal bozukluk olarak cıkabilir.
Tartışmaların ortasında veya sonunda cocuklara kimin haklı olup olmadığını sormayın ve hakemlik yaptırmayın. Bu tur girişimler belki sizin egonuzu yukseltebilir ama cocuğun icinde ciddi kırılmalara yol acabileceğini unutmayın.
Ekonomik, kulturel, dinsel, geleneksel konulardaki kısır dongu sert tartışmalardan sakının. Bu tur kısır ve agresif tartışmalar daha sonra cocuğun bu konular uzerine pasif veya agresif daha fazla yonelmesine neden olabilmektedir. Sizin icin onemli olan bu tur konular, cocuklar icin onemli olmayabilir. Erişkinler bu konular hakkında bir şekilde ileri donemlerde mantıklı veya duygusal bir sonuc bulup yaşamınızı devam ettirebilme ozelliğinize sahipken cocuklar bu konularla ilgili sorunları yeterince algılayamadıkları icin daha durtusel, daha ilkel, daha tehlikeli, daha obsesif bir şekilde cozebilme yollarına gidebilir ve sonucunda istenmeyen ciddi sorunlarla karşılaşabiliriz.
Cocuklar minyatur yetişkinler değiller. Bunu hic unutmamalıyız. Cocuklar bizim 18-20 yıl sonra yaşamın kollarına bırakacağımız emanetlerimiz ve biz bu emanetlere iyi bakmalıyız ki kişi bu yaşlara geldiğinde kendini yalnız, beceriksiz ve zayıf hissetmesin. Bu yuzden mumkun mertebe cocukların cocuk olduğunu unutmadan, onlarla kanka ilişkisine girmeden, onları salt kendi sosyal cevremizde daha populer olmak icin yaşlarından daha cok ruhsal ve zihinsel buyutmeden, at yarışcısı gibi koşturtmadan yetiştirmeliyiz yani cocuk olduklarını unutmadan.
[h=2]İstanbul Pedagog uzmanlarına ulaşmak icin tıklayın![/h]
Anne-baba tartışmalarının cocuklar uzerindeki etkisi
Sağlık0 Mesaj
●36 Görüntüleme
- ReadBull.net
- Kültür & Yaşam & Danışman
- Sağlık
- Anne-baba tartışmalarının cocuklar uzerindeki etkisi